• Sonuç bulunamadı

Dünya Savaşı’nın

SİYASÎ FAALİYETLERİ •

II. Dünya Savaşı’nın

Sibirya’daki Türk Topluluklarına Etkisi

II. Dünya Savaşı, Sibirya’daki tüm Türk topluluklar üze-rinde derin etkiler bıraktı. Sovyet vatandaşı olan Türk halkları daha ziyade savaş dönemindeki sosyo-ekonomik süreçlerin etkisini yaşarken, Sovyetler Birliği’ne bağlı ol-mayan Tuva halkı için savaşın (daha doğrusu, savaş sebe-biyle oluşan uluslararası ortamın) önemli siyasî sonuçları da oldu.

45 T. Safonova, “Priöm i Razmeşenie Evakuirovannogo Naseleniya v Zapadnoy Sibiri v 1941-1942 Godah”, Vestnik Tomskogo Pedagogiçeskogo Universiteta, No. 4, 2000, s. 122-125; V. Şevçenko, M. Tsarev, “Jilişno-Bıtovoe Polojenie Raboçih Oboronnoy Promışlennosti Sibiri v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı”, İzvestiya Çelyabinskogo

Nauçnogo Tsentra, No. 2 (44), 2009, s. 34-39.

46 Entsiklopediya Yakutii, s. 254-256; “Altayskiy Kray v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı”, Altayskie Novosti, 3 Aralık 2014. http://amic-polit.ru/altayskiy-kray-v-god-yi-velikoy-otechestvennoy-voynyi ; V. Peçerskiy, “Trudovıe Podvigi Krestyan Hakasii v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı”, Hakasiya v Godı Velikoy Oteçestvennoy: Boevoy

i Trudovoy Podvig, Rosa, Abakan 2000, s. 82-86.

47 A. Repinetskiy, “Demografiçeskaya Situatsiya v Rossii v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı (1941-1945 gg.)”, İzvestiya Samarskogo Nauçnogo Tsentra RAN, VII/2, 2005, s. 284-285.

17 Ağustos 1944’te o zamana kadar en azından hukukî açıdan bağımsız olan Tuva Halk Cumhuriyeti’nin Mec-lisi, Sovyetler Birliği’ne dâhil olma konusunda karar aldı. Bu konuda bir halk referandumu yapılmadı. Tuva’dan gelen talebi değerlendirerek, SSCB Yüksek Sovyeti 14 Ekim 1944 tarihli kararıyla Tuva’yı özerk bölge (oblast) statüsüyle RSFSC’ye dahil etti (1961 yılında Tuva Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne dönüştürüldü).

Araştırmacı A. Minaev’e göre, Tuva Hükümeti’nin Sov-yetler Birliği’ne gönüllü olarak dâhil olma kararında Tu-va’nın Moğolistan ile sınır konusunda yıllarca yaşadığı anlaşmazlıklar ve Tuva’nın bağımsızlığını kabul etmek is-temeyen Moğolistan’ın saldırgan niyetinden duyulan kuş-kular etkili oldu. Aynı araştırmacıya göre, Moskova’nın Tuva’yı SSCB’ye kabul etme kararında da en büyük fak-törü Moğolistan ile Tuva arasında yaşanan bu sınır anlaş-mazlığı teşkil etti.48

Monguş Bayır-Ool ise bu konuya daha geniş açıdan yak-laşarak farklı bir yorum yapmaktadır. Ona göre, Tuva ta-rafından Sovyetler Birliği’ne girme konusunda istek be-lirtilmesinde kişisel olarak en büyük rolü, Tuva’nın siyasî 48 A. Minaev, “Tuva Dalekaya i Blizkaya”, Krasnaya Zvezda, 14 Ekim 2009, http://old.

redstar.ru/2009/10/14_10/2_05.html

II. Dünya Savaşı’nda üç büyükler diye adlandırılan Müttefik Devletler’in liderleri Winston Churchill, Franklin D. Roosevelt ve İosif Stalin 4 Şubat 1945 - 11 Şubat 1945 tarihleri arasında SSCB’nin önde gelen tatil yeri Yalta’nın 3 km güneyinde bulunan Livadia Sarayı’nda bir araya geldiler.

