• Sonuç bulunamadı

Feminizme karşı yöneltilen en yaygın eleştirilerden biri Feminizmin elde

ettiği başarının genel anlamda yüzeysel olduğu yönündedir. 237 Feminizm ayrıca

teorik bir yapıya sahip olmamasından ve araştırma programının yokluğundan dolayı eleştirilmektedir. 238 Bu noktada Feminist teori geleneksel teorilerin hiç birinin

desteğini almakta başarılı olamamıştır.239

Feministlerin Uİ disiplininde kesin bir başarı elde edememesinin iki temel nedeni vardır. İlk olarak geleneksel teoriler feminist teoriyi uç noktalarda göstermeye eğilimlidirler. Geleneksel teorilere göre feminizm disiplin içinde marjinal bir akım olarak kabul edilmektedir. İkinci olarak ise disipline girişi sağlayacak olan feminist devrim tam anlamıyla gerçekleşmiş değildir. Feministler, erkeği merkez alan yapının ve gramerin feminist dönüşümünü sağlamakta başarılı olamamışlardır. Eleştirilere göre feminist çalışmalar disiplinin derinlerine inmek yerine yüzeyde takılmışlardır.

240

Mary Caproli feminist araştırma yöntemlerini eleştirmektedir. Geleneksel feministlerin ampirist çalışmaları dışlayarak kendi içlerinde bir hiyerarşi yaratmaya çalıştıklarını iddia etmektedir. Bu tür bir hiyerarşi ise feminizmin doğasına aykırıdır. Caprioli’ye göre feminist çalışmalar nicel yöntemleri de kullanmalıdır. Feminist teoriyi disipline dahil etmek için daha sistemli ve çeşitli araştırmalara ihtiyaç vardır.241

Marianne H. Marchard ‘Different Communities/Different Realities/Different Encounters: A Reply to J. Ann Tickner (Farklı Topluluklar/Farklı Gerçeklikler/

Farklı karşılaşmalar: J. Ann Tickner’ a Bir Cevap)’ isimli makalesinde feminist teorinin önde gelen kuramcılarından Tickner’ın ‘You Just Don’t Understand’ isimli makalesini değerlendirerek Tickner’ı bazı yönlerden eleştirmiştir. Bu makalesinde

237 Raluca Sorenau, David Hudson, a.g.m. , s. 124. 238J. Ann Tickner, “You Just Understand, s. 612. 239 Muhittin Ataman, a.g.m. , s. 33.

240 Raluca Sorenau, David Hudson, “Feminist Scholarship in International Relations and the Politics of Disciplinary Emotion”, Millennium: Journal of International Studies, vol.37, no.1, s. 124.

Tickner geleneksel teoriler ve feminist teori arasındaki uzlaşmanın neden sağlanamadığı üzerinde durmuştur. Tickner bu nedenleri üç başlık halinde özetlemiştir. İlk olarak cinsiyetin tanımlamasının farklı yapılmasından kaynaklanan bir yanlış anlama söz konusudur. Cinsiyet kavramı feminist teorinin merkezini oluşturduğu için feministler genel olarak aynı epistemolojik ve ontolojik eğilimleri kullanmaktadırlar. Tickner burada çok sayıda feminist yaklaşımların bulunmasının probleme yol açığını söylemektedir. Marchard ise feminist teorinin çeşitliğinin onun bir sorununu değil zenginliği gösterdiğini iddia etmektedir. Tickner ikinci olarak Uluslararası İlişkiler kuramının doğası üzerine odaklanmıştır. Bu noktada ise Uİ disiplinin ABD’deki varlığını ele almıştır. Marchand, Tickner’ın ABD’deki Uluslararası İlişkiler topluluklarını ele alırken diğerlerini dışladığını dile getirmektedir. Ayrıca disiplindeki güncel ve süreklilik arz eden gelişmeler de göz ardı edilmiştir. Tickner burada Uluslararası İlişkileri Amerikan bilimi şeklinde sunmuştur. Son olarak Tickner Uİ disiplininde feminist sesin susturulmaya çalışıldığı üzerinde durmuştur. Ontolojik ve epistemolojik farklılıklar geleneksel teoriler ve feminizm arasında yanlış anlaşılmalara neden olmaktadır. Marchand bu noktada geleneksel teorilerde ve feminizmin kendi içerisinde farklı epistemolojik ve ontolojik eğilimler olduğunu öne sürerek Tickner’ın bunu feminizmin geneline yaymasının yanlışlığını belirtmiştir. Marchand, Tickner’ın geleneksel teoriler ve feminizm arasındaki uzlaşmanın temeline epistemolojik ve ontolojik farklılıkları koyarak nedenleri genelleştirmesini eleştirmiştir. 242

