• Sonuç bulunamadı

Edebiyat Eğitimi ile Ġlgili Sonuçlar

2. SÂMĠHA AYVERDĠ’NĠN ESERLERĠNDE EDEBĠYAT EĞĠTĠMĠ

5.1. SONUÇ

5.1.2. Edebiyat Eğitimi ile Ġlgili Sonuçlar

Ayverdi‟nin görüĢlerinden hareketle Türk dilinin, Türk tarihinin ve Türk imanının değerinin farkına vararak ülke gerçeklerine ve vatan sevgisine vâkıf, özgür düĢünmesi bilen nesiller yetiĢtirmek eğitimden beklenen unsurlardır. Dolayısıyla ilk yapılacak iĢin millî, manevi ve tarihî unsurlarını kaybetmiĢ Türk eğitimini ıslah etmektir. Türk gençliğine yeniden millî ve tarihî Ģuurunu kazandırıp yeni nesilleri sağlama almak gerekmektedir. Bu yüzden de iĢe yedi yaĢındaki çocuktan baĢlayarak, genci, en körpe yaĢında elinden tutup bir millî iman ve ruh terbiyesi ile donatmanın önemi büyüktür.

Ayverdi‟nin değindiği, yakinen ve fiilen öğrenme yani yaparak yaĢayarak öğrenme günümüz eğitim anlayıĢının temel prensiplerindedir. Bu eğitimi öğrencilere uygulayacak kadroların da eğitimli ve donanımlı olması gerekmektedir. Gelecek nesilleri ancak bu iyi yetiĢmiĢ ve sorumluluğunun bilincinde olan eğitimciler yetiĢtirebilir.

Yazara göre yapılacak iĢ memleket realitelerine aĢina, ilmî kifayet, siyasi ve idari basirete malik, dürüst, iman ve hamiyetle mücehhez geniĢ bir kadro yetiĢtirip devlet kademelerine yerleĢtirerek iĢ baĢına getirmek, gelecek nesilleri sigortalamak olacaktır.

Ayverdi, sadece yeni nesillerin değil halk eğitiminin gereğinden de bahseder; halk eğitimi gibi vatan coğrafyasının bütününü ilgilendiren bu konuyu millî bir dava olarak ele almak gerekmektedir.

Toplum terbiyesinde manevi değerlere yer verilmesi gerekmektedir. Bunlara örnek olarak

1

147

Mevlana ve Yunus Emre gibi asırların gerisinden seslenen gönül ehlini kendimize rehber etmeliyiz. Ġlim ve irfanı birleĢtirerek, eskinin hikmet ve bilgisini yeni nesillere aktarmalıyız.

Eğitimde önemli olan okulların sayı bakımından çokluğu değil eğitimde kalitedir. Eğitim öğrenciye millî ve manevi bir ruh kazandırmalıdır. Ġnsanı eğitmenin ülkeyi kalkındırmak olduğu bilen her birey ve toplum hem yedide yetmiĢe toplumu eğitir hem de cahilliği ortadan kaldırır.

Toplumun her kesiminin eğitilmesi var olan bazı sorunları kendiliğinden ortadan kaldırır. Kadın erkek arasındaki eĢitsizlik de aslında eğitimle çözülecek sorunlardandır.

Toplumun temel taĢı olan ailedeki bozulma tüm toplumu etkiler. Türk toplumunda aile ve ailevi değerler zarar görmezse toplumda ayakta kalır.

Gençlere gerçekleri göstermek hem ailenin hem de onları eğiten insanların görevidir. Anne babanın topluma karĢı tavrı ve çocuğa geçmiĢten gelen ahlâki değerlerin öğretilmesi çocuğun terbiyesinde çok önemli bir unsurdur. Aile kültürü, örf ve âdetler insanların daha çocukken manevi bir terbiye almalarını sağlar. Ayrıca örf ve âdetler aileler vasıtasıyla gelecek nesillere aktarılır. Örf ve âdetlerin tesirinin hukuk ve ahlâk kurallarından daha fazla olduğunu hesaba katarsak ailelerin bu konuya vermesi gereken önem daha da artmaktadır. Ahlâkın beĢikten baĢlayacağı fikrini göz önünde bulundurarak gençleri iyi ahlâkla eğitmek gerekmektedir.

