• Sonuç bulunamadı

LĠDERLĠK 7‟NCĠ SANATTAN ÖĞRENĠLĠR MĠ? EPĠK FĠLMLERDEN LĠDERLĠK ANALĠZLERĠ

EPĠK FĠLMLERDEN LĠDERLĠK ANALĠZLERĠ

Örnek olay çalıĢması kapsamında 1995-2005 yılları arasında yapımı gerçekleĢtirilen, baĢarılı olduğu otoritelerce kabul edilen ve izleyiciler üzerinde önemli etkiler bıraktığı düĢünülen dört epik film analiz edilerek incelenmiĢtir. Bu filmler; 1995 yılı yapımı Cesur Yürek (Brave Heart), 2000 yılı yapımı Gladyatör (Gladiator), 2004 yılı yapımı Truva (Troy) ve 2005 yılı yapımı Cennetin Krallığı (Kingdom of Heaven )‘dır. Örnek olay çalıĢması kapsamında incelenen filmlerde öncelikle öne çıkan karakterlerin analizi yapılmıĢtır.

Cesur Yürek ve Vizyoner Liderlik

Cesur Yürek, 1276-1305 yılları arasında yaĢayan Ġskoç halk kahramanı William Wallace‘ın Ġngilizler‘e karĢı verdiği bağımsızlık mücadelesini anlatmaktadır. 1200‘li yılların sonuna kadar Ġngilizler‘e bağlı olarak yaĢayan ve aralarında çeĢitli anlaĢmazlıklar bulunan Ġskoçlar, William Wallace‘ın bağımsız Ġskoçya vizyonu çerçevesinde bağımsızlık mücadelesi vermeye baĢlarlar. Filmde liderlik kapmasında en çok dikkati çeken tema, vizyoner liderliktir. Vizyoner liderlerin en önemli özelliklerinden birisi de uzun dönemli amaçlarını ortaya koymaları ve bunu baĢarmak için izleyicileri ile birlikte mücadele etmesidir. Geleceğe amaçları doğrultusunda bağlanan vizyoner lider William Wallace, hiçbir Ģart altında vizyonundan vazgeçmemekte ve ölüm karĢısında bile bu vizyonunu savunmaktadır. KuĢkusuz filmin final sahnesinde vizyonundan vazgeçmemek için hayatını veren Wallace, izleyicide önemli bir etki bırakmaktadır.

XV. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Sakarya

Ü

niversitesi

Filmin ana karakteri William Wallace‘ın döneminin ötesine geçen bir çok özelliği bulunmaktadır. En belirgin özelliği sahip olduğu vizyonudur, bu vizyon çerçevesinde tereddütsüz bir Ģekilde mücadele eden bir liderdir. YaĢadığı döneme göre Latince ve Fransızca konuĢabilme yeteneği ve ayrıca sahip olduğu eğitim seviyesi ile çok farklı bir portre çizmektedir. Bu sayede birçok ortamda büyük avantaj elde etmektedir. Ayrıca karĢısındakini etkileyebilme, iyi bir espri yeteneği, yeni fikirlere açık bir bakıĢ açısı, fırsatları değerlendirebilen ve iç motivasyonu yüksek bir yapısı bulunmaktadır. Genel olarak umutlu, mücadeleci, kararlı, inatçı, temelde barıĢçı, sabırlı, mütevazı, dirençli, onurlu, zorluklara katlanabilen, inandığı doğrulardan taviz vermeyen ve çok erken yaĢta büyük acılarla tanıĢmıĢ bir kiĢidir.

Vizyoner liderin en önemli özelliklerinden birisi olan amaçlar ve vizyonlar, aslında lideri izleyicilerine bağlayan en önemli araçtır. Vizyon çerçevesinde liderin peĢinden giden ve ona bağlılık duyan izleyiciler için, vizyonu inkar veya amaçlardan vazgeçmek bir anlamda liderin ölümüdür. Bu nedenle vizyonun ölmesi yerine kendi ölümünü seçen Wallace, vizyoner liderlik kapsamında önemli ve etkili bir mesaj vermektedir.

