• Sonuç bulunamadı

Kamu diplomasisinin, diğer disiplinler ve ilgili kavramlarla bağlantılılarını ortaya koymaya çalışan genel olarak kaynak, mesaj, yön, alıcı ve yöntem konularına odaklanan farklı modellemelerden söz etmek mümkündür. Bu modelleme çalışmaları, kamu diplomasisinin iletişim ve halkla ilişkilerle ilişkisine atıflar yapmaktadır.

Söz konusu modellerden ilki Szondi’ye aittir. Szondi (2008: 8), uluslararası ilişkilerde iletişimin görünümünü belirlemek için, kamu diplomasisinin durum, amaç, güç ve zaman olmak üzere dört değişik boyutu olduğunu öne sürmüştür. Bunlardan ilki olan durum, bildirişimin oluştuğu ortamları ve durumları ifade ederken, iletişim amacı ise “tek yönlülük” ya da “çift yönlülük” üzerine odaklanmıştır. Güç, arzu edilen amaçların alınmasını ifade etmiş, son formatta yer alan zaman ise iletişimin zamanını ve uzunluluğunu belirtmiştir.

Modeller, kamu diplomasisinin durumu, amacı, yönü, mesajın niteliği, hedef kitlesi, araçları üzerine odaklanmaktadır. Szondi (2008: 10), günümüzde halen çoğu ülkenin kamu diplomasisi pratiklerinin klasik kamu diplomasisi özelliklerini yansıttığını vurgulamakla birlikte kavramın davranış değişikliğinden algılar boyutuna, monologtan diyaloğa, iknadan ilişki yönetimine, kamuları yönetmekten, işbirliği konseptine doğru değiştiğini belirtmiştir.

Leonard, Stead ve Smewing (2002: 10-11) tarafından geliştirilen diğer bir modelde ise kamu diplomasisinin üç boyutu üzerinde durulmuştur. Kamu diplomasisinin siyasi-askeri, ekonomik, sosyo-kültürel misyonlarına söyleyiş yapılırken, kamu diplomasisinin “reaktif (kısa), proaktif (orta vadeli) ve ilişki kurma (uzun vadeli)” boyutlarına değinilmiş, bu boyutlar “haber yönetimi, stratejik iletişim ve ilişki inşa etme boyutları” olarak adlandırılmıştır.

Model, anlık ortaya çıkan, kriz yaratacak haberlere verilebilecek acil cevapları içeren bir değişiklikten, tebliğlerin ve irtibatların stratejik bir planlamaya tabi tutularak uzun süreli mensubiyetleri kapsayan bir sürece doğru transformasyonunu temsil etmektedir. Her formatın uygulanmasında değişik bir zaman programı söz konusu iken, belirteç haberlerin saatler ve günler içinde, proaktif iletişim ve algıların haftalar ve aylar içinde, ilişki kurmanın ise yıllar içinde gerçekleştirilebileceği ifade edilmiştir.

İnan’a göre, “ister siyasal pazarlama sürecinin olmazsa olmaz alanlarından biri olarak belirtilsin isterse kamuoyunu pekiştirmek ya da olumluya dönüştürmek için etkili bir araç olarak görülsün temelde kamu diplomasisi ülke çıkarına yürütülen, özünde ‘etkili kültür paylaşımı ve aktarımı’ ilkesini taşıyan profesyonel bir halka birliktelikler platformu” olarak belirtilmektedir (İnan, 2012: 68).

