• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.4. Araştırma Hipotezlerinin Geliştirilmes

3.4.1. Dindarlık İle Satın Alma Davranışları Arasındaki Hipotezler

Dindarlık ve boyutları ki bunlar, farklı çalışmalarda farklı değerlendirilse de bu çalışma özelinde, inanç (iman), ibadet (amel-uygulama), bilgi (ilim), tecrübe (deneyim) ve sonuç olarak ele alınmıştır. Diğer taraftan satın alma davranışları, Planlanmış Davranış Teorisi ile Gerekçeli Eylem Teorisi’ne dayanarak, satın alma

tutumu, satın alma niyeti ve gerçek satın alma davranışı olarak değerlendirilmiştir. Dindarlığın insan davranışlarında önemli bir aktör olduğu, tüketici satın alma kararı verme sürecinde, kritik role sahip olduğu, dindarlık seviyeleri artan insanların daha muhafazakâr, daha sadakâtlı ve daha gelenekselci olduğu, yüksek dogmatiklik (kapalı fikir) sahibi ve otonom disipliner kararlar alan bir yapılarının olduğu söylenebilir. Buna mukabil dini hissiyatı daha düşük olan bireyler, açık fikirli, sinerjik kararlar alabilen, daha esnek, daha toleranslı olarak ifade edilebilir (Delener, 1994).

Tüketici karar verme sürecinde ve davranışlarında kritik etkiye sahip olan dindarlık ve düzeyleri gerek diğer dinlere (Sun, vd., 2012) gerekse İslamiyet’e (Alam, vd., 2011; Hyari, vd., 2012) mensup tüketiciler tarafından farklı zamanlarda ve farklı ülkelerde çalışılmıştır. Nitekim, bu davranışların bankalar ve faizsiz bankalar açısından değerlendirilmesi de yapılmaktadır. Öyle ki, banka müşterilerinin faizsiz bankalara karşı tutum ve davranışlarını etkileyen faktörleri inceleyen Erol ve El-Bdour (1989), dini motifleri önemli bir aktör olarak bulgulamamışlardır. Bu durum faizsiz bankacılık hareketinin başlıca teşvik edici unsuru olarak dini motifi merkeze alan anlayışla çelişmektedir. Bununla beraber, Arabistan’da Müslüman tüketicilerin bazı Danimarka markalı ürünleri satın alma davranışlarında dini motife dayalı (boykot gibi) önemli yansımalar gözlenmiştir (Hyari, vd., 2012). Yine Endonezya’da yapılan çakma çanta markalarına yönelik satın alma davranışları incelenerek, dindarlığın katılımcıların davranışlarında önemli bir etken olduğu teyit edilmiştir (Budiman, 2012).

Daha detaylı olarak bakılacak olursa, müslüman tüketicilerin faizsiz finansal ürünleri satın alma davranışlarında dindarlığın etkili olup olmadığını teyit etmek amacıyla Bangladeş’te 1263 Müslüman denekle yapılan bir başka çalışmada, faizsiz finansal ürünleri satın alma niyeti üzerinde bireyin daha fazla dindar olmasının etkisinin olduğu görülmektedir. Dahası, dindarlık bileşenlerinden dini bilgi, dini deneyim, dini sonuç ve dini uygulamanın faizsiz finansal ürünleri satın alma niyeti ve tutumunu doğrudan ve dolaylı etkilediği ortaya çıkmıştır (Sharma, vd., 2017).

Önceki çalışmalardan hareketle bu çalışma dindarlık ve satın alma davranışları arasındaki ilişkiyi Türkiye özelinde araştırmak için şu varsayımlara sahiptir:

H1: Müslüman tüketicilerin dindarlık düzeyleri ile faizsiz finansal ürünleri satın alma davranışları arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki vardır.

