• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.7. Araştırmanın Değişkenleri İçin Ölçme ve Ölçek Geliştirme

3.7.1. Dindarlık Ölçeğ

Dindarlıkla ilgili genelde Hristiyan dindarlığını araştıran ve ölçekleri bu dinin ve dine mensupların öngörüleri doğrultusunda ortaya koyan çalışmalar hem oldukça eskiye dayanmakta hem de köklü ve temel niteliği taşımaktadır. Zamanla dindarlığın diğer dinler içinde benzer ölçeklerle ölçülüp ölçülemeyeceği araştırılmış ve Müslüman dindarlığının da bazı eski ölçeklerden uyarlamalarla ölçülebileceği kanaatine varılmıştır. En nihayetinde bazı araştırmalar ise, evrensel bir dindarlık ölçeğinin olabileceğini sadece küçük uyarlamalarla bu ölçeklerin kullanılabileceğini teyit etmiştir.

Dindarlık ölçümlerinde en temel ve en çok kullanılan gayet ehemmiyetli ilk ölçeği, Allport ve Ross (1967) dini yönelim ölçeği adı altın da ölçmüşlerdir. Her ne

kadar Hristiyan dindarlığı için ortaya konmuş olsa da, diğer dinler ve İslamiyet için de yararlanılacak bir ölçek olma özelliğini haizdir. Ardından Stark ve Glock (1968) dindarlığın boyutlarını daha da geliştirmiş ve ölçekleri oluşturmuştur.

Bunu takiben Faulkner ve De Jong (1966) 23 ifade ile dindarlığı ölçmüştür. Bunlar ne kadar araştırma hedefinde yer alan Müslüman dindarlığı için geliştirilmemiş ölçekler olsa da, daha sonra bilhassa Hassan (2007), Salleh (2012) ve Sharma ve arkadaşlarının (2017) kullandığı ve Müslüman dindarlığını ölçmeye dönük oluşturulan 15 ifadeden oluşan ölçümlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Bu araştırmada kullanılan Müslüman dindarlık ölçeğinin (Muslim Religiosity Scale) her bir boyutu; Glock (1972), Stark ve Glock (1966), Faulkner ve De Jong (1966), Hassan (2007), Salleh (2012), Sharma ve diğerleri (2017) tarafından geliştirilmiş ve kullanılmış ölçeklerden yararlanılarak oluşturulmuştur. Bu ölçeklendirmede Sharma ve diğerleri tarafından (2017) her bir boyut için ayrı ayrı tanımlamalar ve ölçeklendirilmeler yapılmıştır. İlk olarak dini inanca ilişkin sorular, Tanrı, Tanrı’nın elçileri, Kur’an ve Hadis hakkındaki inançlar gibi din ile ilgili genel inançları içermektedir. Dindarlığın bir diğer boyutu olan uygulama (pratik/ibadet) boyutu, dua etmek, oruç tutmak, namaz kılmak, Kur’an okumak ve dinin öngördüğü yetilere sahipse zekat ve hac vazifesini yapmak gibi soruları içermektedir. Bilgi (marifet/entelektüel) boyutu, bir bireyin haram ve helalleri bilmesi, küçük ve büyük günahlardan kaçınması, her işinde İslami öğretilere göre hareket etmesi gibi din hakkındaki temel bilgileri kapsamaktadır. Tecrübe (ihsan/deneyim) boyutu, dinin uygulanabilirliğini ölçmek için kullanılan, yanlış bir şey yaptığında Tanrı tarafından cezalandırılacağını, inandığı doğrultuda hareket etmeyi, Tanrı’dan korkmayı, şeytanın her zaman vesveseleri ile insanı saptırdığı gibi ifadeleri içermektedir. Son olarak sonuç (netice) boyutunda ise, başkalarına saygı duymayı esas alan ve başkalarının haklarını İslami yollarla yaptırmalarına izin vermekle ölçülür, ki bunlar başkalarına zarar veren faaliyetlerden kaçınma, yardıma ihtiyacı olanlara yardım etme, başkalarına karşı dürüst ve âdil davranmak, başkalarını küçük düşürmekten kaçınmak gibi ifadelerden oluşmaktadır. Toplamda 15 ifadeden oluşan soruları beş alt bileşende ele almışlardır. Daha geniş bir perspektiften bakmak gerekirse, beş alt gruptan oluşan dindarlık değişkeni, İslam dininde belirtilen, altı adet imanın şartı ile