lideri Salçak Toka oynadı. Moskova’da öğrenim gören ve Sovyet Devleti’ne hayran olan Toka, ülkesini Sovyet ida-resine dâhil etme girişimlerinde Sovyetler Birliği’nin Tu-va’nın sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınması için destek vermesini umarak hareket etti. Sovyet yönetiminin Tuva liderinin bu isteğini olumlu karşılaması ise, Stalin’in ulus-lararası arenadaki stratejik hesaplarından kaynaklandı. 1944 yılı itibarıyla Nazi Almanyası’nın yenilmek üzere olduğu anlaşıldı ve Sovyet yönetimi ile Batılı müttefikle-rinin dikkati, Nazi Almanyası’nın Uzak Doğu’daki mütte-fiki Japonya’ya çevrildi. SSCB ile Japonya arasındaki olası savaş durumunda Moğolistan’ın bir tampon devlet ola-cağı ve Sovyet ordusu için bir köprübaşı vazifesi göreceği hesaplandı. Bu durumda Moğolistan ile SSCB arasında bağımsız bir adacık olarak Tuva’nın bulunması Stalin tara-fından uygun görülmedi ve bu yüzden, henüz savaş sona ermeden ve Yalta Konferansı gerçekleşmeden, bu sorunu Tuva’nın SSCB’ye dâhil edilmesi yoluyla çözüme kavuş-turma kararı alındı.49

Sibirya’daki diğer Türk halkları, savaş sebebiyle Sovyet ekonomisinde ve toplumunda meydana gelen değişim-lerden hem olumsuz hem olumlu olmak üzere iki türlü etkilendiler.

Olumsuz etkileri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

a- Savaş, birçok insanın hayatını alıp götürdü. Yukarıda da belirtildiği gibi, her bir etnik topluluk, cepheye gönde-rilen genç ve orta yaşlı erkek nüfusunun en azından üçte birini kaybetti. Cephedeki kayıplar dışında, cephe gerisin-de gerisin-de ağır çalışmadan, yetersiz beslenmegerisin-den, hastalıklar-dan kaynaklanan ölümler oldu.

b- Erkek nüfusun kaybı ve savaş döneminin ağır koşulları sebebiyle doğum oranlarında büyük azalma oldu. Bazı uz-manlar, gerçek nüfus kayıplarının yanı sıra doğmamış be-beklerle ilgili olarak yaşanan demografik kaybın da altını çizerler. Erkeklerin kaybından dolayı toplumda erkek ile kadın nüfusu arasında büyük bir dengesizlik oluştu ve bu husus olumsuz demografik ve toplumsal etkiler yarattı.50 c- Savaş yıllarında kırsal kesim sosyo-ekonomik açıdan 49 Monguş Bayır-Ool, “Hronika Vhojdeniya Tuvı v Sostav SSSR”, Tuvinskaya Pravda,

25.09.2014. http://tuvapravda.ru/?q=content/vossoedinenie

50 A. Repinetskiy, “Demografiçeskaya Situatsiya v Rossii v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı (1941-1945 gg.)”, s. 285-287.

büyük zarara uğradı. Savunma sanayisinin ön plana çık-tığı ve kırsal kesimin ihtiyaçlarının göz ardı edildiği savaş ekonomisi şartlarında köyler sürekli kan kaybetti. Tarım ve hayvancılık sektörleri, ciddi boyutlarda uzman kadro, işgücü ve iş hayvanı kaybına uğradı, teknik donanım ve üretim verimliliği açısından geriledi.51 Savaş sonrası yıl-larda ekonomiyi yeniden kurma çalışmaları sırasında da Sovyet Devleti ağır sanayi gelişimine öncelik tanıyan ve kırsal kesim üzerinde büyük baskı kuran tutumunu de-vam ettirdi. Bu durumun hem kısa hem uzun vadede köy-ler üzerinde çok ağır olumsuz etkiköy-leri oldu.52

