• Sonuç bulunamadı

2. TETEBBUʿDA REFʿ EDİLMESİ SEBEBİYLE İLLETLİ SAYILAN HADİSLER

2.1. Dârekutnî’nin Müslim’i Eleştirdiği Rivâyetler

2.1.1. Çoğunluğa muhalif rivâyetler

2.1.1.7. Ebû Bürde rivâyeti

يليلأا ديعس نب نوراه انثدحو ح ريكب نب ةمرخم نع بهو نبا انربخأ :لااق ،مرشخ نب يلعو رهاطلا وبأ ينثدحو يل لاق :لاق ،يرعشلأا ىسوم يبأ نب ةدرب يبأ نع هيبأ نع ةمرخم انربخأ ،بهو نبا انثدح :لااق ،ىسيع نب دمحأو الله لوسر نع ثدحي كابأ تعمسأ :رمع نب الله دبع ﷺ نأش يف تعمس :لوقي هتعمس ،معن :تلق :لاق ؟ةعمجلا ةعاس الله لوسر ﷺ :لوقي " ةلاصلا ىضقت نأ ىلإ ماملإا سلجي نأ نيب ام يه . "

“Ebû Tâhir ve Ali b. Haşrem → İbn Vehb → Mahreme b. Bükeyr (tahvil), Hârûn b. Saîd el-Eylî ve Ahmed b. İsâ → İbn Vehb → Mahreme → (Mahreme’nin) babası → Ebû Bürde b. Ebû Musâ el-Eşʻarî → Ebû Mûsâ → Rasulullah (s.a)”.349

Dârekutnî bu rivâyete şu şekilde yer vermiştir:

نع ةيبأ نع ريكب نب ةمرخم نع بهو نبا ثيدح ملسم جرخأو يبنلا نع ىسوم يبأ نع ةدرب يبأ ﷺ ةعاسلا يف نأ نيب ام ةعمجلا موي ءاعدلا اهيف باجتسملا ةلاصلا ىضقت نأ ىلإ ربنملا ىلع ماملإا سلجي . لاق يبأ نع ريكب نب ةمرخم ريغ هدنسي مل ثيدحلا اذهو : ه .ةدرب يبأ نع .هلوق نم ةدرب يبأ نع ةعامج هاور دقو نع ناطقلا ديعس نب ىيحي هاور كلذك ،عطقنم ةدرب يبأ لوق نم باوصلاو هدنسي ملو ىسوم ابأ هب غلب نم مهنمو 347 Dârekutnî, Tetebbuʿ, s. 286.

348 Ebû Mes’ud ed-Dımaşkî, Kitâbü’l-Ecvibe, s. 212. 349 Müslim, “Cuma”, 16.

55 نع يروثلا بدحلأا لصاو هعباتو ،ةدرب يبأ نع قاحسإ يبأ ، نع ةريغم نع ريرج هلاق .هلوق ةدرب يبأ نع هاور .لصاو .كلذك ةدرب يبأ نع هاور ديعس نب دلاجم مهعباتو لاو ،فوقوم هيبأ نع ةدرب يبأ نع قاحسإ يبأ نع يروثلا نع ملاسلا دبع نب نامعنلا لاقو ملو ،هيبأ نع هلوق تبثي خم ريغ هعفري .لا :لاق ؟ائيش كيبأ نم تعمس :ةمرخمل تلق دلاخ نب دامح نع لبنح نب دمحأ لاقو .هيبأ نم ةمر

Müslim’in İbn Vehb → Mahreme b. Bükeyr → (Mahreme’nin) babası → Ebû Bürde → Ebû Musâ isnadıyla rivâyetine göre Rasulullah (s.a) cuma günü duaların kabul olunduğu vaktin imamın minbere oturmasıyla namazın kılınması arasında olduğunu buyurmuştur.

Dârekutnî’nin rivâyetle ilgili değerlendirmesi şöyledir: “Bu hadisi sadece Mahreme b. Bükeyr → babası → Ebû Bürde tarikiyle merfû olarak rivâyet etmiştir. Râvilerin çoğu onu Ebû Bürde’nin sözü olarak rivâyet etmişlerdir. Bazıları da Ebû Mûsâ’nın sözü olarak aktarmıştır. Doğru olan maktû olarak Ebû Bürde’nin sözü olmasıdır. Bu şekilde Yahyâ b. Saîd el-Kattan → Sevrî → Ebû İshak → Ebû Bürde tarikiyle rivâyet etmiştir. Vâsıl el-Ahdeb’de (Ebû İshak’a) mütâbaat ederek onun (Ebû Bürde) sözü olarak nakletmiş, (bu rivâyet) Cerir → Muğire → Vâsıl (el-Ahdeb) tarikiyle rivâyet edilmiştir. Mücalid b. Saîd’de, Ebû Bürde’den rivâyetinde onlara mütâbaat etmiştir.

