• Sonuç bulunamadı

AİHM, Sözleşme’yi yorumlarken zaman zaman klasik yorum yöntemlerini kullanmaktadır. Ancak Mahkeme, AİHS’in özel niteliklerine ve mantığına daha fazla uyması nedeniyle, dinamik yorum yöntemlerini daha sık tercih etmektedir. (Göçer, 2002: 127) AİHM’in getirdiği Sözleşme’ye özgü yorum yöntemlerinden biri olan dinamik yorum, Sözleşme’nin günün koşulları ışığında yorumlanmasını ifade eder.

(Metin, 2008: 115) Genel olarak kabul edilen anlamda dinamik ya da gelişmeci yorum, Sözleşme metninden hareket ederek, Sözleşme’de tanınan hakların genişletilmesi ve hatta Sözleşme’yi hazırlayanların, başlangıçta Sözleşme’nin bir parçası olarak görmedikleri bazı hakların, Sözleşme’nin güvence alanına dâhil edilmesiyle sonuçlanan bir yorum yöntemidir. (Göçer, 2002: 132)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, çeşitli kararlarında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni durağan bir biçimde ve boşlukta değil, önüne gelen somut olayın ve toplumun değişen koşullarını dikkate alarak dinamik bir şekilde yorumlayacağını vurgulamıştır. Mahkeme’nin içtihatları da, Sözleşme’ye taraf ülkelerdeki sosyal değişimden etkilenmekte; ortaya çıkan toplumsal sorunlara göre içtihatlar da, insan hakları uygulamasının yeni sorunlara çare olabilmesi ve geliştirilebilmesi için dinamik bir yoruma tabi tutularak yenilenmektedir. (Kaya, 2006: 10; Korkut, 2005)

Sözleşme’nin başlangıcında hukukun üstünlüğünden, insan haklarının geliştirilmesinden ve sıkı bir birlik oluşturmaktan söz edilmektedir. Ayrıca Sözleşme’nin 8–11. maddelerinin ikinci fıkralarında sınırlama ölçütü olarak demokratik toplum düzenine yer verilmiştir. Sözleşme metnindeki bu dinamik ve açık ifadeler, Sözleşme’nin daha geniş yorumlanmasına zemin oluşturduğundan yargıçlar bakımından önem taşımaktadır. Mahkeme bu düzenlemeler sayesinde Sözleşme’yi sadece deyimsel ve tarihsel yorum yöntemleriyle anlamlandırmamakta, aynı zamanda güncelleştirici şekilde Sözleşme’yi tamamlamakta ve modernize etmektedir. Mahkeme, insan haklarının etkinliğinin sağlanabilmesi için Sözleşme’nin günün koşulları ışığında yorumlanması gerektiğini sık sık vurgulamaktadır. Avrupa standardı kavramı ve buna uygun olması gereken üye devletlerin yükümlülükleri güncelleştirilmiş bu yorum doğrultusunda anlaşılmalıdır. Dinamik ve gelişmeci yorum öncelikle Sözleşme’nin konu ve amacına dayanır. (Metin, 2008: 116)

Mahkeme ilk defa Tyrer-Birleşik Krallık davasında (Başvuru no. 5856/72, 25 Nisan 1978 tarihli karar, paragraf 32) Sözleşme’nin yaşayan bir belge olduğunu ve günün koşullarına göre yorumlanması gerektiğini belirterek dinamik yorum yöntemini seçmiş ve böylece Sözleşme’deki haklara etkinlik kazandırmıştır. Benzer şekilde Marckx-Belçika davasında (Başvuru no. 6833/74, 13 Haziran 1979 tarihli karar, paragraf 41) Mahkeme, Sözleşme’nin yapıldığı 1950’de aile ile gayri meşru aile arasında bir ayrım yapmanın mümkün olduğunu, ancak Sözleşme’nin günün koşullarına göre yorumlanması gerektiğini vurgulamıştır. Mahkeme, Guerra-İtalya davasında (Başvuru no. 14967/89, 19 Şubat 1998 tarihli karar, paragraf 58 vd.) Sözleşme’de sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam hakkı diye ayrıca bir hak olmamasına rağmen, özel hayata, aile hayatına ve konuta saygı hakkını korumak için kişinin güvenli bir çevreye ihtiyacı olduğunu kabul etmiş bu haklara güvenli çevreyi de eklemiştir. Mahkeme’ye göre 8. maddenin amacı, kişileri kamu makamlarının keyfi müdahalelerine karşı korumaktır. Ancak madde hükmünden taraf devletler için sadece müdahale etmeme yükümlülüğünün bulunduğu sonucu çıkarılamaz. Özel hayat ve aile hayatının etkili bir şekilde korunması ilkesinin bir sonucu olarak 8.