Tickner, Marchard’ın bu eleştirilerine “Continuing the Conversation…” isimli makalesinde cevap vermeye çalışmıştır. Tickner feminist araştırmacıların aynı epistemolojik ve ontolojik eğilimleri paylaştığı yönündeki fikrine gelen eleştiriye amacının bu olmadığını aslında çeşitli epistemolojilere atıfta bulunduğunu iddia etmektedir. Tickner burada çoğu feminist araştırmacının kendilerini postpozitivist alanda gördüklerine dikkat çekmeye çalıştığını söylemeye çalıştığını belirtmektedir. Marchand’ın bir iddiası da Tickner’ın Uİ disiplininin merkezi olarak sadece ABD’yi ele aldığı ve diğer ülkelerdeki gelişmeleri göz ardı ettiği yönündedir. Tickner,

242 Marianne H. Marchard , “Different Communities/Different Realities/Different Encounters: A Reply to J. Ann Tickner”, International Studies Quarterly, Vol. 42, 1998, ss. 199 – 203.

Marchand’ın bu eleştirisine tamamen karşı çıkmaktadır. Tickner, Marchand’ın yeni bakış açılarına ve trendlere karşı sempati duymasına karşın geleneksel teorisyenlerin bu fikre sıcak bakmadığını belirtmiştir. 243

Uİ disiplininde bulunan ilk dalga feminist araştırmacıların sadece kadını ele almaları ve kadınla ilgisi olmayan şeylerle birlikte erkek sorunlarını da dışlamaları eleştirilmektedir. İlk zamanlarda bu eleştiride haklılık payı bulunsa da günümüzde feminist araştırmacılar araştırma konularını çeşitlendirerek erillik ve erkekler üzerine de birçok çalışma yapmışlardır. Diğer bir eleştiri ise feminizmin disiplinle ilgili tutarlı bir teori ortaya koymamasına ilişkindir. Bu da feminizmin içinde barındırdığı çeşitliliğin bir sonucudur. Tek bir feminist teoriden bahsedemeyiz çünkü bu, feminizmin doğasına aykırıdır. Ayrıca feminizmin farklı ırk, sınıf ve kültürdeki kadınları kapsamadığı yönünde de bir eleştiri mevcuttur. Toplumsal cinsiyet ilişkileri her toplumda farklılık gösterdiği için böyle bir genelleme istense de zaten mümkün olmasına olanak yoktur.244

243 J. Ann Tickner, “Continuing the Conversation….”, International Studies Quarterly, Vol.42, 1998, ss. 205 – 206.

SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDİRME

Evrende her şey sürekli bir değişim içerisindedir. Değişmeyen tek şey ise iktidarı elinde tutana karşın boyun eğen bir kesimin hep var olmasıdır. Hükmetmek her zaman için hükmedileni de beraberinde getirmektedir. Tarih kitapları boyun eğişe son verip alışagelinen düzene son verip yeni bir düzen oluşturmaya çalışan milletler, gruplar ve bireylerle doludur. Bir millet boyunduruğu altında bulunduğu bir iktidara başkaldırsa bu bizlere bir kahramanlık destanı olarak lanse edilmektedir.

Feminizm kadının siyasal, toplumsal ve ekonomik açılardan erkeklerle eşit haklara sahip olma mücadelesi olarak bilinmektedir. Kadınla ilgi her şey feminizmin konusu olarak ortaya çıkmaktadır. Oysa feminizm sadece kadından ibaret değildir. Aynı zamanda erkeği ve erilliği de içine alan toplumsal cinsiyet kavramı feminizmin asıl çalışma konusudur. Feminizmin asıl mücadelesi bize bir kimlik olarak verilen cinsiyetimizin sadece biyolojik bir kökene dayanmadığını ortaya koymaktır. Kadın ve erkek olmamız toplumsal bir inşa sürecinin sonunda meydana gelen bir olgudur.

