• Sonuç bulunamadı

Climate Change Related Vectorial Diseases in Animal Health

Abstract

Due to the climate changes in recent years, occurrence and spread rate of vectorial diseases have changed are observed and the rate of spread of vectorial diseases have changed, and thus, animal health in our country has become more at risk than ever for the diseases in subject. Although vectorial diseases are found neither in our country nor in Europe, they have spread downwind to Anatolia and central Europe from the continent of Africa in recent years because of climate change.

The most prominent example of vectorial diseases is the Bovine Nodular Exanthem disease (Lumpy Skin), which was observed for the first time in 2013 in our country, which then spread rapidly and observed for the first time in 2013 in our country, which then spread rapidly and became endemic in 2014. Bluetongue, Bovine Nodular Exanthem (Lumpy Skin)

Epizootic Haemorrhagic Disease (EHD), Schmallenberg Virus, Bovine Ephemeral Fever, West Nile Virus are climate change-related vectorial diseases that are observed in our country and in Europe. These diseases are carried by biting midges of the genus culicoides, and cause great losses in animal production. A total of 57 culicoides species have been detected in our country. In this study, the ongoing works within the context of the fight against vectorial diseases in our country, and practices to be performed in the stables, vaccinations, and measures that can be taken and practices that can be performed in environment without damaging the ecosystem will be explained.

Keywords: Vectorial Animal Diseases, Bluetongue, Schmallenberg, Lumpy Skin, Culicoides

1 Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Ankara Şubesi / Ankara, Turkey

2 Tarım ve Orman Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı / Ankara, Turkey

3 Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, Meram / Konya, Turkey

187 GİRİŞ

İklim değişikliği basitçe sıcaklık ve yağıştaki değişimler olarak tanımlanmaktadır. Oysa etkilerine baktığımızda çevre, insan, hayvan, bitki sağlığı, tarım ile tüm ekosistemi etkilemektedir.

Değişen iklime karşı sera gazı salınmasını azaltıcı tarımsal üretim metotları ile üretim gündeme gelmektedir. Tarım, yani bitkisel ve hayvansal üretim iklim değişikliğini etkileyen ve aynı zamanda ondan etkilenen önemli bir sektördür

Vektörel hastalıklar ülkemizde ve Avrupa da görülmemesine rağmen iklim değişikliği ile son yıllarda Afrika kıtasından rüzgarlarla Anadolu’ya ve Orta Avrupa’ya kadar yayılmıştı Son yıllarda görülen iklim değişiklikleri nedeni ile vektörel hastalıkların görülme alanı ile yayılma hızı değişmiş, bu nedenle de ülkemiz hayvan sağlığı söz konusu hastalıklar için her zamankinden daha çok riskli hale gelmiştir. Sığırların Nodüler Ekzantemi (Lump Skın) dışında Mavidil, Epizootıc Haemorrhagic Disease (EHD), Schmallenberg Hastalığı, Üçgün Hastalığı, Batı Nil Virüsü Ülkemizde ve Avrupa’ da görülen iklim değişikliğine bağlı vektörel hastalıklardır. Bu hastalıklar culicodes cinsi sokucu sinekler tarafında taşınmakta olup, hayvansal üretimde büyük kayıplara neden olmaktadır. Ülkemizde 57 culicoides (tatarcık) türü tespit edilmiştir.

Vektörel Hastalıklar: Son konaklarına vektör adı verilen keneler, sinekler, pireler, salyangozlar gibi canlı vasıtasıyla ulaşan hastalık etkenlerinin sebep olduğu hastalıklara vektörel hastalıklar denir. Bunun en tipik örneği 2013 yılında ülkemizde ilk defa görülen ve 2014 yılı içerisinde hızla yayılarak endemik hale gelen Sığırların Nodüle Ekzantemi hastalığıdır.

Konumuz olan vektörel hastalıklar culicoides (tatarcık) sinekleri ile nakledilmektedir.

Culicoides cinsinin sistematikte yeri (Dik, 2017) Regnum : Animalia

Kök : Arthropoda Alt Kök : Antennata

Sınıf : Insecta (Hexapoda) Takım : Diptera

Alt Takım : Nematocera Aile : Ceratopogonidae Alt Aile : Ceratopogoninae Tribe : Culicoidini

Cins : Culicoides Latreille,

188 Biyolojisi

Ergin Culicoides'ler nehir ve göl kenarlarında, bitki örtüsünün zengin olduğu yerlerde ve hayvan barınaklarının civarlarında çok sayıda bulunurlar. Gündüzleri genellikle ağaçlarda, çalılıklarda, ahırlarda ve kayalık yerlerde saklanırlar. Ömürleri ortalama 1–2 aydır. Culicoides'ler oldukça yavaş gelişirler. Yaz aylarında gelişme süreleri 1–2 ay sürer. Bir yılda iki-üç nesil verirler.

