• Sonuç bulunamadı

DAVÂLI TARAFIN DEĞİŞMESİ

B. DAVÂLININ USÛLÎ KAZANILMIŞ HAKLAR

VI. DAVÂLI TARAFIN DEĞİŞMESİ

İdarî Yargıda açılan bir davânın karâra bağlanması, Adlî Yargıda olduğu gibi, sonuna kadar tâkip edilmesi ve tarafların kişilik ve niteliklerinde herhangi bir değişiklik olmamasına bağlıdır311. Ancak günümüzde davâlar çok uzun sürdüğünden, davâ süresi içinde tarafların kişilik ve niteliklerinde değişiklikler meydana gelmektedir. Örnek olarak; gerçek kişi olan davâcının ölmesi veya vesâyet altına alınması, davâlı idarenin lağvedilmesi gibi… Çalışmamızda, İdarî Yargıda davâlı kurumu ele alındığından, bu başlıkta, yalnızca davâlı tarafta meydana gelen değişiklikler üzerinde durulacaktır.

Tarafların kişilik veya niteliklerinde meydana gelebilecek değişiklikler üzerine yapılacak işlemlere ilişkin olarak İYUK’taki tek düzenleme, 26’ncı maddede sevk edilen düzenlemedir. İYUK’un 26’ncı maddesinin 1’inci fıkrasında, davâ esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davâyı tâkip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine tâkibi yenilemesine kadar

310

DOĞAN, İlyas, Alman Türk Anayasa Yargısında Yürürlüğü Durdurma, 2. (Tıpkı) Baskı, Diyarbakır, Nisan 2000, s. 261.

dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karâr verileceği hükme bağlanmıştır.

Kanımızca, bu hüküm, yalnızca davâcı tarafın kişilik ve niteliğinde meydana gelen değişiklikler için uygulanabilecek bir hüküm olup, davâlı tarafın kişilik ve niteliğinde değişiklik meydana gelmesi halinde uygulanacak bir hüküm değildir. Çünkü, bu maddede pasif tarafın kişilik ve niteliğinde değişiklik meydana gelmesi halinde nasıl bir yol izleneceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Maddede esas itibâriyle; gerçek kişi olan davâcının ölmesi veya kişiliğinde değişiklik meydana gelmesi, tüzel kişi olan davâcın da kişilik veya niteliğinde değişiklik meydana gelmesi durumları için düzenleme yapılmış ve bu durumların oluşması halinde tâkip hakkı kendisine geçenin başvurusuna kadar davâ dosyasının işlemden kaldırılacağı belirtilmiştir. Yine maddede tâkip hakkından bahsedilmiş olması da bu durumun açık bir göstergesidir. Zirâ tâkip hakkı davânın aktif tarafı için söz konusu olan bir haktır.

Dolayısıyla, davâlı tarafın kişilik ve niteliğinde değişiklik meydana gelmesi halinde, İYUK’un 26’ncı maddesi uygulanamayacağından, dosyanın işlemden kaldırılmasına da karâr verilemez. Bu durumda, doktrinde CANDAN tarafından savunulan fikir benimsenerek, davâlının kişilik ve niteliğinde meydana gelecek değişikliklerin İYUK’un 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendinde düzenlenen “hasım düzeltme” hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi uygun olacaktır312. Buna göre, mahkeme, kişilik veya niteliğinde değişiklik meydana gelen davâlı tarafı hasım mevkiinden çıkartarak, davâyı kendi tespit edeceği yeni hasma yöneltir.

İdarî Yargıda davâlı taraf kural olarak değişmez bir biçimde idaredir313. İdare, anayasa veya yasalarda öngörülen usûl ve esaslara göre kurulur. Yetkide ve usûlde paralellik ilkesi gereğince, idarelerin kaldırılmaları ve niteliklerinin değiştirilmeleri de, kuruluşlarındaki usûl ve esaslara göre olur. Genellikle bir idareyi kaldıran veya bir idarenin niteliğini değiştiren kanun veya diğer idarî metinlerde, kaldırılan veya niteliği değiştirilen idareyi ilgilendiren uyuşmazlıklarda kimin taraf olacağı ve bu

312

CANDAN, İdarî Yargılama, s.595.

