• Sonuç bulunamadı

PETRA II: GENÇLERİN İLK MESLEKİ EĞİTİMİ VE HAREKETLİLİĞİ

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ANNE BABA YETİŞTİRMESİ

2.2. OKULÖNCESİ DÖNEMDE BİREYİN GELİŞİMİ

2.2.2. Gelişimde Temel Yaklaşımlar

2.2.2.7. Bağlanma Yaklaşımı

Bağlanma, bağlanma kuramının yaratıcısı olan Bowlby ve kuramın gelişmesine katkısı bulunan Ainsworth tarafından bebekle birincil bakım veren kişi arasındaki güçlü duygusal bağ olarak tanımlanmıştır.543 Anne, bebek arasındaki bağlanma diğer ilişkilerin de çekirdeği niteliğindedir. Gelişimi en çok etkileyen faktör bebeğin ilk ilişkileridir.544 Temel gereksinimlerine zamanında ve tutarlı olarak yanıt veren bakıcı durumunda güvenli bağlanma, bebekten gelen sinyallere tutarsız

542

Heckman, a.g.e.

543 Bowlby, aktaran Fatih Bayraktar, “Olumlu Ergen Gelişiminde Ebeveyn/Akran İlişkilerinin Önemi”, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, Cilt:14, Sayı:3, 2007, s.160.

ya da zamansız karşılık veren bakıcı durumunda kaygılı/kararsız bağlanma, bebekten gelen sinyallere tutarlı olarak kayıtsız kalan bakıcı durumunda ise kaygılı/kaçınmacı bağlanma gerçekleşmektedir.545 İnsanın kültürden kültüre değişmeyen bazı psikososyal ihtiyaçları vardır. Bunlardan biri “ilişkili olmak” diğeri “üretkenlik” ihtiyacıdır. İlişkili olmak; bağlanma, dostluk ve bir gruba ait olma isteğini, üretkenlik;546 başarı, otonomi, yetkinlik, güç ve kendi merkezli amaçlara sahip olma isteğini ifade eder. İnsanın çevresinde etkili ve yetkin olma güdüsü vardır. Bu ihtiyaçların karşılanamaması hastalık ve ölüm gibi kuvvetli biyolojik etkilere yol açabilmektedir.

Bağlanma kuramının bebeklik dönemi kadar tüm yaşamı etkilediği araştırmalarla belirlenmiştir: Anne babasına daha güvenli bağlanan bebekler, ileride daha yüksek benlik bilinci, yaşam doyumu, okul başarısı, daha az psikolojik gerilimi olduğunu göstermektedir.547 Bağlanma, bireyin normal gelişim göstermesi için de önemlidir.548 Anne babalık tarzı ile bireyin; çocukluk, gençlik ve yetişkinlik dönemlerindeki biyolojik, psikolojik ve sosyal sorunları arasındaki ilişki çeşitli araştırmalar ile hem boylamsal hem de kültürler arası araştırmalar ile incelenmiştir. Bu araştırmalar, bebeği; yemek yemek, sindirmek, dışkılamak, dinlenmek, duyu organlarını ve bilişsel kabiliyetini kullanarak iletişime geçmek gibi davranışlar ile yaşama alışmaya çalıştığı tam bağımlılık dönemindeki (0-1 yaş) anne babalık yaşantısı ile bireyin ilerleyen yaşamı arasında bağ kurmaktadır. Anne ve bebek arasındaki kuvvetli bağ, bebeğin birey olması için gereken karmaşık sosyal öğrenmesi için temel oluşturur.549

Bowlby550 bir kişinin, çocuklukta güvenli bağlanma geliştiremezse, hayatının geri kalanındaki ilişkilerinde güvensizlik ve duygusal güçlükler yaşabileceğini

545 Emine Gül Kapçı ve Sevgi Küçüker, “Ana Babaya Bağlanma Ölçeği: Türk Üniversite Öğrencilerinde Psikometrik Özelliklerinin Değerlendirilmesi”, Türk Psikiyatri Dergisi, Cilt:17, Sayı:4, 2006, s.289. 546 Westen, s.471. 547 F. Bayraktar, s.160. 548 Kapçı, Küçüker, s.288. 549 Giddens, s.29.

