• Sonuç bulunamadı

Dünya Savaşı’nın Etkisine Özbek Kültürünün Cevabı

Kırgızistanlıların II. Dünya Savaşı’ndaki Kahramanlıklar

II. Dünya Savaşı’nın Etkisine Özbek Kültürünün Cevabı

II. Dünya Savaşı SSCB geneli ve Orta Asya’daki diğer cum-huriyetlerde olduğu gibi Özbekistan’da da çeşitli alanlarda etki yarattı. Hem savaşın kendisi hem de Moskova’nın politikaları başlıca neden olarak gösterilebilir. Dolayısıy-la, SSCB’nin adı geçen dönemde uyguladığı iç politika da konumuz açısından büyük bir önem arz etmektedir. Bu noktada en dikkat çekici hususlardan biri “Sovyet İnsa-nı”nın (Homo Sovieticus)33 yaratılması siyaseti ve hedefi-dir. Örneğin, Stalin döneminde “Sovyet insanını” yaratma projesi olduğu ifade edilebilmektedir.34 Hans Kohn gibi bazı araştırmacılar II. Dünya Savaşı’nda SSCB’nin Pans-lavist politika izlediğini kaydetmektedir.35 Diğer taraftan SSCB’nin milletlerini tek bir kültürel çatı altında birleş-tirme hedefi ülke tarihinin farklı döneminde benimsen-di. II. Dünya Savaşı arifesi de bu tip politikaların kısa süreli uygulandığı bir evre olarak değerlendirilmektedir.36 SSCB’nin Panslavist siyaseti ve Sovyet insanı gibi hedefle-ri, bu cumhuriyetlerin II. Dünya Savaşı boyunca tavrını ve hatta sonrasını etkiledi.37 Bu noktada, II. Dünya Savaşı 32 R. Aminova - M. Ahunova, a.g.e., s. 81.

33 Bu konu için bkz. Yuri Levada, “Homo Sovieticus: Limits of Self-Identification”,

Russia In Global Affairs, vol. 3, No. 2, April-June 2005, p. 60-70; Sheila Fıtzpatrick, Everyday Stalinism Ordinary Life in Extraordinary Times: Soviet Russia in the 1930s,

Oxford University Press, Oxford 2000.

34 Hasan Aksakal, “Stalin ve İkinci Dünya Savaşı Bağlamında Milliyetler Politikası”,

Karadeniz Araştırmaları, VI/21, Bahar 2009, s. 23.

35 Hans Kohn, “Pan-Slavism and the World War II”, The American Political Science

Review, vol. 46, No. 3, September 1952, p. 708.

36 F. Karabulut, “İktidar ve Meşrulaştırma Mücadelesinin Odağı Orta Asya: Sovyetlerin Dil ve Eğitim Politikaları”, Bilig, No. 50 (2009), s. 91, dipnot 12.

37 Savaş, iç politikada bir meşrulaştırma aracı olarak görüldü ve etkin bir şekilde tek taraflı olarak Sovyet propagandasında kullanıldı. Öyle ki, Sovyet resmî tarihinde II. Dünya Savaşı’nın anlatımıyla yerli halkta yarattığı etki farklıdır. Bkz. F. Karabulut,

sonrasında Ruslaştırma giderek öne çıktı ve önem kazandı. Örneğin Stalin yaptığı bir konuşmasında Rusların savaşta daha fazla rol ve sorumluluk aldığını ileri sürdü.38 Başka bir deyişle II. Dünya Savaşı’nın bir diğer önemi Stalin’in Sovyet “milletleri” arasından Rusları öne çıkarmasıydı.39 Özbekler de savaş boyunca birtakım faaliyetleri ile Sov-yet tarihini ve siyasetini etkilediler. Moskova ve Taşkent arasındaki bu karşılıklı etkileşim kültür, eğitim ve bilim alanlarında öne çıktı.40 Savaş, Sovyetlerin gösterdiği kah-ramanlık, Faşizm’in Komünizm ile ortadan kalkacağı al-gısı ve enternasyonalizm, Özbek kimliğinin şekillenme-sinde etkili olan faktörlerdi. Özbek erkeklerinin cephede olmaları ve diğer askerlerle iletişimleri bu alanda etkiliydi. Diğer taraftan Özbek askerlerinin savaşa katılımı, Orta Asya’nın Slav kökenli olmayan dillerinin öğrenimini Sov-yetlerin gündemine getirdi.

