• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.9. FELSEFE

3.1.2. Bilginin Kaynakları

3.1.2.4. Doğru Haber (قداصلا ربخلا )

Saadia, bilginin dördüncü kaynağının doğru haber olduğunu savunur: “Monoteist toplum olarak bizler bu üç bilgi kaynağının hakiki olduğuna inanırız. Bunlara, diğer üç kaynaktan çıkardığımız ve bu sayede bizim için kaynak olan dördüncü bir kaynağı da ekleriz. Bu kaynak, doğru haberin (قداصلا ربخلا ) geçerliliğidir. Doğru haber, duyular yoluyla elde edilen bilgiye ve aklî bilgiye dayalıdır”584. Saadia Gaon, “Doğru Haber585” tabiriyle Peygamberlere vahyedilen haberleri ve kitapları kastetmektedir586. Bu da en genel anlamıyla yazılı Tanah ve şifâhi Talmud’tur.

Doğru Haber, duyusal, aklî ve çıkarımsal bilgilerle doğru/hakiki/geçerli olma açısından uyumludur. Bu üç bilgi kaynağı yoluyla elde edilen bilgilerin muteber bilgiler oluşu hakkında Tanah’tan örnekler sunar. Örneğin, doğru haber, aklî bilgilerin hakiki oluşunu bildirir. Buna delil olarak, doğru haberin bize doğruyu/hakikati söylemeyi emrettiğini yalanı ise yasakladığını şu pasuğu örnek göstererek iddia eder: “Ağzım gerçeği duyurur,

582 Rosenblatt, The Book of Beliefs and Opinions, s. 25.

583 Efros, Saadia's Theory of Knowledge, s. 155.

584 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 14.

585 Dördüncü kaynağı, doğru/güvenilir gelenek, doğru/güvenilir haber olarak anlayabiliriz (Jospe, Jewish Philosophy in the Middle Ages, s. 58).

586 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 20.

çünkü dudaklarım kötülükten iğrenir. Ağzımdan çıkan her söz doğrudur, yoktur eğri ya da sapık olanı”(Eyüp 8/7-8)587.

Doğru Haber yoluyla elde edilen bilgi, dînî alana mahsus özel bir bilgidir. Saadia, bu tür bir bilgi için herkesin kabul edebileceği genelgeçer bir temel bulma kaygısında olmuştur. Bunun için ilk olarak doğru haber olarak adlandırdığı bu vahyî bilginin, duyumsal (duyularla ilgili/havassî) bir tecrübeye dayanması gerektiğini söyler. Bu bilgi, diğer duyumsal tecrübeler sonucu ulaşılan bilgilerden oldukça farklıdır ve olağanüstü bir niteliğe sahiptir. Çünkü burada hakikat, güvenilir ve otoriter bir kaynak tarafından vahyedilir ve aynı kaynak bu bilginin gelecek nesillere aktarılmasını emreder. Burada ortaya çıkan vahyî bilgi (doğru haber) Saadia’ya göre sıradan bir insan tarafından aynı türden bir tecrübenin konusu edilemez. Ayrıca, Doğru Haber olarak değerlendirilen bilgi, Saadia’ya göre diğer üç kaynaktan elde edilen bilgilerin üstünde yer almaz.

Çıkarımsal bilgi ile duyular yoluyla ulaşılan bilgi ve aklî bilgi arasında bir uyum ve şart aradığı gibi doğru habere ait bilgi ile ilk üç kaynak arasında da, hata ve şüphelerin oluşmasının önüne geçmek için, bir uyum arar588.

Saadia, Doğru Haber olarak nitelendirdiği ve hakiki olduğuna inandığı bu bilgilerin, gerçekten doğru ve güvenilir kabul edilebilmelerinin ölçütü üzerinde de durmuştur.

