• Sonuç bulunamadı

EĢkıya Takibi Esnasında Engelli Kalanlara Yapılan Yardımlar Merkezi otoriteye karĢı silahlanarak çete faaliyetleri içerisine giren eĢkıyalar

SONRADAN ENGELLĠLER VE DEVLET POLĠTĠKAS

2.1. Sonradan Engellilik, Nedenleri ve Yapılan Yardımlar

2.1.1. SavaĢlar

2.1.3.1. EĢkıya Takibi Esnasında Engelli Kalanlara Yapılan Yardımlar Merkezi otoriteye karĢı silahlanarak çete faaliyetleri içerisine giren eĢkıyalar

bulundukları yerde yaĢamlarını idame ettirebilmek amacıyla yerel halktan zorla para, eĢya, yiyecek vb. gibi taleplerde bulunmuĢlardır. Bu gibi kalkıĢmalara taviz vermek istemeyen Osmanlı Devleti, eĢkıyaların üzerine asker sevk ederek bölgenin huzur ve refahını sağlamaya gayret göstermiĢtir. Memleketin değiĢik yerlerinden değiĢik tarihlerde pek çok dilekçe gönderilmiĢ ve genellikle devletten yardım talebinde bulunulmuĢtur.

Dilekçe sahiplerinin asker olması halinde tekaüd sandığına sevkleri yapılarak emekli edilmeleri sağlanmıĢtır. Emekliye ayrılmak isteyenler bunun eĢkıya takibi esnasında olduğunu ve tedavisinin mümkün olmadığını doktor raporuyla belgelemek zorundadırlar. Manastır’dan Zaptiye Nezareti’ne yazılan yazıda (25 Ocak 1875) bundan 4 ay önce Kalkandelen halkına ait olan 200 baĢ sığırı gasp eden eĢkıyayı takip ettikleri esnada sağ kolundan yaralanmıĢ olan Debre-i Zir kazası zabtiyesinden Timur, emekli olmak istemiĢtir. Timur’un nizamiye taburunda bulunan cerrah tarafından yapılan tedavisinde kolundan üç kemik parçası çıkarılmıĢtır. Bundan dolayı kolu sakat ve işten muattal kalmıĢtır. Kolu için gereken bütün tedavinin yapıldığı ve bunun dıĢında herhangi bir tedavi olunamayacağına yönelik hazırlanan doktor raporu da sunulmuĢtur.

646 Mücteba Ġlgürel, “EĢkıya (Osmanlılar’da EĢkıyalık Hareketleri)”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.

Debre idare meclisi konuyu merkeze bildirirek Timur’un yardıma muhtaç olduğunu belirterek emekli edilmesini talep etmiĢlerdir. Ancak kararın sonuçlanması aylar almıĢtır. Sıkı inceleme ve bakanlıklar arasında yapılan yazıĢmalar bu süreyi daha da arttırmıĢtır. Seraskerlik makamına gönderilen yazıda, gönderilen raporların bir kez de Meclis-i Sıhhiye-i Askeriye tarafından araĢtırılıp merkumun emekliliğe hak kazanıp kazanmadığı ve eğer kazanmıĢsa kaçıncı derecenin kaçıncı kısmıyla sevk edileceği sorulmuĢtur. Sıhhiye Dairesi yaptığı incelemenin ardından Timur’un her ne kadar kolu iyileĢmiĢse de kolundan çıkarılan kemikler nedeniyle artık kolunu kullanamayacağı ve Tekaüd Kanunu’na göre 3. derecenin 2. kısmıyla emekli olması gerektiğini söylemiĢtir. Bunun gibi eĢkıya takibi sırasında sakat kalan zabit ve zaptiye askerinin emeklilik iĢlemlerinin derecelerine göre yapıldığı ve Timur’un da aylık 100 kuruĢ maaĢla tekaüde

ayrılması kararlaĢtırılmıĢtır647

. Timur bir yıla yakın süren yazıĢmaların ardından emekli olmayı baĢarmıĢtır.

