• Sonuç bulunamadı

1--1924 Anayasası

1924 Anayasası, KurtuluĢ SavaĢının sonunda Cumhuriyet' in kurucuları tarafından, Fransız Ġhtilali zamanının anlayıĢı ile yapılmıĢ bir anayasadır. Bu Anayasa' ya göre Meclis, bütün hakların sahibi ve koruyucusuydu. Millet ile meclis bir bütün olarak düĢünülmekteydi.100

Soysal' a göre, "1924 Anayasası'nın 8. maddesi, 'Yargı hakkının ulus adına, usul ve yasaya göre, bağımsız mahkemeler tarafından kullanılacağını' belirtmekteydi. Bu bakımdan, ilk bakışta, iktidarı kullanan organlar ile yargı kuruluşları arasında tam bir 'güçler ayrılığı' bulunduğu gözükmekte ise de, mahkemelerin bağımsızlığını ve yargıçlık güvencesini sağlayacak hükümler Anayasa' da ayrıntılarıyla gösterilmemişti'" 101

Her ne kadar durum böyle ise de, 1924 Anayasası' nın Dördüncü Faslında bulunan 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59 ve 60. maddeleri "Hâkimlerin müdahale edilemezliği, azledilmelerinin güçlüğü, alenilik ilkesi, savunma hakkı" ile ilgili hükümler "adil yargılanma hakkı" açısından önemli hükümlerdir.102

2--1961 Anayasası

1924 Anayasası ve bu Anayasanın uygulayıcılarının pratiklerine duyulan tepki nedeni ile "uzun" bir metin olarak hazırlanan 1961 Anayasası meclisi ve siyasal iktidarı sınırlayarak, özerk kurumlar oluĢturması nedeni ile önemlidir. 1961 Anayasasının Cumhuriyetin nitelikleri baĢlıklı 2. maddesi "insan haklarına dayalı devlet' diyerek "insan hakları" anayasa tarafından kabul edilmiĢtir. 32. Madde de yer alan "doğal hakim ilkesi ve bu maddeye ek olarak Yargı baĢlıklı üçüncü bölümde yer alan maddeler de "mahkemelerin bağımsızlığı" (m. 132), "hakimlik teminatı" (m. 133), "alenilik ilkesi" (m. 134) gibi ilkeler "adil yargılanma hakkı" bakımından

100 ERġEN Serkan s 22

101 SOYSAL, Mümtaz: 100 Soruda Anayasanın Anlamı, Gerçek Yayınevi, 2. Baskı, Ġstanbul 1974,

s.47

102

ayrıntılı bir Ģekilde düzenlenmiĢtir,"1961 Anayasası, gerçekten bağımsız bir yargı organı kurabilmenin ve yargıçlık onurunu kökleĢtirmenin yolunu, yargıç güvencesini ayrıntılı bir biçimde düzenlemekte bulmuĢtur"103

12 Mart 1971 Muhtırası sonucu meydana gelen geliĢmelerin ertesinde 1961 Anayasasının bazı maddeleri değiĢtirilmiĢtir. DeğiĢen maddeler arasında "adil yargılanma hakkı ile ilgili maddelerde bulunmaktadır. 1961 Anayasasının Tabii Yargı Yolu baĢlıklı 32. Maddesi 20 Eylül 1971'de kenar baĢlıktaki 'tabii' sözü 'kanuni' sözüyle, maddedeki 'tabii hakimden baĢka' deyimi de 'kanunen tabi olduğu mahkemeden baĢka' deyimi ile değiĢtirilmiĢtir. Maddenin değiĢtirilmeden önceki hali Ģöyle idi "Hiç kimse, tabii hakimden baĢka bir merci önüne çıkarılamaz, Bir kimseyi tabii hakiminden baĢka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz"104

YapılmıĢ bulunan bu değiĢiklik ile "adil yargılanma hakkı’nın önemli unsurlarından biri olan "tabii hakim" ilkesi göz ardı edilmiĢ ve "Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri" gibi mahkemelerde yargılamalar yapılmıĢtır.105

