• Sonuç bulunamadı

Ġmâm ġâfiî‟nin Mısır‟da ortaya koyduğu veya Irâk‟ta kâil olup nihayet Mısır‟da karar kıldığı ictihâdları ifâde eder.119

ġâfiî fukahâsı, Ġmâm ġâfiî‟nin bütün

kavl-i cedîdinin kavl-i kadîmine aykırı olmadığını bununla beraber kavl-i kadîmine

uygun kavl-i cedîdin de mevcut olduğunu ifâde eder. Zira Ġmâm ġâfiî bütün kavl-i

kadîminden vazgeçmiĢ değildir. ġu hâlde kavl-i cedîd, kadîme aykırı olmayıp onunla

örtüĢürse sadece cedîde mi yoksa aynı zamanda kadîme de nisbet edilebilir mi? Cemaleddin Abdurrahim el-Ġsnevi (ö. 772/1370), el-Mühimmât adlı eserinde bu tür görüĢlerin hem cedîde hem de kadîme nisbet edilebileceğini nakleder.120

Mısır‟a gidiĢinin hemen öncesinde Ġmâm ġâfiî‟nin zihni o zamana kadar benimsediği Ġmâm Mâlik‟in fıkhına yönelik eleĢtirilerle meĢguldü. Hem ehl-i hadîsi hem ehl-i re„yi ve yaklaĢımlarını yeterince tanımıĢ, bunların güçlü ve zayıf yanlarını öğrenmiĢ bulunan ġâfiî, Mısır‟a vardığında iki kesimin anlayıĢlarını tarafsız bir Ģekilde değerlendirebilme imkânını elde etmiĢtir.121

Daha önce Hanefîlere karĢı Ġmâm Mâlik‟i savunma konumunda kalan ġâfiî,122

Mısır‟da böyle bir ihtiyaç hissetmediğinden kendi özgün çizgisini tesîs etmeye koyulmuĢtur.123

Mısır‟a gelinceye kadar hocası Ġmâm Mâlik‟i açık biçimde eleĢtirmeyen ġâfiî, Mısır‟a

115

Heytemî, Ġbn Hacer, Tuhfetu‟l-Muhtâc bi ġerhi‟l-Minhâc, c. 1, s. 60; Remlî, Nihâyetu‟l-Muhtâc, c. 1, s. 50.

116 Ġbn Kâsım, HâĢiyetu Ġbn Kâsım „alâ Tuhfeti‟l-Muhtâc, c. 1, s. 59.

117

ġirbînî, Muğni‟l-Muhtâc, c. 1, s. 67; ġirvânî, HâĢiyetu‟Ģ-ġirvânî „alâ Tuhfeti‟l-Muhtâc, c. 1, s. 59. 118

Hafnâvî, Muhammed Ġbrâhîm, el-Fethu‟l-Mubîn fî Ta‟rîfi Mustalahâti‟l-Fukahâ ve‟l-Usûliyyîn, s. 157.

119 Kalyûbî, HâĢiyetu‟l-Kalyûbî, c. 1, s. 14; „Amîra, ġihâbuddîn Ahmed el-Burullusî, HâĢiyetu

„Amîra„alâ ġerhi‟l-Mahallî, c. 1, s. 14; Kürdî, el-Fevâid, s. 340; Ġbn Sümeyt, el-Ġbtihâc, s. 680. 120

Ġsnevî, el-Mühimmât, c. 1, s. 101; Kürdî, el-Fevâid, s. 340. 121 Aybakan, Ġmâm ġâfiî, s. 100.

122 Bkz. Beyhakî, Menâkıbu‟Ģ-ġâfiî, c. 1, s. 183-184; Nahrâvî, el-Ġmâmu‟Ģ-ġâfiî, s. 52,178.

ulaĢtığında Ġmâm Mâlik‟in oradaki talebelerinin taklit yanlısı tutumlarından tedirgin olmuĢ ve Ġmâm Mâlik‟in de eleĢtirilecek yönlerinin bulunduğunu saygıda kusur etmeden açıkça söylemekten geri durmamıĢtır.124

Zira hakikata uymayı Ġmâm Mâlik‟e uymaktan üstün tutan ġâfiî, hakikatın, Ġmâm Mâlik‟i taklîde feda edilemeyeceği anlayıĢındadır.125