Savaş dönemindeki gelişmelerin Sibirya için bazı olumlu getirileri de oldu.

a- Batı bölgelerinden nakledilen sanayi tesisleri ve uzman işgücü kadrosu sayesinde Sibirya’da çeşitli sanayi dalla-rında önemli atılımlar gerçekleşti. Birçok yeni fabrika ve tesis kuruldu. Bunların çoğu savaştan sonra da çalışmaya devam etti. Gelen uzman işgücünün bir kısmı Sibirya’da kalarak bu bölgenin kalkınmasına katkıda bulundu.53 b- Nakledilen sanayi tesislerinin verimli çalışmasını sağla-mak üzere Sibirya’da birçok altyapı çalışması yapıldı. Ör-neğin, Yakut Özerk Bölgesi’nde havalimanları ve bölgeyi Trans Sibirya Demiryolu hattına bağlayan kara yolları ya-pıldı. Bu altyapı bölgenin bundan sonraki gelişmesinde önemli rol oynadı.

c- Batıdan tahliye edilen bilimsel kurum, yüksek okul ve kültürel kuruluşlar, doğudaki bilim, eğitim ve kültür haya-tının canlanmasında önemli rol oynadı. Bu kuruluşlar, böl-gesel tarihin ve kültürel değerlerin araştırılmasına önemli katkıda bulundu. Savaştan sonra bu kurumlar eski yerleri-ne geri taşınsa bile geride bıraktıkları altyapının temelinde yerel kuruluşlar (örneğin, SSCB Bilimler Akademisi’nin ve yüksek okulların yerel şubeleri54) çalışmaya devam etti. d- Savaş döneminde Sovyet ülkesinin batısı ile doğusu arasında kurulan sıkı ilişkiler, Sibirya’nın Sovyetler Birli-ği’nin diğer bölgeleri ile daha yakın temaslar kurmasına ve Sibirya’daki yerli toplulukların dış dünya ile tanışmasına vesile oldu.

51 Bkz. V. Peçerskiy, Selskoe Hozyastvo Hakasii v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı, Brigantina, Abakan 2014.

52 A. Danilov- L. Kosulina, İstoriya Gosudarstva i Narodov Rossii: XX Vek, II, s. 48-50. 53 A. Danilov- L. Kosulina, İstoriya Gosudarstva i Narodov Rossii: XX Vek, II, s. 31. 54 A. Danilov- L. Kosulina, İstoriya Gosudarstva i Narodov Rossii: XX Vek, II, s. 50.

Kaynakça

Akimov, A., Yakutiya: Vo İmya Velikoy Pobedı (1941-1945), Yakuts-koe Knijnoe İzdatelstvo, Yakutsk 2005.

Altay Cumhuriyeti resmî internet sayfası: http://xn--80aa1ag9a.xn--p1ai/about-the-region/history/

Altay Krayı’nın resmî internet sayfası: http://www.altairegion22.ru/ territory/remember/65viktory/270210/

“Altayskiy Kray v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı”, Altayskie

Novosti, 3 Aralık 2014.

http://amic-polit.ru/altayskiy-kray-v-god-yi-velikoy-otechestvennoy-voynyi

Arançın, Y. - Mollerov, N., “K 60-Letiü Velikoy Pobedı. Vklad Tuvı”, Novıe İssledovaniya Tuvı, 27 Ocak 2010, http://www.tuva. asia/news/tuva/1262-tuv-vklad-v-pobedu.html

Baliev, A., “Mal Soüznik da Dorog: Poçemu Zamalçivalsya Vklad Tuvı v Razgrom Faşizma”, Stoletie, 12 Mayıs 2010, http://www.sto-letie.ru/territoriya_istorii/mal_sojuznik_da_dorog_2010-05-12. htm

Bayır-Ool, Monguş, “Hronika Vhojdeniya Tuvı v Sostav SSSR”,

Tuvinskaya Pravda, 25.09.2014, http://tuvapravda.ru/?q=content/

vossoedinenie

Çebodaev, P., Voennıy Vklad Hakasii v Pobedu v Velikoy

Oteçestven-noy Voyne 1941-1945 gg., OOO Kooperativ “Jurnalist”, Abakan

2005.