Nuʻmân b. Abdüsselam → Sevrî → Ebû İshak → Ebû Bürde → babası (Ebû Mûsâ) senediyle mevkuf olarak rivâyet etti. Bu hadisi (Ebû Bürde’nin) babasından (mevkuf) rivâyeti sahih değildir. Mahreme’nin babasından (Bükeyr) rivâyetinden başka da hadisi refʿ eden olmamıştır. Ahmed b. Hanbel, Hammâd b. Hâlid’den şöyle nakletmiştir: -Mahreme’ye babandan bir şey duydun mu diye sordum. -Hayır dedi”.350

Şema 11

Ebû Bürde rivâyeti (merfû)

350 Dârekutnî, ’Tetebbuʻ, s. 166-167, no: 40.

Rasulullah

(s.a) Ebû Mûsâ Ebû Bürde Bükeyr Mahreme

İbn Vehb MÜSLİM Meymûn İbn Vehb RÛYÂNÎ

56 Şema 12

Ebû Bürde rivâyeti (maktû)

Hadisi merfû olarak sadece İbn Vehb rivâyet etmiş, onun tarikiyle Müslim’den başka Ebû Dâvûd (ö. 275/888) Sünen’de,351 Rûyânî (ö. 307/920) Müsned’de,352 İbn Huzeyme Sahîh’te,353 Ebû Avâne el-Müsnedü’s-sahîhü’l-muharrec alâ Sahîh-i

Müslim’de354 ve Taberânî Kitâbü’d-Dua’da355 tahric etmiştir. Mahreme’den sadece İbn Vehb rivâyet ettiği için Dârekutnî İlel’de İbn Vehb’in teferrüd ettiğini söylemiştir.356Aynı hadisin bazı rivâyetlerinde İbn Vehb ile Mahreme arasında Meymûn b. Yahyâ b. Müslim357 yer almaktadır. Ebû Avâne’nin aktardığına göre İbn Vehb, Mahreme’nin hadisini önce Meymûn’dan sonra da Mahreme’nin kendisinden dinlemiştir.358

Ebû Bürde’nin râvilerinden Ebû İshak,359 Vâsıl el-Ahdeb,360 Mücalid b. Saîd361 ve Muaviye b. Kurre362 ise maktû rivâyet etmişlerdir. Nuʻmân b. Abdüsselam, Ebû İshak tarikiyle Ebû Mûsâ’nın sözü olarak (mevkuf)363 rivâyet etse de Dârekutnî bunun sahih olmadığını belirtmektedir.364

Dârekutnî İlel’inde de merfû, mevkuf ve maktû olarak ihtilaflı senedleri zikrettikten sonra, “Mahreme b. Bükeyr’in hadisini Müslim Sahîh’inde tahric etti, Ebû

351 Ebû Dâvûd, “Salât”, 207.

352 Rûyânî, Ebû Bekr Muhammed b. Hârûn, Müsnedü’r-Rûyânî: ve bi zeylihi’l-müstedrek mine’n-

nususi’s-sakıta, nşr. Eymen Ali Ebû Yemânî, Kahire: Müessesetu Kurtuba, 1426/1995, I, 326.

353 İbn Huzeyme, Sahîh, II, 841. 354 Ebû Avâne, el-Müsned, VII, 112.

355 Taberânî,Ebü’l-Kâsım Süleymân b. Ahmed, Kitâbü’d-Dua, nşr. Muhammed Said b. Muhammed

Hasan el-Buhârî, Beyrut: Dârü’l-Beşairi’l-İslâmiyye, 1407/1987, II, 859.

356 Dârekutnî, İlel, VII, 212

357 Rûyânî, Müsned, I, 328; İbn Huzeyme, Sahîh, II, 841. 358 Ebû Avâne, el-Müsned, VII, 114.

359 İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, XV, 125. 360 İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, IV, 139, 140. 361 Dârekutnî, İlel, VII, 212.

362 İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, III, 711. 363 Dârekutnî, İlel, VII, 213. 364 Dârekutnî, Tetebbuʻ, s. 167. Ebû Bürde Ebû İshak İBN EBÛ ŞEYBE Vâsıl el- Ahdeb İBN EBÛ ŞEYBE Mucalid DÂREKUTNÎ Muaviye İBN HACER

57

Bürde’den, merfû değil onun sözü olarak rivâyet edilmesi sahihtir”365 demiştir.

