• Sonuç bulunamadı

Bir oyun olarak ortaya çıkan futbol, dünyadaki ekonomik, teknolojik, kültürel değişimlerle beraber emek alanı, meslek, popüler kültür ürünü, reklam mecrası, siyasi bir aygıt, kısaca üretim tüketim alanının bir faaliyeti haline gelmiştir.

Futboldaki bu yapısal değişimi anlayabilmek ve anlamlandırabilmek için bu dönüşümü var eden dinamiklerin neler olduğuna, futbolun geçtiği evrelere ve futbolun günümüzde nelerle eklemlendiğine bakmak gerekmektedir.

Futbol, dünyanın en popüler, en çok izlenen ve en çok oynanan spor dalıdır. Dünyada yaklaşık 250 milyon kişi doğrudan futbola katılım gösterdiği ve 1 milyar 400 bin insanın da futbol takipçisi, izleyicisi olduğu tahmin edilmektedir. Yine her geçen yıl nüfus artışıyla birlikte bu sayı artarken futbol alanında dolaşıma giren para miktarları da artış göstermektedir. Ayrıca, futbol icadından bu yana karmaşık tarihsel süreçlerin yaşandığı dönemlerden de varlığını koruyarak ve güçlenerek çıkmıştır (Ongan ve Demiröz, 2010: 62-63).

Futbol endüstrisinin önemli ayaklarından birisi dünyanın globalleşmesi ve eş zamanlı ve eş güdümlü olarak küresel boyutta ekonomik etkinliklerin sürdürülebilir olmasıdır. Futbolun da dünya çapında örgütlü bir şekilde oynanmasında, küresel boyutta kurumsallaşmasında Uluslararası Futbol Federasyonu (FIFA) önemli rol oynamaktadır (Ongan ve Demiröz, 2010: 65). Futbolun uluslararası bazda karşılık bulmasıyla bir ihtiyaç olarak 1904 yılında FIFA (Federation Internatıonale de Football Associations) kurulmuştur. Federasyonun merkezi İsviçre'nin Zurich şehrinde yer almaktadır. Her ulusun kendi bünyesinde kurulan federasyonlar, FIFA'ya bağlı olarak yapılanmıştır. (Aladanli ve Çördük, 2009: 15). Uluslararası Futbol Federasyonu, çeşitli futbol turnuvalarını düzenlemesinin yanı sıra dünya futbolunu yöneten, kuralları uygulayan, değiştiren kuruluştur. Düzenlemekte olduğu en önemli turnuva ise FIFA Dünya Kupası'dır.

Dünya çapında bir kurum ve kuruluşun varlığı önemli olsa da bu tarz bir kuruluşun temel motivasyonları veya buna imkan tanıyan gelişmeler vardır. Ülke sınırlarının eskisi kadar engel teşkil etmemesi dünyanın ve insan hayatının zamanla uğradığı değişim ile gerçekleşmektedir. Bu değişimin kültürel, ekonomik ve sosyolojik birçok sebebi olabileceği gibi en önemli faktörlerin başında teknolojik icatlar gelmektedir. Yeni icatlar ile ulaşımın kolaylaşması, iletişimi kolay kılan yeni teknolojilerin (TV, İnternet, telefon vb.) gelişmesi pek çok şeyde olduğu gibi futbolun küreselleşmesinde de belirleyici unsur olmaktadır. Futbol gibi ilgi gören bir

sporun da geniş kitlelere ulaşması adına etkinlikler, müsabakalar uluslararası kapsamda sergilenebilme imkanı bulmuştur. Artık imkanı olan herkes dünyanın herhangi bir yerinde futbol müsabakası izleyebilmektedir. Ancak bu imkan da bir üretim ilişkisi sonucunda meydana geldiği için bir maliyeti vardır ve gerekli tüketimin yapılması koşuluna bağlıdır. Futbola dair üretim-tüketim ilişkisi, sadece futbol etkinliğine erişme noktasında değil, ihtiyaç içerisinde olmayan formalar, anahtarlıklar, bardaklar gibi vb. takım ürünlerinin pazarlanmasında da söz konusudur. (Samur, 2013: 2-5). Yani günümüzde her futbol izleyicisi birer tüketici, bu oyunun oynanmasını sağlayan oyuncular ve seyre dönüşmesi için çalışanlar birer işçi ve futbol sayesinde iş yapan firma sahipleri de birer sermayedar olmaktadır. Futbolun endüstriyelleşmesi de para faktörünün bu oyunun hemen hemen her alanına girmiş olmasıyla gerçekleşmektedir.

Futbolun globalleşmesinde, uluslararası kapsamda kurallı müsabakaların düzenlenmesi ve ulaşım olanaklarının gelişmesinden önce İngiltere'nin futbolu, sömürgesi altındaki ülkelere götürmesi de önemli bir etmen olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu girişimle futbola ilginin düşük olduğu yerlerde futbol yaygınlaşmış, futbol takımları açılmış ve bu takımlar, kurulan futbol federasyonları bünyesi altında faaliyet göstermişlerdir (Ongan ve Demiröz, 2010: 63-64).