Kışı üçüncü veya dördüncü dönem larva halinde geçirirler (Konya). Bazı türlerde, ovaryumların ve yumurtaların gelişebilmeleri için dişiler mutlaka kan emmek zorundadırlar. Döllenen dişiler kan emdikten 7–10 gün sonra yumurtlar. Dört larva ve bir pupa safhasıdan sonra 45-50 günde ergin hale gelir. Culicoideslerde 50’den fazla virüs izole edilmiştir (Dik, 2017).

SON YILLARDA ÜLKEMİZDE GÖRÜLEN VEKTÖREL HASTALIKLAR

1-Epizootic haemorrhagic disease (EHD) Epizootic haemorrhagic disease (EHD),ülkemizde 2007 yılı Haziran ve Temmuz aylarında Aydın ve Muğla illerinde sığırlarda göz kapaklarında şişlik ve lakrimasyon, salivasyon, konjuktivalarda hiperemi, burun akıntısı, değişik derecelerde nekrotik ve yer yer ülseratif tabiatta stomatitis, bazı olgularda keratitis, memede kızarıklık semptomları görülmüştür. 2008 yılı temmuz ayında ise Denizli ve İzmir illerinde kuzularda görülmüştür (2018,2019 Mücadele hizmetleri kitabı). Ateş, burun akıntısı ağız ve dilde yara, ishal, dilde morarma ve kuzu ölümleri sonucu tespit edilmiştir. Sığır ve geyiklerin culicoides cinsi sokucu sinekler ile bulaşan mavi dil benzeri viral bir enfeksiyonudur. Ülkemizde hem sığır hem de koyunlarda görülen EHD hastalığı, culicoides cinsi sokucu sinekler tarafından taşınmaktadır. Bu nedenle hastalıkla mücadele amacıyla culicoideslere yönelik olarak düzenli uygun ilaçlar kullanılmalıdır.

Koyunlarda ise genellikle klinik bulgu görülmemektedir, ancak hastalığın yayılımından ve virusun sirkülasyonundan sorumludurlar. Virusun patojenitesi ve konakçı hassasiyetine bağlı olarak bazı salgınlarda nadiren klinik bulgular görülebilmektedir. Sığırlarda klinik tablo ender olarak ortaya çıkar ancak sporadik salgınlarda ölüm oranı %10 a kadar ulaşabilir. Süt veriminde

%10-20 oranında azalma, ateş, zayıflama, koyu gaita, purulent nasal akıntı, salya akışı, oral ve osefageal mukozalarda eroziv-ülseratif-nekrotik lezyonlar, dil ve yanak mukozalarında peteşi, topallık ve deri ödemi görülebilir. Gebe hayvanlarda fötal rezorbsiyon ve hidranensefali ile sonuçlanabilir (Hay. Has. Müc.2018,2019).

2- Mavidil Hastalığı

Birçok Avrupa ülkesinde görülmekte olan bu hastalık koyunlarda belirgin bulgularla seyreder. Sığırlar genellikle bulgu göstermezler. Bu sebeple koyunlar mutlaka aşılanmalıdır.

Hastalıkla mücadelede aşılama, karantina ve vektör (taşıyıcı) kontrolü uygulamaları yapılmalıdır.

Bu konuda il/ilçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine başvurulmalıdır. Duyarlı hayvanlar: Hastalık koyunlarda belirgin bulgularla seyreder. Bunun yanında keçi, bufalo, geyik ve deve gibi diğer ruminantlarda da hastalığın görülebildiği bildirilmiştir.

Belirtileri, yüksek ateş, fazla miktarda tükrük salgısı ve salya akıntısı, burun akıntısı, solunum güçlüğü ve kesik kesik nefes alma, ağız, dudaklar, yüz, göz kapakları ve kulaklarda ödeme doğru gelişen hiperemi ve konjesyon, ayrıca ağız mukozasında ülserasyon ve nekrozlar, dil, hiperemik ve ödematöz, hastalığın ilerleyen basamaklarındaysa siyanotik (mavi), şişmiş ve bazen de ağızdan dışarı sarkmış görülebilir, 8-10 gün içinde ölüm veya kıllarda dökülme (alopecia), kısırlık ve büyüme geriliği ile seyreder.

189 Tedavi ve Korunma: Direkt tedavi yoktur. Koyunlarda aşı ile korunma sağlanmalıdır (Hay. Has.

Müc.2018,2019).

