• Sonuç bulunamadı

Daha Ağır veya Başka Neticenin Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış

III- KOŞULLARI

2- Daha Ağır veya Başka Neticenin Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış

Failin işlemeyi kastettiği suç tipinin ve istemediği halde meydana gelmesine sebebiyet verdiği daha ağır ya da başka neticenin, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç

tipi şeklinde düzenlenmemiş olması mümkündür. Burada yasa koyucu, söz konusu

ağır neticeyi neticesi sebebiyle ağırlaşmış bir suç tipi şeklinde düzenlememiş, bu suretle de bu neticeyi -taksirli bir suç tipi olarak düzenlendiği şekline göre- daha ağır cezalandırma cihetine gitmemiştir.

Örneğin A, gece vakti B’nin evine girerek onun çantasını çalmıştır. Çantada B’nin kalp hastalığı için düzenli olarak kullanmak zorunda olduğu ilacı da bulunmaktadır. Evden ayrıldıktan sonra çantayı karıştıran A, B’ye ait ilaçları da görmüş ancak bunu önemsemeyerek değerli eşyaları aldıktan sonra çantayı bir çöp konteynırına atmıştır. Çantasının çalındığından habersiz olan B, sabaha karşı rahatsızlanmış, ilacını almak için çantasını aramış ve ilacını alamadığı için bir süre sonra kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiştir. Hırsızlık suçunun düzenlenmiş olduğu 141. maddede, ölüm neticesinin neticesi sebebiyle ağırlaşmış bir suç şeklinde düzenlenmediği görülmektedir. Bu gibi hallerde kıyas yoluyla, hırsızlık suçunun yağma suçunun bir parçası olduğunu kabul ederek fail hakkında m.149/2 hükmünün uygulanması söz konusu değildir. Yukarıda da ifade edildiği üzere böyle bir yaklaşım, suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Bu gibi hallerde, meydana gelen her tipik suç neticesi bakımından, ancak o suçun kanuni tanımında yer verilen unsurların gerçekleşmesi halinde ve suçların içtimasına ilişkin hükümler çerçevesinde failin sorumluluğu cihetine gidilebilecektir106. Bu bağlamda somut örnekte fail hırsızlık suçundan sorumlu tutulmasında bir problem yoktur. Öldürme suçu açısından ise meydana gelen bu netice bakımından failin sahip olduğu

kusurluluk şekline göre hareket edilecektir. Şayet fail söz konusu neticenin gerçekleşebileceğini öngörmüşse ve bunu kabullenmişse olası kastla öldürme suçundan, öngördüğü halde gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmişse bilinçli taksirle öldürme suçundan, öngörmemekle birlikte öngörmesi gerekiyorsa bilinçsiz taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulacak; öngörmesinin mümkün olmaması halinde ise söz konusu ölüm neticesinden sorumlu tutulamayacaktır.

C- Ağır Neticenin Temel Suçun İşlenmesi Esnasında ve Bu Suçun İşlenmesine Yönelik Bir Hareket Sonucunda Meydana Gelmiş Olması

1- Genel Olarak

Bir suçun işlenmesi neticesinde meydana gelen daha ağır ya da başka neticenin

neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç tipi kapsamında değerlendirilebilmesi için:

 Daha ağır ya da başka neticenin, kastedilen suçun işlenmesi amacına

yönelik olarak yapılan hareketin bir sonucu olması gerekmektedir107. Temel suçun işlenişine yönelik olmayan bir hareket sonucunda meydana gelen netice, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç kapsamında değerlendirilmeyecek, bağımsız bir suç olarak kabul edilecektir108. Örneğin A, B’ye karşı cinsel saldırı suçunu işlemek için icra

107 SINGER-LA FOND, s.186; ALACAKAPTAN, s.164; ÖZBEK-KANBUR-BACAKSIZ-DOĞAN- TEPE, s.474.

108

Amerikan ceza hukukundaki yaklaşım da aynı yöndedir: Stouffer v. State (703 A.2d 861 (Md. App. 1997): “Sanık Stouffer ile iki suç ortağı, mağdur Fiddler’e saldırmaya karar vermişlerdir. Sanıklar, mağdur Fiddler’in narkotik dedektiflerine bilgi sızdırdığından şüphelenmektedirler. Mağdur, darp edilmiş ve bıçaklanmış bir şekilde bir yol kenarında bulunmuştur. Olay yerinde kan olmamasını değerlendiren uzmanlar, saldırının herhangi bir yerde başladığını, mağdurun henüz hayatta iken taşındığını, daha sonra öldüğünü ve cesedinin yol kenarına atıldığını belirtmişlerdir. Dava mahkemesi, adam kaçırma suçunun, cürüm-cinayet suçu kapsamında bir cürüm olduğunu göz önüne bulundurarak sanık Stouffer’ı, hem kaçırma suçundan hem de cürüm-cinayet suçundan sorumlu tutmuşlardır. Temyiz mahkemesi, adam kaçırma suçuna ilişkin hükmü onaylamışsa da cinayet (murder) suçlamasını geri çevirmiştir. Zira temyiz mahkemesine göre, bu olayda insan öldürme suçu, bir cürüm işlemek için işlenmemiştir. Cürüm – cinayet suçunun oluşabilmesi için “eğer cürüm işlenmemiş olsaydı, mağdur ölmeyecekti” diyebilmemiz gerekmektedir”. Ancak Amerikan ceza hukuku uygulamasında

mahkemelerin aksi yönde kararlar da verdiği görülmektedir: Örneğin Commonwealth v. Stelma