Bulgar eĢkıyası ile yaĢanan çatıĢmada ayağından sakat kalan ve daha sonra da ayağı kesilen Kosova jandarma efradından Ramazan bin Mehmed ise Timur kadar Ģanslı değildir. Ayağına aldığı yaranın iyileĢmemesi neticesinde kesilmek zorunda kalan Ramazan’ın 2 ġubat 1905 tarihinde Üsküp sancağından ödenmek üzere aylık 60 kuruĢ bağlandığına dair Seraskerlik makamından onay alınmıĢtır. Ancak emekliliğe sevki için gerekli olan resmi senetler bir türlü gönderilmemiĢtir. Belgenin eline ulaĢamamasından dolayı para alamadığı gibi sakat kaldığından da geçimini sağlayacak bir iĢte çalıĢamamıĢtır. Ramazan, çektiği sefalet ve zaruretin son dereceye vardığını ve artık bir an evvel Ģu halden kurtarılması talebinde bulunmuĢtur. Rumeli MüfettiĢi Hüseyin Hilmi, söz konusu kiĢinin geçimini tedarik edebilmek amacıyla Selanik’e kadar sürüne sürüne gelerek dilencilik yapmaya mecbur kaldığından söz etmiĢtir. Devletin konuya dikkatini daha fazla çekmek amacıyla dilenme hadisesine yerli ile yabancı devlet adamlarının da tanık olduğunu ifade etmiĢtir. Vazifesini yerine getirme uğruna bedenini feda eden bu gibilerinin korunmasının Devlet-i Aliyye’nin Ģan ve Ģerefine yakıĢacağını dile getirerek sözlerine son vermiĢtir. Ancak ne yazık ki senetlerin ulaĢması hala mümkün olmamıĢtır. Maliye Nazırı Mehmed Ziya belgelerin 10 ġubat 1907 tarihinde düzenlenerek gerekli yerlere gönderildiğini bildirmiĢtir. Nihayet Ramazan bin Mehmed

2 yılı aĢkın bir süreden sonra aylık almaya hak kazanmıĢtır648

. Emekliliğe sevki gecikip

647 BOA, ġD. 259/32. 648

sıkıntı yaĢayanlardan birisi de Ayet bin Arif’tir. Ayet, eĢkıya ile çıkan çatıĢmada dört yerinden yaralanmıĢtır. Sol kolundan sakat kalması üzerine jandarmadan kaydı silinerek emekliye sevki baĢlatılmıĢtır. Ancak sevk iĢleminin üzerinden 18 ay geçmesine rağmen hala resmi evraklar gelmemesinden dolayı maaĢ alamamaktadır. 10 kiĢiden oluĢan ailesine bakabilmek için dilenerek geçimlerini sağlamaya çalıĢmaktadır. PeriĢan halinin son raddeye varmasından dolayı bir an evvel belgelerinin gönderilmesi ve Ayet’e maaĢ

bağlanması istenmiĢtir649

.

9 yıllık polis memuru Ġshak Efendi de benzer Ģeyler yaĢamıĢtır. Bulgar eĢkıyalar tarafından sol kolundan yaralandıktan sonra tedavi olmasına rağmen iyileĢememiĢ ve kolu da sakat kalmıĢtır. Engel durumundan dolayı vazifesini tam olarak yerine getirememesinden istifaya mecbur kalmıĢtır. Sağlık heyeti tarafından düzenlenen raporu da sunarak emekli olma talebinde bulunmuĢtur. ĠĢlemlerinin tamamlanması neredeyse 2

yıl sürmüĢtür650

. Belgelerden Ġshak Efendi’nin neler çektiğini tespit edemesek de onun da diğer görevliler gibi sıkıntılar yaĢamıĢ olması kuvvetle muhtemeldir. Engellerinden dolayı sevk iĢlemleri uzayan asker ve polisler, maaĢ ve yardımlarının kesilmesi üzerine zor durumda kalmıĢlardır. Dilekçenin gönderilmesi, sağlık raporunun düzenlenmesi ve belgelerdeki bilgilerin doğrulanmasının uzun sürmesi bazı mağduriyetlerin doğmasına sebebiyet vermiĢtir. Bunların yanında bürokrasi ve devlet ekonomisinin içinde bulunduğu sıkıntılı durum da emekliye sevk iĢlemlerinin gecikmesine neden olmuĢtur.