beş adet İslam’ın şartlarına koşulsuz şartsız intisap edip inanmak boyutunu inanç (iman) olarak tasnif etmek mümkündür. Dinin emir ve yasaklarının, insan hayatın da gözlenmesini ön gören dini uygulama ya da pratik boyutu, bu İslami emir ve yasalara uygun yaşam biçimini sergilemek diye adlandırılabilecek, İslam’ın beş şartını hayata geçirmekten ibaret olarak ifade edilebilir. Dini bilgi ise, Kur’an’ın hükümlerine emir ve yasaklarına maarif olup, temel bilgi birikimini haiz olmayı ifade etmektedir. Dini tecrübe ya da deneyim boyutu, inancına ters bir davranış sergilediğinde vicdanen rahatsızlık duyma, şeytan tarafından kandırılmış olma, Tanrı’dan korkma, yanlış yaptığında Tanrı tarafından cezalandırılacağını hissetme, İslami öğretileri takip eden birilerini görmekten hoşnut olma gibi olguları ifade eder. Son olarak sonuçsal boyut, İslam’ın emrettiği iyi davranışları sergilemek ve yasakladığı kötü halleri terk etmeyi içeren, başkalarının hakkına saygılı olmak, onları aşağılamamak, ne kimseyi mabut yapacak kadar kendinden üstün görmek ne de kimseye tahakküm edecek derecede kendini yüceltmek gibi daha çok diğer insanlara karşı muamelelerde gözlenen davranışları ifade eder (Ansari, 2014).

Dindarlık ölçümleriyle ilgili değerlendirmeler literatürde farklılık göstermektedir. Dindarlık ve boyutlarının detaylıca tartışıldığı ilk bölümlere istinaden burada sadece dindarlık ölçümlerinin faizsiz bankacılık sektöründe kullanılmış ölçeklerinden ve boyutlardan bahsetmek yeterli olacaktır. Bu çalışmaya da önemli katkı sunan Sharma ve arkadaşları tarafından (2017) dindarlığı beş boyutta ki bunlar inanç, uygulama, bilgi, tecrübe ve sonuç olmak üzere beş bileşenden oluşur, toplam 15 soru ile ölçülmüştür. Alam ve arkadaşları (2011) da, Malezya’daki Müslüman tüketicilerin satın alma kararları verirken davranışlarını açıklamada dindarlığın rolünü ölçtükleri çalışmada, 8 ifadeyle dindarlık bileşenini tek boyutlu olarak ölçmüşlerdir. Rehman ve Shabbir (2010), Pakistan’daki Müslüman müşterilerin yeni ürün adaptasyonlarında dindarlığın etkisini beş boyuttan oluşan ve toplam 21 ifadeden meydana gelen bir yapıyla ölçmüşlerdir. Bahsi geçen çalışmalar ve literatür değerlendirildiğinde, dindarlıkla ilgili sorular, katılım bankacılık sektörünün özelliklerine göre yeniden düzenlenmiş ve sorulara alandaki diğer çalışmalardan bazı ifadeler eklenerek son hali verilmiştir.