Orta Asya kimliği ve Sovyetin simgeleştiği Rus kimliği arasındaki denklemin uzun zamandır öğesi olan etnik-dil-din-kimlik politikaları, II. Dünya Savaşı döneminde de kullanıldı. Fakat A. Yaman’a göre eskiden uygulan-makta olan politikalarda değişiklik yapıldı ve yumuşama-ya gidildi.41 Rusçanın ve Rus kültürünün dışındaki dil ve kültürlerin tanınması bu noktada önem arz etmektedir. Adı geçen dönemde SSCB, İslam ile ilgili konularda daha yumuşak bir siyaset izledi. II. Dünya Savaşı ve bu bağ-38 F. Karabulut, a.g.e., s. 68.

39 F. Karabulut, a.g.e., s. 68.

40 T. Dadabaev, “Recollections of Emerging Hybrid Ethnic Identities in Soviet Central Asia: the case of Uzbekistan”, Nationalist Papers, vol. 41, No. 6, 2013, p. 1034. 41 A. Yaman, “Sovyet Sonrası Dönemde Orta Asya’da Din ve Siyaset Üzerine Genel Bir

Değerlendirme”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli, No. 48, 2008, s. 62.

lamda uygulanan politikalar çerçevesinde Özbekistan, din konusunda öne çıktı. Örneğin az sayıda olsa da cami ve kilise açıldı. Oysa 1920’li yıllarda Özbekistan’da bulunan camilerin çoğu kapatılmıştı.42 Kayıtlı din adamları devle-tin tanıdığı, çizdiği sınırlar çerçevesinde ibadet edebildi.43 Sovyet Müslümanlarının desteğinin alınması istendi.44 Bu çerçevede Sovyet yönetiminin Orta Asya halkı ile ilişkile-rini değerlendirmede, çerçevesini çizmede Orta Asya ve Kazakistan Müslümanları Dini Yönetimi’nin kurulma-sına dikkat çekildi.45 Dört dinî yönetim birimi kuruldu; Orta Asya’daki oluşum ise en güçlüsü olarak nitelendiril-di.46 1943’te Taşkent’te kurulan yönetimin başında müftü vardı. Nispeten önemli göreve sahipti; örneğin “bütün SSCB Müslümanları adına resmen konuşmaya” salt ken-disi çağrılmakta idi.47

Özbekistan ve özellikle de Buhara ile Taşkent, din adam-larının yetiştirilmesinde de ön plandaydı. Buhara’da Mir-i Arab Medresesi, Taşkent’te ise İmam Buharî Enstitüsü bu-lunuyordu.48 II. Dünya Savaşı esnasında yukarıda adı ge-çen Dinî Yönetim’in kurulması “teoloji alanında tartışma-ların sınırlı ölçüde” de olsa yapılmasına olanak sağladı.49 Böylelikle Sovyetlerin dinî özgürlük yanlısı olduğu tezi 42 E. Karagiannis, “Political Islam in the Former Soviet Union: Uzbekistan and

Azerbai-jan Compared”, Dynamics of Asymmetric Conflict, vol. 3, No. 1, March 2010, p. 49. 43 E. S. Simpson, “Islam in Uzbekistan: Why Freedom of Religion is Fundamental for Peace and Stability in the Region”, Journal of Arabic and Islamic Studies 2, (1998/99), p. 115.

44 M. Dickens, The Uzbeks, 1990, p. 12 45 E. Karagiannis, a.g.e., s. 50. 46 A. Yaman, a.g.e., s. 62. 47 A. Yaman, a.g.e., s. 62. 48 A. Yaman, a.g.e., s. 62.