3--1982 Anayasası

1982 Anayasası'nın 9. maddesi, "Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır." Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Ancak 1961 Anayasası'nın "insan haklarına dayalı" devlet anlayıĢı, yerini, 1982 Anayasası'nda yer alan "insan haklarına saygılı" bir devlet anlayıĢına bırakmıĢtır.106

Anayasa Mahkemesi, insan haklarına dayalı devlet anlayıĢını Ģu Ģekilde açıklamaktadır: "Ġnsan haklarına toplumun huzuru, Milli dayanıĢma ve adalet anlayıĢı içinde saygılı olunacağı" hükmüne yer vermiĢtir. Ergun Özbudun'a göre ise , "insan haklarına dayalı devlet" ile "insan haklarına saygılı devlet" deyimleri arasında bir anlatım farkı ötesinde temel bir anlam ve yaklaĢım farkı olduğunu savunmak güçtür 107

103

ERġEN Serkan s 24

104 TANĠLLĠ Server: Anayasalar ve Siyasal Belgeler, (Ġstanbul, 1976), 452-453. 105 ÖZMEN Necmettin s, 33

106 ÖZBUDUN Ergun,s 97 107

Adil yargılanma hakkıyla ilgili olarak 1982 Anayasası'nın 19. maddesinde, "Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır." Ģeklindeki bir nitelemeyle de "makul sürede yargılanma" , bir hak olarak kabul edilmiĢtir.

Ayrıca 2001 yılında 1982 Anayasası'nda yapılan değiĢikliklerle, "adil yargılanma hakkı" bir anayasal hak ve özgürlük olarak 36. maddede yerini almıĢtır. Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" baĢlıklı 36. maddesi hükmü Ģu Ģekildedir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.

Ayrıca 1982 Anayasası'nın "Yargı" baĢlıklı 3. bölümünde, adil yargılanma hakkının kapsamına dahil olan "hakimlerin bağımsızlığı ve hakimlik teminat,yargılamanın açıklığı" gibi ilkelerden bahsedilmektedir.

ĠKĠNCĠ BÖLÜM :

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI

SÖZLEġMESĠ BAĞLAMINDA ADĠL YARGILANMA

HAKKI

I. AVRUPA ĠNSAN HAKLARI SÖZLEġMESĠ

Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesinin "sui generis" bir niteliğe sahip olduğu ve bu özelliği nedeniyle de klasik uluslar arası sözleĢmelerden farklı Ģekilde değerlendirilmesi gerektiği, doktrinde ileri sürülmektedir.108

Bu ayrıcalık da, SözleĢme'nin taraf devletlere bazı yükümlülükler getiren emredici nitelikleri olan ortak hukuk belgesi olması esasından kaynaklanmaktadır .109

Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi, Avrupa Konseyi tarafından, 4 Kasım 1950 tarihinde Roma' da imzalanmıĢ ve SözleĢme gereği 10 üye ülkenin kabulü ile 3 Eylül 1953 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir. Türkiye, SözleĢme' yi 10 Mart 1954 tarihinde 6366 sayılı kanunla uygun bulmuĢ, 18 Mayıs 1954 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği' ne vermesiyle birlikte SözleĢme yürürlüğe girmiĢtir. Bu tarihten itibaren

108 ÇAVUġOĞLU, Naz: Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve Avrupa Topluluk Hukukunda Temel Haklar ve

Hürriyetler Üzerine, AÜSBF Ġnsan Hakları Merkezi Yayını, Ankara 1994, s. 83.

109 TUNÇ, Hasan: "Milletlerarası SözleĢmelerin Türk Ġç Hukukuna Etkisi ve Avrupa Ġnsan Hakları

de, ülkemiz için Anayasa gereği bağlayıcılık kazanmıĢ, iç hukukumuzun parçası haline gelmiĢtir. Türkiye, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi'ni imzalamakla,

SözleĢme' de yer alan bütün hak ve özgürlüklere hem kendi vatandaĢları, hem de ülkesinde bulunan tüm yabancılar için uyma yükümlülüğü altına girmiĢtir110

.