• Sonuç bulunamadı

4. ANALİZ

4.3. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutumunun Göstergeleri

4.3.3. Kadının Çalışması

4.3.3.5. Anne olarak çalışma

Çocuğun bakımı ve büyütülmesi görevinin anneye uygun bulunması ve babadan çok annenin bunu daha iyi yapabileceğine ilişkin geliştirilen toplumsal kanaat toplumsal cinsiyet rollerinin göstergelerinden biridir. Bu nedenle beklenen doğumdan sonra babanın değil annenin çalışma hayatına ara vererek ilerleyen dönemde de yardım alarak bebeğini büyütmesidir.

Bu araştırmada görüşme yapılan her iki grubun katılımcıları da kadının çalışması halinde güçlük yaşayacağını belirtmişlerdir. Ancak A grubu katılımcılardan çoğu annelik dönemi izinlerinin varlığından ve bebeğin bakımı için çalışma hayatının bitirilmemesi yönündedir. Çocuk büyütürken çocukla geçen zamanın süresinden çok verimliliğinin üzerinde durmuşlardır.

B grubu katılımcılar K11, K13, K17 ve K18 annenin yardım alarak çocuğuna bakabileceğini, çocuğun kadının çalışmasına engel olmayacağını belirtmişlerdir. Diğerleri ise annenin bu dönem de yardım alsa da çok yorulacağını veya çocuk için yetersiz kalabileceğini belirterek kadının annelik rolünü kısıtlayacağını düşünmüşlerdir.

K14: “Çalışan kadın çocuğuna zaman ayıramaz. Akşamları ayırır ama yorgun düşebilir, fazla vakit geçiremez.” [E-K14-17-1-İlkokul]

K15: “Ben o konuya pek sıcak bakmıyorum hani? Ben hem çalışıp hem çocuk büyütebileceğini düşünmüyorum. Çocuğuna zaman ayıramayacak. Çocuğa anneanne veya babaanne, dadı bakacak. Çocuk anneden çok onları görecek. Ben buna çok sıcak bakmıyorum. Bana anneannem baktı annem çalışırken, ben biliyorum nasıl bir şey olduğunu. Annemin içinde hala pişmanlık var.”[E-K15-18-1-Ortaokul]

K20: “Bir insan çocuk sahibi olmak istiyorsa belli bir zaman çalışamayacak. O çocuğa bakması lazım. Bazıları var doğurup bakıcıya baktırır. Ya da babaanneye baktırıyorlar, hiç güzel bir şey değil bence. Çünkü televizyonlarda görüyoruz kötü davranıyorlar, eziyet ediyorlar, anneanne babaanne de bunu yapıyor, o yüzden anne bakacak.” [E-K20-19-1-İlkokul]

Her iki gruptan anneleri çalıştığı için aile büyükleri tarafından büyütüldüklerini belirten katılımcılar olmasına rağmen B grubu katılımcıların çoğunlukla çocuğun bakım işini geleneksel toplumsal cinsiyet tutumuyla uyumlu olarak annenin görevi olarak gördükleri bu edinimlerinin ailesel, çevresel ve eğitim hayatlarının etkileşerek yarattığı bir sonuç olarak düşünülmüştür.

Yasemin Gezer Tuğrul’un Erken Yaşta Evlendirilen Kadınların Evlilik Süreçleri Deneyimleri ve Sonraki Yaşamları Üzerine Nitel Bir Çalışma adlı araştırmasında kendi istekleri dışında erken dönemde evlendirilen kadınların evlilik sonrasındaki süreçlerinde kamusal alandan uzaklaştırılıp ev içine hapsedildikleri bu adölesan kadınların bilinçsizce erken dönemde gebe kaldıkları ve annelik sorumluluğu yüklendikleri anlatılmaktadır (Gezer Tuğrul 2018). Bu çalışmada B grubundaki katılımcılar yukarıdaki çalışmadan farklı olarak kendi istekleri ile evlenmişlerdir ancak sonraki süreç aynı şekilde sürmüştür. Eşleri ve aileleri tarafından çalışmalarına izin verilmemiş ve kısa dönemde kendilerini annelik sorumluluğu içinde bulmuşlardır.

