• Sonuç bulunamadı

4. ANALİZ

4.2. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutumunun Belirleyicileri (TCTB)

4.2.5. Ekonomik Durum

Her iki gruptaki katılımcılar henüz ekonomik bağımsızlığını kazanamamış olup, ekonomik olarak ailelerine, evli olanlar ise eşlerine ya da eşlerinin ailelerine bağımlıdırlar.

Kadının çalışmaması ya da başka bir gelirinin olmaması, ekonomik olarak kendisine yetememesine, erkeğe bağımlı olmasına neden olup toplumsal cinsiyet eşitsizliği yaratmaktadır. Ailenin ekonomik durumu adölesan kadının sosyo ekonomik ve psikolojik ihtiyaçlarının giderilmesinde önemli bir yer tutar. Ailede anne-babanın sahip olduğu ekonomik ve sosyal düzey onların beden ve ruh sağlığının yanında çocukların beden ve ruh sağlığını da etkileyecektir. Çocuktaki dengeli beden ve ruh sağlığı gelişimi bakım ve beslenme ile de ilgilidir. Sosyo ekonomik düzeyi yüksek ailelerde aile ilişkileri demokratik olduğundan çocuğun kendisini ifade etme olanakları sahip olması kendisini değerli bulma ve değeri hak etme duygusu yaratmaktadır.

Özgüven geliştirmede de kendisini değerli hissetme durumu oldukça önemlidir (Avcı 2006). B grubundaki K13 dışındaki diğer katılımcılar düşük sosyo ekonomik düzeydeki ailelerin çocuklarıdır. Çoğunluğu parçalanmışa aile çocukları olan ve tek ebeveyni tarafından psikolojik sosyal ve ekonomik ihtiyaçları giderilmiş olan bu çocukların yeterince ihtiyaçları karşılanamamıştır. Bu nedenle bu adölesan kadınların özgüvenlerinin A grubundakilere göre düşük olduğu söylenebilir. Örneğin eşinin istediği şekilde davranan K14’ün özgüveninin düşük olduğu söylemlerinden anlaşılmaktadır.

Araştırmacı: “Çalışmayı düşündün mü?”

K14: “Ben konuşmadım daha doğrusu o açtı bana. Evlenirsen etek giyebilecek misin dedi. “Bizim insanlarımız gibi olabilecek misin” dedi. “Olurum” dedim. “ Yarın öbür benimle evlenirsin, bizim kızlar gibi çalışmaya özenirsen yollamam” dedi. O zamandan beri de karşı o. Tamam dedim. Ben sizinkiler gibi çalışamam, sizinkiler gibi yapamam. Birde ben de istemiyorum. Hiç yapmadığım için yapamam diyorum yani kendime güvenemiyorum.” [E-K14-17-1-İlkokul ]

Araştırmacı: “Tek başına dışarı çıkar mısın?”

K14: “Benim içimde korku oluyor biraz, tek başıma gidemiyorum. İlla yanımda biri olacak öyle giderim.” [E-K14-17-1-İlkokul ]

İşlevsel olamayan bu aile modelinde, yoksul olan kadın çocuklarının bütün ihtiyaçlarına tek başına cevap verememekte bu durum çocuğun erken evlilik yapmasına neden olabilmektedir.

K12: “Ben dokuz yaşında iken İzmir’e geldik. Annem babam ayrıldılar. Annem okumadığı için ilkokul birinci sınıfa gittiği için bulaşıkçılığa gitti, bizi öyle geçindirdi.” [E-K12-16-1-Ortaokul ]

K18: “Babam annemi rahatsız ettiği için işten çıktı. Benim şimdi sigortam yok. Şimdi babamla annem ayrı olduğu için babam gelmiyor, kaç seneden beridir babamla görüşmüyorum.” [E-K18-17-1-İlkokul ] Orçan ve Kar tarafından yapılan araştırmada eğitim seviyesinin düşük olması, istihdam problemi ve çocuk sayısının fazla olmasının yanı sıra yoksulluğun erken yaşta evliliğinin ve çocuk sahibi olmanın önemli nedenlerinden biri olduğu bulunmuştur (Orçan ve Kar 2008). B grubu katılımcılara bakıldığında çoğunluğunun

ailesinin düşük gelirli ve sürekliliği olmayan işlerde çalıştıkları, bazılarının aile üyelerinin cezaevinde olmaları nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşadıkları ve sosyal güvenceye sahip olmadıkları görülmektedir. Bu nedenle B grubundaki katılımcıların erken evlilik yapmalarında ailenin ekonomik yapısının iyi olmaması belirtilebilir. Örneğin K20 ailesinin ekonomik sorunlar yaşaması nedeni ile okulu bırakarak çalışmaya başlamıştır.