49 M. B. Olcott - D. Ziyaeva, “Islam in Uzbekistan: Religious Education and State Ideology”, Carnegie Papers, No. 91, July 2008, p. 5.

Orta Asya ile ilişkilerinde kullanılabildi.50 Diğer taraftan R. Sartori’ye göre, II. Dünya Savaşı’na yönelik Müslüman kesimin desteğinin sağlanmasından daha çok, ulema ve Orta Asya cumhuriyetleri arasındaki işbirliğinin arttırıl-ması hedeflendi.51

II. Dünya Savaşı’nın kültüre etkisinin bir diğer göstergesi de savaş nedeniyle SSCB’nin farklı bölgelerinden yerleşim-cilerin Taşkent gibi Özbekistan’ın çeşitli kentlerine gelme-siydi. Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkezî Komitesi batıda yaşayan halkın büyük bir kısmını doğuya, özellikle Orta Asya Türk cumhuriyetlerine göç etmeye zorladı. Öz-bekistan’a gelenler farklı bir etnik tablo oluşturdu. Çeşit-li etnik gruplardan çok sayıda çocuk ülkeye geldi. Rus ve Ukrain işçiler, mühendisler ve sanatçılar yerleşti.52 Alman işgali altında bulunan bölgelerdeki Aşkenazi Yahudileri’n-den de Özbekistan’a gelenler oldu. Hatta Özbek SSC’deki Yahudi nüfusunda bir artış yaşandı. 1926’da 38.200 olan Yahudi nüfusu 1959’da yaklaşık 94.300’e yükseldi.53 Bu noktada Özbek halkının, Nazi işgalinden kaçan yerleşim-cileri misafirperverlikle karşılayarak destek olmaya çalış-tıklarının belirtilmesi gereklidir. Buhara ve Surhandarya

50 A. Yaman, a.g.e., s.62.

51 P. Sartorı, “Towards a History of the Muslims’ Soviet Union: A View From Central Asia”, Die Welt Des Muslims, No. 50, 2010, p. 334.

52 A. Aman, Population Migration in Uzbekistan (1989-1998), Taşkent 1999, p. 7. 53 “History of the Uzbekistan Jewish Community”, http://eajc.org/page277, Son erişim

Tarihi: 14 Ekim 2015.

illerinde yaşayan Özbekler, kimsesiz kalan çocuklar için 350 ton gıda ile yaklaşık 6.000 koyun teslim ettiler.54 1941 yılının Kasım ayı ile 1942 yılının Ekim ayı arasında farklı etnik kökenden yaklaşık 43.000 çocuk, SSCB’nin batıdaki ülkelerinden Özbekistan’a geldi.1941-1945 arasında fark-lı etnik unsurlardan 200.000 çocuk iskân ettirildi. Özbek aile ve esirgeme kurumlarına çocukların bakım sorumlu-luğu verildi. Örneğin Şaahmed Şamahmudov’un ailesi 14 çocuğu himayesine aldı. Bunun yanında özellikle anne ve babasını kaybeden çocuklar için Özbekistan Devlet Sa-vunma Komitesi çocuk evlerinin kurulmasını teşvik etti. 1941 sonuna doğru çocuk evlerinin sayısında % 50, çocuk bakıcılarının sayısında ise % 80 oranında artış sağlandı. Farklı etnik gruplardan olan sığınmacıların/yerleşimcile-rin bölgede yaşamaları kendi kültürlesığınmacıların/yerleşimcile-rini görünür kıldı.55 Sovyetlerin önemli sanatçılarının gerek savaş boyunca ge-rekse sonrasında bölgede kalması da önem arz etti. Örne-ğin koreografi okulları ve tiyatrolar açıldı, böylelikle cum-huriyette Rus kültürünün etkisi arttı.56 Savaş gibi trajik bir olay, kültürün değişmesine ve kültürün siyasî amaçlara hizmet etmesine yol açtı. II. Dünya Savaşı’nda ise

propa-54 R. Aminova - M. Ahunova, a.g.e., s. 87.

