• Sonuç bulunamadı

Diğer Usûlî Kazanılmış Haklar

B. DAVÂLININ USÛLÎ KAZANILMIŞ HAKLAR

3. Diğer Usûlî Kazanılmış Haklar

Yargılamanın idaresi, kanuna uygun biçimde makul bir sürede gereksiz yere masraf yapılmaksızın ve basit şekilde sonuçlandırılması hâkimin görevleri arasındadır (AY m.141; m.77). Bu amaçla Mahkeme, yargılama sırasında çeşitli usûlî işlemler gerçekleştirmektedir. Mahkeme usûl işlemleri davânın yürütülmesi ve sonuçlandırılması için, kanunun hâkime tanıdığı yetki ve sorumluluklar sayesinde, hâkim tarafından yapılan her türlü işlemler ve karârlardır300. Mahkemenin işlemleri;

298KURU, Baki, Usûli Kazanılmış Hak (Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, AÜHF Yayınları, Ankara

1974) s.405–409.

299

Dan. 7. D. 7.5.2007 günlü, E.2005/3650, K.2007/2141, Danıştay Dergisi, Y.38, S.117, 2008, s.208– 211.

duruşma gün ve saatinin belirlemesi, sürelerin belirlemesi, delillerin değerlendirilmesi v.s. şeklinde olmaktadır301. Mahkemenin karârları ise; yargılamayı ilerleten ara karârlar, geçici önlem niteliği taşıyan karârlar ve yargılamayı sonuçlandıran nihâî karârlardır.

Ara karârları, hâkimin bir davâda dosyadan elini çekinceye kadar yargılamanın yürütülmesi için vermiş olduğu bütün karârlar olarak adlandırılmaktadır302. Bu karârların ortak özelliği, hâkimin ara karârlar ile davâdan elini çekmeyip, bilâkis davâya devam etmesidir303. Böylelikle hâkim, vermiş olduğu isâbetli ara karârlar ile davâyı ilerletip, sonuca biraz daha yaklaşmaktadır304.

Kural olarak ara karârıyla, hâkim, dosyadan elini çekmediğinden, ara karârını kendiliğinden ya da itirâz üzerine kaldırabilir305. Ancak, mahkemenin vermiş olduğu ara karârı, taraflardan biri lehine usûlî kazanılmış hak oluşturuyorsa, bu durumda mahkeme, vermiş olduğu ara karârından dönemez. Usûlî kazanılmış hak ile kastedilen; bir davâda, mahkemenin ya da tarafların yaptıkları usûl işlemleri ile taraflardan birinin lehine diğerinin ise aleyhine olan, uyulması zorunlu haklardır306.

İdarî mahkeme işlemlerinden davâlı idare lehine doğan usûlî kazanılmış haklar şu şekilde sıralanabilir:

1- Davâcının bildirdiği adreste tebligât yapılamaması üzerine, mahkemece, İYUK’un 26’ncı maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca, “davâcının yeni adresi bildirmesine kadar davâ dosyasının işlemden kaldırılmasına, bir yıla kadar yeni adres bildirilmediği takdirde davânın açılmamış sayılmasına” karâr vermesi durumunda, davâlı idare lehine kazanılmış hak doğar. Davâcının bir yıl içinde yeni adres bildirmesi durumunda, mahkemenin bu ara karârına uygun olarak, davânın açılmamış sayılmasına karâr verme yükümlülüğü doğar. Mahkemenin bu

301

KARSLI, s.154.

302Yar. HGK 15. 09. 1982, 7–1978/785 (YKD Nisan 1983, s. 479), Aktaran: BURAN, Armağan, Medenî Usûl Hukukunda Hüküm (Esasa İlişkin Nihâî Karâr), Ankara 2005,(Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi).

303

KURU, Hukuk Muhakemeleri Usûlü, s.2998; KARSLI, s.150.

304BURAN, s.7.

305ALANGOYA, s. 175; BİLGE, s. 514; KURU, Hukuk Muhakemeleri Usûlü, s. 3000–3001;

KURU- ARSLAN-YILMAZ, s. 532; POSTACIOĞLU, s. 501.

306

AKGÜNDÜZ, Güzin – SALTIK, Sadettin, Usûl Hukukunda Kazanılmış Hak, TBBD, Y:1993, S:2, s.165; ALANGOYA, s. 518; KURU, Hukuk Muhakemeleri Usûlü, s. 395.

yükümlülüğü, davâlı yönünden bir usûlî kazanılmış haktır. Mahkeme, davâlı idarenin bu usûlî kazanılmış hakkını ortadan kaldıracak şekilde karâr veremez. Örnek olarak, bir yılın sonunda, davâcı adres bildirmediği halde, mahkeme, bu ara karârını görmezden gelerek veya geri alarak, işin esası hakkında karâr veremez.

2- Davâ açılırken davâya ilişkin harç veya posta ücretinin eksik yatırılmış olması nedeniyle, mahkemece, İYUK’un 6’ncı maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca, iki kez harç ve posta ücreti tamamlatma yazısı tebliğ edildiği halde, harç ve posta ücretinin yatırılmaması halinde, mahkemece davânın açılmamış sayılmasına karâr verilir. İşte, mahkemenin iki kez harç tamamlatma yazınını tebliğ etmesi ve davâcı tarafından harcın ve posta avansının tamamının yatırılmaması durumu, davânın açılmamış sayılmasına karâr verilmesi yönünde davâlı idare lehine kazanılmış hak doğurur. Aynı durum, posta avansında sonradan azalma olması hali için de geçerlidir. İYUK’un 6’ncı maddesinin 6’inci fıkrasına göre, davâ açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma olması halinde, davâcıya iki kez posta ücreti tamamlatma yazısı tebliğ edilir. Posta ücreti süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın işlemden kaldırılmasına karâr verilir. Bu karârın tebliği tarihinden başlayarak üç ay içinde, noksanı tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde davânın açılmamış sayılmasına karâr verilir.