Cowan ve Arsenault (2008: 10-33), “Moving from Monologue to Dialogue to Collaboration: The Three Layers of Public Diplomacy” adlı çalışmalarında kamu diplomasisi anlayışında monolog formlardan diyalog formlara doğru bir geçiş olduğunu belirtirken üçüncü bir boyut olan işbirliğinin genellikle gözden kaçırıldığını ifade etmişlerdir. Her üç katmanın da doğru şartlarda ve zamanlarda kullanıldığında kamu diplomasisi için eşsiz değerler sunacağı belirtilirken, oyuna dayanan kamu diplomasisinin, küresel iletim sistemi için vazgeçilmez olacağı, günlük ve anlık olayların duyurulmasında tek yönlü mesaj gönderiminin kaçınılmaz olduğu ekspresyon edilmiştir. Felsefecilerin, politika öngörücülerin ve halkla mensubiyetler akademisyenlerinin diyalogla alâkalı sayısız teori ürettiklerini belirten yazarlar, bu bağlamda diyaloğun, ideallerin ve enformasyonların değiştiği, karşılıklı ve çok boyutlu komünikasyonun gerçekleştirildiği değişik niteliklerle ilgili görüldüğünü ifade etmişlerdir. Yazarlara göre kamu diplomasisi politikalarının ve nazariyatlarının geliştirilmesinde, uygulanmasında monologa ve diyaloğa dayanan komünikasyonun doğru şartlarda uygulandığında dış politikayı, uluslararası anlayışı, saygıyı ve ilişkileri geliştirdiği belirtilirken, daha kritik ve etkili olan dış kamularla mensubiyet kurma ve ülkeler arası işbirliğinin göz ardı edildiğini ifade etmişlerdir. Kamu diplomasisi yöntembilimi olarak konsorsiyum olgusunun, ortak problemlerin ve çatışmaların çözümünden, ortak vizyonların geliştirilmesine ve fiziksel projelerin birlikte tamamlanmasına kadar uzanacağını, farklı uluslardan katılımcıların kısa süreli ya da uzun süreli ortak projeler etrafında bir araya gelerek uzun süreli birliktelik ve anlayış oluşturulmalarına zemin ve yapı oluşturulacağı belirtilmiştir.

Bu görüşe göre kamu diplomasisi stratejilerinde ve uygulamalarında her üç katmana ait faaliyetlerin yer aldığı, bunların için de diyalog ve işbirliği katmanlarının ilişki inşa etmeye, bu ilişkileri sürdürmeye, uzun süreli dostluklar oluşturmaya, çatışmaları ve anlaşmazlıkları çözmeye uygun ortamlar sağladığı belirtilmektedir.

Bu mantalite, durumsal halkla ilişkiler modeliyle benzerlikler taşımaktadır. Durumsal halkla ilişkiler modelinde, organizasyonlar ve kamular, iki istikametli asimetrik ve simetrik uygulamaları organizasyonların ve kamuların faydasına olacak biçimde, ortak mantalite ve entegrasyon yaratmak dolayısıyla münazara ve müzakere yöntembilimlerini kullanarak gerçekleştirmektedirler. Zaharna, kamu diplomasisi faaliyetlerini enformasyonel ve ilişkisel model olarak iki iletişim modelinde sınıflandırmıştır. Bunları siyasi amaçları gerçekleştirmek için mesajların tasarımını ve dağıtımını gerçekleştiren bilgilendirme, propaganda ve algı yönetimini kapsayan enformasyonel model ve siyasi amaçlara ulaşmak için sosyal yapıların inşa edilmesini öngören ilişkisel model olarak ifade etmiştir. Zaharna’nın ilk modelinde amaç enformasyonun tek taraflı olarak karşı tarafa iletilmesiyken ikinci modelde ise amaç karşılıklı güven esaslı işbirliği sağlamaktır. İlkinde bilgilerin transferini esas alan çizgisel bir iletişim; bilgilerin politikaları, çıkarları, imajları geliştirmek için toplandığı ya da tek taraflı amaçların elde edilmeye çalışıldığı bir iletişim söz konusudur. İkincide ise, ilkine nazaran çift yönlü ve dengeli bir mensubiyet söz konusudur. Ona göre kamu diplomasisinin enformasyonel modeli danışma, ulus markalama, medya bağları, uluslararası yayıncılık ve bilgi kampanyalarından oluşurken birlikteliksel model, kültürel ve eğitim amaçlı değişim programları, lider gezileri, kültürel ve dil kurumlarının faaliyetleri, kalkınma yardımı projeleri, partnerlik uygulamaları, mensubiyet inşa etme kampanyaları, politik olmayan işbirliği çalışmaları, katalizör diplomasi faaliyetlerini kapsamaktadır (Zharna, 2010: 86-92).

