• Sonuç bulunamadı

3.2. ÇALIŞMA YAŞAMI KALĐTESĐ ĐLE ĐLGĐLĐ HĐPOTEZLER

3.2.2. Diğer Faktörler ile Çalışma Yaşamı Kalitesinin Aracılık Đlişkisi

Đnsan kaynakları seçiminde uygulanan çeşitli sınav ve değerlendirme tekniklerinin her zaman doğru sonuç vermesi mümkün olmayabilir. Kendini çok iyi ifade edebilen ve rol yeteneği kuvvetli olan bir adayı sadece sınav ya da değerlendirme teknikleri ile seçmenin zorluğu ancak DZ’sı yüksek kişiler tarafından aşılarak doğru kararlar verilebilir. Çünkü bu aşamada yapılan yanlış bir seçimin ÇYK’yi de etkilemesi nedeniyle telafisi mümkün olmayabilir.

DZ üzerine yapılan araştırma ve incelemelerde de araştırmacıların dikkatlerinin de DZ düzeyinin yükseltilmesi konusuna yoğunlaştığı gözlenmektedir. Đşletmelerde çalışanların DZ düzeyleri geliştirilerek, ÖS kontrol altına alınabilmektedir. Buradan elde edilecek sonuçla, ÇYK’nin yükseltilebileceği ve ÖS azaltılabileceği öne sürülmektedir. Çünkü DZ eğitim ile geliştirilebilir, ÖS kontrol edilerek azaltılabilir; bunlarında sonucunda ÇYK yükseltilebilir (Schutte vd., 1998; Brackett, Mayer ve Warner, 2004). Ayrıca çalışma yaşamı ile sosyal yaşamın dengesi de büyük önem taşımaktadır. Bu dengenin sağlanmasında DZ yeterlilikleri ve ÖS’nın etkisi oldukça büyüktür.

Đyi gelişmiş duygusal becerilere sahip kişiler yaşamlarını daha doyumlu ve etkili bir şekilde sürdürerek, kendi verimliliklerini besleyecek zihinsel alışkanlıkları edinebilir. Duygusal yaşamını bir şekilde kontrol altına alamayan kişiler, kendi içlerinde işe odaklanıp açıkça düşünmelerini sağlayacak yetenekleri kaybedebilir (Goleman 2006: 52). DZ yeterlilikleri ile çalışma yaşamını sosyal yaşama, sosyal yaşamı da çalışma yaşamına kolaylıkla uyumlaştırmak mümkün olabilmektedir. ÇYK’nın gelişmesine bağlı olarak ÖS’nın azalması DZ’nın bir sonucu olarak da değerlendirilebilir. Diğer yandan ÇYK’nın gerek DZ’ye gerekse ÖS’ye ĐAE ile ilişkisinde aracı faktör olarak katkı sağladığı bu katkının DZ-ĐAE ile DZ-ÖS ilişkilerinde pozitif yönlü olduğu ileri sürülmektedir (Giesecke, 2007; Langhorn, 2004; Wong ve Law, 2002).

ÖS’nın da ÇYK üzerinde olumsuz etkisinin olması, özellikle bazı ÖS davranışlarının kişisel düzeyde de rahatsızlık yaratması (örneğin taciz, hırsızlık vb) ĐAE’yi etkilemektedir. Yapılan çalışmalar bu tür davranışların özellikle kişilik yapısıyla ilişkili olduğunu, sapma davranışında bulunan kişilerin DZ düzeylerinin oldukça düşük olduğunu göstermektedir (Baron ve Neuman, 1996; Kidwell ve Martin, 2005; Lawrence ve Robinson, 2007; Langhorn, 2004; O’Leary-Kelly, Griffin ve Glew, 1996;). Bu yaklaşımdan hareketle ÇYK faktörünün, DZ’nın ÖS ve ĐAE ile ilişkilerinde aracılık rolü üstlendiği söylenebilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

KONAKLAMA ĐŞLETMELERĐNDE DUYGUSAL ZEKA, ÖRGÜTSEL SAPMA, ÇALIŞMA YAŞAMI KALĐTESĐ VE ĐŞTEN AYRILMA EĞĐLĐMĐ ARASINDAKĐ

ĐLĐŞKĐNĐN ANALĐZĐNE YÖNELĐK BĐR UYGULAMA

Đlk üç bölümde yer alan teorik bilgiler üzerine kurulan araştırma yöntemi ve modelinin oluşturulması, analiz ve yorumlanması ile birincil ve ikincil verilerin karşılaştırılması çalışma açısından oldukça önemlidir. Beşinci bölümde, yapılan alan araştırmasına ilişkin modelin yapılandırılması, veri toplama yöntemi ve bulguların değerlendirmesi yer almaktadır. Bu kapsamda, araştırmanın önemi ve amacı, kapsamı ve sınırlılıkları, yöntemi ve elde dilen bulguların yanı sıra, kullanılan ölçekler, model önerileri, modellerin test edilmesi ve kullanılan istatistiksel tekniklerle ilgili bilgilere yer verilmektedir.

4.1. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMĐ

Konaklama işletmelerinde insan kaynakları en önemli değer olarak ön plana çıkmaktadır. Bir hizmet üretim ve sunum işlevini yerine getiren insan kaynaklarının yönetilmesi, ancak amaca yönelik kaynakların doğru kararla yapılandırılmasıyla etkinlik kazanmaktadır. Bu nedenle çalışma kapsamında incelenen konuların doğrudan insan kaynakları yönetimi (ĐKY) ni ilgilendirmesi araştırmayı daha değerli hale getirmektedir. Buradan hareketle araştırmanın temel amacı, konaklama isletmelerinde, duygusal zeka (DZ), örgütsel sapma (ÖS), çalışma yaşamı kalitesi (ÇYK) ve işten ayrılma eğilimi (ĐAE) nin arasındaki ilişkiyi analiz ederek elde edilen bulguları ortaya koymaktır.

