• Sonuç bulunamadı

Verley (2008), Fizik mezunu öğrencilerinin değerler öğretimi algıları ile ilgili yaptığı çalıĢmada, nitel ve nicel yöntemleri bir arada kullanmıĢtır. ÇalıĢma verilerinin toplanması için Likert tipi bir anket formu geliĢtirilmiĢ ve bu form 249 fizik mezununa dağıtılmıĢtır. Bu ankete 132 kiĢi cevap vermiĢtir. Anketin analiz sonuçlarına göre fizik mezunu öğrencilerinin değerler eğitimini oldukça önemli gördükleri, resmi eğitime yerleĢmesi gerektiğini ifade ettikleri, değerler eğitiminin öneminin farkına vardıkları ve bunun yüksek bir değer olarak yerleĢtiği belirtilmiĢtir.

Ricketts (2008), ilköğretim öğretmenlerinin karakter eğitime bakıĢ açısı ile ilgili çalıĢmasında beĢ ilkokul öğretmeni ile görüĢme yapmıĢtır. Sonuç olarak katılımcıların; öğretmenlerin deneyimli olmaları gerektiğini ve çok önemli bir role sahip olduklarını

belirttikleri ifade edilmiĢtir. Ayrıca, değerler eğitiminin anlamlı bir Ģekilde yaĢamla bağlantılı olarak verilmesi gerektiğini belirttikleri ve kendilerini karakter eğitiminde yeterli gördükleri ifade edilmiĢtir.

Robinson-Lee (2008), “Orta Okul Karakter Eğitimlerini Anlamak Ġçin Bir Çerçeve” adlı çalıĢmasında Kuzey Carolina‟nın doğusunda bulunan bir orta okuldaki karakter eğitimi programının faydalarını araĢtırmıĢtır. ÇalıĢmadan elde edilen sonuçlara göre bu programın, hedeflere ulaĢmada tamamen etkili olmadığı belirtilmiĢtir. Ayrıca karakter eğitiminin müfredat süresince verilmesi gerektiği, baĢarılı olunması için eğitimcilerin, yöneticilerin, ailelerin ve cemiyet üyelerinin bir arada çalıĢması gerektiği ve ayrıca karakter eğitimi konusunda bilgilendirilmeleri gerektiği gibi önerilerde bulunulmuĢtur.

Taylor (2007), yaptığı bir çalıĢmada, Hava Kuvvetleri Yedek Subay Hazırlık Eğitimi TeĢkilatı öğrencileri ile bu eğitime dahil olmayan öğrencilerin karakter özelliği puanlarını ölçerek Hava Kuvvetleri Yedek Subay Hazırlık Eğitimi TeĢkilatında verilen karakter eğitiminin öğrenci davranıĢı ve hedeflenen akademik performans üzerindeki etkisini belirlemeyi amaçlamıĢtır. Bu amaçla, seçilmiĢ bazı karakter özellikleri üzerine Hava Kuvvetleri Yedek Subay Hazırlık Eğitimi alan 149 öğrencinin davranıĢlarını değerlendirilmiĢ ve aynı Ģekilde seçilmiĢ bazı karakter özellikleri üzerine Hava Kuvvetleri Yedek Subay Hazırlık Eğitimi almayan 149 öğrencinin davranıĢları ile karĢılaĢtırmıĢtır. Sonuç olarak, Hava Kuvvetleri Yedek Subay Hazırlık Eğitimi alan öğrenci davranıĢlarında dürüstlük, kendini kontrol, sorumluluk, güvenilirlik, saygı ve sportmenlik gibi karakter özelliklerinin daha pozitif olduğu belirtilmiĢtir. Ayrıca Hava Kuvvetleri Yedek Subay Hazırlık Eğitimi alan öğrencilerin diğer öğrencilerden daha düĢük geç kalma oranına, daha düĢük disiplin cezalarına ve daha yüksek not ortalamalarına sahip oldukları belirtilmiĢtir.

Pike (2007), “Değerler ve Görünürlük: Okullarda VatandaĢlık Eğitimi Uygulaması ve Değerlendirilmesi” adlı araĢtırmasında vatandaĢlık eğitiminde açık ve görünür Ģekillere önem verildiğini belirtirken, daha az görünür Ģekillere (ahlak ve değerler veya inanç ve değerler sisteminde değerlendirme politikalarının etkisine katılım) yeterince önem verilmediğini belirtmektedir.

Witherspoon (2007), devlet okullarında ve özel okullarda karakter eğitimi uygulamalarındaki engellerin tanımlanması için yaptığı araĢtırmada, Oregon eyaletinden 53 okul müdürünün ve yine Oregon‟un kırsal kesimlerdeki okullarından 125 öğretmenin görüĢlerini almıĢtır. Sonuç olarak, hem okul müdürleri için hem de

öğretmenler için karakter eğitimi uygulamasında “fon, eğitim, yeterli zaman ve sınıf” eksikliğinin ana engeller olduğu tespit edilmiĢtir.