EĢkıya takibi esnasında malul kalanlar maaĢlarının yetersiz olması, kendilerine maaĢ bağlanmaması ve zamanında paralarını alamadıkları gibi gerekçelerle baĢvuruda bulunmuĢlardır. 300 kuruĢ maaĢla çalıĢırken Ermeni eĢkıyası tarafından vurulurak gözlerini kaybeden (nimet-i basardan mahrum kalan) Hacı Mustafa Efendi, kendisine tahsis edilen 170 kuruĢ maaĢın aile fertlerinin kalabalık olmasından dolayı yetmediğini

ileri sürerek söz konusu aylığın 300 kuruĢa arttırılması talebinde bulunmuĢtur651. Vanlı

Rüstem bin Ahmed, uzun yıllar boyunca jandarma göreviyle devlete hizmet ettiğinden söz ettikten sonra Ermeni hadisesinde mecruh ve malul kaldığından söz ederek

kendisine münasip miktarda maaĢ verilmesini istemiĢtir652

. Demirhisar’dan Mehmed ÇavuĢ bin Ahmed ise eĢkıya ile yaĢanan çatıĢma neticesinde ayaklarından sakat kaldığını ve bunun üzerine aylık 166 kuruĢ maaĢla emekliye sevk edildiğinden söz 649 BOA, TFR. I. MKM. 17/1685. 650 BOA, DH. MKT. 1045/47. 651 BOA, BEO. 903/67701. 652 BOA, BEO. 1116/83684.

etmiĢtir. Emeklilik tarihinden sonra toplam 2 aylık maaĢını alamadığından Ģikâyet

ederek söz konusu paranın ödenmesi ricasında bulunmuĢtur653

.

EĢkıya takibinde yararlılık gösteren ve aldıkları yaralar neticesinde engelli kalan askerlere maaĢın yanında liyakat madalyası da takdim edilmiĢtir. Sadaret’ten Maliye ve Seraskerlik makamlarına 6 Haziran 1903 tarihinde yazılan yazıda, 3. orduya mensup olup Bulgar eĢkıyasıyla yaĢanan çatıĢmada yaralanarak malul kalan OnbaĢı Mustafa ile erlerden Mehmed Ali ve Ali’ye gümüĢ liyakat madalyası verilmiĢtir. Madalyaların yanı sıra OnbaĢı Mustafa’ya 200; erler Mehmet Ali ile Ali’ye ise 100’er kuruĢ hazineden

maaĢ bağlanmıĢtır654

.

EĢkıya takibi esnasında askeri birliğe rehberlik eden halktan da yaralanarak engelli kalanlar olmuĢtur. Vücutlarına isabet eden kurĢunlar neticesinde yaralananlar tedavi edilip iyileĢtikten sonra hayatlarına kaldıkları yerden devam etmiĢlerdir. Ancak yaraları ağır olan ya da herhangi bir uzuvları parçalandığı için kesilmek zorunda kalanlar hayatlarının kalan kısmını devletin ve yerel yönetimlerin yardımlarıyla idame ettirmek durumunda kalmıĢlardır. Örneğin, Resmo ahalisinden Mustafa bin Salih’in

yaralanan sağ kolu kesilmek zorunda kalmıĢtır655

. Tırnova’ya bağlı Yakacık Köyü’nden Ali oğlu Süleyman da kolundan vurulmuĢtur. Her ne kadar eli kesilmemiĢ de olsa artık hareketsiz kalmıĢtır. Ailesinin kalabalık olması ve yardıma muhtaç birisi olması nedeniyle kendisine bir miktar maaĢ verilmesi talebinde bulunmuĢtur. Edirne Vilayeti, durumu merkeze bildirirek gereğinin yapılmasını istemiĢtir. Merkezde yapılan

yazıĢmaların ardından kendisine 50 kuruĢ maaĢ bağlandığı Edirne’ye bildirilmiĢtir656

