B. KAVL-Ġ CEDÎD‟E UYGUN KAVL-Ġ KADÎM
1. ÇıkıĢ Yerini AĢıp Yayılan Necâsetin TaĢla Temizlenmesi
Ġstincâ, ön ve arka yoldan çıkan pislikleri gidermek ve bunların çıkıĢ yerlerini
su, taĢ vb. Ģeylerle temizlemektir. Ġstincâ kelimesi yerine bazen istitâbe veya isticmâr kelimeleri de kullanılmaktadır. Ancak istincâ ve istitâbe; hem su hem de taĢ ile yapılan temizlik için kullanılırken isticmâr ise yalnız taĢ vb. maddelerle yapılan temizliğe özgüdür.847
Ġstincâ vâcibtir. Su ile yapıldığında; necâsetin izâlesi, zann-ı gâlib ile hâsıl oluncaya dek necâset mahalli temizlenir. Ancak taĢla yapılan istincâda Ģu iki husûs birlikte vâcibtir.848
1. (Selâs mesehât) Kullanılan taĢın mesh sayısı. Necâset bir veya iki taĢla temiz olsa da yine de üçüncü taĢı kullanmak vâcibtir. Bir taĢın üç temiz tarafını kullanmak da üçtaĢ yerine geçer. Bu itibarla taĢla yapılan istincâda taĢ sayısı değil,
846
Cüveynî, Nihâyetu‟l-Matlab, c. 19, s. 65; Râfiî, el-„Azîz, c. 13, s. 140; Demîrî, en-Necmu‟l-Vehhâc, c. 10, s. 382.
847 Nevevî, el-Minhâc ġerhu Müslim b. Haccâc, c. 3, s. 119; Ġbnu‟r-Rif„a, Kifâyetu‟n-Nebîh, c. 1, s. 428; Bâcûrî, HâĢiyetu‟l-Bâcûrî, c. 1, s. 115.
848
Rûyânî, Bahru‟l-Mezheb, c. 1, s. 122; Râfiî, el-„Azîz, c. 1, s. 148; Nevevî, el-Mecmû„, c. 1, s. 557- 558; Heytemî, Tuhfetu‟l-Muhtâc, c. 1, s. 184, 192; Mahallî, ġerhu‟l-Mahallî, c. 1, s. 44; Müzecced, el- „Ubâb, c. 1, s. 96; Bâcûrî, HâĢiyetu‟l-Bâcûrî, c. 1, s. 118; Dimyâtî, Ġ„ânetu‟t-Tâlibîn, c. 1, s. 215-216- 217.
mesh sayısına itibar edilir. ġu hâlde taĢ vb. maddelerle istincâ yapıldığında necâset mahalli bir mesh ile temiz olsa da üç defa taĢ ile meshedilmesi vâcibtir.
2. (Ġnkâu‟l-mahal) Necâset mahallini, ancak suyun temizlediği necâset eseri hâricinde hiçbir necâset kalmayacak Ģekilde temizlemek. Eğer bu iĢlem üç taĢtan fazlasına ihtiyaç duyarsa, temizlik hâsıl oluncaya dek taĢ sayısını artırmak vâcibdir. Temizlik dört, altı gibi çift sayıdaki taĢla gerçekleĢtiğinde bunu tek sayıya çıkarmak müstehabdır.
Su bulunsa dahi taĢ vb. maddelerle istincâ yapılabilir. Ancak suyu kullanmak daha faziletlidir. Daha da iyisi önce taĢ sonra da suyu kullanmak sûreti ile bunları birarada kullanmaktır.849
Ġstincânın taĢ ile yeterli olup olmadığı ve hangi durumda sadece su ile yapılması gerektiği husûsunda Ģu dört duruma bakılır:850
1. Necâset, çıkıĢ yerini aĢmayınca tartıĢmasız istincânın taĢla yapılması yeterli olur.
2. Necâset, çıkıĢ yerini aĢmıĢ olsa da çoğu kiĢiden mutad olan miktarı aĢmadığı durumda da taĢla istincâ yeterlidir. Büveytî ve Müzenî, necâsetin çıkıĢ yerini aĢtığı durumda taĢ ile değil sadece su ile istincâ olunması gerektiğini nakletseler de ġâfiî fukahâsının cumhûru bu naklin zâhiri üzere olmadığını kaydettikten sonra kimisi Müzenî‟nin yanıldığını kimisi ise kullandığı ibâreden (Müzenî‟nin ibâresi Ģu Ģekildedir: “çıkıĢ yerini aĢtığında”) bazı kelimelerin düĢtüğü Ģeklinde tevîl ederek ibârenin doğrusu çıkıĢ yeri ve etrafını aĢtığında Ģeklinde olması gerektiğini belirtmiĢlerdir.