Çevalkova, V. “Vklad Gornogo Altaya v Pobedu v Velikoy Oteçest-vennoy Voyne”, Velikaya Oteçestvennaya Voyna v Kontekste Razvitiya

Sovremennogo Rossiyskogo Obşestva: Materialı Mejssuzovskoy Nauç-no-Praktiçeskoy Konferentsii, RİO GAGU, Gorno-Altaysk 2010, s.

10-11.

Danilov, A. - Kosulina, L., İstoriya Gosudarstva i Narodov Rossii: XX

Vek, II, Drofa, Moskva 2006.

Demografiçeskiy Ejegodnik Rossii, 2015 g. Prilojenie k Sborniku.

http://www.gks.ru/wps/wcm/connect/rosstat_main/rosstat/ru/sta-tistics/publications/catalog/doc_1137674209312

Entsiklopediya Yakutii, Yakutskaya Entsiklopediya, Moskva 2000.

Faizrakhmanov, G., “Colonisation of West Siberia”, Tatar History

and Civilisation, ed. by D. İshakov S. Ünay, IRCICA, Istanbul

2010, p. 191-208.

“Gorno-Altayskaya Avtonomnaya Oblast”, Bolşaya Sovetskaya

Entsiklopediya, Sovetskaya Entsiklopediya, Moskva 1969-1978,

http://enc-dic.com/enc_sovet/Gorno-altaskaja-avtonomnaja-ob-last-10187.html

Hakas Cumhuriyeti resmî internet sayfası. http://www.r-19.ru/ about-khakasia/history/

İshakov, D. - Tıçinskih, Z., “Formirovanie Politiki Upravleniya Si-birskimi Tatarami i Sibiryu v Kontse XVI-XVII vv.”, İstoriya Tatar

s Drevneyşih Vremen, V, Tataristan Cumhuriyeti Bilimler Akademisi

Ş. Mercani Tarih Enstitüsü Yayınları, Kazan 2014, s. 202-214. İshakov, D. - Tıçinskih, Z., “Pokorenie Sibirskogo Hanstva i Naçalo Kolonizatsii Sibiri”, İstoriya Tatar s Drevneyşih Vremen, V, Tataristan Cumhuriyeti Bilimler Akademisi Ş. Mercani Tarih Enstitüsü Yayın-ları, Kazan 2014, s. 120-140.

“Kabinetskie Zemli”, Bolşaya Sovetskaya Entsiklopediya, http://enc-dic.com/enc_sovet/Kabinetskie-zemli-21466.html

Kiskorov, N., Kniga Pamyati Şorskogo Naroda: 1941-1945, Primula, Kemerovo 2015.

Minaev, A., “Tuva Dalekaya i Blizkaya”, Krasnaya Zvezda, 14 Ekim 2009. http://old.redstar.ru/2009/10/14_10/2_05.html

Mollerov, N., “Protektorat Rossii Nad Tuvoy v 1914-1924 gg. (İs-toriko-Pravovoy Aspekt)”, Novıe İssledovaniya Tuvı, No. 3, 2014. http://www.tuva.asia/journal/issue_23/7321-mollerov.html Monguş, M. V., İstoriya Buddizma v Tuve, Nauka, Novosibirsk 2001. http://www.tyvanet.com/modules.php?name=Pages&go=pa-ge&pid=59

Narodı SSSR v Velikoy Oteçestvennoy Voyne. http://www.ethnoinfo.

ru/narody-sssr-v-vojne/314-stati

Orışak, M.,Vsya İstoriya: Kratkiy Spravoçnik Şkolnika, Olimp-AST, Moskva 2001.

