• Sonuç bulunamadı

Durumsallık Yaklaşımı

Belgede Organizasyon yapısı ve teknoloji (sayfa 104-108)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM III ORGANİZASYON TEORİLERİ

3.2. NEO-KLASİK (DAVRANIŞSAL) TEORİ

3.3.2. Durumsallık Yaklaşımı

1950'li yılların sonları ile 1960'larda organizasyon konularına tamamen değişik açıdan bakılmaya başlanmıştır. Bu yeni yaklaşımlar, öncül yaklaşımların ana fikri olan "en iyi organizasyon yapısı" oluşturmak ve "organizasyon ilkelerini" geliştirmek yerine, her yer ve zamanda geçerli en iyi bir organizasyon yapısının olmadığı, organizasyon ile ilgili her şeyin "koşullara bağlı" olduğu fikrini esas almıştır268. Bunun sonucu olarak, organizasyon yapısı ve örgütsel davranış ile çevre koşulları, teknoloji ve büyüklük arasındaki ilişkiler yoğun bir şekilde araştırılmaya başlanmıştır. Bu araştırmacılardan, ilk olarak organizasyonun, çevresi ile bağımlı bir ilişkisi olduğunu keşfeden Jay Lorsch ve Paul Lawrence, durumu yeterince açık bir şekilde dile getirmişlerdir: "...her koşul altında en iyi olan tek yolu aramaktansa araştırmacılar, organizasyonların fonksiyonlarını, karşı karşıya kaldıkları dış baskıları ve

266 Koçel, s.188. 267 Sucu, s.57. 268 Koçel, s.208.

kendi üyelerinin ihtiyaçları ile ilgili olarak incelemeye yöneldiler. Aslında, bu yaklaşım, organizasyonun, dış taleplere ve üyelerin ihtiyaçlarına bağlı, uygun iç durum ve süreçleri ile "durumsallık" teorisinin gelişmesine doğru götürdüğü görünmektedir"269.

Durumsallık yaklaşımı, sistem yaklaşımının temelinde geliştirilmiş ve onun çok genel ve soyut niteliğini gidermeye çalışmaktadır. Bu yaklaşım, bir birinden farklı durumların çok değişik yollarla karşılanabileceğini, yöneticilerin hareketlerinin büyük ölçüde çevre tarafından kısıtlanmış bulunduğunu, içinde yer alınan durumlara uygun olacak birden çok yolun var olduğunu öne sürmektedir. Değişik bir anlatım ile bu yaklaşım, organizasyonun ve içerisinde yer aldığı koşulların birbirlerine özel olduğunu, buna bağlı olarak ortam koşullarının organizasyonun iç işleyişini, yönetim türünü, yönetim tekniklerini ve yönetim süreci faaliyetlerini belirlediğini savunmaktadır. Bunun yanında bu yaklaşım, incelenen durum dışında, her durumda uygulanabilecek genel ilkelerin olmadığı düşüncesini taşımaktadır 270.

Durumsallık yaklaşımının başlıca özellikleri:

− Önceki yaklaşımların, en iyi tek bir yol bulunduğu görüşüne karşı çıkarak, ortam koşulları ile yönetim faaliyetleri arasında uyumun sağlanması gerektiği düşüncesindedir. Sağlanacak bu uyumda görecelik görüşü hakimdir.

− Yöneticilerin, bulundukları ortam koşullarına uygun stratejiler ve kavramlar seçip uygulamalarını sağlamak için yeteneklerini geliştirmelerine önem vermektedir.

− Organizasyonu açık sistem olarak görmektedir. Dolayısıyla, yapısal ve organizasyonel düzenlemeler çevredeki değişikliklere uyum sağlayacak esneklikte olması gerektiği görüşüne sahiptir.

− Organizasyonel ve yönetsel davranışlar ile ilgili mutlak doğruların bulunduğunu reddetmekte ve kullanılabilir çok az sayıda mutlak dogmanın var olabileceğini belirtmektedir.