3. Necâset, dağılıp mutad miktarı da aĢmıĢ ve kiĢinin ayağa kalktığında birbirine değmeyen kısma (zâhiru‟l-elye/zâhiru‟s-safha) yayılmıĢtır. Bu durumda Ģuna bakılır: Zâhiru‟l-elye‟ye taĢmıĢ olan necâset, diğer yerdeki necâsete bitiĢik ise bütün necâset için sadece su ile temizlik yeterlidir. Eğer bu necâset diğer necâsetten ayrı ise sadece zâhiru‟l-elye kısımda bulunan necâsetin su ile temizlenmesi gerekir.
4. Necâset dağılıp mutad miktarı da aĢmıĢtır. Ancak kiĢinin ayağa kalktığında birbirine değen kısmını (bâtınu‟l-elye/bâtınu‟s-safha) aĢıp birbirine değmeyen
849 Nevevî, el-Mecmû„, c. 1, s. 556. 850 Nevevî, el-Mecmû„, c. 1, s. 577.
kısmına da (zâhiru‟l-elye) yayılmamıĢtır. ĠĢte bu durumda taĢ ile istincânın yeterli olup olmaması husûsunda Ġmâm ġâfiî‟nin iki kavli vardır:851
a. Kavl-i kadîm
ÇıkıĢ yerini aĢarak mutad miktarı da geçmiĢ olup kiĢinin ayağa kalktığında kaba etlerin birbirine değmeyen kısmına (zâhiru‟l-elye) yayılmayıp sadece kaba etlerin birbirine değen kısmında (bâtınu‟l-elye) kalan necâsetin taĢ ile istincâsı câizdir.852
Bu görüĢün dayandırıldığı deliller Ģunlardır:
Çoğu kiĢide bu durum söz konusu olduğundan bu durumda taĢı kullanmayı engellemek taĢın kullanımını terketmek anlamına gelir.853
Muhâcirler Medîne‟ye geldiklerinde hurma yemeye baĢladılar. Hurma yemek, adetleri olmadığından ishal oldular. Ancak buna rağmen su ile istincâ etmekle emrolunmadılar.854
Râfiî,855
Beydâvî,856 Ġbnu‟n-Nakîb,857 Bulkînî,858 Ġbnu‟r-Rif„a,859 Demîrî,860 Ġbnu‟l-Mülakkın,861
Mahallî,862 Zekeriyyâ el-Ensârî,863 Heytemî,864 Remlî,865 ġirbînî,866
Erdebîlî,867 Ġbnu‟l-Mukrî868 ve Bâcûrî869 mezkûr durumda taĢ ile istincânın yeterli olduğu kanaatindedirler.
851
Mâverdî, el-Hâvi‟l-Kebîr, c. 1, s. 170; ġîrâzî, el-Mühezzeb, c. 1, s. 115; Rûyânî, Bahru‟l-Mezheb, c. 1, s. 131; „Ġmrânî, el-Beyân, c. 1, s. 228-229; Râfiî, el-„Azîz, c. 1, s. 142; Nevevî, el-Mecmû„, c. 1, s. 89, 577.
852 Mâverdî, el-Hâvi‟l-Kebîr, c. 1, s. 170; Nevevî, el-Mecmû„, c. 1, s. 89; Kürdî, el-Fevâid, c. 348. 853 Mâverdî, el-Hâvi‟l-Kebîr, c. 1, s. 170.
854
ġîrâzî, el-Mühezzeb, c. 1, s. 115; Demîrî, en-Necmu‟l-Vehhâc, c. 1, s. 305. 855 Râfiî, el-„Azîz, c. 1, s. 142. 856 Beydâvî, el-Ğâyetu‟l-Kusvâ, c. 1, s. 293. 857 Ġbnu‟n-Nakîb, es-Sirâc, c. 1, s. 102. 858 Bulkînî, Tedrîbu‟l-Mübtedî, c. 1, s. 138. 859 Ġbnu‟r-Rif„a, Kifâyetu‟n-Nebîh, c. 1, s. 452. 860 Demîrî, en-Necmu‟l-Vehhâc, c. 1, s. 305. 861 Ġbnu‟l-Mülakkın, „Ucâletu‟l-Muhtâc, c. 1, s. 86. 862 Mahallî, ġerhu‟l-Mahallî, c. 1, s. 43. 863 Ensârî, Fethu‟l-Vehhâb, c. 1, s. 155-156. 864 Heytemî, Tuhfetu‟l-Muhtâc, c. 1, s. 192. 865 Remlî, Nihâyetu‟l-Muhtâc, c. 1, s. 149. 866 ġirbînî, Muğni‟l-Muhtâc, c. 1, s. 145. 867 Erdebîlî, el-Envâr, c. 1, s. 37. 868 Ġbnu‟l-Mukrî, Ravdu‟t-Tâlib, c. 1, s. 47. 869 Bâcûrî, HâĢiyetu‟l-Bâcûrî, c. 1, s. 119.