(327 Pa. 317, 192 A. 906 (1937)) kararında “sanık, mağdurun kafasına öldürme kastı olmaksızın taşla vurmuştur. Sanığın mağduru gasp etme gibi bir niyeti bulunmamaktadır. Ancak daha sonra sanık, mağdurun üzerindeki parasını almaya karar vermiş ve paralarını aldıktan sonra oradan ayrılmıştır. Mağdur, kafatasındaki yaralanma nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Mahkeme, yaralama hareketi mağduru gasp etme amacıyla yapılmadığı halde faili, meydana gelen ölüm neticesinden cürüm – cinayet kuralı çerçevesinde cinayet suçundan sorumlu tutmuştur; State v. Colenburg (773 S.W.2dd 184 (Mo. App. 1989)) kararında ise “sanık, çalıntı bir araba almış ve arabanın şasi numarasında tahrifat yapmak suretiyle bir cürüm işlemiştir. Sanık, yaklaşık yedi ay sonra bu arabayla bir çocuğa

hareketlerine başlar. Cebir kullanarak B’nin direnmesini etkisiz hale getirmeye çalışır. Ancak baskı ve stresten dolayı sertleşme sorunu yaşar. Bu esnada B, A’ya “şu haline bak, daha erkek bile değilsin sen” diyerek dalga geçer. Bu sözleri gururuna yediremeyen A, yaralama kastıyla B’yi üst üste yumruklar. B, aldığı bu yumruk darbelerinin sonucu olarak üç gün sonra yaşamını kaybeder. Bu tür bir olayda A’nın ölüm neticesinden sorumluluğu, m.102/6 kapsamında değerlendirilemez. Zira kullanılan cebir, temel suçun işlenmesi amacıyla ifa edilmemiştir. Fail, cinsel saldırı suçuna teşebbüsten (m.102/2, m.35) ve kastına göre ölüm neticesinden ayrı ayrı sorumlu tutulur.

 İstenmeyen neticenin failin işlemeyi kastettiği suça ilişkin icra

hareketlerine başladığı aşamadan, bu suçun tüm unsurlarının tamamlaması aşamasına kadarki geçen süreçte temel suçun işlenmesi amacıyla yapılmış bir hareketin sonucunda gerçekleşmesi gerekmektedir109. Suçun icrasına başlamadan önce ya da suçun tamamlanması aşamasından sonra yapılan bir hareket sonucunda ağır neticenin gerçekleşmesi halinde failin meydana gelen daha ağır ya da başka neticeden dolayı sorumluluğu, o neticenin özel olarak düzenlenmiş olduğu neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç tipi çerçevesinde değil, o neticenin bağımsız bir suç şeklinde düzenlenmiş olduğu yasa maddesi uyarınca değerlendirilecektir110. Örneğin A’nın B’ye yönelik cinsel saldırı fiilini tamamladığını, olaydan birkaç saat sonra mağdur B ile yolda giderken karşılaştığı, mağdurun polise gideceğini söylediğini, bunun üzerine de A’nın, gözünü korkutmak amacıyla B’yi üst üste yumrukladığını, B’nin de aldığı bu darbeler sonucunda birkaç gün sonra hayatını kaybettiğini varsayalım. Bu tür bir olayda da temel suçun işlenmesi tamamlandığından ve temel çarpmış ve çocuğun ölümüne neden olmuştur. Cürüm-cinayet kuralı gereği sanığı cinayet suçundan sorumlu tutan mahkemenin bu kararı temyiz mahkemesi tarafından da onaylanmıştır. Zira temyiz mahkemesine göre de fail, kaza yapma anında bu arabayı hala sahibinin rızasına aykırı olarak kullanmaktadır”.

109 SINGER-LA FOND, s.187; DRESSLER, s.566; LAFAVE, C:II, s.463-465.

110 DRESSLER, s.566. Örneğin Amerikan ceza hukukunda verilen Franks v. State (636 P.2d 361 Okla. Cr. 1981) kararında sanık bir süpermarketi soymuş ve olay yerinden arabasıyla uzaklaşmıştır. Sanık, yolda hız sınırına uymadığı için bu soygundan haberi olmayan başka bir devriye arabası tarafından durdurulmuştur. Sanık, bu polisi yaralamış ve silahını alıp kaçmıştır. Bu ikinci olay nedeniyle takip edilen soyguncu kaza yapmış ve bir çocuk bu kazada hayatını kaybetmiştir. Bu eyalette gasp suçu, cürüm-cinayet suçuna temel teşkil eden bir suçtur ve dava mahkemesi, çocuğun ölümünden dolayı faili cürüm-cinayet suçundan sorumlu tutmuştur. Temyiz mahkemesi ise çocuğun ölümünün, gasp suçunun hemen ardından olay yerinden kaçarken gerçekleşmediği ve gasp suçu ile arabanın kaza yapması arasında bir bağ olmadığı gerekçesiyle faile yönelik cinayet suçlamasını geri çevirmiştir.

suçun işlenmesinin ilerletilmesine yönelik bir hareketin varlığı söz konusu olmadığından ölüm neticesinden sorumluluk m.102/6 kapsamında değerlendirilmeyecektir. A, bu netice bakımından kusuruna göre ayrıca sorumlu tutulacaktır. Aynı şekilde failin işlemeyi kastettiği suçun icra hareketlerine başladıktan sonra ya da fiili tamamladıktan sonra olay yerinden kaçarken yapmış olduğu hareket sonucunda ölüme sebebiyet vermesi halinde de bu ölüm neticesinden sorumluluk, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç kapsamında değil, ayrıca değerlendirilmelidir111

.