• Sonuç bulunamadı

Kaynak : Oktay Belli-Hüseyin Toroğlu, ‘‘Urartuların Arazinin Coğrafi Özelliklerinden

Faydalanma Yöntemleri’’, II. Van Gölü Havzası Sempozyumu, Ankara, 2007, s.65.

Yapılan kazılarda birçok demirden ve tunçtan ok ve mızrak ucu bulunmuştur. Bunların içinde çok önemli olan Baş Tanrı Haldi’nin sembolü olan adak amaçlı bir mızrak ucu Yukarı Anzaf Kalesi’nin Haldi Tapınağı’nın giriş bölümünde ele geçmiş olup bir benzerine de Ayanis Kalesi’nde rastlanılmıştır. Yukarı Anzaf Kalesi’nde bulunan bir örnekte çivi yazısıyla ‘‘Menua tanrı Haldi’ye adadı’’ ifadesi yer alan bir ok ucu da buluntular arasındadır247. Çivi yazılı bu bronz ok ucunu diğer ok uçlarından ayıran iki önemli özelliği var. Bunlardan ilki, daha önce bulunan ok uçlarında çivi yazısı gövdeye yatay olarak yazılırken burada gövdeye dikey olarak yazılmıştır. İkinci önemli özellik, daha önce bulunan çivi yazılı bronz ok uçlarının en erken örnekleri II. Sarduri (M.Ö. 765-735) dönemine aittir. Kral Menua (M.Ö. 810-786) tarafından ulusal tanrı Haldi’ye adanan bu ok ucu ise, şimdiye kadar bulunan çivi yazılı bronz ok uçlarının en eski örneğini oluşturmaktadır248

.

Yine buluntular arasında, üzerinde ‘‘Tanrı Haldi’ye, efendiye, Sarduri oğlu İşpuini bu kılıcı onun yaşamı için sundu.’’ çivi yazısıyla yazılmış bronz bir kılıç kını ele geçmiştir. Bugüne değin metal eşya ve silahlar üzerine yazılmış en küçük çivi

247Hanifi Biber, ‘‘Urartu Silahları-Urartian Weapons’’, Kemalettin Köroğlu-Erkan Konyar(Ed.), Urartu:

Doğu’da Değişim (Transformation İn The East), İstanbul, 2011, s.238-240.

248

yazısıdır249. Ayrıca kazı çalışmaları sonucunda çok sayıda çanak-çömlek, metal ve taştan yapılmış eşya, alet ve silah ortaya çıkarılmıştır. Keramikten yapılan eşyalar arasında kandiller, tabaklar, kâseler, maşrapa, kupa, çeşitli büyüklükteki mutfak kapları, vazolar ile küçük testicikler ve kırmızı açkılı testicikler, Urartu saray sanatının karakteristik örneklerini yansıtmaktadır. Demirden yapılan ok uçları ile çuvaldız ve iğneler korozyondan çok etkilendiklerinden parçalar halindedirler. Bazalt taşından yapılan kap, ezgi ve öğütme taşları ile bileği taşları ve ağırşaklar büyük salonun gerçek anlamda bir atölye olarak kullanıldığını göstermektedir250

.

Bunların yanında birçok miğfer, kalkan da ele geçmiştir. Ok kutusu ve oktanlık olarak adlandırılan sadaklara da Yukarı ve Aşağı Anzaf Kalesi’nde, Toprakkale, Altıntepe, Kayalıdere, Ayanis ve Karmir Blur’da ele geçmiştir. Ele geçen bu sadakların genelde demir ve bronzdan yapıldığı görülmüştür. Yazılı kaynaklarda sözü edilen deri ve gümüştün yapılmış sadaklardan şimdilik herhangi bir kazıda bulunanı olmamıştır. Urartu sadakları kullanım amaçlarına göre adak sadakları, savunma sadakları ve araba sadakları olarak üç gruba ayrılmakta olup en kalabalık grubu adak sadakları oluşturmaktadır. Urartu sadakları yaklaşık 60-70 cm uzunluğunda, 10-15 cm genişliğindedir. Silindirik ya da dörtgen yapıda katlanan tunç levhalarla üretilen sadakların arka kısımları muhtemelen deri ya da kumaşla kapatılan yaklaşık 15 cm’lik bir açıklığa sahip olup ortalama ağırlıkları 650-740 g’dır251

.