Peçerskiy, V. “Trudovıe Podvigi Krestyan Hakasii v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı”, Hakasiya v Godı Velikoy Oteçestvennoy:

Boe-voy i TrudoBoe-voy Podvig, Rosa, Abakan 2000, s. 82-86.

Peçerskiy, V., Selskoe Hozyastvo Hakasii v Godı Velikoy Oteçestvennoy

Voynı, Brigantina, Abakan 2014.

Petrov, D., Yakutyane na Frontah Velikoy Oteçestvennoy Voynı

Sovets-kogo Soüza, Yakutknigoizdat, Yakutsk 1965.

Remnev, A., “Rossiya i Sibir v Menyaüşemsya Prostranstve İmperii, XIX - Naçalo XX Veka”, Rossiyskaya İmperiya v Sravnitelnoy

Perspek-tive, haz. A. Miller, Novoe İzdatelstvo, Moskva 2004, s. 286-319.

Repinetskiy, A., “Demografiçeskaya Situatsiya v Rossii v Godı Ve-likoy Oteçestvennoy Voynı (1941-1945 gg.)”, İzvestiya Samarskogo

Nauçnogo Tsentra RAN, VII/2, 2005, s. 279-288.

Rusya Federasyonu 2002 nüfus sayımı resmî internet sayfası: http:// www.perepis2002.ru/index.html?id=17

Rusya Federasyonu 2010 nüfus sayımı resmî internet sayfası: http://www.gks.ru/free_doc/new_site/perepis2010/croc/perepis_ itogi1612.htm

Safonova, T., “Priem i Razmeşenie Evakuirovannogo Naseleniya v Zapadnoy Sibiri v 1941-1942 Godah”, Vestnik Tomskogo

Pedagogi-çeskogo Universiteta, No. 4, 2000, s. 122-125.

Serazetdinov, B., “Voennaya Ekonomika Zapadnoy Sibiri i Yeyo Vklad v Delo Pobedı v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı”, Trudı

İnstituta Rossiyskoy İstorii, No. 10, İnstitut Rossiyskoy İstorii RAN,

Moskva 2012, s. 177-203.

“Sibir’”, Bolşaya Sovetskaya Entsiklopediya, Sovetskaya Entsiklo-pediya, Moskva 1969-1978. http://enc-dic.com/enc_sovet/Si-bir-81323/

Snegireva, L. “Evakuatsiya Grajdanskogo Naseleniya v Zapadnuü Sibir v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı v Trudah İssledovateley Regiona”, Vestnik Tomskogo Gosudarstvennogo Pedagogiçeskogo

Uni-versiteta, No. 9, 2010, s. 103-107.

Şevçenko, V. - Tsarev, M., “Jilişno-Bıtovoe Polojenie Raboçih Obo-ronnoy Promışlennosti Sibiri v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voy-nı”, İzvestiya Çelyabinskogo Nauçnogo Tsentra, No. 2 (44), 2009, s. 34-39.

Tişkov, V. A. - Juravskiy, A. V. - Kazmina, O. Y., Narodı Rossii: Atlas

Kultur i Religiy, İPTs “Dizayn. İnformatsiya. Kartografiya”, Moskva

2008.

Yefimova, V., “İ Vernulis Domoy s Pobedoy”, Yakutskiy Arhiv, No. 1 (16), 2005, s. 35.

Zıkova, T. “Hakasiya i Abakan Vo Vremya Voynı”, Novosti

Prof. Dr. Ufuk TAVKUL*

II. Dünya Savaşı 1939 yılında başladığında birbirlerini müttefik ilan eden Adolf Hitler ile İosif Stalin’in dostluğu 1941 yılında Alman ordularının Sovyetler Birliği toprak-larına girmesiyle sona erdi. Savaşın en önemli sebeplerin-den biri, Hitler’in Kafkas Ötesi’ndeki Bakü petrollerine, dolayısıyla kendisine yakıt sağlayacak enerji kaynaklarına ulaşma isteğiydi. Enerji kaynaklarına uzanan bu uzun ve tehlikeli yol ise kuzeydeki Kafkasya topraklarından geçi-yordu.