William Wallace‘ın Ġskoçya‘nın kurtarıcısı olmasını zorunlu kılacak temellerin atılmasında baĢrolü oynayan bir karakter de dönemin Ġngiltere Kralı Edward Longshank‘tir. Bu önemli karakter kurnaz, zalim, çok hırslı, akıllı, hilekâr, yalancı, merhametsiz ve istediklerine ulaĢabilmek maksadıyla her türlü entrikayı çevirebilen bir insandır. SavaĢ esnasında ise, birçok askerinin ölümüne sebep olsa bile her türlü hainliğe baĢvuran, düĢmanını aldatabilmek için her türlü hileyi yapan ve her an kendi çıkarına olabilecek Ģeyleri arayan bir kraldır. Son derece otoriter, ama bir o kadar da stratejik ve geleceği gören birisidir. Edward‘ın yönetim tarzı, çalıĢmalarıyla davranıĢ teorileri içerisinde yer alan Likert Sistem 4 modelindeki ―sömürücü otoriter yönetim biçimi‖ ile iliĢkilendirilebilir. Bu yaklaĢımda yöneticiler yüksek baĢarıyı elde etmek için korkuya dayalı bir yönetim tarzı benimsemektedir.

Bir lider olarak amaçlarına ulaĢmak için her türlü yolu deneyen kral Edward, Ġskoç ayaklanmasını bastırmanın Wallace‘ı dolayısıyla vizyonunu yok etmek olduğunu bilmektedir. Bu maksatla bir çok yöntem deneyen Edward, Ġskoç Lordlarını çeĢitli vaatlerle kandırmakta ve Wallace‘ı yakalamak konusunda baĢarılı olmaktadır. Burada özellikle ikinci bir tema ortaya çıkmakta, lider ve etik kavramları tartıĢmaya açılmaktadır. Lider için etik davranıĢların sınırı ne olmalıdır? BaĢarı ve amaçlar için sınırlar ne kadar zorlanmalıdır? sorularının cevapları filmle ilgili tartıĢılması gereken diğer önemli temalar olarak ortaya çıkmaktadır.

Cesur yürek filminde ele alınması gereken diğer kavramda dönüĢtürücü liderliktir. Burns‘e göre dönüĢtürücü liderlik , izleyicileriyle aktif etkileĢime girerek izleyicilerdeki potansiyel enerjiyi bulup harekete geçirmektir (Krishan, 2001, 127). Bu tanım bizi Wallece‘ın Ġskoçya halkını Ġngilizlere karĢı harekete geçirmesini açıklamaktadır. Ġzleyicilerdeki enerjiyi açığa çıkartan ve onu vizyon çevresinde yoğunlaĢtıran Wallace, dönüĢtürücü liderlik özelliklerini gösteren bir yaklaĢıma da sahiptir. Bağımsız bir Ġskoçya Wallace‘ın ortaya koyduğu uzun

XV. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Sakarya

Ü

niversitesi

dönemli bir hedeftir. DönüĢtürücü lider olarak bugünle değil gelecekle ilgilidir. KuĢkusuz dönüĢtürücü liderlikle vizyoner liderlik kavramları birbirleriyle iliĢkili ve yakın kavramlardır. Vizyon ortaya koymak, vizyon çevresinde izleyicileri motive etmek ve kendilerinin baĢarmasını sağlamak dönüĢtürücü liderlerin en önemli özelliklerinden birisidir.

