• Sonuç bulunamadı

Duyular ve Akıl Yoluyla Mantıksal Çıkarım Sonucu Elde Edilen Bilgi

I. BÖLÜM

2.9. FELSEFE

3.1.2. Bilginin Kaynakları

3.1.2.3. Duyular ve Akıl Yoluyla Mantıksal Çıkarım Sonucu Elde Edilen Bilgi

İstidlâl (çıkarsama), lugatta, delil arama anlamına gelen, ancak en genel anlamıyla, herhangi bir önerme hakkında diğer önermelerden hareketle kesin bir kanıt getirme işlemlerinin tümünü kapsayan bir kavramdır. Diğer bir değişle, o, başka hükümlere ulaşmak için birtakım önermeleri düzenlemektir568. Bir hüküm veya kavramın, doğruluk ya da yanlışlığını kanıtlamak için zihnin yaptığı akıl yürütme eylemi olarak da görülebilir. Çıkarsamanın kendi içinde tümdengelimsel ve tümevarımsal olmak üzere ikiye ayrıldığı görülür. Tümevarımsal çıkarsama, tek tek olgulardan genel bir sonuca gitmekten; tümevarımsal çıkarsama ise genelden özele doğru gitmekten oluşan akıl yürütme türüdür. Çıkarımsal (istidlâlî) bilgi ise kesin ya da doğru olan başka önerme/inanç ya da fikirlerden çıkarsanmak suretiyle haklılandırılan veya temellendirilen inancın oluşturduğu bilgidir569.

Saadia Gaon, bilginin kaynaklarını sayarken üçüncü sıraya istidlâli bilgiyi, yani çıkarım işlemi sonucu ulaşılan çıkarımsal bilgiyi koyar570. Çıkarımsal bilgi (تايرورض)571, insan

566 Empirizm, tüm bilgilerin deneyime, duyu algısına dayandığını savunan görüştür. Bilginin kaynağının deneyim olduğunu ileri sürer ve bilgiye ulaşmak için deneysel araştırmanın, veri toplamanın, bunları değerlendirmenin gözlemden başlayarak akıl yürütmenin gerekliliğine işaret eder (Cevizci, s. 318).

Empirizme göre insan zihni doğuştan boş bir levha (Tabula Rasa) gibidir. İnsan zihni, sonradan deney yoluyla bilgi elde eder. Empirizm, insan zihninde doğuştan getirilen düşünceler ya da bilgilerin olmadığına inanır.

567 Efros, Saadia's Theory of Knowledge, s. 148-149.

568 Özdemir, s. 176; Yusuf Şevki Yavuz, “İstidlâl”, DİA, Cilt 23, s. 325.

569 Cevizci, s. 208.

570 Altmann, The Book of Doctrines and Beliefs, s. 36; Altmann, Landauer’in Arapça basımında تعفد ام ملع هيلا ةرورضلا (Zorunluluk sonucu kendisine ulaşılan bilgi) ibaresini, Çıkarımsal Bilgi (İnferential Knowledge) olarak çevirmiştir.

tarafından doğru olarak kabul edilmediği sürece, akıl yoluyla ya da duyu algılaması yoluyla elde edilenlerin geçerliliğinin iptal edilmesini icbar eden neticelerdir572. Yani, çıkarımsal bilgi, bir insanın reddedemeyeceği bir bilgidir. Şayet, reddetmeye kalkışırsa, duyu algılaması yoluyla elde ettiği bilgiyi ve aklî bilgi olarak nitelendirilen apaçık bilgiyi de mutlaka reddetmek zorunda kalacaktır. Ancak bu iki tür bilgi kaynağını kesinlikle reddetmesi mümkün olmadığı için çıkarımsal bilgiyi de mutlaka doğru kabul etmek zorundadır573. Örneğin, insanın görünen, müşahede edilen ve tanık olunan faaliyetlerini inkar etmemek için, gözle görülmediği halde onun bir ruhunun olduğuna inanılır. Bir başka örneği ise daha çarpıcıdır: “Dumanın kendisinden çıktığı ateşi görmediğimiz ancak dumanını gördüğümüz bir durumda biz, kesinlikle (orada) bir ateşin olduğuna inanırız (دقتعن )574. Çünkü dumanın varlığı ateşin bulunmasını gerektirir ve bu ikisi bir diğeri olmadan tamam olmaz (açıklanamaz). Aynı şekilde, bir duvarın arkasından gelen insan sesi duysak, kesinlikle (orada) bir insanın bulunduğuna inanırız.

Çünkü, insan sesi ancak mevcut bir insandan ortaya çıkabilir” 575.

Saadia, çıkarımsal bilginin geçerli kabul edilebilmesi için beş şartın yerine getirilmesini zorunlu görür. İlk şart, çıkarımsal bilginin, başka açıklamalarla izah edilebilen bir duyu algılaması yoluyla elde edilen bilgiye dayanmamasıdır. Bir kimse, duyu algılaması yoluyla elde edilen bir bilgiye dayanarak çıkarımsal bir bilgiye ulaşıyorsa, bu dayanılan bilgiyi kontrol etmelidir. Bu bilginin doğruluğunu sarsan bir başka teorinin/bilginin varlığı, çıkarımsal bilginin geçersizliğine sebep olacaktır576. Örneğin, bazıları Samanyolu’nda görünen beyazlığın, gerçekte güneşin izlediği bir rota neticesinde oluşan bir görüntü olduğuna kesinlikle inanırlar. Ancak, duyu algılamasına bağlı olarak ortaya koydukları bu görüşün tahlili yapıldığında olası diğer görüşlerin de bulunduğu görülecektir. Bu beyazlık, yukarıya doğru çıkan sis ya da duman, devamlı yanan bir ateşin parçası veya bir yığın küçük yıldızlar sebebiyle de oluşmuş olabilir577. Bu yüzden, çıkarımsal bilgi (Samanyolu’nda görünen beyazlığın, gerçekte güneşin izlediği

