• Sonuç bulunamadı

PETRA II: GENÇLERİN İLK MESLEKİ EĞİTİMİ VE HAREKETLİLİĞİ

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ANNE BABA YETİŞTİRMESİ

2.2. OKULÖNCESİ DÖNEMDE BİREYİN GELİŞİMİ

2.2.2. Gelişimde Temel Yaklaşımlar

2.2.2.10. Duygusal Zeka Yaklaşımı

İlk kez Peter Salovey ve John Mayer tarafından 1990 yılında ortaya atılan575 duygusal zeka kavramını Goleman, “Duygusal Zeka (Working With Emotional Intelligence)”576 isimli kitabı ile bütün dünyaya tanıtmıştır. Woodruffe’a577 göre

574 Atkinson ve diğerleri, s,447. 575

Özden, s.45.

576 Daniel Goleman, İşbaşında Duygusal Zeka, 2.Baskı, Varlık Yayınları, İstanbul, 1998.

577 Woodruffe, Charles, “Promotional Intelligence”, People Management, 13586297, 01/11/2001, Cilt. 7, Sayı.1

Goleman’ın kitabında ileri sürdüğü duygusal zeka özellikleri578 davranış biliminde keşfedilmiş yeni bir alan olmayıp aslında bir yetkinlik kitabıdır. Woodruffe, başarının bilişsel yeterlilik kadar bireysel ve bireyler arası ilişkilere dayalı olan davranışsal yetkinlikler ile ilişkili olduğunu da savunur. Nitekim Goleman da kurumların yetkinlikler listesinin %85’inin insanlar arası ilişkiye dayalı olduğunu ileri sürmektedir. Goleman’a göre en iyi liderlerin etkileyici performansının %85’i duygusal zeka kaynaklıdır. Howard Gardner579 da duygusal zekayı bireysel (intra personal) ve bireyler arası (inter personal) olarak iki temel gruba ayırmakta ve her ikisinin de ayrı ayrı performansa etkilerinin olduğunu vurgulamaktadır. Örneğin işinde çok sayıda müşteri, tedarikçi, öğrenci gibi insanla ilişkide bulunması gereken satıcı, polis, öğretmen, doktor, hemşire, politikacı, hakim, avukat, dini lider, sosyal ve kamu hizmeti sunan kişilerin bireysel zekasından daha ileride bireyler arası zekaya sahip olması gerekmektedir.

Duygusal zeka, bireyin duygularını ve başkalarıyla iletişimini nasıl yönettiğiyle ilgilidir; kendini motive edebilmek, özkontrol, istek ve ısrarcılık. Duygusal zeka (EQ), bilişsel zeka (IQ)’dan farklı olarak sonradan kazanılabilmekte ve geliştirilebilmektedir. Duygusal gelişim erken dönemde başlar ve bireyin gelişiminde çok önemlidir.580 Duygusal zeka, bireyin bilişsel zekasını kullanabilmesini de sağlamaktadır.581 Goleman’a582 göre duygusal zekası düşük bireyler yüksek IQ’ya sahip bile olsalar ancak kendi yaşamlarının kötü pilotu olabilirler. Duygusal zeka yoksunluğu, kişinin aile yaşamından mesleki başarısına, toplumsal ilişkilerinden sağlık durumuna kadar birçok alanda çok olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Dolayısıyla bireyin yetkinlikleri gelişim boyutlarına benzer bir şekilde pek çok yeteneğin (multi-skill) etkileşiminden meydana gelmektedir, zira bireyin sağlıklı gelişimi için de tüm gelişim boyutlarında dengeli bir gelişim göstermesi gereklidir.

578 Duygusal zeka özellikleri: Öz bilinç, duyguları idare edebilmek, kendini harekete geçirmek, empati, İlişkileri yürütebilmektir. (Bkz. Goleman, s.61.)

