• Sonuç bulunamadı

YARGITAY CEZA GENEL KURULU

YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ

Tarih: 26.12.2019 Esas: 2016/993 Karar: 2019/13661

Cinsel İstismar – Evlenmeyle veya Mahkeme Kararıyla Ergin Olsa Bile 18 Yaşını Bitirmeyen Kişi Çocuktur

ÖZET : Sanık, cinsel istismar suçundan yargılanmıştır. Türk Medeni Kanu-nu uyarınca, herhangi bir sebeple 18 yaşından önce ergin olsa dahi Ceza Hukuku bakımından çocuk olarak değerlendirilmesi gerek-mektedir. Bu sebeple evlenmeyle veya mahkeme kararıyla ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. Açıklanan nedenlerle, suç tarihinde 17 yıl 10 aylık olup evli olan mağdureye karşı işlenen cin-sel istismar suçunun TCK’nun 103. maddesinde düzenlenmiş olan çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu dikkate alınmadan ya-zılı şekilde 102. maddeden ceza tayin edilmesi hatalıdır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m 102, 103

İ

lk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvu-runun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzen-lemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi.

Sanık hakkında 08.11.2012 tarihli iddianameyle mağdure ...’e yö-nelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı, TCK’nın 102/1, 53/1. maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle cinsel saldırı suçundan kamu da-vası açıldığı, Sincan 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.07.2013 gün ve 2012/552 Esas, 2013/444 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın aynı kanunun 102/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair kurulan hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yar-gıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.08.2015 günlü, 14-2013-313036 sayılı yazısı ile 6545 Sayılı Kanunla TCK’nın 102/1. maddesinde de-ğişiklik yapıldığı gerekçesiyle uyarlama yapılması amacıyla dosyanın iade edildiği, HSK kararıyla Ankara Batı 5. Asliye Ceza Mahkemesi-ne dönüşen mahkemenin hüküm kurmak suretiyle el çektiği dosyayı kanuna aykırı şekilde yeniden ele alarak yaptığı yargılama sonucunda

verdiği 27.10.2015 gün ve 2015/656 Esas, 2015/701 sayılı kararıyla sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçundan mahkumiyetine dair kur-duğu hükmün sanık müdafisince temyiz edildiği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun değişikliği nedeniyle dosyayı iade yetkisinin bulunmaması karşısında, Ankara Batı 5. Asliye Ceza Mah-kemesinin 27.10.2015 gün ve 2015/656 Esas, 2015/701 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama ile kurulan hükmün hukuki değerden yoksun olup yok hükmünde bulunduğunun kabulüyle sanık müdafisi-nin Sincan 5. Asliye Ceza Mahkemesimüdafisi-nin 04.07.2013 gün ve 2012/552 Esas, 2013/444 Karar sayılı dosyasında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde gereği görüşüldü:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak olu-şan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görül-meyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun tanımlar başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; ‘’Ceza kanunlarının uygulanmasında, çocuk deyiminden; henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişinin” anla-şılacağı,

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun tanımlar başlıklı 3. mad-desinin birinci fıkrasının (a) bendinde; ‘’Bu kanunun uygulamasında çocuk; daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişiyi’’ ifade ettiği, belirtilmiştir.

5237 sayılı TCK’nın 6 ve 5395 sayılı ÇKK’nın 3. maddeleri karşı-sında; suçun mağdurunun onsekiz yaşını bitirmemiş olması durumun-da, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca herhangi bir sebeple on-sekiz yaşından önce ergin olsa dahi Ceza Hukuku bakımından çocuk olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple evlenmeyle veya mahkeme kararıyla ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış mağ-dura karşı gerçekleştirilen eylemler çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturacaktır.

Somut olayda suç tarihinde 17 yıl 10 aylık olup evli olan mağdu-reye karşı işlenen suçun 5237 sayılı TCK’daki karşılığının 103. madde olduğu gözetilmeden yazılı şekilde 102. madde ile hüküm kurulması,

Kabule göre de;

Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun’un 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 Sayılı Kanun’un 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların yeniden düzenlendiğinin ve mevcut haliyle sanığın cin-sel içerikli konuşma sırasında mağdurenin saçını okşaması şeklindeki eyleminin ani ve kesintili şekilde gerçekleşip, süreklilik arz etmemesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığının anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürür-lükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hü-kümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşı-laştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden de-ğerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetile-rek 1412 sayılı CMUK’nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZUL-MASINA, 26.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

