• Sonuç bulunamadı

Dörtlü Takrir’i verenlerden Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Celal Bayar ve Refik Koraltan CHP’den ayrıldıktan sonra yeni parti kurma çalışmalarına başlamışlardı. Bu esnada kamuoyunda yeni bir partinin kurulacağına dair beklentiler de artmıştı. Muhalif grup bir taraftan kuracakları yeni partinin kuruluş çalışmalarına devam ederken, bir taraftan da Cumhurbaşkanı İnönü’nün yeni kurulacak partiye karşı nasıl bir tepki vereceğini merak ediyorlardı.

İsmet İnönü, 1 Kasım 1945’te yaptığı konuşmasında Toprak Mahsulleri Vergisi’nin kaldırılmasına ve Millî Eğitim alanında yapılan çalışmalara değinmiş, ardından yeni kurulacak bir siyasi partiye bakış açısını şu cümlelerle ifade etmiştir: “Bizim tek isteğimiz hükûmet partisinin karşısında bir parti bulunmasıdır. Bu yolda

memlekette geçmiş tecrübeler vardır. Hatta iktidarda bulunanlar tarafından teşvik olunarak teşebbüse girişilmiştir. İki defa memlekette çıkan tepkiler karşısında teşebbüsün muvaffak olamaması bir talihsizliktir. Fakat memleketin ihtiyaçları sevki ile hürriyet ve demokrasi havasının tabii işlemesi sayesinde başka bir siyasi partinin

195 M.Çufalı, Demokrasiye Geçiş, s.55-56.

kurulması mümkün olacaktır,”196demiş ve yeni kurulacak bir partiye sıcak baktığını göstermiştir.

İnönü ve çevresindekiler yeni kurulacak partinin CHP ilkelerine bağlı, güvenli olduğunu düşündükleri Celal Bayar tarafından kurulmasında bir tehlike görmemişlerdir. İnönü, Demokrat Parti kurulmadan önce Celal Bayar ile yaptığı görüşmede hassasiyetlerinden bahsetmiş ve endişe duyduğu noktaları dile getirmiştir. Özellikle Terakkiperver Fırka’nın dini inançlara saygılıyız maddesinin yeni partide olmaması, Köy Enstitüleri ve İlkokul Seferberliği gibi hususlarda Celal Bayar’ın CHP ile aynı fikirlere sahip olması üzerine Cumhurbaşkanı tarafından yeni partiye olur verilmiştir. DP bu hassasiyetlere dikkat etmez, kontrolden çıkarsa kapatılma ihtimali bulunmaktaydı. İnönü bu durumu şu sözleriyle ifade etmiştir; “Yaptığımız

bir tecrübedir. Muvaffak olursak ne ala, olmazsa vazgeçer birkaç sene daha eski usulde gideriz. Sonra yeniden tecrübe ederiz,”197 demiştir. Ancak CHP’lilerin bir tehlike olarak görmedikleri DP onları iktidardan indirecek ve CHP’yi muhalefet partisi konumuna getirecektir.

DP kurulmadan önce çok partili hayata geçilmesi gerektiği ile ilgili yayınlar yapılıyordu. CHP’den ihraç edilen Menderes ve Köprülü CHP’yi eleştirerek Aydınlar Diktatörlüğü kurmakla suçlamıştır198. CHP yönetimi kendisine karşı yapılan eleştirilere dayanamamış, Menderes ve Köprülü partiden ihraç etmiştir. Ardından onları savunan Koraltan da partiden ihraç edilince Bayar önce milletvekilliğinden, daha sonrada CHP’den istifa etmiştir199. Celal Bayar arkadaşlarını yeni parti kurma konusunda ikna ederek parti kurma çalışmalarını başlatmıştır200.