Toplumun geliĢebilmesi insanın geliĢmesine bağlıdır. Ġnsan hem topluma faydalı olmalı hem de kendini bilmelidir. Ġnsan arzularına hâkim olup, kötülüklerden arındığında, iyiye ve güzele yönlendiğinde olgunlaĢır yani tekamülü tamamlar. Ġyi insan, kendinde olan iyilikleri insanlığın yanlıĢtan doğruya yönelmesi için harcayan ve kendini toplum hizmetine adayan kimsedir. Günümüz dünyasında nefsine yenik düĢerek asıl gerçekleri göremez hâle gelen, kendine tapan insanoğlunun yolunu kaybetmesi ve bencillik duygusu insanlığın en büyük sorunlarından biridir.

Ayverdi, ciddiyetle ele alınması gereken meselelerin baĢında dil davası geldiğini; eski devirlerin açtığı bu yarayı onarmak görevinin yeni devirlere düĢtüğünü savunur. Fakat tarihî ve sosyal kurumları yara almıĢ bir milletin en az düĢmanı kadar kendi kendine zarar vermiĢ olacağı da bir gerçektir.

148

Türk dili tahrip edildiği ve eski vasıflarını yitirdiği için onun gerçek yüzünü meydana çıkarmak zordur. Devlete düĢen görev de dili sınırlı müdahale ve çabalarla değil, tüm toplumu kapsayan bir çalıĢma ile tamir etmektir.

Bir milleti ıslah etmenin yolu geçmiĢi tamamen silip atmak yerine o devletin kuruluĢ esasına sadık kalarak yenilikler yapmaktır. Bizim yapmamız gereken, yaratmıĢ olduğumuz büyük medeniyetin yüceliklerini dünyaya kabul ettirecek bir yolda yürümek; var olan değerlerimizi dünyaya tanıtmak; edebiyat, müzik, mimari ve diğer sanat dallarının ve millî- manevi değerlerimizin üstüne dünyanın dikkatini çekmektir.

Mazi ve tarih bilinci, millî ve manevi terbiyeden mahrum yetiĢen insanların geçmiĢine değer vermeden kendi medeniyetini bilmediği ve köksüz yaĢama hevesi içinde oldukları bir gerçektir. O yüzden geçmiĢine ve değerlerine sıkı sıkı bağlı yeni nesiller yetiĢtirmek gereklidir.

Ayverdi‟nin görüĢlerinden hareketle bugünkü durumun sebepleri olarak Batı‟nın doğudan irfan ve hikmeti; ahlâki değerler ve manevi kıymetleri bırakıp sadece ilim ve tekniği aldığı için maddeci anlayıĢı benimsemesini görebiliriz.

Problem doğu medeniyetinin kendisinde değil, doğuyu sarmıĢ olan cehalettedir. Bir de ısmarlama bir BatılılaĢma hamlesiyle yeniliklerin tutmadığını; daima cehalet tarafından alaĢağı edildiğini görüyoruz. Çare BatılılaĢma değil, oluĢ ve yükseliĢ devirlerimizin ruhunu uyandırmaktır. Unutmayalım ki medeniyet değiĢimleri örnek alınan medeniyetin durumuna göre iyi ya da kötü seyir izleyebilir. O yüzden hangi medeniyeti değiĢim için örnek alacağımıza çok dikkat etmek gerekir.

Bu anlayıĢ noktasından vatan ve iman aĢkının eskinin tüm kurumlarında etkisi gösterdiği günümüzde ise bunun eksikliğinin yaĢandığı bir gerçektir. Zaten bir devleti yıkan toprak kaybetmek değil kültür ve iman kabıdır.

Eski devirlerdeki iman anlayıĢı ülkedeki her insana sirayet etmiĢtir. Tasavvuf anlayıĢı da kütleye ruhi ve zihnî bir disiplin kazandırmıĢtır. Bu tasavvufi terbiye insanın karakter yapısına etki ederek Hakk‟a hizmetin halka hizmet olduğu fikrini, tüm toplumun iliklerine iĢlemiĢtir.

Musikide, Ģiirde, mimaride ortaya konan eserlere insanlar artık rağbet etmemektedir ve zamanla milletimizin sanata ve estetiğe bakıĢ açısı değiĢmiĢtir. Batı‟dan etkilenen sanatın

149

her dalı millîlikten uzaklaĢarak eski güzelliğini yitirmiĢtir. O yüzden milletimizin geçmiĢte vücuda getirdiği sanat eserlerine gereken değeri vermeli ve onları anlamaya çalıĢmalıyız. Ġnsanlığa fayda sağlamak ve insanlığı selamete erdirmek için rehber merkezlerden yani âlim ve sanatçılardan feyz almak ve onlara sahip çıkmak gerekmektedir.

150