Dindarlığın alt boyutlarından (Ritüel, entelektüel, sonuçsal, deneyimsel ve ideolojik) birini geliştiren Glock (1978)’ın çalışmasından yararlanarak elde edilen değişkenlerin yeni ürünleri satın alma ve adaptasyonu açısından Müslümanların nasıl tepkiler verdiği Ansari (2014) tarafından ölçülmüştür. Suudi Arabistan’daki 300 Müslüman tüketicinin dindarlık algıları ile yeni ürünü kabullenmeleri arasındaki etkileşimi incelemek için birincil veriler derlenen bu çalışmada, dindarlığın yeni ürün kabulünde tüketicileri etkilediği gözlenmiştir. Yine, dindarlığı beş alt boyutta ölçen ve yeni ürünü kabullenme derecesi arasında etkileşime bakan Rehman ve Shabbir (2010), dindarlığın alt boyutlarıyla beraber yeni ürün davranışlarını etkilediğini teyit etmiştir. Dahası Malezya’da Müslüman tüketicilerin satın alma davranışları üzerinde dindarlığın önemli bir etkisi olduğu Alam ve arkadaşları (2011) tarafından ispatlanmıştır. Öte yandan, faizsiz finansmanı kişisel olarak kullanma niyeti Müslüman tüketicilerin tutumu ve dindarlıkları arasında anlamlı ilişkiler, Malezya’daki faizsiz bankarın üzerinde yapılan çalışma ile doğrulanmıştır (Amin, vd., 2011).

Seyfi ve Çerçi (2017)’nin dindarlık düzeyleri ile tüketici karar verme süreçleri ve tüketim davranışları arasında etkileşimlerin olup olmadığını üniversite öğrencileri üzerinde yaptıkları çalışmaya göre, dindarlığın tüketici davranışlarına etki ettiği gözlenmiştir. Youssef ve arkadaşları (2015) da, Mısır’daki faizsiz banka müşterilerinin tüketim tutumlarında Müslüman dindarlığının etkisini araştıran bir çalışma ile, faizsiz banka müşterilerinin tutumları üzerinde dindarlığın etkili olduğu ve dindarlığı doktirinel, içsel ve dışsal dindarlık bileşenlerine ayırarak her birinin anlamlı etkilerini ortaya çıkarmıştır. Ayrıca, Müslüman tüketicinin satın alma niyeti ve tercih eğilimleriyle de anlamlı ve pozitif bir ilişkinin yanı sıra dini grupların ve bağlılıkların tüketici karar alma mekanizmalarında ve tüketim alışkanlıklarında

kayda değer etkilerinin varlığından bahseden çalışmalar da bulunmaktadır (Bozacı, 2017; Bozacı ve Güler, 2015).

Bunlara karşın Alagöz ve Demirel’in (2017) Konya’da rastgele seçtiği 330 tüketiciyle yaptığı çalışmada, helal sertifikalı ürünleri satın alma niyeti üzerinde, Planlı Davranış Teorisi modeline dindarlık boyutunu da ekleyerek, sonuçta dindarlığın satın alma niyeti üzerinde etkisi gözlenmezken, öznel normların ve diğer değişkenlerin anlamlı ve pozitif etkisi teyit edilmiştir. Çubukçuoğlu ve Hasıloğlu (2012) da, dindarlık ve ibadet sıklığı kavramlarının tüketicilerin satın alma davranışlarında etkili enstrümanlar olduğunu teyit ederek, %31,7 oranında katılımcıların kendilerini olduklarından farklı gösterme beklentisi olduğunu gözlemlemişlerdir. Son olarak Essoo ve Dibb (2004) ise, tüketicileri belirli gruplara ayırarak (talepkar, yenilikci, geleneksel, pratik, modacı, ekonomik vb.) Müslüman, Hindu ve Hristiyan gibi üç temel dine mensup tüketicilerin alışveriş özellikleri ve tüketim alışkanlıklarının farklılık gösterebileceği ve dindarlığın da içsel ve dışsal boyutlarını teyit eden çarpıcı sonuçlara ulaşmışlardır. Bu doğrultuda, önceki çalışmalardan da hareketle ortaya atılan hipotezler aşağıdaki gibidir.

H(2,3,4)a,b,c,d,e: Müslüman tüketicilerin faizsiz finansal ürünleri satın alma

tutumu (2), niyeti (3), davranışı (4); dini inanç (a), dini uygulama (b), dini bilgi (c), dini deneyim (d), dini sonuç (e) gibi boyutlardan etkilenmektedir.