Yukarı Anzaf Kalesi’nde yapılan kazı çalışmaları sonucunda üç farklı bronz sadak bulunmuştur. X-ışını radyografi tekniği ile bu sadaklar üzerinde çalışılmıştır. Sadakların birinin üst kenar çevresinde yazıt olduğu tespit edilmiştir. Anzaf kaleleri kazısının dilbilimcileri Ali M Dinçol ve Belkıs Dinçol’un yazıtı çözmeleri sonucu, yazıtta Urartu krallarından I. Rusa oğlu II. Argişti’nin (M.Ö. 714-685) isminin geçtiği anlaşılmıştır. Bu önemli yazıt, Urartu Krallığı’nın çekirdeğini meydana getiren Van bölgesinde Kral Argişti’nin tek yazılı belgesi olması hasebiyle oldukça önemlidir. Bundan da mühimi II. Argişti’nin babası I. Rusa (M.Ö. 735-714) döneminde de hem başkent Tuşpa’da hem de Van bölgesinde en küçük bir yazılı belge bulunmamıştı. Yani I. Rusa ve oğlu II. Argişti dönemlerine ait 50 yıllık süre içinde karanlık döneme ışık

249

Oktay Belli-Alpaslan Ceylan, ‘‘2003 Yılı Aşağı ve Yukarı Anzaf Urartu Kaleleri Kazısı’’, s.180.

250

Oktay Belli-Alpaslan Ceylan, ‘‘2003 Yılı Aşağı ve Yukarı Anzaf Urartu Kaleleri Kazısı’’, s.181.

251

tutan tek yazılı belge sadak üzerindeki bu yazıttır. Ayrıca, bu yazıttan Yukarı Anzaf Kalesi’nin aynı zamanda krali merkez olarak kullanıldığını anlamaktayız252

.

Anzaf kalelerinde yapılan kazı çalışmaları Urartu Krallığı’nın bilinmeyen erken dönem siyasi tarihine büyük katkı sağlamıştır. Yukarı Anzaf Kalesi’nde ele geçirilen 78 cm uzunluğundaki bronz kalkan parçası üzerinde birbiri peşi sıra betimlenen 12 tanrı, Urartu Krallığı’nın dini konusunda ayrıntılı bilgi veren Meher Kapısı kaya yazıtında bir sıradüzen içinde anlatılan Urartu Tanrılarını yansıtmaktadır. Meher Kapısı kaya yazıtında belirtilen tüm tanrısal nitelik ve yerel özelliklere göre betimlenen tanrıların benzerine, bugüne değin Urartu sanatında rastlanılmamıştır253

.

2.3.7.1. Aşağı Anzaf Kalesi

Urartu Krallığı’nın başkenti Tuşpa’nın (Van Kalesi) 11 km kuzeyinde bulunan Aşağı Anzaf Kalesi254

Eski Çağ’da savunma yönünden büyük bir öneme sahip olan stratejik bir bölgeye yapılmıştır. Askeri amaçlı kurulan Aşağı Anzaf Kalesi, hem Yukarı Anzaf Kalesi’ne hem de Urartu başkenti Tuşpa ve Rusahinili’ye (Toprakkale) doğu ve kuzeydoğudan gelecek tehlikelere karşın koruyan bir ön karakol gibidir255

.

252A.Beril Tuğrul-Oktay Belli, ‘‘Yukarı Anzaf Urartu Kalesi’nde Bulunan Bronz Sadakların Radyografi

Tekniği ile Değerlendirilmesi’’, IX. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, (24-28 Mayıs), Ankara 1993, s.65- 70.

253

Oktay Belli, ‘‘Anzaf Kaleleri ve Urartu Tanrıları’’, İstanbul, 1998, s.7.

254

Oktay Belli-Alparslan Ceylan, ‘‘1998 Yılı Anzaf Kaleleri Kazı ve Onarım Çalışmaları’’, 21. Kazı Sonuçları Toplantısı, (24-28 Mayıs), C.1, Ankara, 1999, s.449; Oktay Belli, ‘‘Aşağı ve Yukarı Anzaf Urartu Kaleleri Kazısı’’, s.201.

255

Oktay Belli-Ü.Yalçın, ‘‘Van-Yukarı Anzaf Urartu Kalesi’nde Bulunan Bronz ve Demir Silahların Arkeometallurjik İncelenmesi’’, IX. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, (24-28 Mayıs), Ankara, 1993, s.55.