_._._._._._._._

_._._._._._._._

YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ

Tarih: 25.12.2019 Esas: 2018/4808 Karar: 2019/8322

Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri – Yargılamanın

Yenilenmesinde Usul - Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin Hangi Nedenle Kabule Şayan Görülmediği Kararın

Gerekçesinde Usule Uygun Olarak Açıklanmalıdır

ÖZET : Kesin hükümde yer alan adli hataların düzeltilmesine ve hükümlü hakkında aynı fiil nedeniyle tekrar yargılama yapılmasına imkan

tanıyan yargılamanın yenilenmesi, olağanüstü kanun yollarından biridir. Yargılamanın yenilenmesi nedenleri CMK’nun 311. mad-desinde tek tek sayılmıştır. Yargılamanın yenilenmesi talebini alan mahkemenin takip edeceği usul ve vereceği kararlar da CMK’da ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, duruşma yapmak-sızın istemin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Yargıla-manın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule şayan görülmeyerek reddedilir. Yargılamanın yeni-lenmesi talebinin hangi nedenle kabule şayan görülmediği kararın gerekçesinde usule uygun olarak açıklanmalıdır. Yargılamanın yeni-lenmesi talebi kabule şayan bulunursa dayanılan delillerin toplan-ması, tarafların görüşlerinin de alınarak yargılamanın yenilenmesi isteminin incelenmesi gerekir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m 311, 318, 319

TALEP :

Sanık müdafii 19.08.2015 tarihli talep dilekçesinde sanığın kolluk ifadesinin müdafii olmadan alındığı, Cumhuriyet Savcılığı ve aşama-larda kolluk ifadesini kabul etmediği, buna rağmen hükmün kolluk ifa-desi üzerine kurulduğunu, Kasım 2012 tarihli TBMM Darbeleri Araş-tırma Komisyon Raporuna dayanak oluşturan İBDA/C ana davasında ve bu davaya bağlı diğer davalarda örgüt lideri olarak kabul edilen sa-nık ...’in iade-i muhakemesine gidildiği ve beraat ettiği, bu davada verilen kararın hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle dosyamız için önemli olduğunu belirterek infazın durdurulması ve beraat isteminde bulun-muştur.

OLAY:

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi 19.01.2017 tarih ve 2014/190 Esas, 2014/182 ek karar sayılı kararı ile yasal koşulları oluşmadığından Cumhuriyet Savcısının yazılı görüşünü alarak evrak üzerinden talebin reddine karar vermiş, itiraz üzerine İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi 16.03.2017 tarih ve 2018/160 D.İş sayılı kararı ile itirazı kesin olarak reddetmiştir.

Kesinleşen İstanbul 5 Nolu DGM’nin 15.06.2003 tarih ve 1999/109 Esas, 2003/96 Karar sayılı kararı ile sanığın 765 sayılı TCK’nın 168/2, 3713 Sayılı Kanun’un 5 ve TCK’nın 59 ile 264/6-8, 59 (iki kez) ce-zalandırılmasına karar verildiği, kesinleşen hükmün gerekçesinde İB-DA/C adlı silahlı terör örgütünün fikrini benimseyip bu örgüt adına faaliyetlerde bulunduğu, iki ayrı tarihte örgüt adına patlayıcı madde atma suçlarına katıldığı, devam eden faaliyetleri ve mensubu olduğu örgütün yurt genelindeki faaliyetleri ve eylemlerindeki vahameti birlik-te değerlendirildiğinde üyelik suçunun oluştuğunun belirtildiği; 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girmesiyle yapılan uyarlama yargılaması so-nucu sanığın TCK’nın 314/2, 3713 Sayılı Kanun’un 5, TCK’nın 62 ve 174/1-2, 62; 151/1, 152/2-a, 62. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Dosyanın incelenmesinde sanığın 14.04.1999 tarihli kolluk ifadesi-nin müdafii olmadan alındığı ve ikrarı havi olduğu, aşama ifadelerinde ise kolluk ifadesinin ve suçlamaların reddedildiği, dosya kapsamında sanık aleyhine delil olarak kolluk ikrarı, eylemlere ilişkin evrak, kol-lukça müdafii olmadan tutulan 12.04.1999 tarihli yer gösterme tutanağı ile ele geçen patlayıcıların çivi ile güçlendirilmiş el yapımı patlayıcı olup içeriğinde potasyum klorat ve sodyum benzuat olduğuna ilişkin ekspertiz raporlarının bulunduğu belirlenmiştir.