Örneğin, Tanah’ta verilen tarihsel bilgilerin gerçekten doğru olup olmadığı nasıl bilinecektir? Asırlar öncesinde olmuş bir olayı, deneysel olarak gözlemlemek suretiyle olayın gerçekten vuku bulduğunu tasdik etmek mümkün değildir. Aklî açıdan bakıldığında da mutlak anlamda doğruluğunu aklî olarak tasdik etmek mümkün değildir, çünkü böyle bir bilgi aklî bilgi değildir. Karenin kare olduğunu, asla bir daire olmadığını akıl hemen tasdik eder, ancak böyle bir tarihsel bilgiyi onaylamaz. Böyle bir bilginin çıkarımsal olarak da doğruluğunun onaylanması mümkün değildir, çünkü çıkarımsal bilgi duyular yoluyla ulaşılan bilgi ve aklî bilgi kaynaklarına dayalı olduğu ve bu ikisinin de doğru habere ait bilginin doğruluğunu tasdik etmelerinin mümkün olmamaları nedeniyle çıkarımsal olarak da onaylanması mümkün değildir. Saadia, Tanah’da anlatılan tarihsel verilerin doğruluklarının iki kritere göre ölçülebileceğini iddia eder. 1) Bu olaya şahit olan, olayın içinde bulunan kimselerin şahitliklerinin güvenilirlikleri ve 2) bu olayın sonraki nesillere aktarım sürecinin güvenilirliliği.

587 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 15.

588 Schweid, s. 10.

Saadia, her iki durumda da ne kadar çok insan bulunursa (hem olayın içinde hem de aktarım sürecinde), olayın doğruluğunun da o derece artacağını savunur. Mısır’dan çıkış, Sina dağındaki vahiy, İsrailoğullarının çölde kırk yıl boyunca dolaşırlarken yedikleri mucizevi yiyecek men ve selva ile diğer birçok mucize çok açık ve anlaşılır bir şekilde halkın önünde gerçekleşmiştir. Binlerce insanın şahit olduğu bu olaylar, yine her nesilde binlerce insan tarafından açık bir şekilde sonraki nesillere aktarılmıştır.

Dolayısıyla bu olayların doğruluklarında herhangi bir şüphe sözkonusu değildir589. Saadia, Doğru Haber yoluyla gelen bilginin doğruluk derecesini, insanın kendi gözüyle ya da diğer duyularıyla ulaştığı bilgi ile eşit seviyede görür. Görüşünün delili olarak da Yeremya 2/10’u gösterir: “Gidin de Kittim kıyılarına bakın! Kedar ülkesine adam gönderip iyice inceleyin, Hiç böyle bir şey oldu mu, olmadı mı görün”590. Burada, bir haberin doğruluğunu anlamanın iki yolundan bahsedilmektedir: kendi gözüyle görmek ve adam gönderip iyice araştırmak. Saadia bu pasuktan yola çıkarak, özellikle “iyice araştırın” vurgusunun üzerinde durmak suretiyle doğru haberin ancak iki yolla fesada uğrayabileceğini belirtmektedir. Yanlış zan/kanı ya da izlenim (yani, haberin yanlış anlaşılması) ve bile bile yanlış bildirim. İşte Saadia, Tanah’ta, özellikle gelen haberler hakkında “iyice araştırın” vurgusunun yapılmasının sebebini bu şekilde açıklamaktadır.

Doğru Haber olarak tanımladığı Tanah ve Talmud’ta bulunan bilgilerin günümüze kadar aktarılması sürecinde, yukarıda belirlediği iki esasın İsrailoğulları arasında gerçekleşmediğini söyler. Her ne kadar bireysel olarak, bazı bilgilerin yanlış anlaşılması veya bile bile bozulup farklı aktarılması hadiseleri yaşanmış olsa da toplumun tamamı bu eylemlere katılmamış, yanlışa düşmemiş ve doğru yoldan ayrılmamışlardır.

Dolayısıyla, Saadia’ya göre Doğru Haber bilgilerine bu açıdan bakıldığında onlar kesinlikle güvenilir, doğru ve orjinalliği bozulmadan aktarılmış bilgilerdir591.

Genel olarak değerlendirecek olursak, Saadia Gaon doğru haber olarak nitelendirdiği bilgi kaynağının aslında vahiy sonucu ortaya çıkan bilgi olduğunu söyler. Allah’ın peygamberlere ilettiği bu vahiylerin yazılı olarak bulunduğu Tanah ve şifâhi yorumlarının bulunduğu Talmud, doğru haberlerin bulunduğu eserlerdir.

589 Jospe, Jewish Philosophy in the Middle Ages, s. 58.

590 Altmann, The Book of Doctrines and Beliefs, s. 110.

591 Saadia, Kitâb’ul Emânât, s. 128.