Yeni kurulacak partinin çalışmalarına devam eden Dörtlü Takrir grubunun içerisine daha sonradan Ahmet Hamdi Başar’da katılmıştır. Başar, yeni kurulacak partinin adı konusunda bir talepte bulunmuş, Refik Koraltan’a daktilo ile yazılı bir program vererek, partinin adının “Cumhuriyetçi Parti” olmasını istemiştir. Ancak ilerleyen dönemlerde Menderes ve Fuat Köprülü, Ahmet Hamdi Başar’ın fikirlerinin

196 Vatan, 01.11.1945, Sayı 1194.

197 M.Toker, Tek Partiden Çok Partiye, s.75. 198 M.Çufalı, Demokrasiye Geçiş, s.57- 58. 199 Vatan, 30.11.1945, Sayı 1223.

kendilerinin fikirleri ile uyuşmadığını gerekçe göstererek Başar’ın gruptan ayrılmasını istemişler, bunun üzerine Başar gruptan ayrılmak zorunda kalmıştır201.

Kurulması düşünülen yeni partiye Tevfik Rüştü Aras ve Zekeriya Sertel’in de katkıları olmuş, hatta kurulacak olan partinin ismi “Cumhuriyet Demokrasi Partisi” olarak belirlenmiş, ancak Menderes’in Sertel’e komünist suçlaması yapması üzerine Sertel gruptan kopmuştur. Aras’ın evi parti kuruluş çalışmalarında merkez olarak kullanılmıştır. Yeni kurulacak parti ile alakalı haberler çıkmış, bazı gazeteler kurulacak partinin isimleri ile ilgili yorumlarda bulunarak,“Demokrat Halk Partisi”,

“Kemalist Demokrat Parti”, “Millî Demokrat Parti”, “Köylü ve Çiftçi Partisi”, “Demokrat Parti” gibi isimler verilebileceğini yazmışlardır. Bayar, partinin kuruluş

çalışmaları esnasında bir açıklama yaparak, kurulacak partinin Halk Partisi’nden farklı olacağını söylemiş, yeni kurulacak partinin “Demokrat Parti” ismini alacağını duyurmuştur202.

Partinin kuruluş dilekçesi 7 Ocak 1946’da İçişleri Bakanlığı’na verilerek Demokrat Parti Ankara’da Kemal Tunca’nın Sümer Sokaktaki 8 Numaralı binasında kurularak Türk siyasi tarihindeki yerini almıştır203. Parti Genel Başkanlığına Celal Bayar getirilmiştir204.

Demokrat Partinin 85 maddeden oluşan programı bulunmaktaydı. DP programında Türkiye’de demokrasiyi geliştirmek istediğini belirtiyor, hükûmeti kontrol altında tutacağını ve görevini yaparken de gücünü halktan alacağından bahsediyordu205.

DP’nin programı dini ve siyasi hayatta tanıdığı serbestlik ve hürriyet yönüyle daha önce kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın programına benzemekteydi206.

DP’nin programında demokratik esaslardan bahsedilmiş ve cumhuriyetin değerlerinin korunacağı kaydedilmiştir. Seçimlerin serbest ve gizli oy, tek dereceli sistemle yapılması istenmiş ve devlet memurlarının siyasi faaliyetlerde bulunmalarının yasaklanması gerektiği savunulmuştur207.

201 M.Albayrak, Demokrat Parti, s.59. 202 M.Albayrak, Demokrat Parti, s.60-.61. 203 M.Goloğlu, Demokrat Patiye Geçiş, s.41. 204 C.Eroğul, Demokrat Parti, s.30.

205 F.Ahmad ve B.Turgay, Çok Partili Hayatın Kronolojisi, s.197. 206 M.Albayrak, Demokrat Parti, s.59.

Ekonomik anlamda özel teşebbüsün desteklenmesi, önünün açılması gerektiği üzerinde durulmuş, aynı zamanda kişisel hak ve özgürlüklerin korunması gerektiği vurgulanarak dernek kurma haklarının verilmesi gerektiği savunulmuştur208. Liberal

ekonomi modelini savunan DP piyasalara karışılmayacağını, ülkenin kalkınmasında tarıma büyük önem vereceklerini belirtmiştir. Özellikle çiftçinin teknik alt yapı ve kredi noktasında desteklenmesi gerektiği üzerinde durulmuştur209.