550 J. Bowlby, Attachment And Loss, Cilt:1, Attachment, 2.Baskı, Basic Books, New York, 1983 aktaran Burcu Özbaran ve Tezan Bildik, “Bağlanmanın Nörobiyolojisi”, Çocuk ve Ergen Ruh

vurgular. Sağlıklı bir bağlanma sonucunda birey kendine ve başkalarına güvenebilecek, dünyayı keşfedebilecek ve karşılaştığı değişikliklere uyum sağlamayı öğrenebilecektir.

Bireyin gelişiminde kendi başına gerçekleştirebileceği eylemlerin en sınırlı olduğu, en fazla dışa bağımlı olduğu dönem olan 0-1 yaş bebeklik döneminde anneden yoksun olunması bireyin ilerleyen yaşlarında gelişimi bakımından düzeltilemez sorunlara yol açabilmektedir. Çocuğun anneden yoksun kalması ne kadar erken başlar ve ne kadar uzun sürerse, ortaya çıkacak davranış bozuklukları ve ruhsal dengesizlikler o oranda ağır olur. Bu nedenle ilk birkaç yılda, hele birinci yılda çekilen anne yoksunluğu, bütün yaşam boyu silinmeyen izler bırakır. Ruh hastaları ve suçlular arasında yapılan araştırmalarda, bu bireylerin çocukluklarında anne ve baba yitimine daha çok uğradıkları saptanmıştır.551

Bebeklik döneminde ruhsal bozukluğun gelişmesine yol açacak deneyimler sonraki gelişim basamaklarını da etkilemektedir. Ruhsal bozuklukların öncüllerinin, olabildiğince erken dönemde tanınması, tanımlanması ve sağaltımı, bireyin ruh sağlığını uzun dönemde olumlu etkilemektedir.552 Bağlanma bozukluklarının izlenmesi, koruyucu çocuk, ergen ve yetişkin ruh sağlığı bakımından oldukça önemlidir. Çünkü ruhsal bozukluğun en etkili belirteçlerinden biri bebeğin başka kişiler ile kurduğu ilişkidir.553 Psikoanalist Erik Erikson’a göre erken çocukluk dönemi çocuğun güven duygusunun gelişmesi için çok önemli bir dönemdir. Erken çocukluk döneminde düzenli ve tahmin edilebilir bir çevresi olmayan çocuk tüm duygusal sağlığını olumsuz etkileyecek güvensizlik tutumunu almış olacaktır.

Eğer anne bebeğine uyum sağlamayı reddeder ve bebeğin ona uymasını isterse sürtüşme ortaya çıkabilir. Karşılıklı uyum Nash’in oyun kuramına göre de daha iyi işlemektedir. Araştırmalar,554 doğum sırasında ve doğum sonrasındaki biyokimyasal değişikliklerin anneyi anneliğe hazırladığı ve bağlanmayı

551 Yörükoğlu, (Değişen), s.49. 552 Öztop ve diğerleri, s.170. 553 Öztop ve diğerleri, s.174. 554 Özbaran, Bildik, s.143.

kolaylaştırdığını göstermektedir. Ainsworth ve Bell555 bireyin gelişiminde aktif olduğuna vurgu yaparak bir annenin bebeğini beslerken ondan gelecek işaretlerden yardım almalarının yararına işaret eder. Bu durum, anne bebek etkileşimini eş zamanlı ve karşılıklı doyum verici kılmakta, bebeğin doğal ritmlerinin ve içsel geribildirim mekanizmalarının erkenden düzenlenmesine yardım etmektedir. Stern ve arkadaşları556 bebekleri ile iyi uyum sağlayan anneleri incelemişlerdir. Annelerin kişilikleri farklı olsa da sorumluluklarına yaklaşımlarının aynı olduğunu belirlemişlerdir. Bu anneler çocuk odaklı davranmaya eğilimli ve bebeklerine duygusal olarak ilgilidirler. Çocuk odaklı bakım, anne babaların davranışlarına karar verirken bebeklerinden aldıkları ipuçlarına güvendikleri belirli bir standart ya da kalıptan ziyade daha kendiliğinden olmaya eğilimli bakımdır.

Bağlanma, bebek ile anne baba arasında duygusal olarak olumlu ve karşılıklı yardım edici bir ilişkinin kurulmasıdır. Böylece sadece bebek yetişkinin ihtiyaçlarını karşılayacağı konusunda güven geliştirmez, yetişkinler de anne baba olarak yetiştirme yeteneklerine güven ve bebeklerine karşı iyi duygu kazanırlar.