Globalleşmenin yanı sıra hakim üretim sistemi kapitalizmin futbola yansıması ile futbol, endüstriyel alanın bir parçası haline gelmiş ve popüler ve politik bir olgu olarak kendi ticari motivasyonlarını oluşturmaya başlamıştır (Tetik, 2014: 96). Futbol kendi öz bağlamında -bir oyun olmasından kopuşu- zamanla daha keskin hale gelmiştir. 1980'li yıllardaki neo-liberal yapılanmalarla birlikte hızla değişen futbol, 80'li yılların ikinci yarısına kadar bir ''gösteri'' niteliğini koruyabilmişse de 1990'lı yılların başından itibaren ''iş'' ile de eklemlenmiştir. Geniş kitleleri buluşturan ve izlettiren bu oyun günümüzde ''show-business'' haline gelmiştir (Akşar, 2005: 2).

Çoğu şeyde olduğu gibi futbolu da kendi içine çeken küreselleşme ile futbolun sermaye ile olan ilişkisi artmıştır. Endüstriyel açıdan uluslararası bir odak noktası, güç alanı ve reklam mecrası haline dönüşen futbola sermaye sahipleri ilgi göstererek futbol kulübü sahibi olmuşlardır. Bu bağlamda futbol, hem futbol kulübü sahipliği

hem de sponsorluk açısından uluslararası şirketlerin radarında bir alan olmaktadır. Futbolun, ticari organizasyonlar ile ilişkisinin yanı sıra ticari kaygılar doğrultusunda da hareket ettiği gözlenmektedir. Müsabakaların maç saatlerinden, reklam aralarına kadar birçok unsur ticari amaçlar doğrultusunda belirlenmektedir (Ongan ve Demiröz, 2010: 68).

Günümüzde kitlelere ulaşma becerisi hat safhada olan futbol alanında ciddi anlamda endüstriyelleşme söz konusudur. Geleneksel yapıları değişime uğrayan futbol kulüpleri sadece bir spor takımı yönetimi bağlamında faaliyetlerini yürütmemekte, kulüpler şirketleşmekte ve borsaya açılmaktadır. Futbol endüstrisinde dolaşımdaki para milyar dolarlar seviyesinde izlemekte ve dünyada yaklaşık 1 milyar insanı ilgilendiren bir istihdam alanını kapsamaktadır. Avrupa'nın Barcelona, Real Madrid gibi mali açıdan büyük futbol organizasyonlarının bütçeleri birçok ülkenin bütçesinden fazla durumdadır (Tetik, 2014: 90-91).

Kapitalist üretim sistemi ve yapısal değişimlerin getirileriyle birlikte futbol kulüpleri gelirlerini artırmak, büyümek ve gelişmek mecburiyetini yoğun bir şekilde hissetmektedir. Artık kulüplerin tek odakları sportif başarı olmamakta aynı zamanda bir şirket gibi ekonomik alanda gelişmeleri gerekmiştir. Bu doğrultuda aynı bir ticari kuruluş gibi kar getirici faaliyetlere yönelmişlerdir. Türkiye'de kulüpler de rekabet ortamının etkisiyle şirketleşmeye girmiştir. Ülkemizde futbol kulüplerinde şirketleşmeye ilk Malatyaspor giderek 1989 yılında futbol şubesini kurduğu Malatyaspor A.Ş'ye devretmiştir (Kırdar, 2006: 12-13).

Endüstriyel futbolun genel yapısına bakıldığında üç ayaklı bir değişim sürecinden söz edilmektedir. Bunlar; seyirci profilinin, gelir kaynaklarının ve tüketici davranış şekillerinin değişme sürecidir. Futbolun ticaretle eklemlenmesiyle eski seyirci kitlesi dönüşüme uğrayarak ''tüketici taraftar'' haline gelmiştir. Futbol, orta üst sosyo-ekonomik sınıfa hitap eder hale gelmiştir. İzleyiciler, konforlu localarda maç izleme alışkanlığı edinmiş ve tuttukları takımların ürünlerini düzenli tüketir hale gelmiştir. Tuttuğu takım için tüketim yapmayı alışkanlık haline getirmiş taraftarın tuttuğu takıma olan bu yönde sadakati ''bağlılık körlüğü'' yaratmaktadır. Futbol alanındaki bu yeni izleyici profili ile tüketici davranışları da esnek bir hale gelmiş ve

çeşitlilik arz etmiştir. Bu bağlamın getirdiği rekabet ortamındaki kulüpler, gelir yapısı kaynaklarını çeşitlendirerek markalaşma sürecine gitmiştir (Akşar, 2005: 5-6).

Ekonomik temelli değişime günümüz dünyasında yaşam koşulları ve toplum ayak uydurmaya çalışmaktadır. Spor faaliyetleri de bu değişime paralel olarak yeni nitelikler edinmiştir. Artık, ticari faaliyet dürtüsüyle hareket eden birçok kuruluşu spor alanında görebilmek mümkün olmuş ve spor, endüstrinin bir gösteri alanı, reklam mecrası ya da karlılık unsuru haline gelmiştir. Kurulan bu doğrudan ilişki, ticaret ve endüstri ile serbest zaman aktivitesi olan spor alanı arasındaki farkı kırarak benzeşme yaratmıştır. Spor amaçlı kurulan organizasyonlar günümüzde ürün- tüketici bağlamında hareket ederek yeni oluşumlar, hizmetler ve kar sağlayıcı etmenleri bünyelerine dahil etmişlerdir (Çavuşoğlu, 2011: 59).