55 L. L. Adams, “Modernity, Postcolonialism and Theatrical Form in Uzbekistan”, Slavic

Review, vol. 64, Summer 2005, p. 340.

56 L. L. Adams, a.g.e., s. 340.

ganda amaçlı olarak Özbek kültürü ile Sovyet kültürü har-manlanıp savaş için meşrulaştırma aracı olarak kullanıldı. Cepheye yönelik faaliyetler arasında özellikle mektupların gönderilmesi öne çıktı. Özbekistan Devlet Savunma Ko-mitesi, Sovyetler Birliği’nin en etkili gazetesi Pravda’da yazışmaları sürekli Özbekçe ve Rusça yayımladı ve gazete-nin cepheye ulaştırılması sağlandı. Özbekistan Devlet Sa-vunma Komitesi’nin inisiyatifleriyle 31 Ekim 1942 tarihli Pravda gazetesinde 2.412 Özbek ebeveynin imzasını taşı-yan ve cephedeki çocuklara gönderilen Özbekçe mesajları içeren yazılardan örnek verilebilir: “Bütün gücünüzle ülke-mizin toprak bütünlüğünü korumak için savaşmaya devam ediniz… Siz ülkenin koruyucularısınız… Biz Sizlere sesle-niyoruz: düşmanı durdurun ve geri çekilmesini sağlayın.”57 Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkezî Komitesi, halkın savaşa katılımını arttırmak amacıyla Özbek bilim adamlarından da etkin bir şekilde yararlandı. Savaşın baş-langıcında aralarında B. V. Struve, V. D. Grekov, E. Ber-tels, V. F. Şişmarev, A. Yakubovski, A. A. Mihailov gibi isimlerin bulunduğu SSCB Bilimler Akademisi’ne üye bi-lim adamları Özbekistan’a gönderildi. Bahse konu isimler hem buradaki akademisyenler ile işbirliği içerisinde eğitim alanında çalıştı hem de Özbekistan’ın çeşitli bölgelerini dolaşarak Nazi Almanyası’na karşı mücadeleyi teşvik eden bilimsel toplantılar düzenledi. Savaşın ilk beş ayında yak-laşık 60.000 bilim adamı tarafından toplamda 200.000 kişinin katıldığı propaganda amaçlı toplantılar yapıldı. Gerek Özbeklerin inisiyatifi ile gerekse Moskova’nın karar-ları ile kültür-propaganda ilişkisi kurumsallaşmaya başladı. 29 Kasım 1941 tarihinde Özbekistan’da Bilimsel, Teknik ve Mühendislik Toplumu kuruldu. 4 Kasım 1943 tarihin-de ise SSCB Halklar Komiseri Sovyeti, Özbekistan’da Bi-limler Akademisi’nin kurulmasına karar verdi. Komünist Partisi’nin propaganda görevini üstlenen58 Akademi’nin ilk başkanı olarak Prof. Dr. T. N. Karı-Niyazov seçildi. 1944 itibarıyla ülkedeki en büyük bilim merkezi oldu. Akade-mi kendi bünyesinde 23 bilimsel araştırma merkezini, 11 bilimsel-araştırma enstitüsünü, iki observatuarı, sismik is-tasyonu, iki müze ve botanik bahçesini barındırmaktaydı. 20 profesör, 1.265 öğretmen, onların içinde 226 doktora 57 E. Voskoboynikov, a.g.e., s. 24.

58 B. Lunin, İz İstorii Sovetskogo Uzbekistana, Taşkent 1965, s. 130.

ünvanına sahip isim çeşitli çalışmalar yürüttü. Özbekistan Bilimler Akademisi, bir yıl içerisinde Özbekistan’ın çeşit-li bölgelerinde halkın Almanya’ya karşı mücadele gücünü arttırmayı hedefleyen toplam 330 toplantı düzenledi.59 Buna ilaveten Akademi, daha fazla ve kaliteli askerî teçhi-zatın üretimi için bilimsel danışmanlık da yaptı.