Mısır‟da mezheb-i cedîd çerçevesindeki görüĢlerini ifâde ederken ġâfiî, önceki görüĢlerini yer yer terk ettiğini, nihaî anlayıĢını artık bu yeni dönemdeki görüĢlerinin oluĢturduğunu bizzat söylemiĢtir.126

Nitekim Ģöyle der: “Eski görüĢümü

benden rivâyet edene hakkımı helal etmem.”127

Ancak ġâfiî rucû„ ettiği eski görüĢlerinin rivâyet edilmesini yasaklamasına rağmen bazı eski kavillerinin yeni kaviller yanında zikredildiği görülmektedir. Bunun nedeni de Za‟ferânî, Kerâbîsî ve Irâk‟taki diğer talebelerinin rivâyet ettiği kitaplar etrafa yayılmıĢ, fakîhler bu kaynaklardaki görüĢleri öğrenmiĢ ve birbirlerine nakletmiĢ olmalarıdır. ġâfiî‟nin Bağdat‟taki talebeleri ve onların yetiĢtirdiği fakîhler, ġâfiî‟nin eski kavillerinin nakledilmesini yasakladığını bilmediklerinden bunları kitaplarına kaydedip birbirlerine naklettiler.128

ġâfiî‟nin yeni dönem fıkhının kaynakları arasında, Mısır‟a beraberinde Hicâz‟dan getirdiği rivâyet birikimi açısından Ġmâm Mâlik çapında bir âlim olan bir diğer hocası Süfyân b. „Uyeyne (ö. 198/814)‟nin kitapları yer alır.129

Süfyân b.

124 Ebû Zehra, eĢ-ġâfiî, s. 27-28. Ġmâm ġâfiî, Mısır'a geldiğinde burada Ġmâm Mâlik'in baskın etkisini

görmüĢtür. Talebeleri onun görüĢünden baĢka bir görüĢe itibar etmemekte, ona muhâlif olanlara Ģiddetle karĢı çıkmaktadırlar. Öyle ki kendilerine Peygamber dedi, diye hadîs rivâyet olununca: Mâlik Ģöyle dedi, derlerdi. ĠĢte bu düĢünce ġâfiî‟yi Mâlik‟e karĢı bir kitap yazmaya sevketti. Hatta ġâfiî'nin görüĢ değiĢtirmesi ile ilgili bir rivâyette „Ben yeni görüĢler belirttim. Çünkü Mısır‟a gelince, Mağrip'te Ġmâm Mâlik‟e ait birsarığın, yağmur duasında kullanıldığını (bu sarıktan medet beklendiğini) duydum. Zamanla onun (Ġmâm Mâlik‟in) insanlar tarafından Mesih gibi anlaĢılacağındankorktuğum için, ona muhalefet ettim ve bununla Mâlik‟in de müctehid bir imamolduğunu ve bazen hata edip bazen isabet edebileceğini insanlara göstermek istedim‟ dediği bildirilmektedir. Bkz. Râzî, el-Menâkıb, s. 49; Ebû Zehra, eĢ-ġâfiî, s. 28; Dakar, el-Ġmâmu‟Ģ-ġâfiî, s. 110; Kavâsimî, el-Medhal, s. 156.

125

Râzî, el-Menâkıb, s. 50. Aristo, felsefeyi Eflâtun‟dan öğrendi. Sonra ona muhâlefet etti. Kendisine bunu nasıl yaptın? Denildiğinde, o da: “Üstadım dostumdur, hak da dostumdur. Bunlar birbirine tenâzu ettiğinde hakkın dostu olmak daha evlâdır.” diye cevap verdi. ġâfiî‟yi üstadı Mâlik‟e muhâlefete sevkeden bu düĢüncedir. Bkz. Râzî, el-Menâkıb, s. 50.

126 Aybakan, Ġmâm ġâfiî, s. 103. 127

Remlî, Nihâyetu‟l-Muhtâc, c. 1, s. 50; Ebû Zehra, eĢ-ġâfiî, s. 155; Ġbn Sümeyt, el-Ġbtihâc, s. 680; Kavâsimî, el-Medhal, s. 208.

