• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL BİLGİLER VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2. Çocuk Edebiyatı

2.2.3. Çocuk Edebiyatında Kurmaca Metinler

2.2.3.5. Destan

Destan; milletleri derinden etkileyen savaş, göç, doğal afet, bir devletin kuruluşu gibi tarihî ve sosyal olayların konu edildiği, olağanüstü özellikler barındıran manzum yapılı uzun anlatı türüdür. İslamiyet öncesi Türk edebiyatının ilk sözlü ürünleri destanlardır. Destanlar çok eski çağlarda ortaya çıkmış ve bir kahramanın etrafında gelişmiştir. Kahraman, Tanrı tarafından seçilmiş özel bir kişi gibi yansıtılır. Fiziksel özellikleri, hayatı ve başarılarıyla olağanüstü özellikler sergiler. Dolayısıyla denilebilir ki destanların merkezinde özel/seçkin kişilerin başından geçen kahramanlıklar vardır.

Kahramanlar zorlu aşamalardan geçerek kahramanlığı ispatlar. İnsanlara aman vermeyen bir yaratık varsa kahraman onu öldürür ya da boyun eğmeyen bir topluluk varsa kahraman savaşıp onları yener. Dolayısıyla olayların sonucu sürpriz değildir. Olayların sonucu, başlangıcından bellidir. Yardımcı olaylar o anda anlatılır ve biter, destanın sonuna kadar olay örgüsünü etkilemez.

Destan kahramanının belli başlı özellikleri vardır: Diğer kişilere göre çok daha güçlü, cesaretli, zeki, problem çözmeyi başaran, lider kişilerdir. Kahramanların doğumlarının farklı olması, bebekken konuşup yürümeleri, hızla büyümeleri, vücutlarının eski Türk totemlerindeki hayvanlara benzetilmesi (ayağı öküz ayağı gibi, beli kurt beli gibi, omuzları samur omuzu gibi, göğsü ayı göğsü gibi2), diğer kişilerin aşamadığı zorlukları aşmaları başkahramanların olağanüstülüklerine örnektir. Başkahramanın idealize edilerek çizilmesinin sebebi, onun büyük kahramanlıklar göstermiş olmasının yanı sıra, mensup olduğu milletin bireylerine örnek olması içindir.

Çok eski anlatılar olması ve çekirdeğin etrafında gelişmelere uğraması sebebiyle destanda zaman ve mekân net değildir. Mekân adı belirtilse dahi kanıtlanabilir bir gerçeklik söz konusu değildir.

Destanlar serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşmaktadır. Serim bölümünde kahramanın doğumu, fiziksel özellikleri ve kişilik özellikleri tanıtılır. Kahramanlığını kanıtlaması için aşması gereken engelden bahsedilir. Düğüm bölümünde, kahramanın karşısına sırayla bir dizi olumlu ve olumsuz durum çıkar. Kahramanın bunlar karşısındaki

2 Bkz. Oğuz Kağan Destanı

tutumu anlatılır. Bir problem çözüldükten sonra diğerine geçilir. Destanların çözüm bölümü hızlı gelişmektedir. Engellerin aşılması ve arzu edilen şeye ulaşılmasıyla düğüm çözülmüş olur.

Destanlar sanatsal bir anlatıma sahiptir. Manzum yapıları, biçim ve anlatım açısından en belirgin yanıdır. İlgi çekici bir konuya ve zengin motiflere sahiptir. Destanlarda sıfatlara ve tasvirlere oldukça rastlanmaktadır. Yıldırım (2009:220); destan dilinde geçmiş zaman ve sıralı cümleler kullanıldığını ayrıca ifade tarzının ve ritmin denkliğinin, dile sakinlik ve rahatlık verdiğini, Reallex.d.dt.Litgesch. sözlüğünden aktarmaktadır. Anlatıcı, olayın yaşandığı zamanda yaşamamasına rağmen sözü edilen kipin genellikle “görülen geçmiş zaman kipi” olması, destanın gerçekçiliğini artırmak içindir.

Destanlar çocuğun, içinde yaşadığı toplumun özelliklerini algılamasına ve benimsemesine katkıda bulunmakta, aidiyet hissi oluşturmaktadır. Bireyin sağlıklı bir benlik algısı oluşturmasında ve toplumun birlik beraberliğinde, aidiyet hissinin önemi yadsınamaz. Bu sebeple çocukların yaş seviyelerine göre düzenleme yapılarak eğitimde destanlardan faydalanılması yerinde olacaktır.

“Destanlar milli eğitimin amacı olan iyi bir birey yetiştirmedeki ilkeleri doğru karakter örneği vererek yaşamdaki sorunları çözüme götürecek, eleştirel bakışı sağlayacak, karar verme yetisini geliştirecek, girişimcilik ruhunu oluşturacak, araştırma alışkanlığı kazandıracak anahtar konumundadır” (Nuhoğlu ve Gökkaya, 2006:20).

Destanlar millî özellikler barındırır. Dilden dile yayılarak geliştiğinden ulusun ortak kültür ürünü olmuştur. Millî ve kutsal özellikler barındıran destanlarda milletin tarihine, yaşayış ve inanışına, toplumsal yapıya dair izlere rastlamak mümkündür.

Destanlar, bu yönüyle zaman zaman geçmişe ışık tutmaktadır. Destanlar kültür, tarih, coğrafya, soy, din, dil, anı birliği gibi milletin birçok ortak ögesini içinde barındırdığından büyük bir kültür taşıyıcısı ve aktarıcısıdır. Bu bakımdan öğrenciler için de önemli bir kaynaktır.

Ümmühan Bilgin Topçu (2014:46), destanların hem inşa sürecindeki toplumlar hem de yayılma sürecindeki ideolojiler için önemli bir araç kabul edildiğini belirtmektedir. Destanların ideolojilere hizmet ettiğini kabul eden görüşler bulunmakla birlikte özünde böyle bir amacı olmayıp sonradan insanlar eliyle ideolojik amaçlar için kullanıldığını belirtenler de vardır. Öyle ki Türk tarihinin, kültürünün, ataların tanıtılmasında ve millî duyguların yoğunlaştırılmasında destanın iyi bir eğitim aracı olduğu görüşündeyiz.

Destanların oluşum süreci üç aşamadır: Çekirdek, oluş, tespit.

Çekirdek: Halkı derinden etkileyen savaş, göç, işgal vb. bir olay yaşanır.

Oluş: Çekirdek olayın çevresinde, uzun bir süreçte yaşanan diğer olay halkalarıyla destan gelişir. Uzun yıllar boyunca dilden dile aktarılan ve olağanüstü özellikler kazanan destan tamamlanır.

Tespit: Destan, toplumun içinden çıkan bir şair tarafından yazıya geçirilir.

İslamiyet öncesi sözlü Türk edebiyatının en mühim mahsulü Türk destanıdır.

İslamiyet öncesi ve sonrası Türk destanları şunlardır:

Tablo 3:

İslamiyet’ten Önceki ve Sonraki Türk Destanları (Ercilasun, 2007:435; Nuhoğlu ve Gökkaya, 2006:19)

İslamiyet’ten Önceki Türk Destanları İslamiyet’ten Sonraki Türk Destanları Altay Yakut Dönemi: sanatçı tarafından yakın geçmişimizdeki tarihî olaylar konu edilerek oluşturulmaktadır.

Sanatsal yapıtlardır.