Savaş süresince şarkıcılar, sirk çalışanları ve sanatçılar da propaganda faaliyetine etkin bir şekilde katıldılar. Örne-ğin 10 Ekim 1941 ile 3 Mart 1942 tarihleri arasında Öz-bekistan genelinde yaklaşık 130.000 kişinin katıldığı gös-teriler düzenlendi. Silahlı Kuvvetler’in toplamda 28.000 mensubuna da 71 sirk gösterisi yapıldı. Ülkenin ünlü şarkıcıları yine Silahlı Kuvvetler çalışanlarına konser ver-di. 1944 yılına gelindiğinde Özbekistan’daki 754 küçük sinema salonu, 433 kütüphane, 1.044 kulüp ve 11 müze Nazi karşıtı, Sovyet yanlısı propaganda için kullanıldı. Özbek eğitim sistemi de savaşın etkisinin anlaşılmasında önemlidir. Yıkıcı etkiye sahip savaş karşısında eğitime de-vam edilmeye, işgücü yetersizliği gibi sebeplerden ötürü yeni eğitim dallarında öğrenci yetiştirmeye çalışılırken kimi örneklerde ise eğitim faaliyetleri askıya alındı. Bu süre zarfında üniversiteler eğitime devam etti. 1943 yılında Özbekistan’da 41 üniversite ve 52 orta düzeyde eğitim merkezi bulunmaktaydı. 1941-1943 yılları arasın-da 40 devlet üniversitesinden toplamarasın-da 10.000 öğrenci mezun oldu; 200 hekim, 1.800 mühendis, 4.600 öğret-men, 660 ziraat mühendisi ile veteriner hekim yetiştirildi. 1941-1945 yılları arasında ise 10.000 öğrenci üniversite-lerden mezun oldu.

1944’e gelindiğinde yeni üniversiteler kuruldu. Çimbay, Ürgenç ve Namangan’da öğretmen yetiştiren yeni enstitü-ler açıldı. Özbekistan Devlet Üniversitesi’nin yeniden eği-tim verebilmesi için çeşitli girişimlerde bulunuldu. Orta Asya Devlet Üniversitesi’nde Şarkiyat Fakültesi açıldı, Taşkent Tekstil Enstitüsü’nde Pamuk İşleme Fakültesi ku-ruldu. Üniversitelerde 22.000 öğrenci, orta düzeyde bilim veren eğitim merkezlerinde 5.000 öğrenci eğitim almak-taydı. Savaşın bitimine kadar orta düzeydeki okullarda ise teknik unvanla eğitilen 3.700 öğrenci mezun oldu.60 59 B. Lunin, a.g.e., s. 130.

Özbekistan’daki ilkokul ve liseler nicelikte azaldı. 1940-1941 yıllarında ülke genelindeki rakam 4.795 iken, 1942-1943 yıllarında 4.374’e düştü. Bu düşüşün temel sebeple-ri, binaların sivil savunma için kullanılması ve öğretmen sayısının yetersiz olmasıydı. Aynı zamanda okutulacak tap sıkıntısı da yaşandı, kimi ailelerin maddî durumu ki-tap ihtiyacını sağlamaktan uzaktı. Bu bağlamda 1943’ten sonra çeşitli adımlar atıldı. 1941-1943 yılları arasında 16.000 ilkokul öğretmeni eğitildi. Örneğin sadece Buhara ilinde 1944-1945 yıllarında 55 ilkokul öğretmeni okula geri döndü, birinci ve ikinci öğretim okullarına 796 öğ-retmen gönderildi. Yeni ilkokullar da açıldı. 1945 yılına gelindiğinde ülke genelindeki okulların öğretmen ihtiya-cının % 94,8’i karşılandı.61

Kreşlerin de sayısı arttı. 1941-1945 yılları arasında şe-hirdeki kreşlerin sayısında % 22’lik, köylerdeki kreşlerin sayısında ise % 30’luk artış yaşandı. Çocuk bakan özel ev-lerin sayısında da % 35 oranında artış oldu. Savaş süresin-ce çocuk bakımı ile ilgili örnekler çeşitlendirilebilir. 1944 yılı rakamlarına göre ülke genelinde 253 çocuk yetiştir-me danışmanlığı yetiştir-mevcuttu. 19 çocuk hastanesinde 145 hekim görevli idi. 24.000 çocuğa 156 süt ürünü çıkaran küçük işletmeler de mevcuttu.

