• Sonuç bulunamadı

3.3. VI Yüzyılda Sâsânî Bizans İlişkileri

3.3.2. El-Cezire(Mezopotamya) Bölgesinde Hüsrev I Zamanında Bizansla

3.3.2.1. Edessa’da Sâsânî- Bizans Mücadelesinde Alınan Tedbirler

Bu arada Bizanslılar, şehirden Sâsânîlerin yaptığı setlere kadar yerin altındaki bir tünel kazıyorlardı. Bu tüneller, tepelerin ortasına kadar yerin altında uzanacaktı. Amaçları seti patlatmaktı. Fakat tünel tepeye kadar ilerlediğinden şiddetli bir rüzgâr sesi oldu. Bu ses onların üzerinde bulundukları yerden gelmekteydi. Onlar olayın farkına vararak bulundukları yerin her iki tarafını da kazmaya başladılar. Böylece Bizanslılar orayı tahrip ederek kaçtılar. Bizanslılar bu girişimden vazgeçmeleri gerektiğini anladılar. Toprağın içine doğru yapılan atışların çökmeye sebep olduğunu duvara bitişik olan setin sonundaki daha alçak yerlerden başlanmasının, kalas ve taşlardan arındırılan toprakta tıpkı bir çukur gibi boşluk açılacağını bildirdi. Sonrada onlar kolay yanan ağaçların kuru gövdelerini oraya attılar. Onların yüzeylerini yağmaladılar ve ek olarak çabuk tutuşan sülfür ve bitumen eklediler ve böylece onlar hazırlıklarını bu şekilde

399 Procopuis, a.g.e, s.497 400

sürdürdüler bu arada Sâsânî kumandanları sık sık toplanıp, kendilerinin dediği ile Martinus’un ifadesinin aynı olduğu konusunda tartıştılar. Öyle görünüyor ki, onlar barış yapmak için riayet edilen bir teklif alacaktı. Sâsânîlerin gelen elçilerden kuvvet alarak barışı umdukları anlaşılıyordu. Sâsânîler şehrin dış duvarlarına yaklaştılar. Savaşın şiddetleneceği401

an meselesiydi.

3.3.2.2. Hüsrev Anuşirvan Döneminde Edessa’da Sâsânî-Bizans

Mücadelesinin Şiddetlenmesi

Bizans tarafının Sâsânî setlerini yakmas ve bunun savaşın seyrinde ıetkili olması üzerine Hüsrev, yeni bir plan uygulayarak, durumu lehine çevirmeye çalıştı.

Sâsânîler plan uyarınca, ağırlıklarıyla uzak bir tepeye ilerledikten sonra Martinus’a anlaşmayı kesinlikle reddettiklerini belirterek geri gönderdiler. Sâsânîler’in niyeti Bizans’ı aktif olarak savaşa çekmekti. Bizans tarafı da boş durmayarak düşmanı şehirlerinden uzak tutmanın yolunu arıyor çare olarak yaktıkları büyük ateşle okların uçlarını eteşe verip, düşmanın üzerine atmayı tasarlamaktaydılar.

Bizanslılar bu nedenle bir yandan ağaç gövdelerini yakarak diğer yandan da bir teklif hazırladılar. Fakat ateş yandığında setin sadece bir kısmı yandı gövdelerin hepsi bitişik olmadığından bir çok ağaç yakıldı. Onlar bu çukurlara yaş ağaç atmaya devam ettiler. Bu çabalar bir anlık gelişi güzel olan şeyler değildi. Ateş bütün setin içine geçerek yandığından, tepelerin her yerinde dumanlar yükseliyordu. Bizanslılar henüz bu yaptıklarının Sâsânîler tarafından bilinmesini istemiyorlardıi. Bunun için aşağıdaki plana başvurdular. Küçük kaplara kömür ve ateş koyarak bunların çok sayıda oklarla setin bütün kısımlarına fırlattılar. Sâsânî muhafızları hızla hareket ederek yangını söndürdüler. Onlar dumanın kendilerinden yükseldiğini zannettiler. Fakat sorun büyüdüğü için Sâsânîlerdan hücuma yardım için çok sayıda kişi istediler. Bizanlılar kale duvarlarından ateş yakarak birçok kişiyi öldürdüler. Hüsrev, gün doğarken ordunun büyük bir kısmı ile gelmiş ve dağın tepesine varır varmaz problemin ne olduğunu yani alttaki dumanın sebebini anladı. Ateşin düşman tarafından atıldığını, kurtulmaları için, hızla bütün ordunun oraya gelmesini emretti ve ordusunun kurtuluşu için gereken tedbirleri aldı. Bu arada taraflar arasında karşılıklı atışmalar da olmaktaydı.402