Kadının anne, şefkatli, boyun eğen veya güçsüz olması; erkeğinde kahraman, akıllı, cesaretli veya savaşçı olması fiziksel özelliklerimizin bize verdiği bir nimet değildir. Tüm bu sıfatlar toplumun ve toplumsal sürecin bize yüklediği sıfatlardır.

Feministleinr en büyük eleştirilerinden biri özel ve kamusal alan ayrımı sonucunda kadının ev içi alana hapsedilirken dışardaki hayattan soyutlanmasıdır. Feministlere göre, kadın bir ulusun oluşumunda, savaş-barış kararları alınırken veya dış politikayla ilgili bir karar alınırken süreçten soyutlanmıştır. Sanki bir şekilde görmezden gelinmiştir.

Eril düzenin ağırlığını en fazla hissettirdiği alanlardan bir tanesi de Uİ disiplinidir. Bu nedenle feminizmin Uİ disiplinine girişi ve kendini kabul ettirmesi zor olmuştur. Hatta halen kendini kabul ettirme mücadelesi devam etmektedir. Soğuk Savaşın sona ermesiyle ulusal çıkarları ön planda tutan ve devleti disiplinin merkezine yerleştiren Realist kuramın tahtı sallanmaya başlamıştır. Geleneksel teoriler güvenirliliğini kaybederken disiplin kapılarını yeni kuramlara açmıştır. Şüphesiz her yeni kuram eskileri tarafından ve uluslararası düzen tarafından

sorgulanmış, eleştirilmiş ve doğrulukları hakkında şüpheler ortaya atılmıştır. Fakat hiç biri feminizm kadar zorlukla karşılaşmamıştır.

Feministler toplumsal cinsiyeti Uluslararası İlişkiler araştırmaları için temel analiz birimi olarak kullanmak istemektedirler. Fakat toplumsal cinsiyetin zaten disiplinin içinde var olduğunu hatta disiplinin bu kavram doğrultusunda şekillendiğini sadece bunu görünür kılmak istediklerini iddia etmektedirler. Feministler Uİ disiplinine “Kadınlar Nerede?” sorusuyla giriş yapmışlardır. Amaçları zaten tüm süreçlere katılan kadınların neden görmezden gelindiğini ve politikalar oluşturulurken neden kadınların yok sayıldığını ortaya çıkarmaktır.

Feminist yaklaşım hala Uluslararası İlişkilerde ve güvenlik çalışmalarında istediği yerde olmaktan çok uzaktır. Diğer teoriler arasında Feminizm disiplinin dışında kalmaktadır. Corver’a göre bunun nedeni; Feminist teorinin her zaman için kadınlar tarafından, kadınlar için ve kadınlar hakkında yapılmasıdır.245 Feministler

diğer kuramcılar tarafından sadece kadınları ve dişilliği ele aldıkları, erkekleri ve erilliği yok saydıkları içinde eleştirilmektedirler. Bu değerlendirme uluslararası ilişkiler içinde yer alan ilk feministler için belki doğru sayılabilir. İlk dalga feministlerin amacı kadınları gün yüzüne çıkarmak olduğu için erkekleri görmezden gelmiş olabilirler. Fakat mücadele ettiğin bir olguyu dışlamanın veya görmezden gelmenin ne kadar uzun süreceğide tartışma konusudr. Zaten son feminist çalışmalarda erkeklerinde kadınlarla beraber ele alınarak bir bütün olarak toplumsal cinsiyetin ele alındığını görmekteyiz.

Uİ disiplininde devlet, milliyetçilik, güvenlik, savaş, barış, militarizm ve insan hakları gibi temel kavramlar bulunmaktadır. Disipline hakim olan geleneksel kuramlarda tüm kavramların merkezinde bulunan temel öğe devlettir. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle devletin dokunulmazlığı sorgulanmaya başlamıştır. Devlet gibi büyük bir aktörün yanında uluslararası kuruluşlar ve bireyler de önemli aktörler olarak yer almaya başlamıştır. Tüm bu değişimlere rağmen devlet eski gücünde olmasa da uluslararası ilişkilerde en önemli aktör olma özelliğini korumaktadır.