Diğer taraftan zaruretten dolayı eğitimde yeni alanlar açıldı. Ekonominin yeniden yapılandırılması hedeflendi. Ekonomiyi cephedeki ihtiyaçlara göre yeniden düzenle-menin önünde kalifiye eleman yetersizliği gibi bazı en-geller çıktı. Bunun en büyük nedeni, savaşın ilk yılında çeşitli üretim alanlarında çalışan elemanların büyük bir bölümünün erkeklerden oluşması ve çoğunluğunun or-duya katılmasıydı. Bundan dolayı ülke geneline, özellikle 61 B. Lunin, a.g.e.,s. 132.

de kolhoz ve sovhozlara cephe için gerekli malzemeleri üretebilecek mühendis açığının giderilmesi gerekiyordu. Eğitimde bu gibi gelişmeler müfredatın da ele alınmasını gerektirdi. Örneğin eğitim sistemiyle Rusçanın hâkimiyet alanı genişledi, fakat II. Dünya Savaşı öncesinde de top-lumda Rus kültürünün belli bir yere sahip olduğu ve ilgili siyasetin izlendiği unutulmamalıdır. Dolayısıyla Özbekis-tan Cumhuriyeti’nde kullanılan Özbek müfredatı iki işle-ve sahipti. Hem Özbek ulusal kimliğinin hem de Sovyet devlet vatandaşlığının yaratılması hedeflendi.62 Savaşın Özbekistan’a etkisi 1945 sonrasında okutulan ders kitap-ları ile de anlaşılabilir. Örneğin 1962 yılında basılan O. Şerafeddinov, T. Sıddıkov ve M. İbrahimov tarafından yazılan ve ders kitabı olarak okutulan Oqış Kitabı önemli-dir. Bu kitapta Sovyetlerin Almanlara karşı yapmış olduğu savaşlar ve Sovyet ordusunun başarıları yer almaktadır.63 Sovyet Armiyasi adlı Özbekçe kitapta ise Kızıl Ordu daha farklı özelliklerle nitelendirilmiştir: Buna göre Sovyet or-dusu hayatın ve toplumun koruyucusudur.64 Halkın mü-cadeleye katkıda bulunduğu da anlatılmaktadır: halkın yardım etmesi, fabrikalarda silah ve araç-gereçlerin üreti-mi, erzak hazırlanması halkın üstlendiği önemli faaliyet-lerdir.65 F. Karabulut, ders kitaplarının II. Dünya Savaşı’nı ele almasıyla ile ilgili çarpıcı bir iddia ileri sürmektedir. Özbek ders kitaplarında Özbekistan’ın II. Dünya Savaşı sırasında Alman tehdidi altında olduğuna ve Almanların saldırdığına66 dair algının yaratılmaya çalışıldığını kaydet-mektedir.

62 Ş. Akyıldız, “Chapter 1: ‘Learn, learn, learn!’ Soviet Style in Uzbekistan: Implementation and Planning”, Social and Cultural Change in Central Asia: Soviet

Legacy, ed. Şevket Akyıldız - Richard Carlson, Oxon, Routledge 2014, p.14.

63 F. Karabulut, a.g.e., s. 83. 64 F. Karabulut, a.g.e., s. 86. 65 F. Karabulut, a.g.e., s. 86. 66 F. Karabulut, a.g.e., s. 86.

