• Sonuç bulunamadı

DAHİL OLDUĞU BAZI OLAYLAR

Belgede Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa (sayfa 104-108)

SADARETTEKİ FAALİYETLERİ VE DAHİL OLDUĞU BAZI OLAYLAR

B. II Abdülhamid Devrindeki İcraatları

II. DAHİL OLDUĞU BAZI OLAYLAR

Mehmed Rüşdi Paşa'nın muhtelif zamanlardaki sadrazamlıkları döneminde bazı önemli olaylar vuku bulmuştur. Bunlardan biri Belgrad'daki Osmanlı askerlerinin çekilmesi, Belgrad ve ona bağlı bazı kalelerin Sırp yönetimine teslim edilmesi olayıdır. Diğer önemli bir hadise de Çerkes Hasan vakası olarak tarihimize geçen ve Serasker Hüseyin Avni Paşa'nın ölümü ile neticelenen dehşetli olaydır. Diğer bir önemli olay da Sultan Abdülaziz'in hal edilmesi hadisesidir ki bu olay Osmanlı tarihi içinde vuku bulan en vahim ve meşum olaylardan bir tanesidir. Her üç olayda da Mütercim Rüşdi Paşa, sadaret makamında bulunmaktaydı. Ayrıca Sultan Abdülaziz'in ölümü ile ilgili olarak Sultan Abdülhamid zamanında açılan Mahkeme-i Cinayet'te de adı geçen Rüşdi Paşa, bu maksatla İzmir'de sorgulanmıştır.

A. Belgrad Kalesi'nin Teslimi

Sırbistan meselesi Balkanlardaki problemlerin ana kaynağını oluşturmuştur. Sırbistan'a özerklik idaresi verildikten sonra kurulan Prenslik yeni kazanımlar peşinde idi. 26 Mart 1861'de Sırp Başkinezi Mihal Bey, Devlet-i Aliyye'nin olumlu bulduğu Sırp reislerinden İlya Garaşanit'i dış işlerinden sorumlu memur sıfatıyla İstanbul'a göndermiştir. Mihal Bey'in yazdığı dilekçeler Garaşanit tarafından Hariciye Nezareti'ne takdim edilmiştir. Bu dilekçelerde Sırp Beyi, Sırbistan'daki Müslüman ahalinin kaleler dışındaki yerlerde ikamet etmelerini istemektedir. Bâbıâli ise bunların incelenip değerlendirileceğini beyan etmiştir.365 Daha 1862 yılında Balkanlardaki Slavları örgütlemek için cemiyetler kurulmaya başlamıştır. Hatta 10

364 Age. s. 90. 365 İ. HR. 183 / 10201

Temmuz 1862'de Londra Sefiri Kostaki Bey'in Hariciye Nezaretine gönderdiği mektuba göre İtalya'da Osmanlı ülkesindeki Slav eyaletlerini karıştırmak için kurulan cemiyet ve buna müsaade eden İtalya Krallığı, İngiltere Dışişleri Bakanı Rusel'e şikâyet edildikten sonra İngiltere İtalya'daki elçisine ihtar içeren şiddetli bir yazı yollamıştır.366

1867 (Hicrî, 1283) senesinde Rusların tahriki ve Yunanlıların yardımı ile Girid isyanı çıkmış ve bundan istifade eden Sırp Beyi, Belgrad kalesi ve Sırbistan'daki diğer kalelerin boşaltılıp kendilerine teslim edilmesini istemiştir. İngiltere, Fransa ve Avusturya da Sırpların lehine hareket etmiştir.367 Sırp Emareti Beyi olan Prens

Mihal, İstanbul'a yazdığı ve bu istekleri havi olan istidaname ile Sırbistan'da bulunan dört kalenin Sırp Emareti'ne teslim edilmesini ve buradaki Osmanlı askerlerinin çekilmesini talep etmişti.368 Bunun üzerine Bâbıâlî'de oluşturulan Meclis-i Mahsûs, defalarca toplanarak bu isteği müzakere etmiştir. Nihayet 13 Şubat 1867 tarihinde Sırbistan'da bulunan dört kaleden Osmanlı askerlerinin çekilmesi karşılığında Sırp Emareti'nin bazı şartları yerine getirmesi istendi. Bu şartlar şunlardı: Sırp hükümeti seksen - yüz bin asker besleyemeyecek. Varidatının çoğunu mühimmat ve silah almaya ayırmayacak. Belgrad'da bulunan Bulgar isyancılarına kol kanat gerilmeyecek. Sırp gazetelerinin Osmanlı aleyhindeki tezviratı engellenecek. Sırp Prensi, İstanbul'a davet edilerek, sadakatini yenileyecek. Meclis-i Mahsûs'da Sırp

366 İ. HR. 194 / 10966.

367 Ali Fuad Türkgeldi, Ricâl-i Mühimme-i Siyâsiyye, Haz. Hayrettin Pınar-Fatih Yeşil, Kitabevi,

İstanbul 2012, s. 60.

