• Sonuç bulunamadı

2.1. SAPMA VE ÖRGÜTSEL SAPMA KAVRAMI

2.1.4. Örgütsel Sapma Süreci

ÖS, bir süreç olarak belirli aşamalardan oluşmaktadır. Bireyin hedefe yönelik bir eylemde bulunmaya niyetlenmesi ya da düşüncenin oluşması sapma davranışının görülmesinden önceki son belirtidir. ÖS’yı etkileyen çeşitli faktörlerin oluşmasıyla birlikte birey üzerinde davranışsal bozukluğa neden olabilecek bir süreç başlamaktadır.

Robinson ve Greenberg (1998) yapmış olduğu çalışmada sapma davranışı sürecinin; aktör (birey), niyet, hedef, eylem ve sonuç unsurlarından oluştuğunu belirtmişlerdir. Sonuç, eylemi gerçekleştiren bireye ya da gruba yönelik kararın değerlendirilmesiyle geçerlik kazanmaktadır. Aşağıda da açıklanacağı gibi çok farklı

biçimlerde görülebilen sapma davranışı bireysel veya grup olarak kararın verilmesiyle sonuçlanmaktadır.

Aktör; örgütsel yapının bütünlüğü ve devamlılığı, normlara uymaya ve temel kurumsal değerleri benimsemeye bağlıdır. Dinamik bir yapıya sahip olan örgütte, bu normlara ve değerlere karşı bir duruş her zaman vardır. Sapma olarak adlandırılan bu tür davranışları, gerçekleştiren kişi ya da gruplar örgüt içinden veya dışından olabilmektedir (Kidwell ve Martin, 2005:7). Sapma davranışında bulunan birey örgüt içinden, çalışan biri/birileri olabileceği gibi, eski çalışanlar (Robinson ve Greenberg 1998), diğer bir deyişle emekliler, istifa edenler vb. herhangi bir şekilde işten ayrılanlar da olabilmektedir. Örgüt dışında olan bu kişilerin sapma davranışında bulunması geçmişe yönelik bir intikam, hak arama, adaletsizlik gibi belirli nedenlerden kaynaklanan bir davranış olarak değerlendirilebilir.

Diğer taraftan, ÖS bireysel olarak gerçekleştirilebildiği gibi birden fazla kişinin bir araya gelerek grup şeklinde örgütlü ya da kendiliğinden oluşan topluluklar olarak da ortak hareket etmesiyle oluşabilmektedir. Bireysel olarak gerçekleştirilen sapma davranışı kişisel nedenlerden ya da yalnızca o bireyi ilgilendiren birtakım örgütsel uygulamalardan kaynaklanabilir. Sapma davranışına neden olan eylemlerin temelinde örgütsel etmenler olabileceği gibi, örgüt içinde bireylerarası ilişkilerden doğan sorunlar da olabilir. Ayrıca örgüt içinde sapma davranışında bulunan ilgisiz bireylerinde bulunması söz konusu olabilir. Bunlar daha çok diğer etkin birey ya da grupların etkisinde kalarak böyle bir davranış gösteren kişilerden oluşmaktadır. Böyle bir davranışta bulunmalarının temelinde gruptan ayrılmamak, çekinmek, kendilerini baskı altında hissetmek gibi nedenler olabileceği gibi tamamen bilinçsizce yapılmış bir davranış da olabilmektedir.

Niyet: Sapma davranışı sürecinde niyet, düşüncenin eyleme dönüşmesi açısından ve sürecin başlangıcını oluşturması nedeniyle önemli bir unsurdur. Heider'in (1982:35) temellendirildiği yükleme kuramı, davranışın nedensel olarak algılanması sürecine dayanmaktadır. Kuramın temel varsayımına göre bir davranış, nedenleriyle birlikte algılanmaktadır. Algılanan bu nedenlerden birisi de niyet unsurudur. Yapılan tanımlar incelendiğinde sapma davranışının bilinçli bir şekilde yapıldığı gerçeği araştırmacıların ortak kanısıdır.

Şekil 2.1. Đşyeri Sapma Davranışı Süreci

Sonuca ilişkin değerlendirme

Aktör

Niyet

Hedef

Eylem

Sonuç »» Sapma

Bireye ilişkin karar

Kaynak: Robinson ve Greenberg (1998)’den uyarlanmıştır.