245Gunhild Hoogensen, Svein Vigeland Rottem, a.g.m. , s. 166.

Feministler de devletin kendininde cinsiyetlendirilmş bir yapı olduğunu öne sürerek toplumsal cinsiyet kavramıyla beraber yeniden formüle edilmesini talep etmektedirler. Sonuçta diğer tüm kavramlar devlete göre şekillenmektedir. Milliyetçilik kuramları, güvenlik politikaları, savaş ve barış kararları, insan haklarının kapsamı, göç ve vatandaşlık politikaları bu temel kavramlarının hepsi devletlerin politikaları doğrultusunda, yani eril politikalar doğrultusunda şekillenmektedir. Feminizmin amacı ise bu kavramlarda yok sayılan kadını görünür hale getirmektir.

Uİ disiplininde geleneksel teoriler tarafından feminizmin kabul görmemesinin en büyük nedenlerinden biri şüphesiz feministlerin çalışmalarında uyguladıkları metodoloji, epistemoloji ve ontolojidir. Feministler kadın tecrübelerini çalışmalarının merkezine koymaktadır. Bunu da nitel verilere dayanarak gerçekleştirmektedirler. Geleneksel kuramlara göre bir teorinin teori olabilmesi için kanıtlanabilir nitelikte olması gerekmektedir. Bu nedenle bir teori pozitif bakış açısına sahip olarak nicel verilere dayanmaktadır. Feministlerin geleneksel metot kurallarına uymaları gerektiğini belirtmektedirler. Fakat feministlerin mücadele ettiği şey zatem bu geleneksel araştırma metotlarıdır. Çünkü metotlar yüzünden kadınlar ve dişillik bilimsel araştırma sürecine dahil edilmeyerek yok sayılmıştır. Feministler tek bir metot, epistemoloji ve ontoloji benimsemeleri konusunda baskı görmektedirler. Fakat feminizmi tek bir kalıba sokmak mümkün değildir. Çünkü o zaman feminizmi ortaya çıkran dinamiği ortadan kaldırmış oluruz. Feminizmi feminizm yapan içinde barındırdığı çeşitliliktir. Mesela Batılı kadını ele alarak Üçüncü Dünya kadını hakkında değerlendirme yapmamız mümkün değildir. İkisinin de tecrübeleri, yaşadıkları ortam ve kadınlık adına mücadele ettiği değerler birbirinden çok farklı niteliktedir. Tek bir feminizm olmasını istersek bu sefer feminizmin mücadele ettiği geleneksel teorilerden bir farkı kalmamaktadır.

Günümüzde Feminizm Uİ disiplini içinde kendisine de yer edinme çabasını devam ettirmektedir. Sadece kadını değil de erkekleri de içine alan toplumsal cinsiyet kavramına dayalı çalışmalarının sayısı artmaktadır. Disiplindeki feminist literatür gittikçe genişlemektedir. Geleneksel teoriler feminizme diğer eleştirel

teorilerden daha az şans tanımaktadırlar. Tickner’ın da belirttiği gibi feminizme karşı daha az ön yargıyla yaklaştıkları sürece feministler ve geleneksel arasındaki uzlaşma belki sağlanacaktır. Fakat karşı taraftan da feministlerin de pozitivist araştırma yöntemlerine bağlı kalmaları beklenmektedir.

KAYNAKÇA

ACKERLY Brooke A. , STERN Maria and TRUE Jacqui, “Feminist Methodologies for International Relations”, Feminist Methodologies for

International Relations, der. Brooke A. Ackerly, Maria Stern, Jacqui True,

NewYork: Cambridge University Press, 2006.

AKAL Cemal Bali, İktidarın Üç Yüzü, 2. bsk. , Ankara: Dost Kitabevi Yay. , 2003.