269 Brown and Moberg, s. 656.

270 Sucu, Yaşar; Geçmişten GünümüzeYönetim Düşüncesindeki Gelişmeler.Bütünleştirici bir

− Organizasyonel ve yönetsel problemlerin, özel bir dizi değişkenler arasındaki ilişkilerdeki değişikliklerin sonucu ortaya çıkabileceğini öne sürmektedir.271

Durumsallık yaklaşımı sistem yaklaşımına çok benzemesine rağmen, uygulama alanında ondan aşağıdaki yönleriyle farklılaşmaktadır:

− Organizasyonun alt ve üst sisteme sahip bir sistem olduğu görüşündedir,

− Organizasyon elemanları arasında karşılıklı bağımlılığın şekli ile ilgilenmektedir,

− Yönetimde süreklilik ve uyum işlevlerinin önemini vurgulamaktadır. Yani, organizasyonların yaşamlarını sürdürmek, gelişmek ve büyümek için çevreleri ile uyum sağlamaları gerektiğini savunmaktadır.

− Yönetim konusunda evrensel ilkelerin varlığına karşı

çıkmaktadır.272

Bu yaklaşımın ortaya çıkması ile, organizasyonların karşılaştıkları sorunlara, sadece klasik teorilerin katı kuralları ve varsayımları ile, veya sistem yaklaşımlarının genel ve soyut ilkeleri ile çözüm aramaktan vazgeçildiği görülmektedir. İşletme ve çevre ilişkilerine, doğrudan ve ayrıntılı bir biçimde yapılan araştırmalar ile çözüm aranmaktadır273. Bu yaklaşım daha önceki yaklaşımların yararını ve değerini ortadan kaldırmaz, aksine onları daha uygun bir çerçeve içine koyarak, daha yararlı bir duruma getirmektedir274.

Organizasyonun içinde bulunduğu duruma ve çevresel koşullarının özelliklerine göre, yönetim biçimi ve sistemini etkileyen faktörlerin sayısı, niteliği ve etkileri değişmektedir. Buna göre, her organizasyon bir diğerinden farklıdır. Durumsallık yaklaşımı, bir organizasyonun boyutları ile içinde bulunduğu ortam ve koşullar arasında ilişki araştırmasının yanında, bu durum

271 Sucu, Yönetim, s.59-60. 272 Brown ve Moberg, s.15. 273 Eren, s.61

ve koşullara göre hangi ilkelere, ne zaman ve nasıl uyulması gerektiğini araştırmaktadır.

Organizasyon yapısının belirlenmesinde, belirli ilkelerin uygulanmasına önem veren klasik yaklaşımının aksine, durumsallık yaklaşımı, yapıyı, çeşitli içsel ve dışsal koşullar arasındaki ilişkilere göre şekil alan bir yapı olarak görmektedir. Diğer bir deyişle, organizasyon yapısı bir bağımlı değişkendir. Dolayısıyla, organizasyon yapısının etkinliği, belirli ilkelerle içsel ve dışsal koşullar arasında uygun bir birleşimin sağlanmasından kaynaklanacaktır275. Şu halde, bir işletmenin organizasyon yapısı, çeşitli dış çevre unsurları (müşteriler, devlet müdahalesi, rekabet, pazar koşulları vb. gibi dışsal faktörler) tarafından ve çeşitli iç çevre unsurları (yapılacak işin niteliği, kullanılan teknoloji, personelin niteliği, amaçları vb. gibi içsel faktörler) tarafından etkilenecektir.

Bir durumsal değişken olarak teknolojinin organizasyon içinde büyük ve önemli etkisi vardır. Aslında, teknoloji organizasyon içinde her şeyi etkilemektedir; ne tür işlerin yapılacağını, bu işleri yapacak olan çalışanın niteliklerini, üretim miktarı ve kalitesini, çalışma şeklini, haberleşme ilişkilerini ve en önemlisi, organizasyon yapısını etkilemektedir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Belgede Organizasyon yapısı ve teknoloji (sayfa 104-108)