Aslında Naziler çok daha önce Kafkasyalı aydınlarla çeşit-li içeşit-lişkiler kurmuşlardı. Bolşevik İhtilaçeşit-li sonrasında Avru-pa’ya sürülen ya da kaçmak zorunda kalan çeşitli Kafkasya halklarına mensup aydınlar 1923 yılında Prag’da Kafkasya Dağlıları Birliği adlı bir örgüt kurdular ve Kafkasya Dağlı-ları adlı bir dergi yayımlamaya başlayarak bu çatı altında birleştiler. Bu oluşum 1926 yılında Varşova’da Kafkasya Dağlıları Halk Partisi adıyla organize oldu ve Kafkas-ya’nın bağımsızlığını ve Bolşevizm ile mücadeleyi hedef seçti.1 1933 yılında Hitler’in Almanya’da iktidarı ele ge-çirmesiyle birlikte sürgündeki Kafkasyalı aydınların yayın ve faaliyetlerinde bir artış görüldü. Kafkasya Dağlıları Bir-liği’nden ayrılarak Paris’te Kavkaz (Kafkas) adlı bir dergi çıkarmaya başlayan Dağıstanlı Haydar Bammat, 1937 yılında dergisini Berlin’e taşıdı. Alman basını sürgündeki Kafkasyalı aydınların bu faaliyetlerine olağanüstü bir ilgi gösteriyordu. 13 Nisan 1938 tarihli Deutsche Allgemeine Zeitung gazetesi Kafkas dergisinin Almanca nüshası Der Kaukasus için şu ifadeleri kaleme alıyordu: “Bolşevizm ile mücadeleyle bağlantılı olarak Kafkasya meselesi - Kafkas halklarının bağımsız bir federal devlet kurma hayali - çok * Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve

Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi

1 Cem Kumuk, Kafkasya Aydınlık Günlerini Arıyor. Neredesin Prometheus?, Alfa Yayınları, İstanbul 2004, s. 183.

önemli bir hale gelmiştir. Siyasî hürriyetine kavuş-mak isteyen bu eski kültü-rün amacının meşruiyeti-ni bilen herkes gibi dergiyi yayımlayan grup da taşı-dıkları sorumluluğun bi-lincinde, çözümü zor olan bu konularda mücadele etmektedir.”2

1941 yılında Kafkasya’ya sızma faaliyetlerini yoğunlaştıran Almanlar, öncelikle bu görevi kabul eden Kafkas kökenli Sovyet savaş esirlerini sabotaj ve casusluk konusunda eği-terek, Sovyet cephe hattı gerisindeki görevlere hazırladılar. 2 Cem Kumuk, a.g.e., s. 209.

1939’da müttefik olan Hitler ve Stalin 1941’de karşı cephelerde yer aldı.

1941 Ekim’inde “Kuzey Kafkasya Özel Komandosu-Şa-mil” adında bir harekât planlandı. 150 kadar Kafkasyalı on ay süreyle bütün yer altı faaliyetleri için eğitildiler. Üç gruba ayrılan komandolardan ilki Temmuz 1942’de silah ve patlayıcı maddelerle birlikte paraşütle Adige Özerk Böl-gesi’nin başkenti Maykop civarına indirildiler. Bu grubun görevi bir taraftan köprü ve demiryollarını havaya patlat-mak, diğer taraftan Sovyetlerin petrol tesislerini havaya uçurmalarını önlemekti. Almanların bu bölgeyi işgalinden sonra bu harekâta katılanlardan 29’u geri döndü. 30 kişi-lik ikinci bir grup 1942 Ağustos’unda Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Grozni’nin 40 kilometre güne-yine indi. Görevleri ilk grubun görevlerine benziyordu, yalnız onlara ek olarak yerel asi grupları ile temas kurma-ları emredilmişti. Bu harekâtın mensupkurma-ları görevlerini ye-rine getiremediler ve birçoğu Sovyetler tarafından öldürül-dü. 40 Dağıstanlıdan oluşan üçüncü grup ise Almanların Kafkasya’dan geri çekilmeleri üzerine göreve başlayamadı.3 3 Patrik von zur Mühlen, Gamalıhaç ile Kızılyıldız Arasında: İkinci Dünya Savaşında

Sovyet Doğu Halklarının Milliyetçiliği, çev. Eşref Bengi Özbilen, Mavi Yayınları,

Ankara 1984, s. 176.