ALTINAY Ayşe Gül, “Ordu-Millet-Kadınlar: Dünyanın İlk Kadın Savaş Pilotu Sabiha Gökçen”, Vatan Millet Kadınlar, der. Ayşe Gül Altınay, İstanbul: İletişim Yay. , 2000.

ANAND Dibyesh, “Nationalism”, Gender Matters in Global Politics: A

Feminist Introduction to International Relations, der. Laura J. Shepherd, NewYork:

Routledge, 2010.

ANDERMAHR Sonya, Lovell Terry, WOLKOWİTZ Carol, A Conclise

Glossary of Feminist Theory, NewYork: Arnold, 1997.

ARI Tayyar, Uluslararası İlişkiler Teorileri: Çatışma, Hegemonya, İşbirliği, 4. bsk. , İstanbul: Alfa Yay. , 2006.

ATAMAN Muhittin, “Feminizm: Geleneksel Uluslararası İlişkiler Teorilerine Alternatif Yaklaşımlar”, Alternatif Politika, Cilt. 1, Sayı. 1, Nisan 2009.

BALDWIN David A. , “Güvenlik Kavramı”, çev. Çiğdem Şahin, Avrasya

Dosyası, Güvenlik Özel Sayısı, Cilt. 9, Sayı. 2, Yaz 2003.

BLANCARD Eric M. , “Gender, International Relations and the Development of Feminist Security Theory”, Journal of women in Culture and Society, Vol. 28, No. 4, 2003.

BOCK Gisela, Avrupa Tarihinde Kadınlar, çev. Zehra Aksu Yılmazer, İstanbul: Literatür Yay. , 2004.

BOZDAĞLIOĞLU Yücel, Identity and International Relations: Turkish

Foreign Policy in the Post-World War II Era, University of Kentucky, 2001.

BRENNER Johanna, “Feminist Political Discourses: Radical Versus Liberal approaches to the Feminization of Poverty and Comparable Worth”, Gender and

Society, Vol. 1, No. 4, December 1987.

CAPRIOLI Mary, “Feminist IR Theory and Quantitative Methodology: A Critical Analysis”, International Studies Review, Vol. 6, 2004.

CARR Edward Halet, Twenty Years' Crisis, 1919-1939: An Introduction to the

Study of International Relations, Newyork: Palgrave, 2001.

CARVER Terrell, COCHRON Molly, SQUİRES Judith, “Gendering Jones: Feminisms, IRs, Masculinities”, Review of International Studies, Vol. 24, 1998.

CHECKEL Jeffret T. , “The Constructivist Turn in International Relations Theory”, World Politics, Vol. 50, No. 2, Ocak 1998.

CHENOY Anuradha M. , “Gender and International Politics: The Intersections of Patriarchy and Militarisation”, Indian Journal of Gender Studies, 11:27, 2004.

COCKBURN Cynthia, “Militarism and War”, Gender Matters in Global

Politics: A Feminist Introduction to International Relations, ed. by Laura J.

Shepherd, NewYork: Routledge, 2010.

COLMAN Jenny, “An Introduction to Feminisms in Postfeminist Age”,

Women’s Studies Journal, Vol. 23, No. 2, November 2009.

CONNEL, R. W. , Toplumsal Cinsiyet ve İktidar, çev. Cem Soydemir, İstanbul: Ayrıntı Yay. , 1998.

ÇALIŞ Şaban H. , “Uluslararası Örgütler: Tanımların Yaklaşımların ve Tarihin Alacakaranlığı”, Uluslararası Örgütler ve Türkiye, ed. Şaban H. Çalış, Birol Akgün, Önder Kutlu, Konya: Çizgi Kitabevi, 2006.

DE VAULT Marjorie L. , “Talking Back to Sociology: Distinctive Contributions of Feminist Methodology”, Annual Review of Sociology, Vol. 12, 1996.

DEMİR Ömer, Bilim Felsefesi, 3. bsk. , Ankara: Vadi Yay. , 2007.

DEMİRTAŞ COŞKUN Birgül, “Social Theory of International Politcs, Alexander Wendt, (book review)”, Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt. 2, Sayı. 7, Güz 2005.