Gladyatör, Ġzleyiciler ve Liderin Otorite Gücü

Yakında dönemde çekilmiĢ ve önemli bir baĢarı elde etmiĢ diğer bir epik film de Ridley Scott‘un yönetmenliğini yaptığı Gladyatör (Gladiator) filmidir. Film, Roma Ġmparatorluğunun en görkemli, fakat aynı zamanda en sorunlu olduğu bir dönemde geçmekte ve Roma Ġmparatorluğunun en baĢarılı generallerinden birisi olan Maximus‘un baĢından geçenler anlatılmaktadır. Almanya‘daki savaĢı baĢarılı bir Ģekilde kazanan General Maximus‘un en büyük özlemi artık ailesinin yanına dönmek ve onlarla birlikte yaĢamını devam ettirmektir. Ancak ölmek üzere olan Ġmparator Marcus Aurelius, Maximus'tan ölünce kendi yerini almasını ister, ancak Maximus bu teklifi ret eder. Bir anlamda bu yasal otoritenin reddidir. Haber, Ġmparatorun oğlu ve tahtın varisi olan Commodus'u çok sinirlendirir, babasını öldüren Commodus tahta geçerek Maximus'un ve ailesinin öldürülmesini emreder. Ailesi öldürülen Maximus Commodus‘un elinden kurtulur, ancak bir esir olmaktan kurtulamaz.. Bir süre sonra intikam ve Ġmparatorluğun geleceği için Roma‘ya geri döner, ancak o bir General değil, artık yenilmez Gladyatör olmuĢ bir esirdir. Maximus‘un bildiği önemli bir gerçek ise Ġmparator‘u yenmenin tek yolu halkın iradesini kazanmaktır. Halkın iradesini kazanmanın yolu da gerçek bir savaĢçı ve lider gibi davranmaktır. Gladyatör filminin liderlik açısından incelenmesi gereken ilk karakteri gladyatörün kendisi, yani General Maximus Decimus Meridus‘tur. General Maximus‘un korkusuzluğu ve cesareti en belirgin özelliğidir. Ġyi bir hatip, ikna kabiliyeti yüksek, sevilen, sayılan, güvenilen, tehlikeli ve sınırsız hırslardan uzak, duygulu, duyarlı, ahlaklı, dürüst, onurlu, soylu, merhametli ve fevri olmayan bir kiĢidir. Mesleği ile ilgili olarak, stratejik ve taktik bilgisi iyi, prensipli, savaĢı ve savaĢmayı bilen, savaĢ aletlerini çok iyi kullanan bir dövüĢçü, entrikalardan uzak, ülkesine ve amirine sadık, komutası altındakileri devamlı gözeten, takım oyununu bilen ve takım liderliğini çok iyi yapabilen bir askerdir. Son olarak Ġmparator tarafından kendisine Roma‘nın yönetimi teklif edildiğinde, ‗En büyük güç, gücü geri çevirebilmektir‘ diyerek Roma‘nın yönetim hakkını geri çevirebilen bir iradeye sahiptir.

Liderlik kapsamında en önemli kavramlardan birisi de izleyiciler ve liderin izleyiciler üzerindeki etki gücüdür. Liderin izleyicileri ile oluĢturdukları bağlar aslında liderin varoluĢ nedenini ortaya koymaktadır. Bu nedenle liderle izleyiciler arasındaki iliĢkilerin liderlik kavramı içerisinde önemli bir derinliğe ve tinselliğe sahip bir konu olduğu söylenebilir.

Bu kapsamda filmle ilgili analiz edilmesi gereken diğer bir konu da lider ve onun etkileme gücüdür. Max Weber göre üç otorite sistemi bulunmaktadır. Bunlar; yazılı olmayan kanun ve geleneklerle belirlenen geleneksel otorite, kanunlar ve yasalardan gelen yasal otorite ve üçüncü de liderin kendisinden gelen karizmatik otoritedir (Tabak, 2005: 26). KuĢkusuz günümüzde en geçerli olan yasal