K20: “İki ağabeyim cezaevine girdi, kendi isteğimle bıraktım okulu. Evliydiler çocukları vardı, babam tek başına bakamazdı. En büyük ağabeyimden dört tane yiyenim var, ondan küçüğünden 2 tane, ondan küçüğünden 1 tane yiyenim var. O yüzden okulu ben kendi rızamla kendi isteğimle bıraktım. Kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılayıp onlara yük olmamak için, onların ihtiyaçlarını da görmek için. Çalışıyordum giysilerimdi, telefonumdu, dakikalarımdı, sigaramdı.” [E-K20-19-1-İlkokul ]

K16: “Sigortalı işte çalışmıyor ne annem, ne babam, ne ağabeyim gündelikçi olarak sera işi yapıyorlar. Bende annemle ova işlerine gidiyorum, çapadır ekindir, o da yazın oluyor kışın olmuyor.” [G-K16-16-0-İlkokul ]

B grubundaki katılımcılardan K12, K14, K17, K19 ekonomik durumlarını şu an gerçekte iyi olmamasına rağmen genelde “iyi” olarak belirtmişlerdir. Bunun nedeni olarak, katılımcıların, yaşadıkları çevrenin benzer ekonomik yapıya sahip olmasından ve bu çevrede yaşayanların bu ekonomik seviyeyi iyi olarak değerlendirmelerinden kaynaklı olduğu düşünülmüştür. Evli katılımcıların eşlerinin ekonomik durumlarına bakıldığında K12, K14, K19 ve K20’nin düzenli bir işi olmadığı ve geliri düşük işlerde çalıştıkları görülmektedir. Sonuç olarak tek ebeveynli düşük gelir düzeyindeki ailelerin kız çocukları erken evlilik açısından risk grubundadır. Ailesinin ekonomik olarak yetersiz olduğu adölesan kadınlar konunun başında belirtildiği üzere aileleri tarafından sosyal psikolojik ve ekonomik olarak yeterli düzeyde desteklenemedikleri için bulundukları yaşam koşullarında eşitlikçi toplumsal cinsiyet tutumları geliştirememektedirler. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle evlenince de gelişimin görevi ve toplumsal beklenti gereği kadın ve eş rolleri edinirler ki bu da toplumsal cinsiyet eşitsizliği tutumlarının yeniden üretilmesine neden olmaktadır.

A grubunda bulunan katılımcılara bakıldığında onların da okula devam etmeleri düzenli olarak çalışmamaları nedeniyle ekonomik bağımsızlıklarının olmadığı ve

ailelerine bağımlı olduğu görülmektedir. Bu gruptaki katılımcılardan çoğunluğu tatil dönemlerinde deneyim kazanmak ve harçlığını çıkarmak için kısa dönemli çalıştıklarını belirtmişlerdir. A grubundaki katılımcıların anne ve babaları bir arada yaşamakta olup, bazılarının her iki ebeveyni de çalışmaktadır. Yaptıkları işler bakımından gelir düzeyi B grubundaki katılımcılara göre daha iyi durumdadır. Bu gruptaki katılımcıların tamamının sosyal güvencesi mevcut olup K3 yeşil kartlıdır. Ekonomik açıdan A grubundaki katılımcıların B grubundaki katılımcılara göre daha iyi durumda oldukları söylenebilir. Bu farklılığın eğitimlerine devam eden A grubundaki katılımcıların toplumsal cinsiyet tutumlarını olumlu yönde etkilediği bu nedenle A grubundaki katılımcıların B grubundakilere göre eşitlikçi toplumsal cinsiyet tutumlarına sahip oldukları söylenebilir.

Toplumsal cinsiyet eşitliği tutumunun belirleyicilerinden olan ekonomik durum, ergenlerin önce babaya, daha sonra eşe ve onların yasalarına boyun eğmesine neden olmaktadır.

K6:“ Anne ve babadan yine istenebilir çünkü ben onların evladıyım ama eşten biraz daha zor. Ben kendi ayaklarımın üstünde durmak istiyorum çünkü annemin çalışmaması ve marketten bir şey alırken babamın gözlerine bakması beni sinirlendiriyor. Ben bunu sevmiyorum neden annem kendisine bir şeyler almak için babamdan izin alsın ki.” [B-K6-17-0-Ortaokul]

K9:“ Çalışan kadın evinde söz sahibidir. Evde bir şey olunca mesela “ben de çalışıyorum, benim de söz hakkım var” gibisinden konuşabilir. Ama çalışmıyor olsa fazla bir şey söyleyemez, sonuçta o çalışıyor der” [B-K9-18--Ortaokul]

K14: “Abilerim verdikleri parayı nereye harcadığımı soruyorlardı. Sormadan para vermiyorlardı zaten.” [E-K14-17-1-İlkokul ]