• Sonuç bulunamadı

4. ANALİZ

4.2. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutumunun Belirleyicileri (TCTB)

4.2.6. Eğitim Durumu/Düzeyi

Şekil 4. Genel eğitim durumu

A grubunda yer alan katılımcıların tümü 12.sınıf öğrencisidir. Bunlardan 6’sı dershaneye gitmekte, tümü ailelerinin eğitime önem verdiklerini ve meslek sahibi olmalarını istediklerini söylemişlerdir.

B grubundaki katılımcılarından 1 kişi 5.sınıftan, 2 kişi 7.sınıftan, 1 kişi 8.sınıftan, 5 kişi lise1.sınıftan ayrılmıştır. 1 kişi de 11.sınıf öğrencisi olup okula devam etmektedir. B grubundaki katılımcılar da ailelerinin okula devam etmelerini istediğini, kendilerinin okulu bıraktıklarını belirtmişlerdir. Okulu bırakmanın kendi kararı olduğunu söyleyen katılımcıların görüşüldüğünde, kendi istemleri dışında önemli sebeplerin olduğu ve yeteri kadar desteklenmedikleri, yardım alamadıkları için bıraktıkları görülmektedir. Bu sebepler arasında,

- öğrenme güçlüğü bulunan katılımcıların okul ve aileleri tarafından özel eğitimden faydalandırılma konusunda yeteri kadar çaba sarf edilmemesi,

- köylerinde okul bulunmayan ya da okulun uzaklığı nedeni ile okulu bıraktığını söyleyen katılımcıların yine aileleri ve kamu kurumlarınca sorunlarının giderilmemesi,

1 2

1

5

1

10

GENEL EĞİTİM DURUMU

5.SINIF TERK 7.SINIF TERK 8.SINIF TERK 9.SINIF TERK 11.SINIF OKUYOR 12.SINIF OKUYOR (BEKAR)

-anne ve babalarının ayrılması ve üvey ebeveynle yaşama zorunluluğu, suça bulaşma ve kurum bakımına alınma,

- bakım kurumlarının adölesanların ihtiyaçlarına cevap verememesi,

-anne ve babalarının ayrılması nedeniyle sorumlulukların artması sayılabilir. Evli veya gebe olan katılımcıların erken evlenmelerinde ya da gebe kalmalarında etkili olduğu düşünülen ekolojik kuramın, bu grubun eğitim hayatlarının erken dönemde sonlanmasında da etkili olduğu görülmektedir (Ural 2011). Aslında B grubu katılımcılar “kendi isteğimle ile okulu bıraktım” dese de art alanında birbirinden farklı sosyal ekonomik biyolojik etkenler bulunduğu görülmektedir.

K11: “Okuldan bu sene ayrıldım. Geçen sene lise bire gittim, kaldım. Bu sene tekrar lise bire gittim, kaçaklığım oldu bu sene yine kaldım. İki yıl kalınca atılıyorlar okuldan, açıktan okuyabiliyorsun.” [G-K11-16-0-Ortaokul]

Araştırmacı: “Niye devamsızlık yaptın?”

K11: “Yurtta kalıyordum, yurtta kalmak istemediğim için sürekli kaçıyordum. Okula gidince yurda bildiriliyor polis almaya geliyor.” [G-K11-16-0-Ortaokul]

K14: “Okulu sevmedim İçimden gelmedi ders yapmak. Yazıyı tahtaya yazıp defterine yaz deyince bana çok zor geliyordu. İçimden yazmak gelmiyordu.” [E-K14-17-1-İlkokul]

Araştırmacı: “Annen öğretmeninle görüşmeye geldi mi?”