Hopwood (2007), “Coğrafya Eğitiminde Değerler: Öğrenci Perspektifi” adlı çalıĢmasında yaĢları 13-14 arasında değiĢen bir grup öğrenciyi 90 civarında derste gözlemlemiĢ ve bu öğrencilerin Coğrafya derslerinde öğrendikleri değerlerle ilgili yorumlarını anlamak için onlarla röportajlar yapmıĢtır. Sonuç olarak coğrafya eğitiminde yapılan tartıĢmaların öğrencilerin, genel coğrafi değerlere yönelik deneyim kazanmalarına ve bu değerleri yorumlamalarına katkı sağladığı vurgulanmıĢtır.

Alexandersson ve Runesson (2006), internet yoluyla temel değerlerin öğrenilmesi ile ilgili yaptıkları bir araĢtırmada öğretim bilgisinin, bilgi ve iletiĢim teknolojisinin yardımı ile aktarılmasını geliĢtirmeyi amaçlayan bir projenin uygulandığı dört okuldan birini incelemiĢlerdir. Sonuç olarak, araĢtırma yapan ve bilgi toplayan çoğu öğrencinin esas olarak bir boyuta odaklandığı belirtilmiĢ ve bu odaklanmanın öğrencilerin becerileri üzerinde etkisi olduğu vurgulanmıĢtır.

Althof ve Berkowitz (2006) yaptıkları bir araĢtırmada, ahlak ve karakter eğitimi ile vatandaĢlık eğitiminin iliĢkisini ve rollerini incelemiĢlerdir. Sonuç olarak, VatandaĢlık eğitiminin zorunlu olarak karakter ve ahlak eğitimini gerektirdiğini; ancak bunun her iki alan arasındaki olumsuz roller (basma kalıp fikirler ) tarafından engellendiğini vurgulamıĢlardır. Buna ilave olarak ahlaki eğitim ile karakter eğitimi alanları arasındaki bu olumsuz durumun, sentez yapma teĢebbüslerini daha da karmaĢık hale getirdiğini belirtmiĢlerdir. Ayrıca bu alanların her birinin benzerlikleriyle farklılıklarının araĢtırılması suretiyle yurttaĢlık eğitimi ile vatandaĢlık becerilerinin ve eğilimlerinin geliĢtirilmesine odaklanma ihtiyacı olduğu sonucuna varmıĢlardır.

Herman (2005), yaptığı bir çalıĢmada Freud, Erikson, Kohlberg ve Gilligan‟ın değerler ve ahlak geliĢimi üzerine ortak görüĢlerini ele almıĢtır. Bu çalıĢmaya göre:

 Değerler; çocuklarla çalıĢan öğretmenlere, ailelere ve diğer kiĢilere rehberlik eder.

 Değerlerin, sosyalleĢme sürecinin baĢlangıcında çocuklar üzerinde güçlü bir etkisi vardır ve yetiĢkinlik döneminde biliĢsel ve ahlaki karar verme sürecinde etkilidirler.

 YetiĢkinlik dönemindeki değerlerin birçoğu, az ya da çok, çocukluk döneminde kazanılan değerlerin üzerine inĢa edilir.

Lamberta (2004), “Psikiyatrik Bir Düzenlemede Gençler Ġçin Terapatik Dinlenme Vasıtasıyla Bir Değerler Eğitimine Müdahale” adlı çalıĢmasında bir çocuk

psikiyatri merkezindeki gençlerin değer öncelikleri hakkında terapatik dinlenme yoluyla değerler eğitimi müdahalesinin muhtemel etkilerini araĢtırmıĢtır. ÇalıĢma, yaĢları 12 ile 18 arasında olan 18 kiĢiden 8‟i deney grubunu, 10‟u ise kontrol grubunu oluĢturmuĢtur. Uygulama sürecinde deney grubundaki katılımcılara bireysel olarak terapatik rekreasyon programları vasıtasıyla değerler eğitimi uygulanmıĢtır. Sonuç olarak, ölçekteki açık fikirlilik, dürüstlük, sorumluluk, huzurlu yaĢama, sosyal tanınma, neĢeli olma, bağımsızlık, kendine güven, eĢitlik, sosyal güvenlik ve memnuniyet gibi değerlerde önemli bir farkın görülmediği belirtilmiĢtir. Ancak özgürlük değerinde deney grubu lehine önemli bir fark gözlendiği belirtilmiĢ ve bunun daha geniĢ bir örneklem grubu ile test edilmesinin yararlı olacağı vurgulanmıĢtır.