. Yaralı kalanlara verilecek maaĢların miktarının değiĢiklik gösterdiğini görmekteyiz. Yardım talebinde bulunan kiĢinin evli olup olmadığı, evli ise kaç çocuğunun olduğu ve maluliyet derecesine göre kendisine ödenecek maaĢ miktarında farklıklar olmuĢtur. Askerlere su taĢırken eĢkıya tarafından yaralanarak sakat kalmıĢ olan MürĢit el-Hakim ile Ali Haccac adındaki mecruhlara 30’ar kuruĢ maaĢ tahsisinde

bulunulmuĢtur657

. Kocacıklı Nazif bin Abdi’nin 4 çocuklu ve yardıma muhtaç olması

653 BOA, TFR. I. ġKT. 112/11130. 654 BOA, BEO. 2084/156257.

655 Asâkir-i şâhâne refâkatinde eşkıyâ ile mücadele ederken mecrûh olarak hastanede sağ kolu kat

olunmasına binâen…BOA, BEO. 1660/124442.

656 BOA, DH. MKT. 812/79; BEO. 2355/176579; ayrıca yapılan yardım talepleri için bkz. BEO. 98/7344;

357/26770; 901/67533; 2919/218885; DH. MKT. 974/12; 2015/56; DH. MUĠ. 80-1/53.

657 BOA, DH. MKT. 193/32; ġiddetli soğukların etkisiyle gözlerinden kör olan Hacı Süleyman’a da 30

nedeniyle hazineden 80 kuruĢ maaĢ bağlanmıĢtır658

. 2 parmağı sakat edilmiĢ olan

Madencioğlu Yani’ye vilayet mal sandığından 100 kuruĢ maaĢ tahsis edilmiĢtir659

. Medine’de bulunan Osmanlı askerine erzak götürdüğü esnada çıkan çatıĢmada ayağından vurularak bir işe güce yaramaz derecede sakat kaldığından söz eden Mahmud Muhammed el-Fahur, kendisi için bir miktar maaĢ bağlanması ricasını dile getirdiği arzuhalini sunmuĢtur. Malul ve bakıma muhtaç olması göz önünde tutularak

boĢ olan maaĢlardan 150 kuruĢun kendisine tahsis edilmesi kararlaĢtırılmıĢtır660

.

EĢkıyalık faaliyetleri esnasında ailesi ile birlikte mağdur olanlara da yardım edilmeye çalıĢılmıĢtır. 13 ġubat 1897 tarihinde Dâhiliye Nezareti’ne yazılan bir yazıdan bunu anlayabiliyoruz. Ermeni olaylarında eĢi ile oğlu öldürülen, kendisi de sakat kalan Marya, kimsesiz ve engelli olmasından dolayı atiyye-i seniyyeden kendisine bir miktar

maaĢ talebinde bulunmuĢtur661

.

2.1.4. ĠĢ Kazası

Osmanlı Devleti’nde engelli kalınmasındaki bir baĢka faktör de kiĢilerin baĢına gelen iĢ kazalarıdır. Bu kazaların bir kısmı bizzat kazazedenin yaptığı hata neticesinde oluĢurken bir kısmı ise dıĢ faktörler sebebiyle yaĢanmıĢtır. ÇalıĢanlar, kendilerine ve bakmakla yükümlü oldukları bireylerin geçimini temin etmek için çalıĢmak zorundadırlar. Elde ettikleri gelirlerin kesilmesi halinde ise sıkıntı yaĢamıĢlardır. Gelir kesintisinin çeĢitli sebepleri mevcuttur. Bu sebepler içinde yer alan iĢ kazaları ise

önemli bir yer tutmaktadır662

.