401 Procopuis, a.g.e, s.503

402

113

Dumanın görüldüğü yere toprak su gibi bazı şeyler atıldı. Böylece sorunun düzeleceğini ümit ettiler. Ancak bunu başaracak yeterlilikte değillerdi. Dumanın toprak üzerine atılan kısmı doğal olarak orayı kontrol ediyor, ama bu uzun sürmeyerek başka yerlerden daha duman yükseliyordu. Ateş çıktığı yerde gücü zorluyordu. Suyun çok olduğu yerde sülfür ve bitumen gibi kimyasal maddeler daha aktifti. Bunu sağlamak için neredeyse bütün ağaçlar kullanılmıştı. Su sete bitişik olmadığından ateşi söndürmede etkiliydi ve öğleden sonra duman etkisini artırdı Carrhae (Harran)tarafından gözle görüldü. Onların bazıları çok uzakta oturuyorlardı. Sâsânîlerin ve Bizanslıların büyük bir kısmı setin başına gitmişlerdi ve orada yumruk yumruğa yaptıkları mücadele Bizanslıların zaferiyle sonuçlandı. Alevler tekrar setten yükseldi. Sâsânîler bu teşebbüsten vazgçti. Sâsânîler altı gün sonra bu kez şafak vakti gizlice, daire biçimdeki kale surlarına merdivenle çıkarak saldırdılar. Ancak bu girişimlerinde başarılı olamadılar. . 403

Hüsrev bu duruma çok kızmış ancak yapılacak bir şey olmadığınını anlayınca büyük bir hüsranla kamplarına çekildiler. Kaleye çıkmak için kullandıkları merdivenler olduğu gibi bırakmışlardı. Fakat gün ortasında Hüsrev, ordunun büyük bir kısmını “Büyük kapı” olarak adlandırılan yere yeniden gönderdi. Bizanslılar onların sınırlarında gezinirken yalnızca askerlere değil, aynı zamanda köylüler ve halkın bazıları Sâsânîlerle yapılan savaşta gayret gösterdiler ve daha sonra evlerine döndüler. Hüsrev’in yanından gelen Paulus halk tarafından ihanetle suçlanarak kovalandı. O da çareyi Sâsânîlere kaçmakta buldu. Sâsânîlerle barışı düzenlemek için Rheicornus’un Başkent’ten geldiğini bildirilmiş, böylece ordu kendi içinde ikiye bölündü. Yeni gelen elçi Rheicornus, Sâsânîlerin kampına ulaşmış, fakat Sâsânîler Bizanslıların niyetini anlamıştı. Sâsânîler şehri ele geçirebilmek için planlarının sonuçlanmasını beklediler. Eğer Sâsânîler şehri zabdedecek olurlarsa anlaşmayı bozmaktan başka çare ğözükmüyordu.

Eğer mağlup olurlarsa gereken yapılacak ve Bizanslıların daha önce istediği anlaşma devreye girecekti. Rheicornus kapıdan içeri girince Hüsrev kendi geleceği için anlaşmasının gecikme olmaksızın düzenlemelerini istedi. Bizanslıların elçiyi Sâsânîlere göndermesinden Bizanslı komutan Martinus rahatsız oldu. Hüsrev savaşın bu kadar uzayıp, sonuçsuz kalmasından şüphe ve endişe duyduğundan mücadele için hazırdı.

403

Sâsânîlerin en parlak dönemini geçirdiği Hüsrev döneminde Bizans’ın adeta denge politikası izlediği çok aşikârdır. 404