DONOVAN Josephine, Feminist Teori, çev. Aksu Bora, Meltem Ağduk Gevrek, Fevziye Sayılan, 6. bsk. , İstanbul: İletişim Yay. , 2010.

EBERT L. Teresa, “The Difference of Postmodern Feminism”, College

Enghlish, Vol. 53, No. 8, dec. 1991.

ELİAS Juanita, FERGUSON Lucy, “Production, Employment and Consumption”, Gender Matters in Global Politics: A Feminist Introduction to

International Relations, ed. by Laura J. Shepherd, NewYork: Routledge, 2010.

ELSHTAİN Jean B. , ‘Sovereignty, Identity, Sacrifice’, Millennium: Journal of International Studies, Vol. 20, No. 3, 1991.

ENGELS Friedrich , “Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni”, çev. Hasan İlhan, Ankara: Alter yay. , 2010.

ENLOE Cynthia, “Feminizm, Milliyetçilik ve Militarizm”, Vatan Millet Kadın, çev. Ayşe Gül Altınay, Tansel Güney, İstanbul: İletişim Yay. , 2000.

ENLOE Cynthia, The Curious Feminist, London: University of California Press, 2004.

ENLOE Cynthia, Muzlar,Plajlar ve Askeri Üsler: Feminist Bakış Açısından

ERALP Atilla, “Uluslararası İlişkiler Disiplininin Oluşumu: İdealizm-Realizm Tartışması”, Devlet, Sistem ve Kimlik: Uluslararası İlişkilerde Temel Yaklaşımlar, 8. bsk. , İstanbul: İletişim yay. , 2006.

EVANS Mary, Introducing Contemporary Feminist Thought, Malden: Polity Press, 1997.

FLAX Jane, “Postmodernism and Gender Relations in Feminist Theory”,

Signs, Vol. 12, No.4, Within and Without: Women, Gender and Theory, Summer

1987.

FUKUYAMA Francis, “Women and the Evolution of World Politics”, Foreign

Affairs, Vol. 77, No.5 , Eylül-Ekim 1998.

GOLDSTEIN J. S., Alternatives to Power Politics, Longman, 2001.

HANSEN Lene, “Ontologies, Epistemologies, Methodologies”, Gender

Matters in Global Politics: A Feminist Introduction to International Relations, ed. by

Laura J. Shepherd, NewYork: Routledge, 2010.

HANSEN Lene, “A Research Agenda on Feminist Texts and the Gendered Constitution of International Politics in Rebecca West’s Black Lamb”, Milennium:

Journal of International Studies, 40(1), Ağustos 2011.

HARDİNG Sandra, “The Instability of the Analytical Categories of Feminist Theory”, Signs, Vol. 11, No. 4, Yaz 1986.

HARDİNG Sandra, “Comment on Hekman’s ‘Truth and Method: Feminist Standpoint Theory Revisited’: Whose Standpoint Needs the Regimes of Truth and Reality”, Signs, Vol.22, No. 2, Kış 1997.

HARDİNG Sandra, “Is There a Feminist Method?”, Feminism and

Methodology: Social Science Issues, ed. Sandra Harding, Bloomington: Indiana

HARDİNG Sandra, “Epistemological Questions”, Feminism and Methodology:

Social Science Issues, ed. Sandra Harding, Bloomington: Indiana University Press,

1987.

HARDİNG Sandra, The Science Question in Feminism, fifth printing, New York: Cornell University Press, 1993.

HARDİNG Sandra, Whose Science? Whose Knowledge? Thinking From

Women’s Lives, 4. Bsk. , Cornell University Press: NewYork, 1996.

HARVEY David, Postmodernliğin Durumu:Kültürel Değişimin Kökenleri, İmge Kitabevi, 1997.

HEKMAN Susan, “Truth and Method: Feminist Stanpoint Theory Revisited”,

Signs, Vol. 22, No. 2, Kış 1997.

HEKMAN Susan, “Reply to Hartsock, Collins, Harding and Smith”, Signs, Vol. 22, No. 2, Kış 1997.

HİTLER Adolf, Mein Kampf, 1925.

HOFFMAN John, Gender and Sovereignty: Feminism, the State and

International Relations, New York: Palgrave, 2001.