Devletler, iĢ kazası neticesinde engelli kalan vatandaĢları için politikalar üretmiĢlerdir. ĠĢçilere sosyal güvenlik sağlamak ve iĢ hayatlarının sona ermesinden sonra kendilerine emeklilik hakkı tanımak baĢlıca önlemlerdir. Avrupa’da sosyal güvenlik ve emeklilik sistemi Osmanlı Devleti’ne nazaran daha erken tarihte baĢlamıĢtır. Bunun sebebi ise Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan iĢçi sınıfının varlığı ve ardından yaĢanan kazalardır. Erken dönem sanayi iĢçilerinin tehlikeli çalıĢma koĢulları 19. yüzyıla kadar hep göz ardı edilmiĢtir. ĠĢverenler, yaĢanan iĢ kazaları 658 BOA, BEO. 2332/174899; 2476/185699. 659 BOA, DH. MKT. 2028/67. 660 BOA, BEO. 3482/261083. 661 BOA, DH. TMIK. M. 28/21. 662 Makal, a.g.e., s. 208.

neticesinde kendilerini o döneme kadar sorumlu hissetmemiĢlerdir. ÇalıĢanlar da zaten böyle bir talepte bulunmamıĢlardır. Yaralanma ve sakat kalma durumlarında suçlu her zaman çalıĢan varsayılmıĢtır. Ancak ciddi yaralanma ve hatta ölümlerin yaĢanması, çalıĢanların tutumunda değiĢiklik meydana getirmiĢtir. Bu gibi durumlarda yaralanan iĢçi ile birlikte gerekli tedbirleri almayan patron da kısmen sorumlu sayılmaya baĢlanmıĢtır. 19. yüzyılda iĢçilere iĢ güvenliği ve sosyal hizmetler için yeni düzenlemeler yapılması için çalıĢmalar baĢlatılmıĢtır. Osmanlı Devleti’nde böyle bir sanayileĢme çabası ve hareketi yaĢanmadığı için sosyal güvenlik talebinde

bulunabilecek bir iĢçi sınıfı oluĢmamıĢtır663

. Her ne kadar böyle bir iĢçi sınıfından söz edemesek de Osmanlı Devleti’nde de iĢ kazaları meydana gelmiĢtir. Sinop, Ġzmit ve Ġstanbul gibi Ģehirlerde kurulan tersanelerde buharlı gemi yapılmıĢtır. 19. yüzyılda demiryollarının ihtiyaçlarını karĢılamak üzere Ereğli kömür madenleri açılmıĢtır. Böylece Osmanlı topraklarında da iĢçi sayısı artmaya baĢlamıĢtır. 1 Nisan 1866’da kurulan Ameleperver Cemiyeti ilk iĢçi birliğidir. Birliğin temel amacı, iĢçilere eğitim sağlama, eğitim için gerekli araç ve gereçleri temin etmek ve üyelerine iĢ bulmak gibi sınırlı bir rolü olmasına rağmen bir sosyal güvenlik uygulaması olarak kabul edilmiĢtir. Tersane ve madenciliğin yanında tophane, barut ve silah fabrikaları ile tekstil fabrikaları

Osmanlı Devleti’nde sanayi kollarını oluĢturmaktadır664

. Buralarda çalıĢanlar meydana gelen kazalardan etkilenmiĢlerdir. Belgelere yansıdığı kadarıyla iĢ kazası neticesinde engelli kalanlar bu durumu anlatan dilekçeleri ile sağlık heyetinden aldıkları raporları sunarak devletten maaĢ isteğinde bulunmuĢlardır.