Sanık müdafiinin talebine dayanak yaptığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.03.2016 gün ve 2015/210 Esas, 2016/60 karar sayılı dosyasının incelenmesinde sanıklar ... ve ...’in yapılan iade-i muha-keme sonucu önceki mahkumiyet hükümlerinin ortadan kaldırılmasına (iptaline) ve beraatlerine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, hükmün gerekçesinde, aralarında hiyerarşik bir yapılan-ma olyapılan-maksızın birbirinden bağımsız hareket ederek aldıkları kararla-rı faaliyete geçirdiği kabul edilen İBDA-C örgütü mensuplakararla-rının ger-çekleştirdikleri Anayasal düzeni değiştirmeye ve ortadan kaldırmaya yönelik şiddet eylemlerine doğrudan katıldığı tespit edilemeyen örgüt lideri ...’in salt kitaplarından etkilenildiği ve eserlerinin örgüt üyeleri-nin siyasi ve ideolojik altyapısını oluşturduğu düşüncesiyle söz konusu eylemlerden cezai yönden sorumlu tutulması şeklindeki bir anlayış ve hukuki yorumun kabul edilemeyeceği, önceki mahkumiyet hükmünde kabul edilip hükme dayanak yapılan lidersiz bir örgüt

düşünelemeyece-ğinden örgüt mensuplarının kumandan sıfatı ile lider olarak gördükleri ve bağlı oldukları ...’in İBDA/C silahlı terör örgütü lideri olduğu ve bu yüzden de örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği eylemlerden örgüt lideri olarak sorumlu bulunduğu şeklindeki bakış açısının modern ceza hukukunun şahsiliği ve kusur sorumluluğu ilkeleriyle bağdaşmayan toptancı bir anlayışı ifade eden zorlama bir bakış açısını yansıttığı, bu gerekçelerle hükümlü ...’in beraatine karar verildiği, yine hükümlü ...’nun 30.12.1998 tarihine kadar süren ve devamlılık arz eden faaliyet-leri ile gazete ve dergi çıkarıp yazılar yazarak konferanslar düzenleye-rek örgütün legal cephe faaliyetlerini sürdürmüş olması ve örgütün bay-rak ve bir kasım dökümanlarını muhafaza etmesi şeklindeki davranış ve eylemlerinin silahlı bir terör örgütüne üyelik suçundan mahkumiyet için yeterli kabul edilemeyeceği, hükümlünün örgüte eleman kazandır-ma faaliyetlerinin bulunduğunun da sabit olkazandır-madığı gerekçesiyle beraa-tine karar verildiği anlaşılmıştır.

HUKUKİ GEREKÇE:

I- Yargılamanın Yenilenmesi A) Genel Olarak:

Kesin hükümde yer alan adli hataların düzeltilmesine ve hükümlü hakkında aynı fiil nedeniyle tekrar muhakeme yapılmasına imkan tanı-yan yargılamanın yenilenmesi, olağanüstü kanun yollarının bir çeşidini oluşturmaktadır.

Kesin hüküm; doğruluğu hukuken kabul edilen ve artık tartışılma-yan bir mahkeme kararıdır. İstisnai olsa da uyuşmazlığın çözümünde

“adli hata” denilen yanlışlıklar yapılmış olduğu sonradan öğrenilebilir.

Bazı önemli hataların giderilebilmesi ve hakikatin araştırılması bu şe-kilde maddi gerçeğe ulaşılabilmesi “olağanüstü kanun yolu” ile müm-kün olabilecektir.

“Bu yolun istisnai olarak kabul edilmesinin nedeni, doğruluğu hu-kuken tartışılmayan “kesin hükmün” temellerinin bazı hallerde sarsıl-mış olması hükmün artık bu temel üzerinde oturmasının mümkün olma-masına dayanmaktadır. Hukuk barışının ve güvenliğinin sağlanması ne kadar önemli ise de, hukuka olan güvenin sağlanması da en az bu kadar önemlidir. Temelleri olmayan bir hüküm hukuk düzeni tarafından kabul edilemez. Bu nedenle yargılamanın yenilenmesi yolu, sadece çok

istis-nai hallerde mahkeme kararı ile açılabilmektedir.” (Yenisey-Nuhoğlu, CMK 4. Baskı 962. syf.)

Maddi gerçeğe ulaşmayı hedefleyen ceza muhakemesinde verilen ve kesinleşen hükmün sonradan maddi gerçeğe uyumlu olmadığı an-laşıldığı halde, kararın infazının aynı şekilde sürdürülebilmesi adli ha-tadan vazgeçilmemesi diğer bir anlatımla yeni ortaya çıkan bu durum-ların görmemezlikten gelinmesi, bir hukuk devletinde kabul edilemez.