madde, negatif yükümlülükler yanında pozitif yükümlülükler de içerir. Yüksek düzeydeki çevre kirliliği kişilerin huzur ve güven içinde yaşamlarını tehdit eder ve konutlarından yararlanmasına engel olur. Dolayısıyla devletin gerekli önlemleri almaması, nihayetinde özel hayat ve aile hayatını ihlal eder. Mahkeme bu kararında 8. maddeyi dinamik bir yorumla yorumlamış ve maddenin kapsamı genişletilmiştir.

(Metin, 2008: 118)

Yorum bir değerlendirmedir. Yapıldığında uyulması gerekir; uyulması ise, onun etkin olduğunu gösterir. Yorumun etkili olması prensibi denilen bir durum, AİHM kararlarının işlevsel konumunu gösterir. Temel hakların uygulanabilirliğini gerçekleştirme ve etkinliğini sağlama, sözleşmenin amaçlarındandır. Yorumun etkili olması prensibine bu açıdan bakıldığında, önemli bir anlam içermektedir. (Yıldız, 1998: 33) AİHM’e göre hakların etkili korunması, bu hakların somut ve kullanılabilir haklar olmasına bağlıdır. Devletin pozitif edimde bulunma yükümlülüğü de bu çerçevede vurgulanmıştır. (Çavuşoğlu, 1992: 138)

AİHM, Marckx-Belçika davasında, özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini içeren 8. maddenin amacının, her ne kadar bireyi, kamu gücünün keyfi

müdahalelerinden korumak olsa da söz konusu madde, devleti sadece müdahalelerden kaçınmaya zorlamakla yetinmemekte fakat bu tür negatif yükümlülüğün yanında, aile hayatına etkin bir şekilde saygı gösterilmesine sıkıca bağlı olan pozitif yükümlülüklerin de bulunduğunu dile getirmiştir. Mahkeme’ye göre ilgili devletin bu alandaki pozitif yükümlülüğü, aile ile çocuklar arasındaki ilişkilerin normal bir şekilde gelişmesine imkân tanıyacak tedbirleri almaktır. (Göçer, 2002: 134)

Mahkeme’nin pozitif yükümlülükler şemsiyesi altında başvurduğu yorumda etkililik yöntemi, Sözleşme’nin içerdiği haklara etkinlik sağlama ve böylece Sözleşme’nin öngörülen etkilerini doğurması düşüncesinden hareket ederek, Sözleşme’de yer alan bir hakkın, etkin ve somut bir nitelik kazanması için, mantıksal gelişimini sağlamak ve bunu denetlemekten ibarettir. (Göçer, 2002: 135–136)

AİHM, yorum yoluyla Sözleşme’deki hakların koruma alanını genişletebilir, ancak bunun da bir sınırı vardır. Örneğin, dinamik yorum yoluyla Sözleşme metninin daha önce korumadığı yeni hak ve özgürlükler oluşturulamaz. Sadece Sözleşme metninde açıkça veya üstü örtülü şekilde düzenlenmiş bir konu dinamik yorumlanabilir. Ayrıca yorumlanan kuralın niteliği de dikkate alınmalıdır.

Sözleşme’deki bazı kavramlar öyle dar tanımlanmıştır ki, bu alanda yorum yoluyla boşluk doldurulması ve böylece de söz konusu alanın genişletilmesi daha baştan sınırlandırılmış olmaktadır. Bunların yanı sıra dinamik yorumda ayrıca Sözleşme’nin bütünlüğü, hukuk güvenliği ve yasanın öngörülebilirliği ilkelerinin de gözetilmesi gerekir. (Stieglitz, 2002: 191–192, aktaran Metin, 2008: 120–121)

İKİNCİ BÖLÜM

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İÇTİHATLARINA GÖRE SÖZLEŞME’DEKİ HAK ve ÖZGÜRLÜKLERDEN DOĞAN POZİTİF

YÜKÜMLÜLÜKLER

I. YAŞAM HAKKI (AİHS m. 2)