• Sonuç bulunamadı

2.2. PATERNALİST LİDERLİK

2.2.5. Doğu ve Batı Kültürlerinde Paternalist Liderliğin Temel Varsayımlarının

Paternalist liderliğe ilişkin literatür incelendiğinde, PL’nin, “yüksek güç aralığı” ve “toplulukçu” unsurların baskın olduğu (Aycan, 2006; Gelfand vd., 2007) Doğu kültürlerinde dikkat çeken bir liderlik tarzı ve değerli bir yönetim şekli olduğu ifade edilmektedir (Aycan, 2006; Dorfman ve Howell, 1988; Kim, 1994; Martinez, 2003; Pellegrini ve Scandura, 2006; Pye, 1985; Uhl-Bien vd., 1990). Bu kültürlerde, kurallara uygunlukta yüksek oran, diğer insanlar için daha fazla sorumluluk alma ve daha fazla karşılıklı bağımlılık vardır (Aycan vd., 1999). Doğu kültürlerinde paternalist yöneticiler “ilgili” ve “düşünceli” olarak algılandığından, PL çalışanlar tarafından daha da kabul görmüştür (Aycan vd., 2000). Aycan (2006), Doğu kültürlerinde var olan ilişkilerde, liderlerin, tıpkı bir baba, yakın arkadaş ya da kardeş gibi, çalışanların iş-dışı hayatlarına özel bir şekilde dahil olduklarını ve karşılığında da kişisel iyilikler bekleme haklarına sahip olarak görüldüklerini belirtmektedir. Doğu kültürlerindeki bu tür ilişkiler, liderlik ve çalışan pozisyonları arasında kabul görmüş bir güç eşitsizliği varsayımı üzerine kurulmuştur. Bununla beraber, özgürlüğü, özgüveni ve hür iradeyi önceleyen Batı kültürlerinin PL’ye olumsuz algısı bulunmaktadır (Aycan, 2006). Pellegrini ve Scandura (2008), Batı kültürlerinde lider ve izleyicisi arasındaki sorgusuz güç eşitsizliğinin, PL’ye karşı var olan eleştirilerin temelini oluşturduğunu ileri sürmektedir.

Ahlaki liderlik *3000 yıllık İmparatorluk kuralı *Konfüçyanizmin Politikalılaştırılması -Üç İlişki (Baba oğlunu, imparator bakanını, koca karısını yönetir) *Yasallılık -Kanun ve ceza -Merkezi güç ve otorite -Kontrol taktikleri *Konfüçyanizm -Değerle yönetim -Ahlaki örnek tarafından yönetim -Geleneksel kuralla yönetim *Kişisel yönetim *Konfüçyanizm -Baba ve İmparatora minnettarlık -İnsani duyguya sahip olma *Karşılıklılık kuralı Kültürel kökenler Yardımsever liderlik Otoriter liderlik Paternalist liderlik

Kültürleri birbirlerinden ayıran en belirgin özellik (Aycan ve Kanungo, 2000:47) olan PL tarzı, Doğu kültürlerinde arzu edilen, saygı duyulan ve etkili bir liderlik şekli olarak tanımlanırken, Batı kültürlerinde ise tam aksine şiddetle eleştirilmektedir (Aycan, 2006; Aycan vd., 2000). Bu eleştirinin asıl sebebi ise, PL’nin özünde; “güç asimetrisi”, “tek taraflı etki”, “karar verme mekanizmasının kontrol hali”, “otoriteye itaat” gibi özelliklerin var olması olarak gösterilmektedir (Pellegrini vd., 2010). Diğer taraftan, Batı kültürlerinde temelde güç eşitsizliğine ve liderin izleyenlerinin özel hayatlarına müdahalesine onay verişi nedeniyle de paternalizme karşı olumsuz bir tavır sergilenmektedir (Aycan, 2006; Pellegrini ve Scandura, 2006; 2008). Batı kültürlerinde paternalist lider, çalışanlarına “mantıksız çocuklar” gibi davranarak öz saygılarını aşındıran bir tür “anaokulu polisi” gibidir (Fleming, 2005). Aycan (2006), daha da ileriye giderek, Batı kültürlerinde PL tarzına olan olumsuz bakış açısının, paternalizmin sorgusuz sualsiz var olan “paternalist liderin temel yetkinlikler (bilgi, beceri ve deneyim) ve ahlaki standartlar bakımından izleyenlerine oranla kendisini “üstün zannetmesi” gibi güç eşitsizliği çıkarımlarının bir sonucu olduğunu belirtmektedir. Batı kültürlerinde paternalist liderliğin diğer bir olumsuz yönü ise, çalışanların inisiyatif almakta ve hataların sorumluluğunu üstlenmekte yetersiz kalabilmesi ve bunun da kişisel gelişim eksikliğine yol açma ihtimalinin olmasıdır (Liberman, 2014).