Almanların 1941 yılında Sovyetlere saldırdıkları sırada, Kaf-kasya’da yaşamakta olan Karaçay-Malkar halkı da Almanlara karşı sempati beslemeye başladı. Bu durumu değerlendiren Sovyet istihbaratı, Sovyet ordusunda görevli Karaçay-Mal-karlı subay ve askerleri “güvenilemeyecek düşman unsurlar” sayarak cepheden alıp, Ural bölgesindeki kömür ocaklarına sürdü. Sovyetlerin bu davranışı karşısında bir Karaçay süva-ri alayı silahları ile dağa çıktı.4 Böylece Almanlar henüz Kaf-kasya’yı işgal etmeden ve hiç haberleri olmadan Kafkasya’da bir müttefik halk kazanmış oluyorlardı.5

Hitler, 23 Temmuz 1942 tarihli 45 No’lu “Komutana Özel” gizli direktifinde, A Ordular Grubu’na Karade-niz’in doğu kıyılarını ele geçirme emrini verdi. Geride kalan bütün dağ ve avcı tümenlerinden ise Kuban Irma-ğı’nı geçerek Maykop ve Armavir’i ele geçirmeleri istendi. Gönderilecek dağ birlikleriyle takviye edilecek olan bu gruba Kafkasya’nın batı kısmına yapacağı ileri harekâtta, geçilebilir bütün dağ geçitlerinin alınarak 11. Ordu bir-likleriyle işbirliği hâlinde Karadeniz kıyılarının ele geçi-rilmesi emredildi. Çevik birliklerden oluşturulacak diğer bir kuvvet grubunun Doğu Kafkaslar’da Grozni bölgesini elde etmesi ve tâli kuvvetlerle Oset ve Gürcü Askerî Yo-lu’nu mümkün olduğunca geçitlerin bulunduğu yüksek-liklerde kapatması istendi.6

Almanlar öncelikle Sovyetlerin tehdidi altındaki bölgeler-de söktükleri veya tahrip ettikleri Kafkasya petrol tesisle-rine zarara uğramadan el koymak istiyorlardı.7 Hitler’in bu konudaki direktifleri de bu görüşü doğrulamaktadır. Hitler şunları söylemekteydi: “Müteakip savaş sevk ve ida-resi için Kafkas petrol üretiminin kesin önemi vardır. Bu sebeple hava taarruzları bu bölgedeki üretim merkezleri ile büyük yakıt depolarına ve ancak kara ordusu harekâtı mut-lak gerektiriyorsa, Karadeniz kıyısındaki aktarma limanla-rına karşı yapılmalıdır. Fakat düşmanın Kafkasya’dan petrol naklini en çabuk olarak önlemek üzere, bu iş için kullanılan demiryollarının ve petrol boru hatlarının erkenden kesilme-sinin ve Hazar Denizi’ndeki deniz ulaşımının taciz edilme-sinin özel önemi vardır.”8

4 Ufuk Tavkul, Kafkasya Dağlılarında Hayat ve Kültür. Karaçay-Malkar Türklerinde

Sosyo-Ekonomik Yapı ve Değişme, Ötüken Yayınları, İstanbul 1993, s. 48.

5 Mahmut Aslanbek, Karaçay ve Malkar Türklerinin Faciası, Ankara 1952, s. 55. 6 Hans-Adolf Jacobsen, 1939-1945 Kronoloji ve Belgelerle II. Dünya Savaşı, Genel

Kurmay Başkanlığı Yayınları, Ankara 1989, s. 448. 7 Patrik von zur Mühlen, a.g.e.,169.