XV. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Sakarya

Ü

niversitesi

otoritedir. Ancak günümüzde halen tartıĢılmakta olan ve liderin kendisinden kaynaklanan karizmatik otorite, gerçek anlamda liderin kiĢiliğine atfedilen ve onu insan üstü özellikleriyle ilgilidir. Karizmatik otoritenin izleyiciler üzerinde etkileri düĢünülüğünde, General Maximus‘un gerçek anlamda yarattığı etkinin ne olduğu anlaĢılabilir. Filmdeki baĢlıklardan birisi de ―bir adam imparatorluğa karĢı‖ ifadesidir. KuĢkusuz bu karĢı olma ifadesi, geleneksel ve yasal (Roma Ġmparatorluğu‘ndaki yasalar çevresinde) otorite karĢısında karizmatik otoritenin etkinliği ile açıklanabilir. Filmin sonunda halkın, yasal ve geleneksel otoriteyi temsil eden Ġmparator karĢısında General Maximus‘u desteklemesi, karizmatik otorite ile açıklanabilir. Bu, lider ile izleyiciler arasında kurulmuĢ en derin liderlik bağıdır. KuĢkusuz bu da yukarıda açıklanmıĢ olan Maximus‘un kiĢilik özellikleriyle ilgilidir.

Truva ve Karizmatik Liderlik

2004 yapımı olan Truva, Truva savaĢını anlatan epik bir filmdir. Homeros destanını temel alan film, 10 yıl süren Truva savaĢının son 50 gününü anlatmaktadır. Filmde farklı liderlik özelliklerini görmek mümkündür. KuĢkusuz ilk analiz edilmesi gereken kiĢi filmde esas temayı oluĢturan AĢil (Akhilleus)‘dir. Yarı tanrı yarı ölümlü olarak bilinen AĢil; cesur, gururlu, acımasız ancak son derece iyi bir savaĢçıdır. AĢil‘in Truva savaĢına katılmasının en önemli nedeni kahraman olmak ve tarihte kahraman olarak yer almaktır. Bu yüzden gözü karadır, hiç bir Ģeyden korkmamaktadır. Kitleleri etkileme gücüne sahip olan AĢil, bunu büyük savaĢçı yetenekleri sayesinde yapabilmektedir. Bu yetenekler sadece kendisini takip edenleri değil, karĢısındaki düĢmanları da etkileyebilmektedir. Bu kapsamda ortaya çıkan karizmatik lider ve izleyici etkileĢimi, Conger ve Kanungo‘nun ―Karizmatik lider izleyicilerin liderlerine atfettikleri bir kavramdır‖ tanımlaması ile uygundur.

AĢil‘in yaklaĢımı özellikle karizmatik liderlik özelliklerinden, kiĢiselleĢmiĢ liderlik özellikleriyle uyum sağlamaktadır. AĢil, izleyicileri ile duygusal etkileĢime girmekte, ancak arkadaĢlık seviyesinde etkileĢimde bulunmamaktadır. Ġzleyicileri ile aralarında sosyal mesafe kuran AĢil, Shamirin‘in mesafeli liderler hakkında yaptığı araĢtırma sonucunda ortaya çıkardığı usta konuĢma yetenekleri, inatçı olmak, kararlılık ve cesaret gibi özellikleri bünyesinde barındırmaktadır. Filmde derinlemesine iĢlenen diğer bir lider karakteri de Truva Kralının oğlu Hektor‘dur. Hektor; zekası, ailesine bağlılığı, duygularını kontrol edebilen güçlü kiĢiliği, adalet duygusu, sağduyulu ve geleceği gören stratejik yaklaĢımlarıyla hayranlık uyandıran, halkının kahramanı olan bir liderdir. Karizmatik bir lider olarak tanımlanacak Hektor‘un en önemli özelliklerinden birisi ileri görüĢlülüğüdür.

Diğer analiz edilmesi gereken bir lider kuĢkusuz Agamennon‘dur. Krallar kralı Agamennon, filmdeki ana karakterlerden birisi olarak sorgulanması gereken bir kiĢidir. Geleneksel otoriteye sahip bir kraldır. Otoriteyi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktan çekinmez, kavgacı bir kiĢiliğe sahiptir, baĢarıyı kendisi için istemektedir ve baĢarılı olmak için hiçbir yolu denemekten çekinmemektedir.