Bu amaçla, DZ-ÖS-ÇYK-ĐAE arasındaki ilişkileri ölçmek üzere öncelikle bir model geliştirilmiş ve buna bağlı olarak veri toplamak amacıyla anket oluşturulmuştur. Böylelikle araştırmanın ilk aşaması olarak temel amaca yönelik alt yapı oluşturulmuştur. Araştırmanın, elde edilen verilerin oluşturulan model çerçevesinde analizi yapılarak ulaşılan bulgular ve çıkarılan sonuçlar istatistiksel değerlendirmelerle yorumlanarak sonuç ve önerilerde bulunulmuştur.

Çalışmayı oluşturulan konuların her biri ĐKY açısından başlı başına büyük bir öneme sahip olduğu gibi birbiriyle olan ilişkileri de önemli derecede etki yaratmaktadır. Literatürde her bölümde yer alan konuların ĐKY açısından incelenmiş örneklerine rastlamak mümkündür. Diğer yandan sınırlı sayıda da olsa iki konunun ilişkilendirildiği çalışmalar da mevcuttur. Ancak bu çalışmada ele alınan DZ-ÖS- ÇYK-ĐAE arasındaki ilişkinin analizine yönelik ilk araştırma olması bakımından da büyük önem taşımaktadır. Çalışmanın konaklama işletmelerine yönelik uygulanması, ilk olması bakımından ayrı bir öneme sahiptir.

Çalışmanın dört bölümü de ayrı ayrı olarak incelendiğinde ĐKY ve genel olarak işletme yönetimi açısından üzerinde önemle durulması gereken konular olduğu görülmektedir.

DZ’nın çalışma yaşamındaki öneminin birçok kurum/kuruluş tarafından kabul edilmiş olması nedeniyle insan kaynaklarının daha bilinçli bir şekilde oluşturulduğu görülmektedir. DZ özellikleri ĐKY’nın işlevlerinin her aşamasında önemli birer ölçüt olarak kullanılabilmektedir.

DZ, kişisel gelişimde etkili olduğu kadar örgütsel gelişim açısından da oldukça önem taşıyan bir konudur. Örgütlerin başarılarında rol oynayan işgörenlerin etkinlik ve verimlilikleri örgütsel düzeyde oluşan sonuçlara da yansımaktadır. Örgüt içinde yer alan bireylerin DZ düzeyleri geliştirilerek ÇYK’nin yükseltilmesi durumunda, buna bağlı olarak ÖS’nin şiddeti ve sayısal anlamda etkisinin azaltılabilmesi (Brockert ve Braun, 2000; Brackett, Mayer ve Warner, 2004; Albrecht, 2009; Stalinski, 2004) bu yönde gerekli çalışmaların yapılmasını desteklemektedir. Diğer yandan günümüzde yapılan araştırmalar kişisel ve mesleki anlamda başarıların temelinde DZ yetenek ve özelliklerinin çok daha önemli olduğunu göstermektedir.

DZ işletme yönetimi, liderlik, örgütsel davranış, üretim, satış ve pazarlama alanlarında hem ĐKY hem de insan ilişkileri gibi birçok konu üzerinde önemli rol oynamaktadır (Cooper ve Sawaf 1996; Goleman 2000). Bununla birlikte işletmelerde insan kaynakları temini, seçimi, eğitimi, kariyer planlama, kadrolama konularında karar verme aşamasında DZ kullanılmaktadır (Kulkarni vd., 2009; Day ve Carroll, 2008; Sy vd., 2006; Orioli ve Cooper 2005).

Örgütsel düzeyde yapılan çalışmalar, işgörenlere daha insancıl ve sağlıklı çalışma ortamının yaratılması, onların niteliğinin yükselmesi ve bu doğrultuda örgütlerin uzun dönemli faaliyetlerinin ve verimliliğinin sağlanması için ÇYK’nin önemini vurgulamaktadır. Bununla birlikte, bireyin çalışma ve sosyal yaşamı arasında denge kurmasında ÇYK’nin önemi oldukça fazladır. Çünkü çalışma yaşamı dengesizliğinin bireysel ve örgütsel pek çok olumsuz sonuçları söz konusudur.

Çalışma bir bütün olarak incelendiğinde işgörenlerin DZ düzeyleri geliştirilerek, ÖS kontrol altına alınabilmektedir. Böyle bir durum sonuçta hem ÇYK’nın yükseltilmesine katkı sağlaması hem de ĐAE’nin azalmasına ilişkin gerekli ortamının yaratılması açısından önem taşımaktadır.

ĐAE’nin sonucunda oluşan yüksek işgücü devrinin işletmelere getirmiş olduğu yüksek maliyetle birlikte ÇYK’nın bozulması müşteri memnuniyetsizliği ve işgören doyumsuzluğuna etki eden faktörlerin artmasına neden olmaktadır. Yönetim açısından oluşması istenmeyen bu iki durum yarattığı sonuçları itibariyle üzerinde durulması gereken konulardır. Bu nedenle çalışma kapsamında ele alınan konuların birbiriyle ilişkileri değerlendirildiğinde konunun önemi açıkça ortaya çıkmaktadır.