8 Hans-Adolf Jacobsen, a.g.e., s. 459.

Kafkas halklarının pek çoğu, kökü yüzyıllar öncesine da-yanan Rus aleyhtarı samimi duygular taşıyorlardı. Fakat Sovyetler Birliği’nin bu bölgeler hakkındaki politikasının tersine, Nazi yöneticileri Kafkas Ötesi’ndeki Bakü’nün önemli petrol üretimi dışında Kafkasya’da ekonomik açı-dan sömürülecek çok az şeyi olduğunu düşünüyordu. Nazilerin ırkçı yaklaşımına göre, Kafkasya ve Kafkas Öte-si’nde yaşayan halklar arasında Ermenilerin dışında ka-lan bütün Kafkas ve Kafkas Ötesi9 halkları, Nazi ideoloji planlayıcıları tarafından ırk olarak Slavlardan üstün kabul ediliyor ve onların içinde de Gürcüler en üstün ırk olarak değerlendiriliyordu.10

Almanların Kafkasya politikasını iki faktör etkiliyordu. Birincisi, Kafkaslar’daki Türk kökenli halkların koruyu-cusu olarak görülen Türkiye’yi kendine bağlama ihtiyacı idi. İkincisi, Kafkaslar’daki idarî yetkinin hiçbir zaman yerel sivil kontrolüne geçmemiş, fakat Wehrmacht’ın11 yetkisinde olmasıdır. Ayrıca Kafkaslar’daki önemli Alman 9 Kafkas halkları: Abhazlar, Adigeler (Çerkesler), Karaçay-Malkarlılar, Osetler,

Çeçen-İnguşlar ve Dağıstanlılar. Kafkas Ötesi halkları: Gürcüler, Ermeniler ve Azerbaycan Türkleri.

10 Alexander R. Alexiev, “Soviet Nationalities Under Attack: The World War II Experience”, Soviet Nationalities in Strategic Perspective, ed. by S. Enders Wimbush, Croom Helm, London 1985, p. 67.

11 Wehrmacht: “Savunma Gücü” anlamına gelen ve 1935’te kara, deniz ve hava silahlı kuvvetleri için kullanılan Almanca kelime. Doğrudan doğruya Hitler’in emri altına verilen Wehrmacht komutanlığı 1938’de kuruldu. Bkz. Meydan Larousse, XII, s. 653.

casusları Sovyet halklarına en iyi yaklaşma yolunun onla-rın Alman savaş gayelerini desteklemeleri yolunda teşvik edilmeleri olduğuna inanıyorlardı. Kafkaslar’daki Alman birliklerine aşağı ırklar ve üstün arî ırklar konularındaki ağır ırkçı propagandalardan kaçınmaları bildirilmişti.12 Wehrmacht’ın direktifleri Alman ordusunun Kafkas-yalıları kendi tarafına çekme konusundaki kararlılığını göstermektedir. Örneğin, 1942 yılının Temmuz ayında Alman ordusunun A Grubu komutanı Mareşal von List aşağıdaki emirleri yayınladı:

1-Kafkasya halklarına, Alman aleyhtarı davranışlar içine girmedikleri sürece dost milletler olarak davranılmalıdır. 2-Dağlıların (Kafkasyalıların) kolektif sistemi kaldırma is-tekleri hiçbir şekilde engellenmemelidir.

3-İbadethanelerin yeniden açılmasına ve dinî âdet ve gele-neklerin uygulanmasına izin verilecektir.

4-Özel mülkiyete saygı gösterilecek, ihtiyaç maddelerinin karşılığı ödenecektir.

5-Örnek alınacak davranışlarla yerli halkın güveni kazanı-lacaktır. Askerî yönden kontrolü zor olan dağlık bölgelerde yerli halkla işbirliği büyük önem taşımaktadır ve Alman