3-Sığırların Nodüler Ekzantemi hastalığı (Lumpy Skin Disease-LS D)

Hastalıkla mücadelede aşılama, karantina, serosurvey ve vektör (taşıyıcı) kontrolü uygulamaları yapılmalıdır. Sığır cinsi hayvanlara aşı uygulanmalıdır. Aşılama için il/ilçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine başvurulmalıdır. Genel hastalık belirtileri ile birlikte ateşi olmayan ve orta derecede deri lezyonu gösteren hayvanlara ait karkaslar, şarta tabi olarak değerlendirilir. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürlünün Avrupa Birliği katılım öncesi yardım aracı (IPA II) 2015 yılı aksiyon programı kapsamında “LSD Hastalığının Kontrolü ve Önlenmesi projesi devam etmektedir. Projenin” Mal Alımı Bileşenlerinden Aşı Alımı ile Laboratuvar Ekipmanları ve Sinek Tuzaklarının Temini” ile ilgili açılış toplantısı yıl içinde yapılmıştır. LSD hastalığı ile mücadele amacıyla Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) ikinci uygulama dönemi (2014-2020) 2015 Yılı Aksiyon Programı kapsamında “LSD Hastalığının Kontrolü ve Önlenmesi Projesi” 3 yıl süre ile devam edecektir. Proje kapsamında yapılacak çalışmalar ve LSD hastalığı hakkında vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi proje başarısı ve kamu sağlığı açısından önem arz etmektedir. Söz konusu projenin mal alımı bileşeninin yanı sıra teknik yardım bileşeni de bulunmakta olup, toplam bütçesi 13.747.500 Euro’dur (Hay. Has.

Müc.2018,2019).

4-Schmallenberg Hastalığı

Hastalık ilk olarak Kasım 2011’de Almanya’da tespit edilmiş olup, daha sonra diğer Avrupa Ülkelerinde de görülmüştür. Schmallenberg virüsü, Akabane virüs gibi Bunyaviridae ailesinden bir virus olup, Culicoides türü sinekler aracılığı ile hayvandan hayvana bulaştırılmaktadır. Virüsün insanlara geçebileceği ile ilgili bir bilgi henüz tespit edilmemiştir. Schmallenberg virusu ile enfekte olmuş sığır ve koyunlar, boynu ve eklemleri yamuk, kafatasının içi su toplamış (hidrosefalik) kuzu ve buzağılar doğurmakta ya da ölü doğum yapmaktadır. Bazı kuzu ve buzağılar ise doğduktan hemen sonra ölmektedir. Hastalık koyunlar gibi keçilere de bulaşabilmekte ve oğlaklarda da aynı problemler gözlenmektedir. Schmallenberg virüsü ile enfekte olmuş sığırlarda ishal, süt azalması ve ateş gibi genel semptomlar görülmekte, koyunlar da ise hiçbir belirti görülmemektedir.

Hastalıkla mücadelede, sivrisineklerle mücadelenin dışında bir yöntem bulunmadığı dikkate alınarak, sivrisineklerle mücadele edilmelidir (Hay. Has. Müc.2018,2019).

5.Üç Gün Hastalığı

Dünya'da genellikle Avustralya ve Afrika'da görülen, sokucu sineklerle nakledilen ve viral bir hastalık olan Üç Gün Hastalığı, ülkemizde de Güney ve Güneydoğu illerimizde, sineklerin yoğun olduğu aylarda, sıcak ve nemli havalarda olmak üzere, 2-4 yıl aralıklarla görülmektedir. Hastalığın inkubasyon süresi 2-4 gün arasında değişmekte ve ani gelişen şiddetli bir ateşle ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında göz ve burun akıntısı, solunum güçlüğü ve süt veriminde ani düşme de görülmektedir. Kondisyonu iyi ve yüksek süt verimi olan inekler hastalıktan daha çok etkilenirler. Hasta hayvanın akciğerlerinde ve lenf bezlerinde ödem oluşur. Normal şartlarda hastalığın mortalitesi % 2-3 olmakla birlikte, sekonder enfeksiyonlarla birlikte seyretmesi durumunda bu oran % 30’lara çıkmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda 2019 yılının Üç Gün Hastalığı yönünden riskli bir yıl olması beklenmektedir. Hastalık genellikle Temmuz ve Ağustos aylarında görülmektedir. (Hay. Has. Müc.2018,2019). Hastalıkla mücadelede en önemli faktör vektörlerle mücadeledir. Koruyucu amaçlı olarak riskli zaman diliminde hayvanların vektörlerle

Outline

Benzer Belgeler