579 Howard Gardner, Multiple Intelligence: The Theory In Practice, Basic Books, New York, 1993, s.9.

580 Ragland, Saxon, s.24. 581 Giddens, s.426. 582 Goleman, s.34

Hayatta ve iş yaşamında etkili ve yüksek performans gösterebilecek bireylerin de sadece IQ gelişimiyle yetinmeleri mümkün değildir. IQ ile kariyer ilişkisine dair araştırmalarda örneklemin kolej döneminde ve iş sahibi olduktan sonraki IQ düzeyleri ile kariyer performansları karşılaştırıldığında IQ’nun yeterli bir gösterge olmadığı belirlenmiştir. Çünkü kolej döneminde göreceli olarak daha düşük IQ’lu bireylerin iş yaşamında yüksek IQ’lu bireylerden daha başarılı olabildikleri ve aynı işsizlik oranına sahip oldukları belirlenmiştir, oysa çocukluk dönemi duygusal zeka özelliklerinin kariyer performansı ile daha yüksek ilişkisi bulunmaktadır.583 Üstelik Harvard Üniversitesi profesörlerinden Daniel Koretz, “Ölçüm (measuring up)”584 isimli kitabında eğitimin test edilmesi konusunda standardize test uygulanarak öğrencinin okul başarısının belirlenmesinde, öğrenci performansındaki dalgalanmalar ve değerlendirmedeki belirsizlikler gibi yanlışlıklara değinmektedir. Örnek olarak aynı öğrenciye aynı testin yemek öncesi ve hemen yemekten sonra yapılması durumundaki farklılıklar ve not basamakları arasındaki limitlerin farklı belirlenmesi durumunu gösterilmektedir.585

Goleman’a göre insan beyninin yapısı dolayısıyla, çocuklukta alınan duygusal dersler, yaşam boyunca davranış tarzını belirler. Oregon Üniversitesi’nden Mary Rothbart ve Texas Üniversitesi’nden arkadaşlarının yaptıkları bir araştırmaya586 göre kişiler arası ilişki (sosyal yetkinlik) performansı bakımından bireyler arasında uzun süreli geçmişe dayanan psikolojik farklılıklar vardır. İnsan kişiliği çok önemli ölçüde küçük yaşta gelişir. Her davranışta ilişkisel ve duygusal iki nitelik değişik ölçülerde iç içe geçmiştir.587 Doğuştan gelen, kalıtımsal olan ya da bireyin biyolojik özelliklerinden kaynaklanan bir mizacı vardır. Bu mizaç, müdahale edilirse değiştirilebilir. Örneğin, çekingen mizaçlı bir çocuk yetişkin olduktan sonra çok daha zor değişir. Ancak, çocukken anne babası korumacı bir tavır yerine, yaşama

583 Giddens, s.426.

584 Daniel Koretz Measuring Up: What Educational Testing Really Tells Us, Harvard University Press, 2008.

585 Bill Tucker, What We’re Reading Testing the Limits, 7 Temmuz, 2008,

http://www.educationsector.org/analysis/analysis_show.htm?doc_id=692268

586 M Rothbart, S Ahadi ve D Evans, "Temperament and personality: origins and outcomes", Journal of Personality and Social Psychology, Cilt:78, Sayı:1, Ocak 2000.

uyum sağlaması için onu sorunlar karşısında biraz kendi başına bırakırsa daha girişken ve cesur olabilir.

Bireyin EQ’sunun düşük olması nedeniyle davranışlarında ortaya çıkan olumsuzluğu Marx “yabancılaşmış karakter”, psikiyatri alanı “şizoid karakter” ve Fromm “pazar karakteri” olarak ifadelendirir. Saim Koç ve Nil Gün kitaplarında588 bireyin 0-6, 2-6 ve 6-21 yaşları arasındaki, her birey için de geçerli olan güven, ait olma, sevgi, saygı ve kimlik (benlik) ihtiyacını “oluşum ihtiyaçları” ve bundan sonraki ihtiyaçlarını “otonomi ya da olma ihtiyaçları” olarak ifadelendirmiştir. Oluşum ihtiyaçlarının ötesine geçebilen bireyin gelişimi devam eder aksi halde birey, yazarların ifadesi ile “yarım insan” olarak kalır. Akademik başarı için bireyin bilişsel performansı çok etkili iken etkileşimli öğrenme ortamı olan çalışma yaşamında bilişsel performans kadar psikososyal performansın da önemi yüksektir. Fromm bu bakımdan duygusal zeka kadar sosyal zeka kavramına da vurgu yapar. Fromm589 sosyal zeka yerine sosyal karakter ifadesini kullanmaktadır. Misner ve arkadaşları ise sosyal kapital590 ifadesini kullanırlar. Fromm’a591 göre bireyin çevresi ile etkileşimi, çevresel kural ve prensiplere uyum gösterme gereği için gösterdiği davranışlar sosyal yolla karakter edinmesini sağlamaktadır. Ona göre karakter oluşumunda en etkili şey, çocuğun ilk yaşlarında kurduğu insanlar arası ilişkiler ile onu etkileyen toplumsal koşullardır. Bireyin duygusal ve sosyal zekası ya da psikososyal yetkinlikleri ile uygun düşünce ve davranışlara sahip olmasını Fromm “olan insan”, Argyris “olgun insan” terimleriyle ifade eder. Lao Tse592 de “yapmaya giden yol, olmaktan geçer” demiştir.