571 Saadia, eserinde üçüncü bilgi kaynağının adını هيلا ةرورضلا تعفد ام ملع (Zorunluluk sonucu kendisine ulaşılan bilgi) ibaresini kullanmış, hemen aşağıda bu kaynağı açıklarken de تيرورضلا ملع اماو (Zorunluluklar bilgisine - yani çıkarımsal bilgiye- gelince) olarak kullanmıştır (Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 13; ayrıca bkn. Efros, Saadia's Theory of Knowledge, s. 149).

572 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 13.

573 Altmann, The Book of Doctrines and Beliefs, s. 36.

574 Saadia’nın دقتعا fiilini, istidlâl sonucu ulaşılan, kesin ve mutlak bilgiyle ulaşılan inanç anlamında kullandığı görülmektedir.

575 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 17.

576 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 18.

577 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 19; Rosenblatt, The Book of Beliefs and Opinions, s. 23-24.

bir rota neticesinde oluşan bir görüntü olduğu bilgisi), kendisine dayandığı duyu algılaması neticesinde elde edilen bilginin (güneşin izlediği bir rota neticesinde oluşan bir görüntü ve bu görüntünün göz tarafından algılanması) başka teorilerle (yukarıya doğru çıkan sis ya da duman, devamlı yanan bir ateşin parçası veya bir yığın küçük yıldızlar) izah edilebilir olduğu durumlarda, geçersiz kabul edilmelidir.

İkinci şart, çıkarımsal bilginin başka açıklamalarla izah edilebilen bir aklî bilgiye dayanmamasıdır. Bir kimse, akıl yoluyla elde edilen bir bilgiye dayanarak çıkarımsal bir bilgiye ulaşıyorsa, bu dayanılan bilgiyi kontrol etmelidir. Bu bilginin doğruluğunu sarsan bir başka teorinin/bilginin varlığı, çıkarımsal bilginin geçersizliğine sebep olacaktır578.

Üçüncü şart, çıkarımsal bilginin duyu algılaması yoluyla elde edilen bir bilgiye dayanması ve bu bilginin diğer duyu algılaması yoluyla elde edilen bilgilerle çelişmemesidir. Ancak böyle bir durum varsa bunlar arasında mukayese yapılmalı ve bu mukayese sonucuna göre hangisinin tercih edileceğine karar verilmelidir579. Örneğin, insanların bazıları tüm mevcûdâtın kökeninin su olduğunu ileri sürer. Ancak onlar suyun akışkan olması ve bundan dolayı da kendi kendine duramaması sebebiyle böyle bir görüşün doğru olamayacağını düşünememişlerdir. Dolayısıyla, bu örnekte olduğu gibi duyu algılaması yoluyla elde edilen iki bilginin birbirleriyle çelişmesi durumunda, bunların her ikisi de değerlendirmeye alınmalı ve değerlendirme sonucuna göre tercih yapılmalıdır.

Dördüncü şart, çıkarımsal bilginin kendisiyle çelişen ifadelerden oluşmamasıdır.

Örneğin, birisi kendi kişisel tecrübelerinden yola çıkarak iyi olmanın mutluluk verici bir şey olduğuna inansa, başka biri de insanları öldürmenin (kötü olmanın) mutluluk verici bir şey olduğuna inanabilir. Bu durumda iyi ve kötü gibi birbirine zıt iki şey aynı sonuca ulaştırdığı için bu böyle bir çıkarımsal bilgi geçersizdir580.

Beşinci ve son şart, çıkarımsal bilginin bir sebebe dayalı olarak elde edildiği durumlarda, bu sebebin farklı bir sonuca götürmemesidir581. Örneğin, duyu algılaması yoluyla elde edilen bilgiye dayanarak dünyanın ezelî olduğunu iddia eden biri, bu

578 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 19.

579 Altmann, The Book of Doctrines and Beliefs, s. 41.

580 Altmann, The Book of Doctrines and Beliefs, s. 41.

581 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 20.

görüşünün tabii bir sonucu olarak evrenin bir başlangıcının olmadığına da inanır. Bu görüşünün temel dayanağı duyular yoluyla hissettikleridir. Ancak, bu bilginin, kendi dayanak noktası olan bilgi açısından müşahede edilebilmesinin imkânı yoktur. Çünkü, bir insanın tüm mevcûdâtın ezelî oluşunu duyuları yoluyla gözlemleyebilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, bu inancın (dünyanın ezelî oluşu) temel dayanak noktası olan bilgi, sözkonusu inancı onaylamayıp farklı bir sonuca (mevcûdâtın ezelî oluşunun duyular yoluyla gözlemlenebilmesinin mümkün olmaması) götürdüğü için bu görüş geçersizdir582.

Saadia Gaon, yukarıda saydığımız beş şarta, doğruya ulaşma faaliyetlerimiz esnasında sabırlı olmak ve acelecilikten uzak durup dikkatli olmak kurallarını da ekler. Böylece çıkarımsal olarak doğru bilgiye ulaşılması esnasında uyulması gerekli yedi kuralı açıklamış olur583.