4.3.3.5.1. Çalışan annenin çocuğu olumlu ya da olumsuz etkilenir

Sosyal rol kuramı toplum tarafından ifade edilen aynı sosyal kategoride bulunan bütün bireylerden beklenen rollerdir. Kadından ve erkekten beklenen davranışsal kalıplar farklıdır. Çocuk bakımının anne tarafından yapılması bu şekilde kabul görmüş bir kalıp yargıdır (Y. Dökmen 2009). Çocuğun bakım ve büyütülmesi işini annelik görevleri arasında düşünen geleneksel toplumsal cinsiyet düşüncesi, çocuğun en iyi anne tarafından bakılabileceği bu nedenle annenin çalışmasının çocuk üzerinde olumsuz etki yaratacağına ilişkin bir düşünce yaratır.

Bu araştırmada da B grubundaki K12, K14, K15, K16, K20 katılımcıların çalışan annenin zorlanmaması ve çocuğunu ihmal etmemesi için kadına annelik rolünü uygun bulmuşlardır. Bu gruptaki diğer katılımcılar annenin zorlanabileceğini ancak yine

başarabileceğini belirtmişlerdir. Çalışan annenin çocuk üzerindeki olumlu yönlerine değinen olmamıştır.

K16: “Çocuğa bakmak kadının görevidir. Bakabilir yani evdeyse annenin bir işi çıkmışsa, bir yere gidecekse ya da bakabiliyorsa eşi o bakabilir. Mesela onu giydirebilir. Yemeğini yedirebilir, uyutabilir.” [G-K16-16-0-İlkokul]

K14: “Çalışan kadın çocuğunu zor büyütür. Hem çalış hem çocuk bak zor olur yani, bir akraban varsa bırakırsın gidersin. Ama güvenmezsen otur evinde çocuğuna bak.” [E-K14-17-1-İlkokul]

Düşünceleri bu şekilde olan B grubu katılımcıların içinde doğdukları ve büyüdükleri sosyal rolleri bu şekilde öğrendikleri ve bu rollerin ne olduğu, kendilerini nasıl etkilediği doğru ya da yanlışlığı konusunda fikirleri olmadan kabul ettikleri düşünülmüştür. Eğitim bu anlamda sosyal rollerin anlaşılmasında ve tartışılarak kabul görmesinde önemli bir etkendir. Bu araştırmada da iki grup arasındaki annelik rolleri bakımından farklılığa neden olmuştur.

B grubu katılımcılara karşın A grubundaki katılımcıların çoğu annenin çalışmasının çocuk açısında olumlu faydalarının da olduğu üzerinde durmuşlardır. Yaşadıkları özlem nedeni ile anne çocuk bağının güçleneceğini, birlikte geçirilen zamanın verimli kullanılacağı, çocuğun çalışan, üreten ve özgür kadını örnek alarak büyüyeceğini belirtmişlerdir. Ekonomik seviyenin yükselmesi ile çocuğun sosyal çevresinin olumlu yönde değişeceğini bunun çocuğa iyi eğitim ve özgüven olarak döneceğini düşünmektedirler. A grubundaki bu katılımcılar çalışma hayatı yaşayan kendi annelerinden örnekler vererek olumlu etkilerini paylaşmışlardır.

B grubundaki katılımcıların çoğunun çocukların bakım ve büyütülmesi görevinin anne tarafından yapılmasının daha uygun olacağı yönündeki geleneksel toplumsal cinsiyet eşitsizliği tutumuna sahip oldukları görülmüştür. Eğitimlerine devam eden A grubundaki katılımcıların çoğunun ise kamusal alanda çalışan kadının doğum yapması durumunda izin hakkının olacağı, annelik rolünün yanında işine göre mesleki rolünü yapabileceklerini düşünmektedirler. Bu grubun toplumsal cinsiyet eşitlikçi tutuma sahip oldukları düşünülmüştür.

Kadının çalışma hayatındaki yeri, ev ve aile ile ilgili görev ve sorumluluklardaki değişimler, çocuk bakımı, toplumsal roller gibi konuları eğitim müfredatında yer bulan

konular olduğundan eğitimi devam eden katılımcıların da bu konularda bilgileri bulunmaktadır. Dolayısı ile eğitimi devam eden katılımcıların bu bilgiler ışığında daha eşitlikçi olan toplumsal cinsiyet algısı oluşturabildikleri buna karşın bu avantaja sahip olmayan dahası yaşamını da geleneksel düşünce örüntüleri arasında yaşayan evli veya gebe olan katılımcılar için bunun gerçekleşemediği düşünülmektedir.