Gilboa (2000: 59) ise, geliştirdiği üç farklı kamu diplomasisi modelinin “soğuk savaş modeli” olarak nitelendirdiği ilk döneminde kamu diplomasisi faaliyetleri yabancı topluluklar üzerinde uzun zamanlı sonuçlar elde etmek için hükümetler tarafından muhalif irtibatlarda uygulanmıştır. İkinci model olan “devlet dışı ulus aşırı” dönem ise ulusal sınırların dışındaki grupların, kurumların, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin faaliyetlerinin incelenmesi için geliştirilmiştir. “İç halkla ilişkiler modeli” olarak anılan üçüncü modelde ise hükümetler, halkla ilişkiler şirketleri ve lobiler ile birlikte çalışarak politikalarının meşruiyetlerini sağlama yoluna gitmişlerdir.

Gilboa, özellikleri belirtilen kamu diplomasisi modelini aktörleri, amaçları, medyaları, anlam ve teknikleri olmak üzere üç farklı boyutta değerlendirmiştir. Kültürel iletişimin, kamu diplomasisinin en önemli parçası olarak görülmesinden yola çıkarak kültürel iletişim modelini geliştiren Peisert, bu modeli dört alt modelde incelemiştir (Becerikli, 2005: 19).

İlk model olan “değiş tokuş ve işbirliği” evresi, karşılıklı tarafların eşit haklara sahip olduğu durumda her iki tarafın bilimsel, toplumsal ve kültürel sorunları çözmek için bir araya gelmesini nitelemektedir.

İkinci model olarak, bir kültürün yurtdışına tek yönlü transferinde ise uluslararası düzlemde akademisyenler, ziyaret programları ya da araştırma projeleri gibi değiş tokuş ve işbirliği zemininde yürütülen faaliyetler olarak belirtilmiştir. Bir kültürün yurtdışına tek yönlü transferi yapısında barındırdığı dengesizlikten dolayı dış politikayla bağlantılı merkezlerin faaliyetlerini kapsadığı ifade edilmiştir. Burada bilmukabele değiş-tokuş yerine ikna etmek esastır.

Dil okullarının yurtdışında yaygınlaştırılması, bunun bir örneğidir. Peisert’in “önbilgi modeli” adlı üçüncü modelinde bir ülke için yurt dışında anlayış ve sempati yaratılması süreci anlatılmaktadır. Dördüncü model olan “öz tasvir” yaklaşımında ise yurtdışında bir ülkenin spesifik bir resminin bilinçli olarak çizilmesi üzerinde durulmaktadır. Merkezi teşekküllerin oluşturulmasını arzu ettikleri resme göre bir planlama ve koordinasyon gerçekleştirilmektedir. Kamu diplomasisini üç boyutta inceleyen Nye (2004: 107), kavramın iletişimle olan ilişkisini de ortaya koymuştur.

Bunlardan ilkini iç ve dış politikanın anlatıldığı, basınla ilişkileri de kapsayan günlük iletişim oluşturmaktadır. Hükümetlerin basınla ilişkileri, iç ve dış politika konularında bilgi vermeleri bu boyutta yer almaktadır. İkinci boyut, stratejik iletimdir.

Hükümetlerin eylem dönemi gerçekleştirdikleri faaliyetler, devletlerin dış politikalarını planlamaları ve mesajlarını oluşturmaları bu dönemin en dikkat çeken özellikleridir. Bunların planlanması, doğru kanallarla doğru hedef kitleye ulaştırılması önem arz etmektedir.

Üçüncü boyutu ise, bireysel irtibatları kapsayan uzun süreli ilişkiler oluşturmaktadır. Bunlar burslar, transformasyonlar, eğitimler, seminerler, konferanslar ve medya gündeminde yer almadır. Bütün bu boyutlar, bir ülkenin olumlu ve çekici bir imaj yaratmasında ve erişmek istediği dış politika sonuçlarına ulaşmasında önemli rol oynamaktadır.