Palermo ve Evans (2004), “Eğitim Ahlaki Değerlere Katkıda bulunabilir mi; Hukuk Öğrencileri Üzerine Bir ÇalıĢma” adlı araĢtırmasında, eğitimin ahlaki değerlere belli oranda katkı sağlayabileceğine vurgu yapılmıĢtır. Ayrıca değerler eğitiminde kiĢisel değerlerin ve özelliklerin etkisinin de ayrı bir tartıĢma konusu olduğu belirtilmiĢtir.

Thompson (2002), “Öğrenci DavranıĢları Üzerinde Karakter Eğitiminin Etkileri” adlı çalıĢmasında karakter eğitiminin öğrencilerin davranıĢlarını nasıl etkilediğini belirlemeyi amaçlamıĢtır. Bu amaçla; öğrenci davranıĢlarını gözlemlemiĢ, öğretmenlerle, öğrencilerle ve ailelerle mülakatlar yapmıĢ, geçmiĢe yönelik davranıĢ kayıtlarını incelemiĢ ve bunları tanımlamak için bilimsel kaynakları incelemiĢtir. Sonuç olarak, karakter eğitim programlarının etkili bir Ģekilde uygulandığı zaman öğrenci davranıĢları üzerine pozitif bir etki gösterdiği vurgulanmıĢtır.

Melnick (2002); New York, New Jersey, Connecticut eyalet alanlarında hemĢirelik lisansında verilen değerler eğitimi ile ilgili yaptığı nitel çalıĢmada, hemĢirelik lisans programları sürecinde verilen “fedakarlık ve insan onuruna saygı” değerleri eğitiminin içeriğini tasvir etmeyi amaçlamıĢtır. ÇalıĢmadan elde edilen sonuçlara göre fedakarlık değeri ile ilgili öğrencilerin; farkındalık, yansıtma, sosyal adalet ve rol modellemesine teĢvik edildikleri belirtilmiĢtir. Ġnsan onuruna saygı değeri ile ilgili ise insan onuru ve saygının temel kavramlarının öğretildiği ve insan onurunu koruma ile ilgili eğitim verilmekte olduğu belirtilmiĢtir. Ayrıca hemĢirelik eğitim programlarında değerler eğitimine kesin ihtiyaç olduğu, profosyonel hemĢirelik eğitiminde sosyal bilincin geliĢtirilmesi gerektiği, fedakarlık gibi hayırsever değerlerin aĢılanması gerektiği ve kiĢilerin insan onuruna saygısının esas olduğu belirtilmiĢtir.

Irlen ve Dorr (2002) yaptıkları bir çalıĢmada, ahlaki ikilem tartıĢmalarının büyük bir parçası olan gençlik dizilerinin, genç kızların ahlaki mantık geliĢimleri üzerinde oynadığı rolün etkisini incelemiĢlerdir. ÇalıĢmada, 1999-2000 yılları boyunca televizyonda yayınlanan 11 gençlik dizisinden herhangi birini izleyen 11-13 yaĢları arasında 20 genç kız yer almıĢtır. Bu öğrencilere 45 dakikalık bir program izletilmiĢ ve daha sonra öğrenciler gruplara ayrılarak onların tartıĢmaları sağlanmıĢtır. Bu tartıĢma sırasında gruplara bir dizi ahlaki ikilem içeren sorular verilerek yönlendirmeler yapılmıĢtır. Sonuç olarak, popüler televizyon programlarının, ergenlerin yüzleĢebileceği ciddi konular içeren ikilemleri gösteren mükemmel birer öğretim araçları olabileceği belirtilmiĢtir.

Germaine (2001), “Ortaokul Öğrencilerinin Öz Saygıları Üzerine Değerler Eğitiminin Etkisi” adlı çalıĢmasında okullarında resmî olarak öğretilen özel değerlerin eğitimini almıĢ olan ve böyle bir eğitim almamıĢ olan ortaokul öğrencileri arasında öz saygının ölçülmesinde önemli bir farklılık olup olmadığını belirlemeyi amaçlamıĢtır. Bu amaçla toplum tarafından kabul edilen 16 değerin öğretilmesi için müfredat ve dersler geliĢtirmiĢtir. ÇalıĢmanın uygulama sürecinde, deney grubuna dördüncü sınıftan yedinci sınıfa kadarki dört yıllık süre içinde kendi müfredatlarının resmi bir bölümü olarak değerler eğitimi verilmiĢtir. Sonuç olarak çalıĢma, herhangi bir tedavi edici etki göstermemiĢ olmakla birlikte öz saygı ile akademik baĢarı arasında pozitif bir iliĢki olduğunu göstermiĢ ve ayrıca öz saygı ile okuldaki tutum, davranıĢ ve akademik baĢarı arasında da pozitif bir iliĢki olduğunu göstermiĢtir. Sonuçlar, aynı zamanda, özsaygı ve cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı bir iliĢki olduğunu, kızların erkeklerden biraz daha düĢük özgüvene sahip olduğunu göstermiĢtir.

