• Sonuç bulunamadı

Ağustos Böceği İle Karınca (Yeşim Karaal)

Belgede TÜRKÇE EĞİTİMİ BİLİM DALI (sayfa 178-184)

4. BULGULAR VE YORUM

4.3.4. Ağustos Böceği İle Karınca (Yeşim Karaal)

4.3.4.1.1. Metnin Türü: Şiirsel Fabl 4.3.4.1.2. Tema

6. Tema: Sanat ve Toplum

Alt Tema: Sanat, Müzik, İnsan ve Toplum

4.3.4.1.3. Konu

Yazın, çalışan arkadaşlarını eğlendirmek için saz çalıp şarkı söyleyen ağustos böceğinin, kışın kimseden yardım görememesi konu edilmektedir.

4.3.4.1.4. Olay Örgüsü

Bilinen “Ağustos Böceği ile Karınca” fablının yeniden kurgulanmasıyla bu metnin oluşturulduğu görülmektedir. La Fontaine’ye dayandırılan “Ağustos Böceği ile Karınca” fablı, Yeşim Karaal’ın “Ya Öyle Değilse” adlı kitabındaki diğer tahkiyeli metinler gibi yeniden yorumlanmıştır. Konuya farklı bir açıdan bakılarak metnin ana düşüncesi değiştirilmiştir.

Fabl ve masal kahramanlarının tek yönlü çizilip, konunun bir tarafın açısından dile getirildiği bilinmektedir. Var olan eserlerin yeniden kurgulanarak farklı açıdan sunulması, çocukların çok yönlü düşünmesini sağlayacaktır.

Son yıllarda eğitim amaçlı olarak, çocuğa uygun olmayan içerik özellikleri barındıran popüler kurgusal metinlerin, örnek metinde olduğu gibi yeniden kurgulanmasına sıkça rastlanmaktadır.

Fabl; serim, düğüm, çözüm ve öğüt bölümlerinden Serim bölümünde varlıklar ve o andaki meşguliyetleri belirtilmektedir. Herkes çalışırken ağustos böceği şarkı söylemektedir. Çünkü arkadaşlarını biraz olsun dinlendirmek ister. Onun, hazırlık yapmadan kışı nasıl geçireceğiyse merak konusudur ve olay örgüsü böylece düğümlenir.

Soğukların gelmesiyle zor durumda kalan ağustos böceği, dostu olan karıncanın kapısını çalar. Karıncanın vereceği cevap merak ögesini üst seviyeye çıkarmaktadır. Çözüm bölümünde ise karınca yiyecek vermediği gibi bir de ağustos böceğini aşağılar. Olay beklenmedik bir şekilde çözülmüş olur. Fablın öğüt bölümünde, yazarın, mesajını doğrudan değil; olay örgüsünün devamı şeklinde verdiğini görmekteyiz. Dersini alan ağustos böceğinin bundan sonra müziğini duymayan ve hayatın güzelliklerini kaçıranlara şarkı söylemediğini belirtmiş ve okuyucuya kahramanlar üzerinden mesajını iletmiştir.

Metinde iki tür çatışma görülmektedir. Bunlardan biri, tabiat karşısındaki ağustos böceğinin durumudur. Soğuk hava şartları sebebiyle yiyecek bulma sıkıntısı çekmektedir.

Asıl çatışma ise ağustos böceği ve karınca arasındaki çatışmadır. Ağustos böceği kendince faydalı bir iş yapmış ve beklentiye girmiştir. Karınca ise onun yaptığı işin değerini anlamamış ve ağustos böceğini geri çevirmiştir. Hatta aşağılamıştır. Burada tersinleme (ironi) görülmektedir.

4.3.4.1.5. Kişi Kadrosu

Fablın kişi kadrosunda ağustos böceği ve karınca yar alır. Çevredeki herkesin çalıştığı belirtilerek diğer böceklerin de varlığına işaret edilmiştir.

Kahramanların meşgul oldukları şeyler ve problem anındaki tepkileri, onların kişilik özelliklerini ortaya koymaktadır. Karınca çalışkan hatta işkolik, hayatın güzelliklerini kaçıran, kesin kararları olan, hoşgörüsüz, merhametsiz, katı ve kaba bir tip olarak çizilmiştir. Oysa ağustos böceği çevresine duyarlı, sanattan anlayan, dost canlısı, yardımsever ve iyi niyetli bir tiptir. Saz çalıp şarkı söyleyen bir tip olarak ağustos böceğinin seçilmesi, onun müziği andıran ritimli sesler çıkarması sebebiyledir.

Karıncaların ise sürekli hareket hâlinde olması, çalışkanlıkla ilişkilendirilmiştir.

Fabl, birbirine zıt olan bu iki varlığın çatışması üzerine kuruludur. Bu iki tip, toplumda sıkça rastlanan insanların sembolüdür. Onların kişilik özellikleri üzerinden olumlu ve olumsuz davranış biçimleri gösterilerek eleştiri yapılmaktadır.