K14: “Benim annem en son öğretmenime gitti. “Benim kızım niye fazla okuyamıyor, böyle heceliyor” dedi. Öğretmenim “senin kızın dersleri iyice algılamıyor” dedi. “İçinden gelmeyerek ders yapıyor” dedi. Annem eve geldi. “Kızım niye böyle yapıyorsun” dedi. “Anne içimden yapmak gelmiyor” dedim. Her sabah kaldırdığında annemle kavga yapıyordum okula gitmemek için.” [E-K14-17-1-İlkokul]

K16: “Köyde okul yok. Okul yolunda başka köyün çocukları bize taş atıyor. Çocuklar 6-7 dedi mi bırakıyorlar hepsi bizim orda. Kimse okumuyor.” [G-K16-16-0-İlkokul]

K17: “Benim annem evlendi. Ben babamla kalıyorum. Birde ağaçtan düşmüştü. Babama bakmak zorunda kaldım Okuldan çıkar giderdim

derslerim vardı ama iş yapmam gerekiyordu. Çok okumak istedim ama olmadı. Bir nevi istemeyerek ayrıldım.” [G-K17-17-0-Ortaokul]

Durdu ve Yelboğa’nın Türkiye’de Çocuk Gelinler Üzerine Bir Araştırma: Mersin Örneği isimli çalışmada 18 yaşından önce evlendirilen 10 kız çocuğu ile görüşme yapılmıştır. Bu çocuklardan 1’inin lise mezunu, 2 kişinin ilkokul mezunu olduğu diğer katılımcıların ise okuryazar olmadığı tespit edilmiştir (Durdu ve Yelboğa 2016). Bu araştırmanın örneklediği gibi B Grubundaki evli ve gebe katılımcıların eğitim düzeyinin düşüklüğü bakımından çalışmamızla benzerlik göstermektedir. Bülent Kara 2015’te yaptığı çalışmada eğitim ve gelir düzeyinin düşüklüğü nedeni ile sorunların ortaya çıkması sonrasında erken evliliklerin gerçekleştiğini, oluşturulan bu duruma meşruluk kazandırmak içinde kültürel yapı ve değerlerin kullanıldığını belirtmiştir. Bu şekilde toplumun farklı düşünen engelleyici olmak isteyen diğer kesimin çalışmaları zorlaştırdığını belirtmiştir (Kara 2015).

2006 Aile Araştırması verilerine göre 18 yaş altı evliliklerin % 47,2’si okur yazar olmayan % 31,7’si okur yazar olan fakat hiç okula gitmemiş çocuklar tarafından yapılmaktadır. Bu sonuçlar erken evlilik ile eğitim arasındaki ilişkiyi göstermektedir (Aydemir 2011). TNSA 2009 verilerine göre ülkemizde yapılan çalışmalarda adölesan dönemde hamile kalan kızların önemli bir kısmının eğitim düzeyinin sekiz yıl ve altında olduğu saptanmıştır. İlköğretimin zorunlu olması nedeni ile kız ve erkek çocukları arasındaki farklılık belirgin olmamakta ancak lise de kızların aleyhine olacak şekilde bu farklılık belirginleşmektedir. Lisede erkek çocukların % 65 iken kız çocuklarının % 57’dir (Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü 2009) . Yine bu araştırma verilerine göre öğrenim düzeyi düşük olan kadınlarda erken yaşta evlilik daha çok yaşanmaktadır. Dolayısıyla eğitim ile beslenen toplumsal cinsiyet eşitliği tutumu, ataerkil toplum yapısına boyun eğerek devamlılığını sürdürmektedir.

Her iki gruptaki katılımcılar bölgesel farklılığın eğitim üzerinde etkili olmadığını söylemiş olmakla birlikte A grubu katılımcıların çoğunluğu kişisel ve ailesel faktörlerin daha belirleyici olduğunu, çocuğun istemesi halinde mutlaka okuyabileceğini belirtmişlerdir. Bu katılımcıların aileleri tarafından destek görmelerinin kendilerine olan özgüveni arttırdığı ve bireysel başarıya bu nedenle inandıkları düşünülmüştür.

K1: “eğitimde kadın ve erkek eşit değil, çoğu kişi doğu tarafını düşünüyor ama İzmir’de, İstanbul’da bile insanlar, çoğu kızın babası lise bitene kadar izin veriyorlar” [B-K1-18-0-Ortaokul]

K10: “Kızlar çok gönderilmiyor. Benim yakın çevremde kızlardan erken evlenen ya da hamile olan var. Erkek çocuklar okutuluyor kızlar evde kalıyor.” [B-K10-18-0- Ortaokul ]

Araştırmacı: “Sizin ailenizde durum nasıl?”