XV. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Sakarya

Ü

niversitesi

Filmde diğer dikkati çeken bir konu da liderler arası çatıĢmadır. Genellikle literatürde liderlik ve çatıĢma kavramları ayrı olarak ele alınmakta, bir organizasyondaki liderler arası çatıĢmalara iliĢkin çalıĢmalar çok fazla yer almamaktadır. Liderler arası çatıĢmada nasıl davranılacağı ve sonuçlarının ne olacağı Truva filminde de önemli bir ayrıntı olarak verilmektedir. Agemennon ve AĢil arasındaki çatıĢma, savaĢın seyrini bile değiĢtirecek niteliktedir. Tipik bir otoriter lider gibi herkese, her Ģart altında hükmetmek isteyen Agemennon, AĢil‘le bir köle kız yüzünden çatıĢmaya girer. Ancak asıl sorun, otoritesini kabul etmeyen tek kiĢi olan AĢil‘e hükmetmek ve ona otoritesini kabul ettirmektir. Bu çatıĢma öyle bir çatıĢmadır ki savaĢın baĢarısı bile bu mücadeleye bağlı olarak değiĢmiĢtir. Filmdeki bu olay, liderler arası çatıĢmaların çözümüne iliĢkin örnek bir vaka olarak ele alınabilir. Filmdeki çatıĢmaya iliĢkin çözüm Agamennon baĢ danıĢmanından gelir; baĢ danıĢman Agamennon‘a, AĢil‘i kontrol etmek yerine onu serbest ve özgür bırakmasının daha faydalı olacağını belirtir. Sonuçta çatıĢmaya iliĢkin uygulanan bu çözüm yolu savaĢın gidiĢatını değiĢmesine neden olmuĢtur. Bu nedenle liderler arası çatıĢmalar ve liderlerin çatıĢma yönetimine iliĢkin becerileri ve yaklaĢımları da üzerinde durulması gereken önemli bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır.

Cennetin Krallığı ve UzlaĢmacı Liderlik

1186 yılında baĢka bir ifade ile ikinci haçlı seferleri ile üçüncü haçlı seferleri arasında Kudüs kentinde devam eden barıĢ ortamında dönemin Kudüs Kralı Baldwin ile Eyyubi Devleti barıĢ için uzlaĢmıĢ bir durumdadır. Her iki devletin lideri de barıĢ için uzlaĢmacı yaklaĢımla büyük çaba göstermektedir. Ancak haçlı ordusu içersinde savaĢ ve iktidar yanlısı olan bazı gruplar ortamı germekte ve barıĢı gölgelemektedir. Sonuçta Kral Baldwin‘in ölmesiyle baĢa geçen ve savaĢ isteyen yeni Kral, Eyyubi Devleti ile yaptığı savaĢı kaybeder, Kudüs kuĢatılır ve bir müddet sonra da Eyyubi Devletinin denetimi altına girer. Filmde bu zaman içerisinde demircilikten Ģövalyeliğe yükselen ve ana karakter olan Balian‘ın hikayesi anlatılır.

Balian bir liderde olması gereken bir çok özelliğe sahiptir. Cesur, gururlu, yardımsever, yaratıcı, krallığı ret edecek kadar iradeli, iyi bir hatip, ikna kabiliyeti yüksek, amaçları ve ulaĢılması mümkün hedefleri iyi belirleyen uzlaĢmacı bir liderdir. Balian‘ın liderliğe uzanan ilginç bir hikayesi vardır. Aslında bir Ģövalyenin oğlu olan Balian bunu bilmeden Fransa‘da kendi halinde bir demirci olarak yaĢamaktadır. EĢinin ölümü ve Ģövalye babasının yanına gelmesiyle Kudüs‘e giden yolculuğu baĢlar. Kendi halinde bir demirci iken Ģövalyeliğe ve liderliğe doğru giden yol, durumlar ve değiĢen Ģartlar sonucunda ortaya çıkmıĢtır. 1970‘li yıllarla birlikte lider özelliklerinin ve davranıĢlarının yanında durumlar da tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Her durum için kesin liderlik modelleri olamayacağını ve liderin ortaya çıkıĢında durumların ve Ģartların da önemli olduğunu savunan bu yaklaĢım, liderlik kavramına önemli katkılar sağlamıĢtır. Balian‘ın demircilikten Ģövalyelik ve liderliliğe giden yolda, kendi özelliklerinin ve davranıĢlarının yanında, gerek babasının yerine geçmesinde gerekse Kudüs‘ün kuĢatma esnasında savunulmasında, mevcut liderlik özelliklerinin ortaya çıkıĢını sağlayacak Ģartlar ve durumlar fazlasıyla bulunmaktadır.

