• Sonuç bulunamadı

2.1.5. Etkili İletişim Becerileri

2.1.5.2. Empati

kullanılmakta olan “empati” teriminin Almanca’daki “einfühlung” ve eski Yunanca’ daki “empatheia” terimleri ile ilişkili olduğu düşünmektedir. “Einfühlung” teriminin bir insanın karşısındaki nesneyi anlayabilmek için algılaması sürecinde ortaya çıktığını, ayrıca bu teriminin eski Yunanca’ daki “empatheia” teriminden yararlanılarak İngilizce’ ye “empathy” olarak tercüme edilip psikoloji ve psikiyatri sürecine dâhil olduğunu vurgulamaktadır.

Geçen zaman içinde pek çok değişikliğe uğrayarak en güncel anlamda empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması olarak tanımlanmaktadır. (Dökmen, 2015, s. 157). Rogers’a (1959) (akt. Rogers, 1983) göre ise empati, bir bireyin içsel referans çerçevesini doğru olarak algılamak, onun duygusal unsurlarını ve anlamlarını o bireyin kendisiymiş gibi yaşamak ve “imiş gibi” olma durumunu ve koşulunu kesin olarak yerine getirmek olarak tanımlanmaktadır.

Alan yazında bazı genel tanımlamalardan yola çıkılarak empati kurabilmek için üç temel öğeden bahsedilmektedir. Birincisi; empati kuracak kişi kendisini karşısındaki kişinin yerine koymalı, olaylara ve durumlara onun bakış açısıyla bakabilmelidir. Çünkü bir kimseyi doğru ve eksiksiz anlayabilmek için olayları onun gibi algılamaya ve yaşamaya ihtiyaç vardır. Bir anlamda kişi empati kuracağı kişinin rolüne girmelidir. Ancak bu rolde fazla kalmadan, karşıdaki kişinin bakış açısından olayları gördükten sonra kişi kendi rolüne tekrar bürünmelidir. Aksi halde empati kurulmuş olmamaktadır. İkincisi; empati kurmada karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamaya ihtiyaç vardır. Üçüncüsü; empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi gerekmektedir. Karşıdaki kişiyi doğru bir şekilde anlaşıldığı kişiye yüz, beden kullanılarak veya sözlü olarak iletilmemesi halinde empati kurma süreci tam anlamıyla tamamlanmış olmamaktadır (Dökmen, 2015, s. 159).

İnsanlar, karşılarındaki kişilerin kendileri ile empati kurmasına, anlaşıldıklarını ve önemsendiklerini hissetmeye ihtiyaç duymaktadır. Çünkü bu durum kişiyi rahatlatmakta ve kendini iyi hissetmesine olanak sağlamaktadır. Aynı zamanda empati kuran kişi de çevresi tarafından sevilmekte ve toplum tarafından kabul edilebilirliği artmaktadır. Bu tarz kişilerin hangi konum ve pozisyonda olurlarsa olsunlar yaşamlarında daha başarılı ve mutlu oldukları çalışmalarda belirtilmektedir (Dökmen, 2015, s. 159; Işık, 2011, s. 58; Roger, 1983).

Empati kurmada başarılı olabilmek için kişinin öncelikle kendi duygu, düşünce ve gereksinimlerine odaklanmadan, yalnızca diğer kişiye neler söyleyeceğine ilişkin bir arayışa girmeksizin hareket edebilmesi önemlidir. Bu bağlamda kişinin başkalarının gereksinmelerine karşı duyarlı olması gerekmektedir. Bu tarz davranışlara sahip olabilmek için kişinin kazanması gereken bazı özellikler olduğu düşünülmektedir. Bu özellikler sıralanmak istenirse empati kuracak kişinin temel gereksinimlerinin karşılanmış olması, duygusal ve psikolojik açıdan örselenmemiş olması, kişinin zihninde normal bir insanın gösterebileceği davranışları içeren bir insan modelinin olması, diğer insanların onunla empati kurması, yaşantısal anlamda kişinin deneyimlerinin zengin olması ve sağlıklı bir geri bildirim verebilecek düzeyde, sosyal cesarete sahip, aşırı rekabetçi olmayan, diğer insanları seven bir insan olması olarak sıralanabilir. Bu özellikler kişinin empati kurma sürecinde etkili olduğu düşünülen ve üzerinde çalışılıp geliştirilebilecek nitelikte özellikler olarak belirtilmektedir (Önder, 2003, s. 33).

Günlük yaşamda insanların birbirlerini daha iyi anlayabilmesi, daha olumlu ilişkiler kurması, karşısındaki kişinin içinde bulunduğu şartları dikkate alarak mesajlar göndermesi, kısaca empatik iletişim geliştirmesi, hayatı daha yaşanır hale getirmekte ve insanların birbirlerine olan tahammüllerini, sevgi ve saygı davranışlarını geliştirmelerini olanaklı kılmaktadır (Çoruk, 2013, s. 120).

Dökmen (2015, s. 173) empati ile ilgili yapmış olduğu çalışmalarında bir model ortaya sunarak konun daha iyi anlaşılmasına ışık tutmaya çalışmaktadır. “Aşamalı Empati Sınıflaması” olarak adlandırdığı modelinde üç temel empati basamağı vardır. Şekil 2.10’ da görüldüğü üzere bunlar Onlar Basamağı, Ben Basamağı ve Sen Basamağı’dır.

Sen Basamağı Senin sorunların karşısında sen düşünüyor ve ne hissediyorsun?

Ben

Basamağı Senin sorunların karşısında ben düşünüyor ve ne hissediyorum? Onlar

Basamağı Senin sorunların karşısında onlar (toplum) düşünüyor ve ne hissediyor?

Şekil 2.10. Aşamalı empati sınıflaması

Onlar Basamağı’nda tepki veren bir kişi karşısındaki kişinin kendisine anlattığı sorunla ilgili değildir ve bu kişinin duygu ve düşüncelerine gereken önemi vermemektedir. Sorunu olan bu kişiye karşı vermiş olduğu geri bildirim sıklıkla genellemeler yaparak toplumun bu konu hakkındaki görüş ve düşüncelerini içermektedir. Ben Basamağı’nda tepki veren kişi ise benmerkezci bir yaklaşım sergilemekte ve sorun sahibini eleştirme, ona akıl verme bazen de onu sorunuyla baş başa bırakıp kendisi hakkında konuşarak ilgi göstermeme eğilimindedir. Sen Basamağı’nda tepki veren kişiler ise sorun sahibinin rolüne girerek

olaylara onun bakış açısıyla bakmaya çalışırlar. Toplumun ya da kendi düşüncelerinin anlatılacak bir önemi yoktur ve direk olarak karşılarındaki kişinin duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışırlar. Görüldüğü üzere bu model kişiler arası iletişimde empatiyi kullanmada bireylerin sergilediği iletişim kalıplarını sınıflayan, kişinin hangi çerçeveden karşısındaki kişiyi algıladığını göstermeye çalışan bir modeldir.