HOOGENSEN Gunhild, ROTTEM Svein Vigeland, “Gender Identity and the Subject of Security”, Security Dialogue, Vol. 35, No. 2, Haziran 2004.

HUDSON Heidi, “ ‘Doing’ Security as Though Humans Matter: A Feminist Perspective on Gender and the Politics of Human Security”, Security Dialogue, Vol. 36, No. 2, June 2005.

HUNT Krista, “The War on Terrorism”, Gender Matters in Global Politics: A

Feminist Introduction to International Relations, ed. by Laura J. Shepherd,

HUTCHINGS Kimberly, “1988 and 1998: Contrast and Continuity in Feminist International Relations”, Millenium-Journal of International Studies, 37:97, 2008.

JACOBY Tami, “From the Trenches: Dilemmas of Feminist IR Fieldwork”,

Feminist Methodologies for International Relations, der. Brooke A. Ackerly, Maria

Stern, Jacqui True, NewYork:Cambridge University Press, 2006.

Jarvis D. S. L. , International Relations and the Challenge of Postmodernism:

Defending the Disipline, Columbia: University of South Caroline, 2000.

JONES Adam, Gender Inclusive: Essays on Violence, Men and Feminist

International Relations, Newyork: Routledge, 2009.

JONES Adam, “Does Gender Maket he World Go Round: Feminist Critiques of International Relations”, Review of International Realtions, 22: 4 1996.

JONES Adam, “Engendering Debate”, Review of International Relations, 24, 1998.

KARDAŞ Tuncay, “Güvenlik: Kimin Güvenliği ve Nasıl?”, Uluslararası

Politikayı Anlamak: Ulus Devletten Küreselleşmeye, ed. Zeynep Dağı, İstanbul: Alfa,

2007.

KEOHANE Robert O. , “Beyond Dichotomy: Conversations Between International Relations and Feminist Theory”, International Stıdies Quarterly, Vol. 42, 1998.

KEOHANE Robert O. , “International Relations Theory: Contributions of a Feminist Standpoint”, Millennium Journal of International Studies, Vol.18, 1989.

KEYMAN E. Fuat, “Eleştirel Düşünce: İletişim, Hegemonya, Kimlik/Fark”,

Devlet, Sistem ve Kimlik: Uluslararası İlişkilerde Temel Yaklaşımlar, 8. bsk. ,

İstanbul: İletişim Yay. , 2006.

LACHER Birgit, PRUGL Elisabeth, “Feminism and Constructivism: World Apart or Sharing the Middle Ground?”, International Studies Quarterly, Vol.45, No.1, Mar 2001.

LAPID Yosef, “The Third Debate: On the Prospects ıf International Theory in a Post Positivist Era”, International studies Quarterly, Vol. 33, No: 3, Eylül 1989.

LONGINO Helen E. , “Feminist Standpoint Theory and the Problems of Knowledge”, Signs, Vol.19, No. 1, Sonbahar 1993.

MACKİNNON Catharine A. , Feminist Bir Devlet Kuramına Doğru, çev. Türkan Yöney, Sabir Yücesoy, İstanbul: Metis Yay. , 2003.

MARCHAND Marianne H. , “Different Communities/Different

Realities/Different Encounters: A Reply to J. Ann Tickner”, International Studies

Quarterly, 42, 1998.

MORGENTHAU Hans J. , Politics Among Nations: The Struggle for Power

and Peace, Mcgraw-Hill Education, 2005.

NURUZZAMAN Mohammed, “Paradigms in Conflict: The Contested Claims of Human Security, Critical Theory and Feminism”, Cooperation and Conflict, 41(3), 2006.

OFFEN Karen, “Defining Feminism: A Comparative Historical Approach”,

Signs, Vol.14, No. 1, Sonbahar 1988.

OLLAPALLY Deepa, “Rethinking Gender and International Security: Balancing Global and Regional Perspectives”, Indian Journal of Gender Studies, 11; 9; 2004.

OVALI A. Şevket, “Ütopya ve Pratik Arasında: Uluslararası İlişkilerde İnsan Güvenliği Kavramsallaştırması”, Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 10, Yaz