Mikuics (1998), “Değerler, Etikler, Ahlak ve Karakter Eğitimindeki YaklaĢımların Sistematik Bir Sınıflandırması” adlı çalıĢmasında BirleĢik Devletlerde yürütülen çeĢitli ahlak eğitimi yaklaĢımları arasındaki farkı ortaya koymayı, bu programların ana karakteristik özelliklerini tanımlamayı ve mevcut ve gelecekteki programların analizi için bir çerçeve oluĢturmayı amaçlamıĢtır. Bu amaçla, mevcut sekiz ahlak eğitim programı üzerinde içerik analizine dayanan bir çalıĢma yapılmıĢtır. Bu çalıĢma sonunda, elde edilen bilgiler ve literatür taraması kullanılarak bir sistem geliĢtirilmiĢtir. Bu sistemde: (1) öğretilen bir örnek derste tekniklerin gözden geçirilmesi, ana ifadelere, metotlara ve önerilen sonuçlara odaklanılması; (2) yakınlık gösteren anahtar kelimelerin yerleĢtirilmesi; (3) programın ideal kavramlarının yansıtılmasına ne kadar yakın olunduğunu belirlemek için belirtici ifadelerle dersin

karĢılaĢtırılması; (4) bütün sekiz program için bu adımların tekrar edilmesi gerektiği belirtilmiĢtir. Sonuç olarak, mevcut programların birbirleri ile karma halde oldukları belirtilmiĢtir. Buna ilave olarak seçim yaklaĢımı gibi değer analizlerinin de ahlak programlarında önemli olduğu, tutarsız yaklaĢım kullanan sadece bir programın varlığının bile dikkat edilmesi gereken bir husus olduğu, bir zaman periyodu içinde yer alan programların etkinliğinin uzun süreli çalıĢılması gerektiği ve gelecekteki değiĢimleri önceden görebilmek için program yöneticileri tarafından daha fazla benlik analizleri yapılması gerektiğini belirtmiĢtir.

Haris (1991), “Ortaokullarda BirleĢtirilmiĢ Değerler Eğitimi YaklaĢımının Tanımlanması” adlı çalıĢmasında iki ortaokulun (Westwood Junior High ve Hebrew Academy) değerler eğitimi stratejilerini tanımlamak ve araĢtırmak için Lincoln ve Guba (1985)‟nın naturalistik inceleme yöntemini kullanmıĢtır. Amaca yönelik olarak gözlemlerden, mülakatlardan ve dokümanlardan faydalanılmıĢ ve her bir okul için ayrı bir örnek olay incelemesi yapılmıĢtır. Sonuç olarak, kültürel çokluluk yüzünden değerler eğitiminde tam bir uzlaĢının olmadığı ve bu durumun giderek daha da karmaĢık bir hal aldığı vurgulanmıĢ ve araĢtırma kapsamına alınan iki okulda da değerler eğitiminin baĢarılı olmasının, kültürel yönden güçlü bir içeriğe, diğerlerini etkileyebilen yönlendirilmiĢ liderliğe ve etkili öğretmenlere bağlı olduğu belirtilmiĢtir.

Meaney (1979), “Ġlköğretim Seviyesinde Değer Eğitiminin Uygulanması için bir Rehber” adlı çalıĢmasında değerler eğitimi dersinde öz saygı kavramının, geniĢ gruplara daha baĢka saygı kavramlarıyla birlikte uygulanmasını araĢtırmıĢtır. Bu amaçla, ilköğretim öğrencilerine altı hafta boyunca değerler eğitimi çerçevesinde hazırlanan bir program uygulamıĢtır. Sonuç olarak, benlik değerleri -mesela özsaygı- duygusal, entelektüel ve fiziksel bakımdan geliĢim; diğer kiĢiler için değerler -mesela aile- arkadaĢlar, daha büyük kiĢiler, etnik gruplar ve engelli insanlar; ülke için değerler - mesela Amerikan büyükleri- anayasal haklar ve sorumluluklar ile vatanseverlik; dünya için değerler -mesela doğal çevrenin korunması- estetik anlayıĢ ve aç insanlara acıma gibi değerlerle ilgili davranıĢlarda ve tutumlarda gözlenebilecek değiĢiklikler meydana geldiği belirtilmiĢtir.