Dindarlık eğilimini ölçmek için yapılan boyutlandırmalardan beş boyutlu dindarlık ölçeği kullanılmıştır. Bu doğrultuda ilk olarak, Allah’tan başka İlah yoktur,

Hz. Muhammed (SAV) Allah’ın Rasul’dür, İnsanlar kıyamet gününde yargılanacaktır, Kur’an yeryüzündeki düzeni ayarlayan Allah’ın kelamıdır gibi

ifadelerden oluşan dini inanç ya da iman boyutu için dört önermeli bir ölçek kullanılmıştır. İkinci olarak, namaz kılarım, dua ederim, Kur’an okurum gibi üç önermeden oluşan dini uygulama ya da pratik (amel) boyutu için üç önermeli bir ölçek kullanılmıştır. Diğer alt grupta, dinimle ilgili temel bilgilere sahibim, her türlü

günahlardan kaçınmaya çalışırım, dini inançlarıma göre yaşamımı düzenlerim, Allah’ın emir ve yasaklarına uymaya çalışırım gibi dört önermeden meydana gelen

dini bilgi ya da entelektüel (maarif) boyutunu öngören bir ölçek kullanılmıştır. Yine,

kötülük ya da iyilik yaptığımda karşılığının mutlaka olacağına inanırım, dindar insanları gördüğümde memnun olurum, her işimde Allah’ın rızasını gözetirim gibi üç

önermeden oluşan dini deneyim/tecrübe boyutunu belirten üç önermeden oluşan bir ölçek kullanılmıştır. Son olarak, dinimin emirlerine göre başkalarının haklarına

saygı gösteririm, başkalarına zarar veren herhangi bir aktiviteden kaçınırım gibi

dini sonuç boyutunu ele alan iki önermeli bir ölçek kullanılmıştır. 3.7.2. Algılanan Faydacılık Ölçeği

Algılanan faydacılık değişkeni için ortaya konan en önemli ölçümleri, Planlı Davranış Teorisi (PDT) ve Gerekçeli Eylem Teorisi (GET) temelli ortaya çıkan Teknoloji Kabul Modeli (TKM) üzerindeki ölçümlerden yararlanarak ortaya koymak mümkündür. Her bir boyut için farklı yazarlar ölçümler gerçekleştirmiştir. Karahanna ve Straub (1999), Hung ve arkadaşları (2003), Wu ve Wang (2005), Luarn ve Lin (2005)’in yanı sıra Wang ve arkadaşları (2003) algılanan kullanışlılık boyutunu teknoloji kabulü çerçevesinde gerek bankacılık sektörü ve gerekse farklı sektörlerde ölçümlemişlerdir. Bu çalışmalardan yararlanarak elde edilen ölçekler algılanan kullanışlılık, algılanan finansal maliyet ve algılanan güvenilirlik diye 3 boyutta ele alınmıştır. Kleijnen ve arkadaşları (2004) mobil hizmetlerin kablosuz finans bağlamında kullanımında algılanan kullanışlılığı 7, algılanan maliyeti 3 olmak üzere toplam 10 madde ile ölçüm yapmışlardır. Daha kapsamlı olarak Sun ve arkadaşları (2012) algılanan kullanışlılığı 3, algılanan finansal maliyeti 2 boyutta

müşterilerin mobil bankacılık kullanım niyetleri ve tutumlarına dönük incelemişlerdir. Luarn ve Lin (2005) benzer şekilde algılanan kullanışlılığı 3, algılanan finansal maliyeti 2 ve algılanan güvenilirliği 2 madde ile ölçmüştür. Her bir boyutun neyi ifade ettiğine bakacak olursak, algılanan kullanışlılık, bir kişinin belirli bir sistemi kullanmasının kolaylık ve hızlılık sağlaması neticesinde kendi iş performansını artıracağına inanma derecesiyle ilgilidir (Davis, 1989: 320).

Bu boyut mobil bankacılığı kullanmak bankacılık işlemlerimde performansımı artıracaktır, mobil bankacılığı kullanmak bankacılık işlemlerini yapmamı kolaylaştıracaktır ve bankacılık işlemlerimi yapmakta mobil bankacılığı faydalı buluyorum gibi ifadelerle ölçülmüştür (Luarn ve Lin, 2005).