ÖS açısından niyetin ÇYK, değer ve normlar ile iş doyumu ilişkisinden etkilendiği bir gerçektir (şekil 2.2). Davranışsal niyet, bir davranışı gerçekleştirmek için bireyin istemlerinin ve çabalarının göstergesi olarak ifade edilebilir. ÇYK’dan, bireyin davranışsal niyeti doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemekte ve bu etkiler bireyin hedefe doğru olan eylem çabasına yön vermektedir. ÖS davranışına neden olabilecek eylemler öncelikle niyet oluşumuna bağlıdır. Eylemin bilinçli ya da bilinçsiz olması, davranışın sapma olup olmadığı konusunda tartışma yaratır, ancak niyetin bilinçsiz olması gibi bir durum söz konusu olamaz. Daha önce de belirtildiği üzere eyleme bilinçsizce katılmak mümkün iken, bilinçsizce niyetten bahsetmek mümkün değildir. Niyet oluşması herhangi bir şeyi yapmaya karar vermektir.

Şekil 2.2. Davranışsal Niyetin Oluşumu

Kaynak: Araştırmacı tarafından oluşturulmuştur

Davranışsal Niyet Đş Doyumu Değer ve Normlar ÇYK

Hedef: Sapma davranışı sürecinin üçüncü adımını hedef oluşturmaktadır. Hedef olarak, örgüt, diğer üyeler, örgüt kaynakları seçilebilir. Sapma davranışından etkilenen tüm değerler hedef içine girmektedir. Bu nedenle, aktörün niyetini gerçekleştireceği bir hedefin mutlaka olması gerekir. Eylemin sapma davranışı olarak nitelendirilebilmesi için hedefin belirgin olması gerekmektedir.

Faaliyet ve çabalarını kendi nitelikleriyle bütünleştiren kişisel yeteneklere sahip bireylerin içsel kontrol düzeyinin daha yüksek olduğu bilinmektedir. Ancak sapmayı etkileyen faktörlerin oluşması durumunda bireyin içsel kontrol düzeyi olumsuz olarak etkilenmektedir. Diğer bir deyişle, aktör kontrol kaybı yaşayabilmektedir. Örgütsel sapma davranışı sürecinde birey, istediği şeyi elde etmek ve hedefi etkilemek için fayda veya beklenti üzerine eylemini gerçekleştirebilir.

Eylem: yapılan bir işin, yapılışları ya da onlarla ilgili oluşları, yargıları zamana ve kişiye göre olumlu ya da olumsuz davranışlardır. Sapma davranışının fiili olarak gerçekleşmesi durumunu ifade eder. Eylem, hedef alınan unsurları doğrudan etkilerken, buna bağlı olarak hedefe bağlı ikincil unsurları da doğrudan veya dolaylı bir şekilde etkilemektedir. Bir davranışın sapma olarak nitelendirilebilmesi için örgütsel norm ve kurallara aykırılık göstermesi gerekir.

Doğrudan eylem, birey ile hedef arasında aracılar olmaksızın hedefe yönelik davranışlar olarak değerlendirilirken, dolaylı eylemde hedef ile birlikte ikincil unsurların da kapsam içinde varlığı söz konusudur. Eylemler doğrudan-dolaylı olabileceği gibi fiziksel-sözel ya da aktif-pasif şeklinde de gerçekleşebilir (Neuman ve Baron, 1997:40).

Sonuçlar: sapma davranışının sonucunda, hedefe zarar veren fiziksel, psikolojik ve sosyal boutta üç farklı sorun ortaya çıkmaktadır. Hayat kaybından, psikolojik düzeydeki bozukluklara kadar her türlü davranış sapması insan yaşamını etkilemektedir. Yapılan tanımlarda da belirtildiği gibi sapma davranışı örgütsel hedeflere zarar veren ya da verme olasılığı yüksek potansiyel eylemlerdir.

Eylemin zarar verme olasılığını içinde barındırması, sapma davranışı olarak nitelendirilmesi için yeterlidir. Örneğin örgüte zarar vermek amacıyla iş yerinde

yangın çıkarma niyetinde olan bir kişinin önceden fark edilerek önlenmiş olması, hedefin zarar görmemesine rağmen davranışın bir sapma olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Davranışın zarar vermemek amacıyla gerçekleştirilmesi dahi potansiyel zarar verme tehlikesi taşıdığı anlamına gelmektedir (Arbak, Şanlı ve Çakar, 2004).