Her şeyden önce kesinleşmiş bir hükmün, doğru ve maddi bir gerçeğe uygun olduğu, yargılamanın hukuka uygun yürütüldüğü, meşru olduğu, adaletin tecelli ettiği varsayımının bu konudaki inancın kamu vicdanın-da tahribata uğraması, bozulan hukuk düzeninin yeniden tesis edilmesi ve hukuk barışının yeniden sağlanmasını zorunlu kılar.

İstisnai nedenlerle yargılamanın yenilenmesine karar verildikten sonra yapılacak yargılamada izlenecek yol; yeni bir yargılamada oldu-ğu gibi deliller toplanabilir. Re’sen araştırma ilkesi sonucu olarak yeni-lenme sebebine bağlı olmaksızın başvuruda belirtilen delillerin dışında da delil toplanabilir. Toplanan deliller karar yerinde tartışılıp suçun ne şekilde işlendiği açıklanmalı, mevcut deliller irdelenmeli, delillerle so-nuç arasında bağ kurulmalı, bir başka deyişle bu delillerle önceden bu sonuca varıldığı anlatılmalı, suçun nitelendirilmesi yapılarak yenilenen yargılamanın daha önce yapılıp bitirilen yargılama sonucunda ulaşılan sonuçları değiştirecek bir yenilik getirip getirmediği duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmelidir (Ünver- Hakeri CMK. Şer-hi).

Yargılamanın yenilenmesinin istisnai kanun yolu olduğu Yargıtay CGK’nın 11.03.2014 tarih, 2012/3-909 Esas, 2014/121 sayılı kararın-da, “Yargılamanın yenilenmesindeki amaç kanunda istisnai ve sınırlı olarak sayılan hallerin gerçekleşmesi halinde, gerçeğin araştırılması böylece toplumun ve sanığın menfaatinin korunması olduğundan, ke-sin hükme yönelik olarak ileri sürülen ve gerekli şartları taşımayan her türlü yenileme talebini dikkate alınması söz konusu olmayacaktır.” şek-linde vurgulanmıştır.

B) Yasal Düzenleme:

Bu nedenle yargılamanın yenilenmesi nedenleri CMK 311. madde-de tek tek sayılmıştır.

(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tek-rar görülür:

a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.

b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.

c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden ol-duğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.

d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.

e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıkların-da sanığın beraatını veya alındıkların-daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.

f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi-nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.

Yenileme Usulü:

Yargılamanın yenilenmesi talebini alan mahkemenin takip edeceği usul ve vereceği kararlar, 5271 sayılı CMK’da şu şekilde gösterilmiştir:

Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunu-lur. Bu mahkeme, duruşma yapmaksızın istemin kabule değer olup ol-madığına karar verir (Madde 318/1-3).

Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapıl-mamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir ne-den gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir (Madde 319/1).

Aksi hâlde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet Savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur (Madde 319/2).

Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemini yerinde bulursa de-lillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkeme-yi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bu hususları yerine getirebilir (Madde 320/1).

Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet Savcısı ve hakkın-da hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve dü-şüncelerini bildirmeleri istenir (Madde 320/3).

Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterli derecede doğrulanmaz veya 311’inci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 314’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı hâllerde işin durumuna göre bunların önce verilmiş olan hükme hiçbir etkisi olmadığı anlaşılırsa, yargılamanın yenilenmesi istemi esas-sız olması nedeniyle duruşma yapılmakesas-sızın reddedilir (Madde 321/1).

Aksi hâlde mahkeme, yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verir (Madde 321/2).

Yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylar veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verir (Madde 323/1).

Bu yasal düzenlemelere göre, yargılamanın yenilenmesi talebini alan mahkemenin öncelikle davanın kabule değer olup olmadığını du-ruşmasız olarak incelemesi, kabule değer bulmazsa reddetmesi (Madde 319/1), kabule şayan bulursa dayanılan delilleri toplaması, tarafların görüşlerini de alarak yargılamanın yenilenmesi istemini esassız olma-sı nedeniyle duruşma yapılmakolma-sızın reddetmesi (Madde 321/1) ya da yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar vermesi (Madde 321/2) gerekir.

Yargılamanın yenilenmesine karar vermişse bu kez serbestlik kuralı gereğince yeni bir yargılama yapacak, toplanan delilleri mevcut delil-lerle birlikte tartışıp değerlendirerek maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacak ve sonuçta, önceki hükmü onaylayacak veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verecektir (Madde 323/1).