Bir diğer boyut olan algılanan finansal maliyet kavramı, bir kişinin mobil bankacılığı kullanmasının parasal bedele ne ölçüde neden olacağına inanma derecesi ile ilgilidir (Luarn ve Lin, 2005: 880). Yani faizsiz bankaların cep telefonu uygulamalarını kullanmanın daha maliyetli olacağını düşünüyorum, faizsiz mobil bankacılık uygulamalarını kullanmada daha fazla finansal engel (mobil bankacılık ücretleri, konuşma süreleri gibi) olduğunu düşünüyorum şeklinde ölçümlenmektedir (Sun, vd., 2012).

Son olarak, algılanan güvenilirlik boyutu, bir kişinin mobil bankacılık kullanımının güvenlik ve gizlilik tehdidi olmayacağına inanma derecesi ile ilgilidir. Burada güvenlik, sistemlerin ya da bilgilerin izinsiz giriş ya da çıkışlara karşı korunmasını ifade ederken, gizlilik kullanıcıların internet bankacılığı sistemleriyle etkileşimleri sırasında toplanan bilgilerin (kullanıcı bilgisi olan ya da olmayan) çeşitli veri türlerinin korunmasını ifade eder (Wang, vd., 2003: 508-509). Bu boyutun maddeleri ise, internet bankacılığı sistemini kullanmak kişisel bilgilerimi ifşa etmeyecektir ve internet bankacılığı sistemlerini bankacılık işlemlerini yürütmede güvenli bulurum gibi ifadelerden oluşmaktadır (Luarn ve Lin, 2005; Wang, vd., 2003).

Genel değerlendirme yukarıda ifade edildiği gibi olmakla birlikte literatürde Teknoloji Kabul Modeli’nden esinlenerek modeller geliştirilmiş ve bu doğrultuda ölçeğe farklı alt boyutlar ya da aynı alt boyutlara farklı maddeler eklenmiş ya da

çıkarılmıştır. Bu kapsamda çoğunlukla yeni teknolojilerin kullanımına dönük yapılan çalışmalar geliştirilmiştir. Benzer şekilde bu araştırmada, katılım bankacılığını kullanan müşterilerin algıladıkları kullanışlılık düzeylerini, algıladıkları finansal maliyet risklerini ve algıladıkları güvenilirlik endişelerini ölçmeye dönük ifadelerden oluşan boyutlar ortaya konmaktadır. Algılanan kullanışlılık için 4 önerme, algılanan finansal maliyet için 2 önerme ve algılanan güvenilirlik için 2 önerme olmak üzere toplam 8 ifadeden oluşan bir ölçek kullanılmıştır. Öyle ki, algılanan kullanışlılıkla ilgili uyarlanan ifadeler Katılım bankalarını kullanmak, bankacılık işlemlerimin

yürütülmesinde başarımı artırır, Katılım bankalarını kullanmak, bankacılık işlemlerimi yürütmemi kolaylaştırır, Katılım bankalarını kullanmayı faydalı bulurum

ve Katılım bankaları daha maliyetli bile olsa tercih ederim şeklinde dizeyn edilmiştir. Diğer taraftan algılanan finansal maliyeti ölçmeye dönük ifadeler Katılım

bankalarını kullanmak daha az maliyetli olacaktır ve Katılım bankalarında parasal kaynaklara erişim daha kolaydır gibi ters kodlamayı gerektirmeyen ve pozitif

hipotez kurmaya yardımcı olan bir sistematikte ölçülmüştür. Son olarak algılanan güvenilirlik boyutunu ölçmeye yönelik ifadeler Katılım bankalarının kişisel

bilgilerimi hiç kimse ile paylaşmayacağına inanmaktayım ve Katılım bankalarını güvenli bulurum şeklinde ölçülmüştür.