XV. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Sakarya

Ü

niversitesi

Balian, karizmatik liderlik kavramı çerçevesinde değerlendirildiğinde krize dayalı karizmatik liderlik özellikleri de gösterdiği söylenebilir. Kriz durumlarını karizmatik liderin ortaya çıkıĢında önemli bir faktör olduğunu savunan bu yaklaĢımda lider, organizasyondaki mevcut kaynakların ve süreçlerin yetersiz kaldığı, belirsizliğin fazla olduğu durumlarda ortaya çıkmakta ve harekete geçmektedir. Bu aĢamada izleyiciler, durumun düzeltilmesi ve problemlerin çözülmesinde güçlü karizmatik lider özelliklerine sahip bireylere ihtiyaç duymaktadır. Kudüs‘ün savunulmasında mevcut durumdan en uygun uzlaĢmayla savaĢı bitirip çıkmak isteyen Balian‘ın ortaya koyduğu liderlik özellikleri, krize duyarlı karizmatik lider tanımına uymaktadır.

SONUÇ

Günümüz insan yaĢantısında önemli bir yere sahip filmler sadece eğlenmek değil, öğrenmek ve eğitim amacıyla da kullanılmaktadır. Özellikle sinema sanatının görsel ve iĢitsel etkileĢimi dikkate alındığında, filmlerde yer alan bir çok karakterin zaman zaman toplum tarafından kolayca benimsenebildiği, taklit edilebildiği veya model olarak alınabildiği görülmektedir. Ancak baĢta liderlik olmak üzere örgütsel davranıĢ ve yönetim ile ilgili konularda verilen eğitimlerde, filmlerin eğitim yardımcı malzemesi olarak kullanılması çok yaygın olmayan bir yöntem olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Bu nedenle çalıĢmada, baĢarılı filmlerdeki lider ve liderlik örnekleri üzerinde yapılacak metodolojik araĢtırma, analiz, tartıĢma ve yorumların; lider ve liderlik sürecinin anlaĢılmasında, açıklanmasında ve özellikle liderlik kavramına iliĢkin eğitimler verilmesinde nasıl kullanılabileceği açıklanmaya çalıĢılmıĢtır.

Bu kapsamda 1995-2005 yıllarında çekilmiĢ ve üst düzey filmler olarak kabul dört epik film, liderlik kavramı çerçevesinde inceleme altına alınmıĢtır. Özellikle ―ileriyi gören‖ (Saskin 1988) baĢka bir ifade ile vizyoner, bazılarına göre ―karizmatik‖ ( House, 1977) ve bazılarına göre ise dönüĢümsel (Burns 1978) olarak adlandırılan liderlik tarzlarının son 10 yılda çekilen baĢarılı epik filmlerde ele alındığı ve tartıĢıldığı görülmüĢtür. Özellikle dönüĢümcü ve karizmatik liderliğin ele alınıĢı, anlatılıĢı, filmlerde ana temanın ve karakterlerin bu çerçevede iĢlenmesi dikkat çekicidir, bu kavramların sinema sanatı tarafından da sorgulandığını ve tartıĢıldığını göstermektedir. Bu nedenle bir sanat olarak da ele alınan liderlik kavramının, sinema sanatı ile anlatılmasının, liderlik eğitimlerinde önemli bir araç olarak kullanılmasında önemli katkılar sağlayacağı söylenebilir. Ancak sinemayı kullanarak örgütsel davranıĢ ve yönetim konularında eğitimler vermek, özellikle eğiticilerin çabasını zorunlu kılmaktadır. Eğiticilerin filmleri birkaç kez izleyerek analiz yapmaları ve bu analizler doğrultusunda eğitimlerde kullanılacak bir biçimde düzenlenmeleri, filmlerle eğitimin en önemli aĢamasını oluĢturmaktadır. Bu nedenle liderlik eğitimlerinde filmlerden arzu edilen faydanın sağlanabilmesi için eğiticilerin aĢağıda belirtilen konulara dikkat etmeleri gerekmektedir. Bunlar Ģöyle sıralanabilir;

