• Sonuç bulunamadı

Dürüstlük Kuralına Aykırı Davranışlarda Bulunulması

D. Geçerli Sebepler

2. Dürüstlük Kuralına Aykırı Davranışlarda Bulunulması

Kısaca, hakların kullanılmasında ve borçların ifasında dürüst davranma yükümlülüğü (MK md.2) şeklinde tanımlanan dürüstlük kuralı, bireylerin hukuki işlemden veya kanundan doğan bir hakkını kullanırken yahut bir borcunu yerine getirirken, makul ve namuslu bir insandan beklenen şekilde davranmalarını ifade eder746. Hakkın öngörülme amacına aykırı olarak kullanılması halinde ve bunda hak sahibinin menfaati hiç yoksa veya çok küçük bir miktarda mevcutsa, hakkın kötüye kullanılmasından söz edilir747

. MK md.2/2 uyarınca, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından himaye edilmeyeceği kabul edilmektedir.

Bir hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesinde, somut olayın verileri dikkate alınacak, sahibine meşru bir menfaat sağlamaktan ziyade karşı tarafı zarara uğratmak, köşeye sıkıştırmak veya haksız bir menfaat elde etmek amacının varlığının tespit edildiği durumlarda hakkın kötüye kullanılmış olduğu sonucuna varmak gerekecektir748. Keza hakkın kullanılmasının hak sahibine sağladığı fayda ile, karşı taraf nezdinde yol açtığı zarar arasında aşırı bir orantısızlığın mevcudiyeti halinde de hakkın kötüye kullanılması söz konusu olacaktır.

Dürüstlük kuralının konumuz bakımından taşıdığı önem, azınlık pay sahiplerinin kanundan veya esas sözleşmeden doğan azınlık ya da bireysel haklarını kullanırken, yukarıda izah etmeye çalıştığımız esaslar çerçevesinde hareket etmeleri durumunda, satın alma hakkının kullanılmasının ön koşulu olan geçerli bir sebebin varlığının ortaya çıkmış olmasıdır.

Bireysel veya azınlık haklarının kullanılmasında teker teker ne zaman

746 ESENER, Hukuka Giriş, s.151-152; M. Kemal OĞUZMAN/Nami BARLAS, Medeni Hukuk – Giriş, Kaynaklar, Temel Kavramlar, İstanbul, 2008, s.220.

747

Şener AKYOL, Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı, İstanbul, 1995, s.21. 748 OĞUZMAN/BARLAS, s.220.

dürüstlük kuralına aykırılığın ortaya çıkacağını değerlendirmek, çalışmamızın kapsam ve amacına uygun olmayacağından, bunun yerine bir takım önemli hususlara dikkat çekmekle yetinilecektir.

Dürüstlük kuralının uygulama alanı, hakların kullanılması ve borçların ifası ile sınırlı olup; TTK md.208 anlamında azınlık pay sahiplerinin dürüstlük kuralına aykırı davranışlarda bulunduğundan söz edebilmek için ortada kural olarak kanun veya esas sözleşmeden doğan bir “hakkın” bulunması şarttır.

Öte yandan TTK md.208’de öngörülen geçerli sebep halleri genel itibariyle dürüstlük kuralına aykırı davranma başlığı altında değerlendiriliyor ise de, dürüstlük kuralına aykırılık olarak nitelendirilemeyecek bir takım eylemlerin varlığı halinde de, doktrinde geçerli sebep koşulunun sağlandığı kabul edilmektedir749.

Hakkın varlığını tespit ettikten sonra, hakkın kullanılmasının; başka bir ifadeyle azınlığın bir davranışının varlığının mevcut olması gerekir. Söz konusu “davranış” olumlu olabileceği gibi olumsuz da olabilir. Olumlu davranışa örnek olarak iptal davası açılması; olumsuz davranışa örnek olarak da oybirliği aranan bir kararın alınması için azınlığın toplantıya katılmaması veya olumlu oy kullanılmaması gösterilebilir750

.

Bununla birlikte hakkın kullanılması tek başına şüphesiz yeterli olmayacaktır. Zira hak sahibinin hukuken kendisine tanınan bir hakkı kullandığı gerekçesiyle cezalandırılması kabul edilemez. Örneğin sırf iptal davası açtığı gerekçesiyle, geçerli sebep koşulunun sağlandığından söz etmek mümkün olamaz. Azınlığın açmış olduğu bu davanın reddedilmiş olması da tek başına neticeyi değiştirmeyecektir. Hatta azınlığın birden fazla sayıda iptal davası açmış olması ve açılan tüm davaların reddedilmiş olması dahi tek başına yeterli bir gerekçe olarak değerlendirilemez. Mademki yasa koyucu, genel kurul kararlarının alınmasını engelleyemeyen azınlık pay sahiplerine, söz konusu kararların kanuna veya esas sözleşmeye aykırı olup olmadıklarının denetlenmesi için iptal davası açma yetkisi tanımıştır, somut olayda böyle bir denetimin yapılmasını gerektiren hususların varlığı halinde, azınlığın

749 OKUTAN NILSSON, Şirketler Topluluğu, s.439. Karş.: İkinci Bölüm, IV., E.

750 PULAŞLI, Şerh, s.313. KENDİGELEN, (İlk Tespitler, s.191) ve BİLGİLİ/DEMİRKAPI (s.137)’nın ifade ettiği, azınlığın herhangi bir faaliyetinin bulunması şartının, azınlığın olumsuz davranışlarını da kapsayacak şekilde geniş yorumlanması kanaatindeyiz.

dürüstlük kuralına aykırı davranışlarının varlığından bahsedilemez. Ancak azınlığın bu hakkını, yasada öngörülen amacı dışında, hakim şirketten bir takım menfaatler elde etmek veya şirket içerisinde huzursuzluk yaratmak amacıyla ya da kişisel bir husumet sebebiyle kullanması durumunda, hakkın kötüye kullanıldığı sonucu ortaya çıkacaktır.

Olumsuz oy verme konusunda da, doktrinde oyun serbestçe kullanılması ilkesi uyarınca oy verirken şirket menfaatinin gözetilmesinin zorunlu olmadığı751

, hatta pay sahibinin oy hakkını kötüye kullansa dahi kendisine karşı herhangi bir yaptırımda bulunulamayacağı752

ileri sürülse de, oy hakkının özellikle kişisel meşru menfaat bulunmayan hallerde şirket menfaatleri aksine kullanılması durumunda753, kanaatimizce dürüstlük kuralına aykırılık gündeme gelecektir.

Somut olayın özellikleri göz önünde bulundurularak yapılacak olan bu değerlendirmede, azınlık pay sahiplerinin eylemlerinin sürekliliği kriterinin aranması büyük önem taşır754. Gerçekten de münferit bir takım eylemlerin, dürüstlük kuralına

aykırılık olarak nitelendirilmesi oldukça güçtür. Bu çerçevede doktrinde de konuya ilişkin olarak, azınlığın her genel kurul kararına karşı iptal davası açması755

gibi örneklere yer verildiği görülmektedir.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, süreklilik unsuruna kanunda yer verilmediği; bu nedenle eylemlerin devamlılığının zorunlu bir koşul olmayıp, somut olay bakımından yardımcı nitelik taşıdığıdır756

. Bu kapsamda, tek bir eylem neticesinde dahi azınlığın dürüstlük kuralına aykırı davrandığı hususunun, açıkça ortaya konulabildiği durumlarda, süreklilik koşulunun gerçekleşmiş olmasının aranması anlamsızdır.