Deibel ve Roberts, kamu diplomasisi örneğinde katı yaklaşımlı ve esnek yaklaşımlı olmak üzere iki okul olduğunu öne sürmüşlerdir. Katı yaklaşımlı okul, yabancı kamulara yönelik hızlı medya olan televizyonu ve radyoyu ikna ve propaganda amaçlı kullanırken, esnek yaklaşımlı okul ise yavaş medya olarak nitelendirilen akademik ve kültürel değişimleri kamu diplomasisinin kültürel işlevleri olarak ifade etmiştir. Katı yaklaşımda kamu diplomasisinin amacı ikna ve propaganda kullanarak yabancı izleyicilerin tutumları üzerinde bir etki oluşturmaktır. Sert siyasi bilginin kültür programlarından daha önemli kabul edilmektedir. Radyo, televizyon, gazete ve dergi gibi hızlı medya araçlarına diğer iletişim biçimlerine göre öncelik verilir. Objektiflik ve gerçek erdemli olduğu için değil iknayı sağladıkları için önemli araçlar olarak kabul edilmektedir. Kamu diplomasisi amaçlarına kısa sürede ulaşılması hedeflenmektedir. Esnek yaklaşımda ise bilgi ve kültür programları günümüz ulusal çıkarlarına odaklanmış dış politika anlayışına bir alternatif oluşturmaktadır. Esnek yaklaşımın amacı karşılıklı anlayış ortamı yaratmaktır. Kamu diplomasisi, sert siyasi bilgi iletiminin aksine, kültürel bir fonksiyon olarak görülmektedir. Yavaş medyanın kullanıldığı bu yaklaşımda filmler, sergiler, dil öğretimi, akademik ve sanatsal değişimler yoluyla yaşam tarzları, siyasi ve ekonomik sistemler, sanatsal başarılar hakkında mesajlar iletme fırsatı doğmaktadır. Doğruluk ve dürüstlük ikna edici bir hareketten daha çok gereklik ve esas olarak kabul edilmektedir (Signitzer ve Coombs, 1992: 140).

Nelson ve Izadi, “Kamu Diplomasisinde Etik ve Sosyal Konular” adlı makalede kamu diplomasisi konusundaki etik uygulamaların sağlanmasında halkla ilişkilerin iki yönlü simetrik modelinin teorik çerçevesinin örnek oluşturabileceğini belirtmişlerdir. Halkla ilişkiler akademisyenleri tarafından yapılan ve kurumların paydaşlarıyla kurdukları uzun soluklu ilişkilerini ancak simetrik iletişime dayanan iki yönlü iletişim stratejileriyle sağlayabilecekleri vurgusundan yola çıkarak, bunun etik kamu diplomasisi için de geçerli bir yapı sunacağını belirtmişlerdir.

Bu bağlamda yazarlar, profesyonel halkla ilişkilerin sunduğu simetrik amaçların kamu diplomasisinin etik meşruluğunu güçlendireceğini ve iki yönlü simetrik halkla ilişkiler anlayışının yeni kamu diplomasisinin esası olacağını belirtmişlerdir. Genel olarak kamu diplomasisi yaklaşımlarına ve görüşlerine bakıldığında iki temel modelin ortaya çıktığı görülmektedir. Bunlar, bilgilendirmeyi temel alan tek yönlü modeller ile birliktelik ve anlayış oluşturmayı temel alan ilişkisel modellerdir.

Genel olarak eski ve yeni kamu diplomasisi anlayışını yansıtan bu yaklaşımlar, aynı zamanda konseptin halkla ilişkiler ile bağlantısını da ortaya koyması bakımından önem arz etmektedir. Yeni kamu diplomasisi anlayışı telekomünikasyon ve birliktelik olguları etrafında gelişen ve kamularla çift yönlü bir iletişimi gerektiren özelliklere sahiptir.