b. Kavl-i cedîd
Bu durumdaki necâsetin taĢ ile istincâsı câiz olmayıp ancak su ile temizlenmesi gerekir.870 Bu görüĢün dayandırıldığı deliller Ģunlardır:
Necâsetin izâlesinde aslolan ancak su ile temizlenmesidir. TaĢ ile temizlik ise sadece necâsetin çıkıĢ yerini aĢmadığı mahsûs bir yerde câiz bırakılmıĢtır.871
TaĢ ile istincâ, ġâri„ tarafından kolaylık için câiz kılınmıĢtır. Bu nedenle umumu belvâ olan yere münhasırdır. BaĢka durumlar buna kıyâs edilemez.872
Beğavî873
kavl-i cedîdi tercîh etmiĢtir. c. Nevevî‟ nin Tercîhi Nevevî, mezkûr meselede et-Tahkîk,874
el-Mecmû„,875 et-Tenkîh,876 Ravdatu‟t- Tâlibîn877
ve Minhâcu‟t-Tâlibîn878 adlı eserlerinde hakkında sahîh hadîs bulunduğu
gerekçesi ile mezkûr durumda taĢ ile istincânın yeterli olduğu görüĢünü tercîh etmiĢtir.
d. Değerlendirme
Meseledeki ihtilâfın aktarımı husûsunda farklı tarîkler sözkonusudur.879
BaĢta Nevevî olmak üzere Râfiî ve diğer ġâfiî fukahâsının çoğu, yukarıda belirtilenin aksine; mezkûr durumda taĢ ile istincânın câiz olduğu görüĢünü kavl-i cedîd, câiz olmadığı görüĢünü de kavl-i kadîm olarak vermektedirler.880
Bu aktarıma göre bu meselede tercîh edilen görüĢün kavl-i cedîd olduğu ortaya çıkar. Mezkûr durumda taĢ ile istincânın yeterli olduğu görüĢünü kavl-i kadîm aksini de kavl-i cedîd olarak
870 Mâverdî, el-Hâvi‟l-Kebîr, c. 1, s. 170. 871 Mâverdî, el-Hâvi‟l-Kebîr, c. 1, s. 170. 872 Remlî, Nihâyetu‟l-Muhtâc, c. 1, s. 149. 873 Beğavî, et-Tehzîb, c. 1, s. 294. 874 Nevevî, et-Tahkîk, s. 86. 875 Nevevî, el-Mecmû„, c. 1, s. 577. 876 Nevevî, et-Tenkîh, c. 1, s. 303. 877 Nevevî, Ravdatu‟t-Tâlibîn, c.1, s. 179. 878 Nevevî, Minhâcu‟t-Tâlibîn, s. 72.
879 Râfiî, el-„Azîz, c. 1, s. 142; Kürdî, el-Fevâid, c. 348.
arzetmemizde Mâverdî‟nin el-Hâvi‟l-Kebîr‟de881
belirttiği kavleyn ihtilâfındaki naklini esas aldık. Bu aktarıma binâen bahsi geçen meselede Nevevî, Râfiî ve birçok ġâfiî fukahâsının tercîh ettiği görüĢün kavl-i kadîm olduğu ortaya çıkar.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer husûs da Ģudur: Mâverdî‟nin nakline göre
kavl-i kadîm olarak arzettiğimiz; mezkûr durumda taĢ ile istincânın yeterli olduğu
görüĢünü, aynı zamanda cedîd mezhebin râvîsi olan Rebî„ b. Süleyman el-Murâdî‟de Ġmâm ġâfiî‟den nakletmektedir.882
Ayrıca bu görüĢ cedîd mezhebin kaynaklarından olan el-Ümm, el-Ġmlâ ve el-Muhtasar‟da da geçmektedir.883 Bu nedenle Mâverdî nakline göre hareket etmemiz takdirinde bile meselede, Nevevî tarafından kavli-
cedîde aykırı olankavl-i kadîm değil kavli-cedîde uygun olan kavl-i kadîm tercîh
edildiği ortaya çıkmaktadır. Nevevî‟nin mezkûr tercîhi mezhebin müftâ bih görüĢüdür. Zira Ģeyhayn bu görüĢte birleĢmiĢtir. Zekeriyyâ el-Ensârî, Heytemî, Remlî ve ġirbînî gibi müteahhir ġâfiî otorite fakîhlerin de bunu teyit etmeleri baĢka bir söze mahal bırakmamıĢtır.
C. ĠKĠ KAVL-Ġ CEDÎD‟DEN BĠRĠNE UYGUN OLAN KAVL-Ġ KADÎM