Benzer yaklaşım kolhozlar için de kullanıldı. Örnek ola-rak Özbekçe kaleme alınan Oqış Kitabı verilmektedir. F. Karabulut modern bir çiftlik ve benzer yaşam döngüsü-nün anlatılmak istendiğini, öte yandan II. Dünya Sava-şı’nın yıkımından bahsedilmediğine dikkat çekmektedir. Ordunun “en büyük destekçisi ve önemli tahıl ambarı” olarak Özbekistan gösterilmektedir.67

Savaşın toplumsal yapıdaki etkilerinin edebiyata da yansı-dığı görülmektedir. Özbeklerin II. Dünya Savaşı’nda üret-tiği eserler veya savaşı konu alan edebî eserler incelenerek halk tabanında da II. Dünya Savaşı’nın hangi yönlerle deneyim yarattığı ve hatıralarda kaldığı anlaşılmaktadır. Örneğin Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İslam Karimov’un inisiyatifiyle Özbek halkının savaşa katkıla-rını anlatan beş ciltlik Hatıra adlı kitap, Özbek halkının Nazi Almanyası’na karşı mücadelesini konu eden önemli bir kaynak olarak nitelendirilmektedir.

Bu tip eserlerde döneme ve topluma dair çerçevenin çizil-mesi amaçlandı. Halkların dostluğuna, birliğe, vatanper-verliğe vurgu yapıldı; düşmana karşı mücadele etmenin önemi ile ilgili şiirler, makaleler ve çeşitli yazılar kaleme alındı. II. Dünya Savaşı’nın ilk yılında Özbek halkının düşmana karşı savaşta motive edilmesinde Özbek edebi-yatçılar ile sanatkârların büyük katkıları oldu. Edebiyat alanında Kamil Yaşın’ın eserleri örnek olarak verilebilir. Alman işgaline karşı gelmek, muhalefet etmek ve halkın 67 F. Karabulut, a.g.e., s. 87.

Sovyet yönetimine destek vermesini sağlamak, ele alınan konular arasındaydı. Ölüm İşgalcilere (1942) ve S. Ab-dullah’ın Çüstiy ile birlikte yazdığı Devran Ata (1942) ve Aftabhan (1944) adlı eserlerde de bu temalar kullanıldı. Yaşın’ın Sabir Rahimov’a dair eseri de önemli olarak de-ğerlendirilmektedir. 1944 tarihli General Rahimov adlı eserinde Yaşın, ilk Özbek generalini anlatmaktadır. Günümüz yazarlarından Haşimov’un Otkır’ın Düşte Geçen Ömürler adlı eseri (1994), Özbek edebiyatından, Özbekis-tan’ın içinde bulunduğu durumdan, Sovyet-Özbek ilişki-lerinden bahsetmektedir. Eserde Sovyet ve Rus kimliğinin benimsenerek yerel/Özbek kimliğinin unutulması veya bastırılması konusu işlenmektedir. Saat adlı kahraman Öz-bek’tir, fakat Sovyetleşmiştir. II. Dünya Savaşı’nda Sovyet olgu ve siyasetine muhalif olanlara karşı sert müdahalelerde bulunuldu. Muhalif Özbeklerin hain olarak nitelendiril-mesi ve komutanlara şikâyet edilnitelendiril-mesi68 toplumsal yapının niteliğine ve savaşın getirdiği değerlere dair örneklerdir. SSCB’nin Rus olmayan milletlere ve unsurlara yönelik izlediği politikalar edebiyat vb. alanlarda II. Dünya Sa-vaşı’nın etkisinin incelenmesini zorlaştırmaktadır. Sovyet veya Rus yönetimlerinden öncesi dönemleri hatırlatan veya çağrıştıran edebiyatın, dil ve sanatın kullanılmasının 1937’den sonra “yasaklandığı”69 kaydedilmektedir. 68 A. Ağır, “Özbek Romanında Temsil Edilen Rus/Sovyet Tipler”, Bilig, No. 34,

Yaz/2005, s.185. 69 F. Karabulut, a.g.e., s. 81.

II. Dünya Savaşı’nın Etkisine Özbek-Alman İşbirliği