4.3.4.1.6. Mekân

Mekân kesin olarak belirtilmemekle birlikte geniş mekân olarak doğa kullanılır.

Metnin sonunda ise olay örgüsü karıncanın evinin önünde devam eder.

4.3.4.1.7. Zaman

Yazın sıcak günleri ve soğukların geldiği günlerde yaşanmaktadır. Fablda kronolojik sıra gözetilmiştir.

Zamanın “yazın sıcak günleri” ve “soğukların geldiği günler” diye belirtilmesi, olay örgüsünün gelişimine etki etmektedir. Çünkü olayın seyri mevsime göre şekil almaktadır.

Yaz mevsiminden kışa doğru ilerlerken zaman atlaması yapılmıştır. “Derken soğuklar gelmiş.” cümlesi, bu arada yaşanan gereksiz olayların atlanmasını sağlamaktadır.

4.3.4.1.8. Bakış Açısı ve Anlatıcı

Fabl metinlerinde yaygın kullanım olduğu üzere hâkim bakış açısı ve 3. tekil kişi anlatıcıyı görmekteyiz.

Yazar, gördüklerini aktarırken okuyucu gibi kendisi de iyi ahlaklı olan tiplerin

tarafındadır. Öyle ki kazandırmak istediği değerleri, iyi ahlaklı tipe yükleyerek onda kendini ifade etmiş olur. Üstelik fablın sonunda yer alan öğüt bölümünde mesajını doğrudan vermiştir.

Metinde anlatma yöntemi kullanılmıştır. Zaman atlamasından faydalanılmıştır.

4.3.4.1.9. Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler

Metin, ana düşünce ve yardımcı düşünceler bakımından güçlüdür. Metin kahramanlarının konuşma ve davranışlarından kolaylıkla tespit edilebilen ana düşünce ve yardımcı düşünceler, çocukların olumlu davranış geliştirmelerine katkı sağlamaktadır.

Ana düşünce: Kadirşinas, vefalı ve paylaşmayı bilenler için emek verilmelidir.

Yardımcı düşünceler: Zamanı iyi değerlendirmeliyiz.

Sırtımızı başkalarına yaslamak yerine kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız.

Zorluklara karşı tedbirli olmalıyız.

Vefalı olmalıyız.

Kırıcı olmaktan kaçınmalıyız.

Hayat koşuşturması içinde güzellikleri kaçırmamalıyız. Bu yardımcı düşünceyle daha önce “Gülibik” metninde de karşılaşılmıştı. Öğrencilerin iyi okullara yerleştirilmek amacıyla “yarış atı” gibi koşturulduğu zamanımızda, güzelliklere de zaman ayırmaya teşvik edilmesini başarılı bulmaktayız.

Metnin yeniden kurgulanmasıyla karıncanın sergilediği tutumun yanlışlığı, ortaya koyulmuştur. Ağustos böceği, onları eğlendirmesine rağmen karınca ona sırtını dönmüştür. Gerçi “Diğerlerini eğlendirmesini, ağustos böceğinden kim istedi ki?” sorusu akla gelmektedir. Bu soruya şu açıdan bakalım:

Bu fablda ağustos böceği bir sanatkâr olarak görülebilir. Sanat, toplumun hem gelişmesinde hem rahatlamasında pay sahibidir. Ve sanatsız kalan toplumlar ilerleyemezler. Bu sebeple, ağustos böceğinin davranışının gerekli olduğu düşünülebilir.

Bazen sanatkârların, yaptığı işten maddî doyum elde edemediği de bilinen bir gerçektir.

Yiyecek bulamayan ağustos böceği zorluk çekerken ona yardımcı olmak erdemli bir davranış olacaktır. Çünkü fablın özgün şeklindeki gibi “yan gelip yatan” bir ağustos böceği yoktur. Bu noktada, öğrencilerin dikkatini “toplumsal dayanışma” ve “emeksiz kazanç” arasındaki farka çekmek gerekmektedir. Birisinde toplumun el ele verip kalkınması söz konusuyken diğerinde toplumların çöküşüne giden bir adım vardır. Zira

“Sen çalış, ben yiyeyim.” ve “başkasının sırtından geçinme” anlayışları adaletsizlik ve

karışıklık ortaya çıkarmaktadır. Metnin işlenişi sırasında, öğretmen rehberliğinde buna dikkat çekilmesi büyük önem arz etmektedir.

Bir başka açıdan bakıldığında ise karıncanın sert tepkisinin Ağustos böceğine ders verme amacı taşıdığı da düşünülebilir. “Bir musibet, bin nasihatten iyidir.” düşüncesiyle ona, tedbirli olmasının gerektiğini bu şekilde göstermeye çalışmış olabilir. Yazarın eleştirdiği kısım, karıncanın yiyeceğini paylaşmamasının yanında onu aşağılamasıdır.

4.3.4.1.10. Dil ve Üslup

Metinde yer verilen bilinmeyen kelimeler şunlardır: esirgemek, cimri, aşağılamak, gurur, işkolik.