1. Eğitimde kullanılacak filmler dikkatli, özenli ve amaca yönelik olarak belirlenmelidir.

XV. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Sakarya

Ü

niversitesi

2. Bir filmde bulunabilecek bütün temalar yerine, bir veya birkaç tema üzerinde odaklanılmalıdır.

3. Filmler izlenmeden önce gerekli teorik altyapı oluĢturulmalıdır.

4. Film izleme tekniği önceden belirlenmeli ve ders bu izleme tekniği çerçevesinde yürütülmelidir.

5. Yapılan çalıĢmanın film izlemenin ötesinde bir eğitim yöntemi olduğu öncelikle öğrencilere açıklanmalı ve ders süresince takip edilecek yöntem hakkında bilgi verilmelidir.

6. Film izlenmesini takiben sınıf ortamında analizlerin yapılmalı ve tartıĢma ortamı oluĢturulmalı, eğiticinin de aktif olarak katılabildiği grup veya bireysel yöntemler uygulanmalıdır.

Sonuç olarak liderlik eğitimlerinde, filmlerin eğitim yardımcı malzemesi olarak kullanılmasının gerçekten faydalı olup olmadığı, baĢka bir araĢtırma sorusunu gündeme getirmektedir. Bu nedenle bundan sonraki araĢtırmalarda, baĢta liderlik eğitimleri olmak üzere örgütsel davranıĢ ve yönetim alanındaki eğitimlerde, filmlerin kullanılmasına ve etkinliğinin anlaĢılmasına iliĢkin deneysel çalıĢmaların yapılmasına ihtiyaç duyulduğu söylenebilir.

KAYNAKÇA

Burns, M. (1978), Leadership, Harper-Row, New York.

Champoux, A. (1999). Film As A Teaching Resource, Journal of Management

Inquiry, 8(2).

Clemens, J.K, Wolff, M. (2001), Büyük Filmlerden Liderlik Dersleri, Media

Cat Kitapları, Ankara.

Helleur, J. (2000), Enhancing Transformational Leadership: The Roles of

Training and Feedback, Leadership and Organization Development Journal, Vol.21, No:3.

House, R. (1977), ―A 1976 Theory of Charismatic Leadership‖ Hunt J.G and

Larson, L.L.(Eds), Leadership: The Cutting Edge, Southern Illinois University Press, Carbondale, IL içinde 189-207.

Huczynski, A., Buchanan, D., Theory from Fiction: A Narrative Process

Perspective on the Pedagogical Use of Feature Film, (2004), Journal

of Management Education, Vol. 28, No. 6.

Kolker, R.P. (1999), Yalnızlık Sineması, Öteki Yayınları, Ankara.

Krishan, R.V. (2001), Value Systems of Transformatioanl Leders, Leadership

and Organizational Development Journal, Vol 22,No 3.

Sashkin, M., (1988), ―The Visionary Leader‖ Conger, J. and Kanungo, R. (Eds),

Charismatic Leadership The Elusive Factor in Organizational Effectiveness, Jossey-Bass, San Francisco, CA içinde 122-160.

XV. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Sakarya

Ü

niversitesi

KÜRESELLEġME SÜRECĠNDE ÖRGÜT LĠDERLĠĞĠ VE