368 1830'da yapılan antlaşmaya göre Belgrad, Semendre, Sokad, Oiça (Oujitza), Şabaç (Schabatz)

kalelerinde Osmanlı askerleri bulunacak, Müslümanlar bu altı yer dışında ikamet edemeyecek ve bu altı yer dışında Sırp kanunları geçerli olacaktı. Fakat zamanla Sırplar ile Müslümanlar arasında problemler olmaya başlamıştı. Özellikle kırsaldaki Müslümanlar, Sırp kanunlarını tanımıyorlardı. Hatta 10 Haziran 1862'de Belgrad'da Topçudere mahallesinde çeşmeden su alırken çıkan kavgada bir Osmanlı neferi bir Sırp'ı öldürmüştü. Bunun üzerine olaylar çıkmış, Sırplar Osmanlı karakollarına saldırmaya ve Müslüman ahaliyi linç etmeye başlamışlardı. Bu durumu gören Belgrad Kalesi Muhafızı olan Paşa, Belgrad'ı top ateşine tutmuştu. Bütün bu olaylardan sonra harekete geçen Fransa ve Rusya, İstanbul'da acilen bir konferansın toplanmasını ve Belgrad'dan Osmanlı askerlerinin çekilmesi gerektiğini bildirmişlerdi. Fakat Avusturya ve İngiltere'nin girişimleriyle bu durum engellenmişti. 8 Eylül 1862 tarihinde yapılan bir protokol ile Sokod ve Oiça (Oujitza) kalelerinin Sırplara terki ve Belgrad'ın içinde bulunan karakolların ilgası, buna karşılık Belgrad'da kaleyle birlikte bazı yerlere istihkamî yerler yapılması karara bağlanmıştı. Fakat üç yıl sonra Osmanlı hükümeti, Belgrad'da bulunan kale haricindeki emlâkları para karşılığında Sırplara terk etmişti. Bk. Ahmed Rasim, Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi, s. 2141-2145. Belgrad kalesinden şehir üzerine gülle atılması ile ilgili haberler, orada bulunan konsoloslar tarafından sefaretlere çekilen telgraflar ve İstanbul'daki Sırp Kapıkethudası'na gelen telgrafnamelerden istihbar edilmiş olup bu konunun araştırılması ve sebeplerinin tahkik edilmesi istenmiştir. Bk. A.} M. 26 / 24.

Emareti'ndeki kalelerde bulunan Osmanlı askerlerinin çekilmesi karşılığında yukarıdaki şartların kabul edilmesi gerektiği şeklinde alınan karar oybirliği ile kabul edilmişti. Daha sonra bu kararları havi mazbata Saray'a takdim edilmiştir. Rüşdi Paşa, daha önce Sırbistan'daki kalelerin boşaltılması teklifi Bâbıâlî'ye ulaştığı zaman mesuliyet almamak için istifa etmiş ve 11 Şubat'ta Serasker tayin edilmişti.369

Dolayısıyla mazbatayı imzalayan on üç kişi içerisinde bulunan Mehmed Rüşdi Paşa o sırada Seraskerlik makamını işgâl etmektedir. Mehmed Emin Âlî Paşa Sadrazam, Fuad Paşa da Hariciye Nazırı idi. Bu mesele ile ilgili olarak Bâbıâlî ile Saray arasında mutad yazışmalar devam etmiştir.370

13 Şubat 1867 tarihinde toplanan Meclis-i Mahsûs-ı Meşveret sonucunda çıkan mazbatada on dört kişinin mührü bulunmaktaydı. Bu toplantıda kalelerin tesliminin reddi veya kalelerin yıkılması ya da Sırplara teslimi seçenekleri üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bu üç seçeneği muhtevi mazbata Mabeyn'e sunulduktan sonra Saray, kalelerin tesliminin doğrudan tercih edilmesi gerektiğini belirtince Sırbistan'da bulunan dört kalenin Sırplara teslim edilmesi ve bir diğer küçük kalenin de yıkılması karara bağlanmıştır.371

Burada şunu belirtmekte fayda vardır ki Sırp Emareti'ndeki dört kalenin Sırp yönetimine teslim edilmesi ve oralardaki Müslümanların hicretine müteallik olan teklif sadece Sırp Prensi Mihal'in istidası değil aynı zamanda Fransa ve Rusya'nın da baskısı neticesinde ortaya atılmıştı. Bu hengâmda sadaret koltuğunda oturan Mehmed Rüşdi Paşa, "Rüşdi Paşa Belgrad kalesini koruyamadı, Sırp'a teslim etti." dedirtmemek ve halkın nefretini üzerine çekmemek için hemen görevinden istifa etmişti. Yerine de Âlî Paşa atanmıştı.372 Bu durum da gösteriyor ki Rüşdi Paşa,

sorumluluk almamak için istifa etmeyi seçenek olarak bulunduran bir şahsiyettir.