3.3.2.3. Sâsânî – Bizans Savaşları

Hüsrev’in geri çekilmesi için son bir hamle olarak Sâsânîlere yeni bir teklif yapıldı. Bu yolla onların çoğu bezdirildi. Bu şekilde Sâsânîler ve Sâsânî ordusu her tarafı altüst etmekten vazgeçince kral onların daha fazla savaşmayacaklarını ileri sürdü. Hüsrev kızgınlığın hiddetiyle onlara gözdağı verdi ve düşmana karşı ileriye atılması için zorladı. Askerler bağırtılar ve kargaşalar içinde kuleyi destekledi ve diğer savaş aletlerini surlara çıkardılar. Onlara karşı merdivenleri kurdular. Bunlar şehri büyük bir hücumla ele geçirmek için yapıldı. Fakat Bizanslılar ellerindeki parçaları (tuz vb) Sâsânîlere atarak onları kaçırmak için canla başla çalışıyordu. Bunun için Sâsânîler kuvvetleriyle geri döndüler. Hüsrev çekildiğinden Bizansslılar onunla alay ettiler. Savaşılan ve onu kıyametin koptuğu surlara gelmesi için davet ettiler. Yalnızca Soinian kapısı olarak bilinen yerde Azarethes adamlarıyla savaşa devam ediyordu. Onlar oraya Trippirgua (Üç Kule ?) olarak adlandırılmaktaydı. Bizansslarla Sâsânîlerle burada karşılaşmadılar. Fakat onların saldırıdan önce dıştaki duvarları (surlar) zaten yıkılmıştı. Sâsânîler birçok yeri yıkmıştı. Özellikle surlarda savunmada olanlara karşı en cesur adamlarıyla baskı kuruyorlardı. Sonunda Perenius ve askerlerinin çoğu ile halktan bazıları son bir hücumda bulunmak için dışarı çıktılar. Kendilerini savunmaya başlayarak Sâsânî ordusunu kaçırttılar. Sabah erken saatlerde başlayan hücumlar öğleden sonra geç saatlerde sona erdi. Gece her iki taraf ta sessiz kaldı. Sâsânîler Bizanslıların savunmasında korktu. Bizanslar taşları toplayıp kendilerine siper (koruma duvarı) yaptılar. Her şey için hazırdılar. 405

Edessa mücadelesi oldukça çetin geçiyor ve taraflar birbirlerine kesin bir üstünlük sağlayamıyordu.

Hüsrev’in, Sâsânî kuvvetlerini Edessa’yı ele geçirebilmek için Barlaus kapısı olarak bilinen yere hücum için kuvvetlerini sevk etmesine Bizans ordusunun sert karşılık vermesi ile Sâsânîler kamplarına geri dönmek zorunda kalmıştır. Daha sonra Paulus arabulucu olarak Sâsânîlerin temsilcisi Martinus ile barış antlaşmasının şartlarını görüşmek için surlar boyunca yürüdü. Sonuçta Edessa halkının beş Centeria toplayarak Hüsrev’e vermelerine böylece Sâsânî ordusunun memleketlerine gitmeleri konusunda

404 Procopuis, a.g.e, s.509 405

115

analaştılar. Edessa şimdilik Sâsânî tehdidinden kurtulmuş gözüküyordu. 406

Sonunda onca mücadeleden sonra Sâsânî-Bizans savaşı fidye karşılığı bitmiş oldu.

3.3.2.4. Sâsânîlerin Dara’yı Ele Geçirme Planı

Sâsânîle Edessa’yu ele geçiremeyince sınır boyunda önemli bir yer olan Dara’ya yöneldiler. Sâsânî kralı Hüsrev stratejik önemi olan Dara’yı her ne pahasına olursa olsun ele geçirmek istiyordu. Bu amaçla birçok evin kiralanarak gece ateş yakılmasını ve bu şekilde Bizanslıların meşgul edilmesini ve bu sırada Sâsânî askerlerinin kapılar açılarak şehre alınmalarını böylece onları hazırlıksız yakalamak istiyordu. Bu sırada Sâsânî ordusu Ammodios407

kasabasının gerisinde bulunmaktaydı. Plan George adlı biri tarafından dışarıya sızdırıldığından anlaşma için Bizans imparatoruna elçi gönderilmesine karar verildi. 408

Sâsânîler her ne pahasına olursa olsun Dara’yı ele geçirmek istediklerinden, Bizans İmparatoruna, Isdignusna ve yirmi adamı gitti Sonuç olarak bu başarısız bir girişim oldu. Sâsânîler başkent Byzantium sanki elçiymiş gibi geldi Antlaşma için on aydan fazla zaman harcamalarına rağmen imparator gelmeden önce konu hakkında az ya da çok herhangi bir şey söylemedi. Aslında o imparatora alışagelmiş hediyeler ve içinde Hüsrev’in imparator Justinianos’dan rica ettiği şeyler ve en iyi sağlık dileklerini içeren mektubu verdi. Yine de İmparator Justinianos ve diğer elçi olarak bilinen kişileri kabul etti ve büyük bir şerefle anlaşma imzaladı. Elçi ona on centenariadan daha fazla bulacağını söylemişti. Bu oyalama taktiğinden başka bir şey değildi. Hüsrev için sonuç olarak Dara şehrinin sonu entrikayla alma yolu olacaktır.409