DP kurucuları toplum tarafından büyük ilgi ile karşılanmış ve destek görmüştür. Özellikle partinin programında hürriyet, sendika kurma, grev hakkı, dernek kurma hakkı, iyi maaş vaadinde bulunması, partinin memur ve işçiler tarafından destek görmesine neden olmuş, ayrıca öğrenciler ve köylüler de partiyi desteklemişlerdir210.

208 M.Çufalı, Demokrasiye Geçiş, s.66.

209 Demokrat Parti’nin Tüzük ve Programı, Ankara, 1957, s.3.

II BÖLÜM

OSMAN BÖLÜKBAŞI VE MİLLET PARTİSİ

A- OSMAN BÖLÜKBAŞI

Osman Bölükbaşı, 1 Mart 1913’te Kırşehir’in Mucur ilçesine bağlı Hasanlar köyünde doğmuştur. Annesi Nevşehir’in Kozaklı ilçesine bağlı Büyükyağlı köyünden Hacı Hamza Bey’in kızı Fatma Hatun’dur. Bölükbaşı’nın annesinin soyu Akkoyunlu aşiretine kadar dayanmaktadır. Babası Hacı Ahmet Ağa Oğuz Türklerinin Bozoklar kolunun Bayat soyuna bağlıdır. Bölükbaşı’nın dedelerinden Süleyman Bölükbaşı 1613’te Karaman yakınlarındaki Karacadağ eteklerinden göç ederek, Kırşehir-Nevşehir havalisine yerleşmiştir. Bu bölgede konar-göçer aşiretlerin yerleşik hayata geçirilmesi ile birlikte Süleyman Bölükbaşı ve bazı aşiretler Hasanlar köyü ve çevresine yerleşerek burayı kendilerine mesken tutmuşlardır211.

Osman Bölükbaşı Hacı Ahmet Ağa’nın ilk eşi olan Fatma Hatun’dan dünyaya gelmiştir. Tek erkek çocuktur. Bölükbaşı, küçük yaşta annesini kaybetmiş ve sürekli anne özlemi çekmiştir. Kardeşleri Nazik, Elmas, Sabiha, Muazzez, Can Fidan’dır. Babası Fatma Hatun’un ölmesinin ardından üç kez evlenmiş, bu evliliklerinden Rıza ve Hacı Bölükbaşı isminde iki erkek kardeşi daha olmuştur212. Osman Bölükbaşı’nın

babası Hacı Ahmet Bölükbaşı çiftçilikle uğraşan zengin birisidir. 1922 yıllarında bulunduğu Hasanlar köyünde eşkıyaların çoğalması üzerine güvenlik gerekçesiyle köyünü terk ederek ellerindeki malların bir kısmını satmış ve Kırşehir merkeze yerleşmiştir213.

11 yaşında Kırşehir’de ilkokul hayatına başlamış olan Bölükbaşı, ortaokula Kayseri’de devam etmiş, liseyi de İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamlamıştır. 1933 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olan Bölükbaşı, Haziran 1933’te Fransa’ya

211 Deniz Bölükbaşı, Türk Siyasetinde Anadolu Fırtınası Osman Bölükbaşı, İstanbul 2005, s.26. 212 Evren Ayhan, Osman Bölükbaşı’nın Siyasi Faaliyetleri (1913-2002), (Marmara Üniversitesi,

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2006, s.3.

213 Serdar Yılmaz, Osman Bölükbaşı’nın Türk Siyasi Hayatındaki Yeri ve Önemi, (Gazi Üniversitesi,

üniversite okumak amacıyla gitmiştir. Bölükbaşı 1933-1934 yıllarında Bordeaux’da Victor Hugo Lisesi son sınıfında bir yıl okumuştur. 1934 yılında başladığı Nancy Üniversitesi Fen Fakültesinin Matematik ve Fizik bölümlerinden 1937’de mezun olmuştur214.