uyuşmazlıkların kim tarafından yürütüleceği belirtilmektedir. İlgili kanun veya idarî metinde böyle bir belirleme yapılmışsa, bu takdirde kanunda veya idarî metinde belirtilen idare, kaldırılan veya niteliği değiştirilen idareyi ilgilendiren uyuşmazlıklara taraf olur314. Bu halde, kaldırılan veya niteliği değiştirilen idarelerin taraf olduğu ve derdest olan davâlarda mahkemece ayrı bir karâr almasına ihtiyaç duyulmaksızın, ilgili kanunda veya idarî metinde belirtilen idare, kaldırılan veya niteliği değiştirilen idarenin yerine taraf olur. Kaldırmanın ve nitelik değişikliğinin gerçekleştiği tarihten sonra açılacak davâlarda ise mahkeme, yeni idareyi hasım olarak belirler. Örnek olarak; 5286 Sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü lağvedilmiş ve anılan Kanunun geçici 5’inci maddesinde, Kaldırılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün leh ve aleyhine açılmış davâlar ve icrâ tâkiplerinde devir durumuna göre ilgili idarenin kendiliğinden taraf sıfatını kazanacağı belirtilmiştir. Buna göre, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünü ilgilendiren idarî davâlarda; İstanbul ve Kocaeli illerinde büyükşehir belediyeleri, diğer illerde il özel idareleri taraf olacaktır.

İlgili kanun veya idarî metinde, uyuşmazlıklarda hangi idarenin taraf olacağına ilişkin açık bir hüküm yoksa, bu durumda, uyuşmazlığın ilişkin bulunduğu hizmete bakmak gerekir. Kaldırılan veya niteliği değiştirilen idarece yürütülen hizmetler hangi idareye devredilmişse, o hizmete ilişkin uyuşmazlıklarda da, hizmetin geçtiği yeni idare taraf olur. Buna göre; yeni açılan davâlarda, mahkeme ilk inceleme aşamasında, hizmetin geçtiği idareyi tespit ederek, husûmeti bu idareye yöneltir. Önceden açılmış olan davâlarda ise, hasım düzeltme karârıyla, kaldırılan veya niteliği değiştirilen idareyi hasım mevkiinden çıkartarak, hizmetlerin devredildiği yeni idareyi hasım mevkiine alır. Bu takdirde, dosyanın yeniden tekemmül ettirilmesinin gerekip gerekmeyeceği tartışması ortaya çıkabilir. Kanımızca, kaldırma veya nitelik değişikliğinden önceki usûl işlemleri, hukuken taraf sıfatını hâiz idare

314

Dan. 12.D., 25.2.2008 günlü, E.2008/669, “… Hüküm veren Danıştay 12. Dairesince 17.4.2007 günlü, 26396 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5622 Sayılı Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Gümrük Müsteşarlığına Bağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Karârnâmelerde Değişiklik Yapılmasına Dâir Kanunun 5. maddesi uyarınca, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı davâlı konumuna alınarak işin gereği görüşüldü…” (Yayınlanmamış Karâr).

tarafından yapıldığından, bu işlemler yeni hasım yönünden de geçerli olup, davâ kaldığı yerden devam eder. Dosyanın yeniden tekemmül ettirilmesine gerek yoktur.

Uygulamada, hemen hemen bütün davalı taraf değişmeleri, davalı idarenin kanunla kaldırılması nedeniyle gerçekleşmekte olup, kaldırmaya ilişkin kanunda da kaldırılan idarenin taraf bulunduğu davalarda nasıl hareket edileceği geçici maddelerle düzenlenmektedir. Bu şekilde geçici maddelerin sevk edilmediği kanunlara rastlanılmamaktadır. Bu nedenle Danıştayın, kanunda bu şekilde geçici madde sevk edilmememesi, diğer bir anlatımla kaldırılan idarenin taraf bulunduğu davalarda nasıl hareket edileceğinin kanunda açıkça gösterilmemiş olması durumundaki görüşü bilinmemektedir. Ancak kaldırmaya ilişkin kanunda, kaldırılan kurumun taraf bulunduğu davalarda kimin taraf olacağına dâir hüküm bulunması durumunda, Danıştayın hasım düzeltilerek davaya devam edilmesi gerektiği yönünde uygulamaları bulunmaktadır. Örnek olarak, 5502 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 43’üncü maddesiyle kaldırılın Sosyol Sigortalar Kurumunun taraf bulunduğu davaların tâkip yetkisi, aynı Kanun’un geçici 1’inci maddesiyle yeni kurulan Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmiştir. Bu hükmü dikkate alan Danıştay Onuncu Dairesi, 5502 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte karâr düzeltme istemiyle önünde bulunan bulunan bir davada, doğrudan Sosyal Sigortalar Kurumu yerine Sosyal Güvenlik Kurumunu hasım mevkiine alarak karâr düzeltme istemini karâra bağlamış ve dosyanın yeniden tekemmülüne de gerek görmemiştir315.

İkinci Bölüm

İDARÎ YARGIDA DAVÂLININ TEMSİLİ