128 Ebû Zehra, eĢ-ġâfiî, s. 317.

„Uyeyne‟nin hadîs birikimi ve ilmî müktesebâtı ġâfiî‟nin yeni dönemdeki Ġmâm Mâlik‟e karĢı eleĢtiriye girme kararına hizmet eden uygun bir malzemeye sahiptir.130

ġâfiî, aynı asırda yaĢamasına rağmen doğrudan istifâde edemediğine hayıflandığı131

iki önemli Ģahsiyetten biri olan Leys b. Sa‟d (ö. 175/791)‟ın görüĢlerini talebeleri aracılığıyla temin edip bu döneme âit fıkhının kaynakları arasına katmıĢtır.132

Mezheb-i cedîdin bir diğer kaynağı da Ġmâm Mâlik‟in Mısırlı talebelerine âit telîflerdir.133

ġâfiî‟nin Mısır‟a gidiĢi onun fıkıh anlayıĢındaki değiĢimi ayıran çizgidir. Mekke, Medîne, Yemen ve Irak‟da elde ettiği birikimini Mısır ile taçlandırmıĢ ve fıkhî görüĢlerini yeni bir perspektifle ele alma imkânı bulmuĢtur. Nitekim ondan nakledilen “Hadîsin sıhhati sâbit olunca, benim mezhebim odur”134 sözü, serdettiği bir görüĢte katı bir tutum sergilemediğinin bariz bir kanıtıdır. Bu bağlamda onu Mısır‟daki fıkıh anlayıĢında bir değiĢim ve geliĢime sevk eden baĢlıca faktörler Ģunlardır:135

1. Önceden duymadığı birçok hadîs ve âsâr‟a vukûfiyeti.

2. Mezheb-i kadîminde kullandığı kıyâsdan daha kuvvetli yeni kıyâsa itimâd etmesi. ġâfiî ilmî ve fikrî olgunlaĢma neticesinde meseleler hakkında yeni kıyâslar yapmıĢ ve aynı mesele hakkındaki eski kıyâstan rucû‟ etmiĢtir.

3. Çevre değiĢikliği. Nitekim ġâfiî Mısır‟da Hicâz ve Irâk‟dakinden farklı âdet ve geleneklerle karĢılaĢmıĢ görüĢlerini gözden geçirme ihtiyacı hissetmiĢtir.

Bu dönemde Ġmâm ġâfiî‟ye talebelik yapan baĢlıca fakîhler Ģunlardır:136

Yûsuf b. Yahyâ Ebû Yakûb el-Büveytî (ö. 231/846), Ġsmâîl b. Yahyâ Ebû Ġbrâhîm el- Müzenî (ö. 264/878), Rebi‟ b. Süleymân el-Murâdî (ö. 270/884), Ebû Bekr Abdullah

130 Aybakan, Ġmâm ġâfiî, s. 107.

131 Beyhakî, Menâkıbu‟Ģ-ġâfiî, c. 1, s. 524; „Askalânî, Tevâli‟t-Te‟sîs, s. 57. Diğeri de Ġbn Ebî Zi‟b‟dir. Bkz. Beyhakî, Menâkıbu‟Ģ-ġâfiî, c. 1, s. 524; „Askalânî, Tevâli‟t-Te‟sîs, s. 57.

132

Nahrâvî, el-Ġmâmu‟Ģ-ġâfiî, s. 217-218. 133 Aybakan, Ġmâm ġâfiî, s. 107.

134 Nevevî, el-Mecmû„, c. 1, s. 86; „Askalânî, Tevâli‟t-Te‟sîs, s. 109; Remlî, Nihâyetu‟l-Muhtâc, c. 1, s. 50.

135

Kavâsimî, el-Medhal, s. 307; Kal„acî, Abdulmu„tî, Emîn, Ma„rifetu‟s-Süneni ve‟l-Âsâr GiriĢi, c. 1, s.33.

136 Râzî, el-Menâkıb, s. 47; Kalyûbî, ġihâbuddîn Ahmed b. Ahmed, HâĢiyetu‟l-Kalyûbî „alâ ġerhi‟l-

b. Zübeyr el-Humeydî (ö. 219/834), Harmele b. Yahyâ (ö. 243/ 858), Rebi‟ b. Süleymân el-Cîzî (ö. 256/869), Yunûs b. Abdula‟lâ es-Sadefî (ö. 264/878), Muhammed b. Abdullah b. Abdilhakem (ö. 268/882).137 el-Ümm, el-Ġmlâ, el-

Emâlî,138

Muhtasaru‟l-Büveytî, Muhtasaru‟l-Müzenî, Sünenu Harmele ve er- Risâletu‟l-Cedîde (er-Risâletu‟l-Mısriyye).cedîd mezhebinin önemli kaynaklarıdır.139