İlk evliliğini Fransa’da bir Türk ailesinin kızı ile yapmıştır. İlk eşi Kayseri Müftüsü’nün kızı, Mucur kökenli Memduha Hanım’dır. Memduha Hanım’la lise son sınıfta iken tanışmış ve Fransa’da evlenmişlerdir. 10 yıl süren bu evlilikten Osman Bölükbaşı’nın hiç çocuğu olmamıştır. Bölükbaşı 1946 yılında siyasete atılmadan önce bu eşinden boşanmıştır215.

İkinci evliliğini Türkiye’ye geldikten sonra yapan Bölükbaşı, 1948 yılında Mediha Büyükyağcıoğlu ile yapmış, bu evlilikleri 44 yıl sürmüştür. Bu evliliklerinden Ahmet Deniz isminde bir erkek, Fatma Gül ve Gönül Hürriyet isminde iki kız çocuğu olmuştur216. Bölükbaşı, çocuklarına isim koyarken yaşadığı dönemin şartlarından etkilenmiş, çocuklarının isimlerine kendisine göre anlamlar yükleyerek koymuştur. Erkek çocuğu olduğu zaman önce isimin başına babasının ismini koymuş, çocuğu daha 21 günlük iken Celal Bayar ve İsmet İnönü’ye suikast iddiaları yüzünden soruşturma geçirmiş ve tutuklanmıştır. Yaşadığı bu olaylardan ve art niyetli siyasetçilerden ülkenin temizlenmesi için oğluna Deniz ismini ekleyerek, Ahmet Deniz isimi koymuştur. Üçüncü kızı Gönül Hürriyet olduğu zaman kendisi ceza evinde bulunduğu için çocuğuna Hürriyet ismini vermiştir.

Bölükbaşı, 14 Haziran 1938’de Kandilli Rasathanesinde mülazımlık217 görevine başlamıştır218. Ünlü matematikçi Mahmut Fatih Gökmen’in de asistanlığını

yapmıştır. Bir yıl burada çalıştıktan sonra asaleti tasdik olmuş, sonra buradaki görevinden ayrılarak, 7 Ekim 1940’ta İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde Matematik Stajyer Öğretmenliği yapmaya başlamıştır. Ardından askerlik görevine giden Bölükbaşı, 1941 ve 1944 yıllarında İstanbul Davut Paşa Ölçme Alayı’nda ve Ankara Polatlı Topçu Okulu’nda, Topçu yedek subay olarak görevini tamamlamıştır.

214 D.Bölükbaşı, Osman Bölükbaşı, s.27-28.

215

Âdem Çaylak, Türk Siyasi Hayatında Osman Bölükbaşı, (Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2004, s.55; Hacı Mehmet Gültekin ile 10.04.2009 tarihinde yapılan röportajdan alınmıştır.

216 E.Ayhan, Siyasi Faaliyetleri, s.4.

217 Mülazımlık: Stajyer, bir yere maaşsız olarak gidip gelen anlamındadır. 218 Parlamento Tarihi, TBMM IX. Dönem, (1950-1954), C.7, s.679.

Askerlik dönüşü kısa bir süre Haydar Paşa Lisesi’nde öğretmenlik görevine devam etmiş, 17 Temmuz 1944 yılında bu görevinden istifa etmiş ve Kırşehir’e yerleşmiştir. Kırşehir’de bulunduğu dönem içinde bir taraftan babasına yardımcı olurken, bir taraftan da çiftçilik ve traktör alım satım işleri ile uğraşmıştır. 1946 yılına gelindiğinde ise Demokrat Parti saflarında siyasi hayatına başlamıştır219.

Etkili hatipliği olan Osman Bölükbaşı konuşmasıyla çevresindeki kişileri kendisine bağlayabilen bir özelliğe sahipti. Bunun yanı sıra hazır cevap özelliği de bulunan Bölükbaşı’nın siyasete başlamasında bu hatipliği ve hazır cevaplılığının etkisi olmuştur. DP kurulduğu esnada Kandilli Rasathanesi Müdürü olan Fatih Gökmen, Osman Bölükbaşı’yı DP kurucularından olan Fuat Köprülüye tavsiye etmiş, “Ağzı laf yapan bu adam size lazım olur.” 220 diyerek ona referans olmuştur.