K10:“Bizde farklı, bana sağlanan koşulları erkek kardeşime de sağladılar. Eşit davranılıyor.” [B-K10-18-0- Ortaokul]

Sorunun bölgesel olmadığını, gelişmiş olmasına rağmen İzmir’de de eğitimde cinsiyet ayrımcılığının yapıldığını söyleyen A grubu katılımcılar ailelerin ve çocukların eğitime bakış açılarının önemli olduğunu belirtmiştir. A grubundaki katılımcıların ailelerinin eğitim konusunda kendilerini destekleyerek okula devam etmelerini sağlamaları, kendilerinin de bu konuda kişisel çaba göstermeleri toplumsal cinsiyet tutumlarının B grubundaki katılımcılara göre daha eşitlikçi yönde gelişmesini sağlamıştır.

4.2.6.1. Akademik başarı

Akademik başarı açısından bakıldığında A grubundaki katılımcıların B grubundakilerden daha başarılı oldukları görülmektedir. Ailelerin eğitim konusunda çocuklarını motive etmeleri ve çocuklarından bu konudaki beklentilerini açıkça dile getirmeleri önemlidir. A grubundaki katılımcılar kendileri ve aileleri için eğitimin birinci amaç olduğunu belirtmişlerdir. Diğer gruptaki adölesanlar ise akademik olarak başarısız olduklarını ve bu nedenle okulu bıraktıklarını söylemiştir.

K12: “Derslerime kendimi veremiyordum Derslerim güzel olmayınca okumak istemedim.” [E-K12-16-1-Ortaokul]

Araştırmacı: “Bu durum ne zaman başladı?”

K12: “İlkokulda. Dördüncü sınıfta, dersi sevmiyordum. Annemler çok uğraştı gönderemedi beni okula.” [E-K12-16-1-Ortaokul]

K14: “Fazla okuyamıyordum. Çözüm için annem en son öğretmenime gitti. “Benim kızım niye fazla okuyamıyor, böyle heceliyor.” dedi.

Öğretmenim “senin kızın dersleri iyice algılamıyor” dedi.” [E-K14-17-1-İlkokul ]

K20: “Okuldayken Okulu sevmiyordum. Okulla aram iyi değildi, okuma yazmayı dördüncü sınıfa kadar çözmedim. Dördüncü sınıfta bir hoca geldi başıma alfabeyi ondan öğrendim. Sonra o öğretmen okuldan ayrıldı ben de okula gitmek istemedim.” [E-K20-19-1-İlkokul]

Akademik başarısızlıklarının nedenleri arasında dersleri anlayamamaları ya da algılayamamaları nedeniyle öğrenme güçlüğü yaşamaları, okulu ve dersleri çekici bulmamaları ve derse katılım göstermede isteksiz olmaları sayılmıştır. Diğer taraftan aileleri tarafından yeteri kadar desteklenememeleri, alternatif destekleyici formüllerin gerek okul tarafından gerekse aile tarafında organize edilememesi, öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin özel eğitim olanaklarından yeteri kadar faydalandırılamamaları, okul içi ve öğrenciler arasındaki iletişim sorunlarına yönelik çalışmaların bulunmaması, okul sosyal hizmetinin olmaması gibi ailesel ve kurumsal konular bu sebepleri oluşturmaktadır. Bu çalışmada akademik başarısızlık nedeni ile eğitim hayatından kopan adölesan kadınların erken evlilik yaptığı görülmektedir. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun 2009 hazırlamış olduğu “Erken Yaşta Evlilikler Hakkında İnceleme” raporunda dünyadaki birçok çalışmada yetersiz eğitimle erken evliliğin ilişkisinin ortaya konduğu belirtilmiştir (Özaydınlık 2014). Eğitimin artışına paralel olarak toplumsal cinsiyet eşitlikçi tutumda artacaktır.