369 İ. DUİT. 190 / 34.

370 Arif, "Vesâik-i Siyâsiyye ve Tarihiyyeden: Belgrad Kal'asının Sırpluya Terki Hakkında Bir

Vesîka" TOEM, Beşinci Sene, Numara: 31, 1 Nisan 1331, s. 385-399.

371 İ. HR. 224 / 13080.

372 Mehmed Memdûh, Mir'ât-ı Şu'ûnât, s. 39. (Belgrad kalesi fethedilince İslâm şairleri pek çok

kasideler yazmışlar ve tarihler düşürmüşlerdi. Kalenin fetih tarihini söyleyen tarih beyitlerinden biri şu şekilde idi: "Çıkarup leşker-i küffârı didim tarihin; Belgrad kal'asını aldı Mehmed Paşa." Aradan üç yüz yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra 1867 yılında Fransa ve Rusya'nın da baskısı ile Belgrad kalesi Sırp'a teslim edilerek oradaki İslâm ahalisi hicrete tabi tutulunca asrın zürefasından Hayri Efendi şu tarihi düşürmüştür: "Kal'anın terki mükerrer olunca teklif, Vükelâ âkıbet-i kârdan oldı âgâh, Çıkarup leşker-i İslâm'ı didim tarihin, Belgrad kal'ası Sırplu eline geçdi vâh." Age. s. 39.)

Bununla birlikte kalelerin Sırplara teslim edilmesini kararlaştıran mazbatadaki mühürlerden biri de Serasker Mehmed Rüşdi Paşa'nın mührüdür.373

Yapılan müzakerelerden sonra verilen kararın Emr-i Âlî'si, 10 Nisan 1867'de yazılmıştır. Buna göre Belgrad, Fethüslislâm, Semendre ve Böğürdelen kalelerinin muhafazası Sırp Emareti'ne verilecek, kalelerde bulunan Osmanlı askerleri çekilerek yerlerine Sırp askerleri konuşlandırılacak, burçlara Osmanlı ve Sırp sancakları çekilecektir.374

Neticede verilen karar uygulamaya konulmuş ve 18 Nisan 1867 Perşembe günü saat 10:00'da Belgrad Kale Meydanı'nda bir kürsü kurulmuş ve devir teslim için tören düzenlenmiştir. Törene İslam ve Sırp askerlerinden oluşan birer tabur ile birlikte Sırp Emareti memurları ve konsoloslar katılmıştır. Sırbistan'daki kalelerin teslimini içeren Ferman-i Âlî okunmuş ve ardından yirmi bir pare top atışı yapılmış ve Türkçe ve Sırpça üçer defa "Padişahım çok yaşa!"diye nida edilmiştir. Sırp Prensi, İslam askerlerini öven bir konuşma yapmış ve daha sonra Belgrad kalesinin İstanbul Kapısı'nın Birinci Kapısı'na bir Sırp karakolu konuşlandırılmıştır. Cumartesi günü de, Prenslik konağında Ferik Ali Rıza Paşa ve diğer zabitlere bir yemek verilmiştir. Daha sonra Belgrad kalesi ve ona bağlı diğer kalelerdeki eşya ve neferatın Bosna'ya nakli ile ilgili çalışmalar başlamıştır. 375 Şûra-yı Devlet Mülkiye Dairesi Azası Ahmed Sâmi Efendi'ye göre, Paris antlaşmasından sonra Osmanlı ülkesinde büyük sıkıntılar baş göstermiştir. Sırbistan'daki Belgrad ve diğer kalelerin Sırp Emareti'ne teslim edilmesi, Bosna-Hersek, Bulgaristan ve Karadağ isyanlarının başlamasına sebep olmuştur.376 Dolayısıyla Sırbistan'daki bu kalelerin terk edilmesi basit bir

hadise değil, büyük gailelere sebebiyet vermiş olan bir siyasî yenilgidir. Rüşdi Paşa'nın bu konuyu çözmek yerine istifa etmeyi tercih etmesi, onun kişisellik- devletçilik bağlamında neyi tercih ettiğinin de bir göstergesidir.

373 İ. HR. 224 / 13080. Yukarıda da belirtildiği üzere defalarca yapılan Meclis-i Mahsûs-ı Meşveret

neticesinde yukarıda belirtilen maddeler kabul edilmiş, ayrıca bu kaleler dışında bulunan "Ata kalesi karşısında kâin Kastel (Kastil veya Fastil) tâbir olunan ve derûnunda beş on nefer muhafız bulunan küçük kalenin dahi bittabi diğerleri"ne dahil olarak kabul edilip ve bu küçük kalenin de diğer düşmanlıkların bitirilmesi için yıkılmasına karar verilmiştir. Bk. Y. EE. 90 / 3.

374 Y. EE. 32 / 12. 375 İ. HR. 225 / 13138. 376 Y. EE. 90 / 3.

Belgede Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa (sayfa 104-108)