Yapılan araştırmalar, liderlerin yardımsever davranışların gerçekten yardımsever amaçlar doğrultusunda olup olmadığına dair çok sayıda anlaşmazlığı gözler önüne sermektedir (Erben ve Güneşer, 2008; Huse ve Mussolino, 2008). PL’ye ilişkin yapılan “yardımsever diktatörlük” (Northouse, 1997), “ayrımcılığın gizli ve sinsi biçimi” (Colella, Garcia, Triana ve Riedel, 2005), “mecburi olmayan sömürü” (Goodell, 1985), “baskının yaratıcısı” (Uhl-Bien ve Maslyn, 2005) ve “iş yerinde bir tür ayrımcılık” (Colella ve Garcia, 2004) gibi betimlemeler bu anlaşmazlığı yansıtmaktadır.

Sonuç olarak, PL Batı kültürleri tarafından sıkça “otoriter rejim”le eşleştirilmiş, “sömürgeci” ve “çıkarcı” olarak tanımlanmıştır (Aycan vd., 2000; Padavic ve Earnest, 1994; Pellegrini ve Scandura, 2008). Aycan (2006), paternalist liderin ‘iyi’ ya da ‘kötü’ olarak algılanışının kültürel bağlama bağlı olarak değiştiği için paternalizmin etkililiğinin değişik sosyo-kültürel bağlamlarda anlaşılabildiğini öne sürmektedir. Buna göre paternalizme olan tavırların kültürel farklılıklardan kaynaklandığı ileri sürülebilir (Kim, 1994; Northouse, 1997). Bu analizlerin ışığında açıkça görülüyor ki Batı kültürlerinde PL’ye ilişkin yapılan olumsuz eleştirilerin aslında PL’nin kendisinden ziyade “çıkarcı

paternalizm”e ilişkindir. Doğu kültürlerinde ise PL’yi “etkili bir strateji” olarak tanımlayan araştırmaların PL’nin “yardımseverlik” boyutunu ön plana çıkardıkları ileri sürülmektedir (Pellegrini ve Scandura, 2008).

PL ile ilgili yapılan tüm eleştirilere rağmen, Rodríguez ve Ríos (2007) tarafından paternalizm üzerine yapılan bir çalışma, iki ünlü Şili bankasında gerçekleştirilmiş ve iki bankanın da verimlilik üzerinde herhangi bir olumsuz etki gözlenmeden bir paternalist lidere sahip oldukları bulgusuna ulaşılmıştır. Bu da neticede, bu tür bir liderliğin, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için uygun olabileceği anlamına gelmektedir (Liberman, 2014). Ayrıca, şimdilerde adlandırıldığı üzere “yeni paternalizm”, iş gücünü daha da insancıllaştırma ve ahlaki açıdan düzenleme yönünde gelişme göstermektedir (Aycan, 2006). Bu sayede, çalışanlara işgücü piyasasına karşı güvenlik ve koruma sağlamaktadır (Warren, 1999). Aycan (2004), Batı toplumlarının da artık paternalist liderliği toplumsal ve örgütsel sorunlarına geçerli bir çözüm olarak gördüklerini ifade etmektedir. Öyle ki, Pellegrini ve diğ. (2010) paternalizmin Batı kültürlerindeki yeri üzerinde araştırmalar yapmış ve sonucunda, her ne kadar paternalist liderliğin ABD’deki iş doyumuyla bir ilişkisi kurulamasa da örgütsel bağlılık ve lider-üye etkileşimiyle bir ilişkisi olduğu ortaya konulmuştur. Böylelikle, paternalist liderliğin sadece Doğu kültürlerinde değil, diğer tüm kültürlere de genellenebileceği savunulmaktadır. Böylece, PL’nin kültürler arası genellenebilirliği ilk defa ampirik olarak ortaya konmuştur.