Nevevî, hadis âlimlerinin çoğu gibi Dârekutnî’nin de bir hadisin rivâyetinde merfû-mevkuf teâruzu varsa mevkufun tercih edilmesi gerektiği kaidesini benimsediğini ve buna binaen Müslim’i eleştirdiğini, oysa bu kaidenin zayıf olduğunu belirttikten sonra: “Doğru olan usûlcülerin, fukahanın, Buhârî’nin, Müslim’in ve muhakkik hadis âlimlerinin yoludur ki buna göre sikanın ziyâdesi olduğu için merfû olan tercih edilir” demektedir.366

Aslında Dârekutnî kaideye göre değil karineye göre hüküm vermektedir.367 Nitekim İbn Hacer de Fethu’l-Bârî’de Dârekutnî’nin hangi karinelerden yola çıkarak mevkuf rivâyetin sıhhatine hükmettiğini tespit etmeye çalışmaktadır. Buna göre; Müslim’in tahric ettiği hadis senedindeki “inkıta” ve “ızdırab” sebebiyle illetli bulunmuştur. “İnkıta” olmasının sebebi Mahreme’nin babasından hadis işitmemiş olmasıdır. Nitekim Mahreme kendisinin babasından hadis dinlemediğini, rivâyetlerinin kitaptan olduğunu belirtmiştir. Ali b. Medînî de Medine halkından hiç kimsenin Mahreme’den hadis rivâyet ederken, rivâyetini babasından dinlediğini söylemediklerini belirtmektedir. “Izdırab”a gelince Kûfe halkından olan Ebû İshak, Vâsıl el-Ahdeb, Muaviye b. Kurre ve başkaları Ebû Bürde’nin sözü olarak rivâyet etmişlerdir. Onlar Kûfeli olan Ebû Bürde’nin hadisini Medineli olan Bükeyr’den (Mahreme’nin babası) daha iyi bilirler. Sayı olarak da daha fazladırlar. Üstelik eğer bu hadisi Ebû Bürde merfû olarak bilseydi onu bırakıp kendi görüşüyle fetva vermezdi. Bu yüzden Dârekutnî maktû rivâyetin doğru olduğunu belirtmiştir.368 Medhalî de Dârekutnî’nin eleştirisini haklı bulmaktadır.369

Halbuki bu hadis Müslim’in Sahîh’inde konuyla ilgili temel aldığı rivâyetlerden değildir. Müslim aynı babta öncelikle Cuma günü duaların kabul olunduğu saatin öneminden bahseden rivâyetleri tahric etmiştir.370 Söz konusu hadisi ise babın sonunda zikretmiştir. Bunun sebebi Beyhaki’nin Fezailü’l-evkat kitabında verdiği şu bilgiden kaynaklanıyor olabilir: “Rasulullah (s.a) bu saati tam olarak biliyordu. Sonra kulun günün

365 Dârekutnî, İlel, VII, 212. 366 Nevevî, el-Minhâc, VI, 141.

367 Yusuf b. Cevdet, Menhecü’l İmam ed-Dârekutnî fî nakdi’l-hadis fî kitabi’l-İlel, Kahire: Darü’l-

Muhaddisîn, 1432/2011, s. 92.

368 İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, III, 711-712. 369 Medhalî, Beyne’l-imameyn, s. 181. 370 Müslim, “Cuma”, 13-15.

58

tamamını zikir ve dua ile geçirmesi için, kadir gecesinin hangi gece olduğu unutturulduğu gibi cuma günü duaların kabul olduğu vakit de unutturuldu”.371 Beyhaki Şuʿabü’l-îmân kitabında da şöyle demiştir: “Bu, cuma saatinin açıklanmasındaki en sahih rivâyettir. Belki de Ebû Musâ, Rasulullah’a (s.a) unutturulmadan önce ondan bu hadisi öğrenmiştir. En doğrusunu Allah bilir”.372 Bu durumda cuma günü duaların kabul olduğu vaktin Rasulullah’dan (s.a) rivâyet edilmesi problemli görülmektedir. Müslim de bunun farkındadır ki söz konusu hadisi cuma günü duaların kabul olduğu saati beyan eden en sahih hadis olduğu için kitabında tahric ettiğini söylemektedir.373 Böylece Mahreme hadisini aslında Müslim’in de tashih etmediği anlaşılmaktadır.

Aşağıda ele alıncağı gibi Dârekutnî başka bir rivâyeti de çoğunluğa muhalefeti ile birlikte râvinin müdellis olması sebebiyle eleştirmektedir.