Metinde yer verilen kalıplaşmış ifadeler şunlardır: razı olmak, fırsat bilmek, eli boş dönmek.

Kısa yazı türü olması sebebiyle fablda yer verilen bilinmeyen kelimelerin de sınırlı olduğu görülmektedir. Metnin dil ve anlatımı açık, yalın, duru, akıcı ve özgündür.

Fablar kendilerine özgü şiirsel bir anlatıma sahiptir. Manzum olarak oluşturulan fablda, dize sonlarındaki ses benzerlikleri ve devrik cümle yapıları, fablın etkileyici ve akılda kalıcı olmasını sağlamaktadır.

Türle alakalı olarak cümle uzunluklarının oldukça kısa tutulduğu görülmektedir.

Basit, birleşik ve bağlı cümle yapılarına yer verilmiştir. Filimsilerden sıkça yararlanılarak dizeler arasında bağ kurulmuştur.

Metinde, yazım ve noktalama kuralları gözetilmiştir. Hata yapılmamış olması, olumsuz öğrenme yaşantılarının önüne geçeceği gibi öğrencilere doğru kullanım alanlarını da öğretecektir.

4.3.4.1.11. Başlık-Metin Uygunluğu

Fabl, ağustos böceği ve karıncanın hayata bakış açılarının zıtlığı üzerine kurulmuştur. Olay örgüsü onlar üzerinden ilerlemektedir. Dolayısıyla adını bu iki metin kişisinden alan başlık, içerikle uyumludur.

4.3.4.1.12. Metnin Türe Uygunluğu

Metin, fabl türünün dört bölümünü (serim, düğüm, çözüm, öğüt) de içermektedir.

Fabl türünde anlatıcı, olayları anlatırken çıkardığı dersi okuyucu ile paylaşabilir ya da okuyucuya bırakabilir. İncelediğimiz metnin öğüt bölümünde, anlatıcının, fablın ana düşüncesini ortaya koyduğunu görmekteyiz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; ana düşüncenin, olayın doğal akışı içinde sunulmuş olmasıdır.

Fabllarda metin kahramanları, “iyi ahlâklı” ve “kötü ahlaklı” olarak sergilenmektedir. İncelediğimiz metinde de aynı durum söz konusudur. Karınca ve ağustos böceği, birbirine zıt iki insan tipinin sembolüdür. Yazar, onlar üzerinden olumlu ve olumsuz tavırları öğretmekte ve mesajını iletmektedir. Dolayısıyla fablın öğretici olma işlevi de gerçekleşmiş olmaktadır.

Olaylar kronolojik sırayla anlatılmıştır. Fabllar, kısa yazılar olduğundan olayın kısa sürede düğümlenip çözüldüğü görülmektedir. Bu sebeple ayrıntılardan bahsedilmemiş, mekân betimlemesine yer verilmemiş ve duygu çözümlemeleri yapılmamıştır.

Evrensel değerler olan dostluk, cömertlik, paylaşmak ve sanat üzerine kurulmuş olan metin; bahsedilen tüm yönleriyle fabl türünün özelliklerini yansıtmaktadır.

4.3.4.2. Biçimsel Özellikler 4.3.4.2.1. Metin-Resim İlişkisi

Resimde gülümseyerek keman çalan bir ağustos böceği ile ona kızgınca bakan bir karınca görülmektedir. Mekânın doğa olması sebebiyle mavi gök ve yeşil çimenlerin yoğun olduğu resimde yumuşak renk tonları kullanılmıştır. Karışık renk ve nesnelerin olmayışı da gözü yormamaktadır. Kısa ve öz olan fabl metinlerine uygun olarak az ve öz bir resme yer verilmiştir.

4.3.4.2.2. Sayfa Düzeni:

Metin, sayfada tek sütun hâlinde yer almaktadır. Metne ait tek resim, iki sayfanın altına gelecek şekilde yerleştirilmiştir.

Sınıf düzeyi arttıkça sayfa üzerindeki boşluklar ve resimler azalmaktadır. Fabl, 6.

sınıflara hitap ettiğinden sayfa kenarlarında geniş boşluklar bırakılmıştır.

Metin, “Calibri” yazı tipi ve 10 puntoyla yazılmıştır.

4.3.4.3. Metnin Okunabilirliği

Metin; başlık dâhil olmak üzere 169 kelime ve 485 heceden oluşmaktadır. 17 cümledir. Metnin hece olarak ortalama kelime uzunluğu 2,87 iken kelime olarak ortalama cümle uzunluğu 9,7’dir. Okunabilirlik değerinin 58,08 olduğu fabl, “orta güçlükte”

okunabilir bir metindir.

İki sayfada yer alan metin, manzum olduğundan dize uzunlukları kısadır ve kolay okunmaktadır. Metnin işlenişi için 4 ders saati ayrılmıştır.

4.3.5. Ah Şu Gençler! (Turgut Özakman)

Belgede TÜRKÇE EĞİTİMİ BİLİM DALI (sayfa 178-184)