3- Mahkemenin ara karârında davâcıya kesin bir süre vermesi halinde, mahkeme ara karârında belirttiği kesin süre ile bağlı olur. Mahkemenin kesin süre vermesi, davâlı idare lehine kazanılmış hak oluşturur ve mahkeme kesin süre verdiği bu ara karârını bir daha tekrarlayamaz. Örnek olarak; defter ve belgelerini inceleme elemanına ibrâz etmediği gerekçesiyle, katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle adına vergi ve cezâ tarhiyatı yapılan mükellefin açtığı davâda, mahkeme ara karârıyla davâcıdan defter ve belgelerinin ibrâzını istemektedir. Davâcı birinci ara karârına cevap vermeyince, mahkeme, kesin bir süre vermek suretiyle aynı ara karârını ikinci kez tekrarlamaktadır307. Davâcı bu ikinci ara karârına da cevap

307

Uygulamada, ikinci ara karârı, “belirtilen sürede bu ara karârının gereğinin yerine getirilmemesi halinde dosyadaki bilgi ve belgelere göre karâr verileceğinin bilinmesine”, biçiminde meşruhatlı yapılmaktadır.

vermezse, mahkeme, defter ve belgeler ibrâz edilmemiş gibi, dosyaya ilişkin hukukî değerlendirmesini yapacaktır.

Ara karârı mâhiyetinde olan yürütmenin durdurulması isteminin kabûlüne ilişkin karârlar, usûli müksep hak oluşturacaklar mıdır? Bu sorunun cevaplanabilmesi için öncelikle yürütmenin durdurulması karârının hukuki niteliğinin ortaya konulması gerekmektedir.

İdarî Yargıda yürütmenin durdurulması karârları, bir idarî davâda, davâcının istemi üzerine, yargı yerinin bir idarî işlem ya da yargı karârının uygulanmasını davâ sonuna kadar ertelenmesi olarak târif edilebilir. Yürütmenin durdurulması karârı, idarî işlemin uygulanmasını erteleyen geçici bir önlemdir308.

Yürütmenin durdurulması karârı; kamu hizmetlerinin devamlılık, karârlılık ve en etkin biçimde yerine getirilebilmesi için idarenin yasalarla görevli kılındığı alanlarda, kamu gücüne dayanarak tesis ettiği işlemlerin, yürütülmesi gerekli olma, icâbında zor kullanarak uygulama, hukuka uygun sayılma, herkes tarafından uyulma zorunluluğuna ilişkin niteliklerini, davâ sonuna kadar askıya alan, başka bir ifâde ile idarî işlemlerin sözü edilen vasıflarını işlemez hale getiren ve İdare Hukukuna özgü bir yargı işlemidir309. Yürütmenin durdurulması karârı, uyuşmazlığı esastan çözümlemeyen, fakat davâ konusu edilen işlem ve eylemlerin tesirlerini kesin ve niahi karâra kadar askıda tutan İdarî Yargı karârıdır. Hakkında yürütmenin durdurulması karârı verilen işlemler hukuk düzeninden tamamen silinip gitmezler, sadece hüküm ve sonuç doğurması askıya alınmış olur. Yürütmenin durdurulması karârları davâyı ve uyuşmazlığı sona erdirmezler, kesin karârlar değildir, geçici nitelikte bir yargı karârı olup işlemin sonuçlarının doğurması ve etkili olması ertelenmiş olur. Yürütmenin durdurulması karârı ile idarî işlemin niteliklerinden olan hukuka uygunluk karinesi askıya alınarak işlemin uygulanması davâ sonuna kadar durmuş olur.

Yürütmenin durdurulmasının yargı denetimi kapsamında değerlendirilmesi, anayasadaki hak arama özgürlüğüdür. Hak arama özgürlüğü, kişinin temel hak ve

308ASLAN, Zehreddin, İdarî Yargıda Yürütmenin Durdurulması, Gözden Geçirilmiş 2. Basım,

İstanbul 2001, s.27.

309

ÇAĞLAYAN, Ramazan, İdarî Yargı Karârlarının Sonuçları ve Uygulanması, Gözden Geçirilmiş 3. Baskı, Asil Dağıtım, 2004, s.90.

hürriyetlerini korumayı amaçlayan hukuk devletinin temelini oluşturan düzenlemelerden biridir. Bu nedenle yürütmeyi durdurma yargı fonksiyonuna dâhil ve hak aramaya âit hukukî yoldur310.

Yürütmenin durdurulması karârı, nihâî hükme kadar geçerli olan geçici tedbir mâhiyetinde bir ara karârı olup, uyuşmazlığı nihâî olarak sonlandıran bir karâr değildir. Mahkeme, yürütmenin durdurulmasına ilişkin ara karârıyla bağlı değildir; nihâî karârda, yürütmenin durdurulması karârında vardığı sonucun aksi bir sonuca varabilir. Dolayısıyla yürütmenin durdurulması isteminin kabûlüne ilişkin karârlar davâcı lehine usûli kazanılmış hak teşkil etmezler. Şâyet yürütmenin durdurulması isteminin kabûlüne ilişkin karârlar usûli kazanılmış hak teşkil etseydi, mahkeme nihâî karârda bu karârla bağlı olacağı gibi, Danıştay ve Bölge İdare Mahkemesi de bu karârla bağlı olacaktı. Zirâ usûlüne uygun olarak doğmuş olan bir kazanılmış hak, üst yargı merciini de bağlar.