• Sonuç bulunamadı

Cebir suçu TCK’nın 108. maddesinde; “Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiştir.

Cebir, kişiye karşı fizikî güç kullanmak suretiyle, onun veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zorlayıcı bir etki meydana getirilmesidir. Cebir kullanma suçu, aynı zamanda kasten yaralama suçunu oluşturmaktadır57. Ancak, bunda kasten yaralama suçundan farklı olarak, kişiye bir şeyi yapması veya

55 ARTUK/GÖKCEN/YENİDÜNYA, 2005, s. 87-88. 56 TANER, s. 148.

57 YURTCAN Erdener, Yargıtay Kararları Işığında Hürriyete Karşı Suçlar, Adalet Yayınevi,

28

yapmaması ya da bir şeyin yapılmasına müsaade etmesi için cebir tatbik edilmektedir. Bu yüzden, cebir kullanma suçuyla ilgili olarak öngörülen ceza, kasten yaralama suçundan dolayı verilecek cezanın belli bir oranda artırılması suretiyle belirlenmiştir58.

Bu suçun hukuki konusu, bireylerin kendi başlarına karar alma ve böyle alınmış bir karara göre hareket etme özgürlüğüdür. Bir başka deyişle irade özgürlüğüdür. Her ne kadar irade özgürlüğü başka hükümlerle de korunmuş ise de “irade ve hareket” özgürlüğünü tam olarak koruyabilmek için bu hüküm düzenlenmiştir59.

Cebir ve tehdit suçlarının belli bir gaye için uygulanmaları, irade oluşturma ve bu iradeye göre hareket etme hürriyetlerini ihlal etmeleri bakımından ortak yönleri bulunmaktadır. Buna karşın söz konusu suçlar fiil unsurları bakımından ayrışmaktadırlar. Kanunun sisteminde cebir, maddi zoru ve manevi zoru kapsayan üst bir kavram değildir. Yeni kanun bakımından cebir, belli bir gaye ile uygulanan ve kişinin bedenen hissedebileceği fizik kuvvet kullanımlarını ifade etmektedir60. Dolayısıyla, yeni kanunun sisteminde şartlı tehdit-basit tehdit ayrımının kaldırılmasının sonucu olarak tehdit, artık cebir suçunun seçimlik hareketlerinden birini oluşturmamakta, tamamen bağımsız bir suç olarak düzenlenmiş bulunmaktadır61.

Tehdit, geleceğe ilişkin korkutma aracıdır. Ancak cebir o an gerçekleşen fiziksel bir eylemdir. Aslında 5237 sayılı TCK da düzenlenen cebir yöneldiği amaç açısından 765 sayılı TCK da düzenlenen şartlı tehdide benzemektedir62.

Cebir kullanma suçu ile ilgili olarak 5237 sayılı TCK da köklü değişiklikler yapılmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere cebir kullanma suçu 765 sayılı TCK’nın

58 ARTUK/GÖKCEN/YENİDÜNYA, 2005, s. 88.

59 TOROSLU, Nevzat, Ceza Hukuku Özel Kısım, Ankara 2010, s. 72.

60 “…Sanığın, bir alışveriş ihtilafından çıkan tartışma sırasında, katılanın boğazını tutarak "bana bak

kendi arazinden bir metre dışarı çıkmayacaksın, bir daha buralara yanaşmayacaksın, bir daha burada hayvan otlatmayacaksın" demesi şeklinde gerçekleştiği kabul edilen eyleminin, TCK'nın 108/1. maddesinde belirtilen cebir suçunu oluşturduğu gözetilmeden, nitelendirmede yanılgıya düşülerek tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurulması…”, Yargıtay 4CD., 05.03.2015 tarih, 2013/9711 E. 2015/23772 K. UYAP (e.t 17.01.2019).

61 ÜZÜLMEZ, 2007, s. 67.

62 ÖZBEK, Veli Özer/KANBUR N. Mehmet/DOĞAN Koray/BACAKSIZ Pınar/TEPE İlker,

29

188 inci maddesinde; “Bir kimse bir şey işlemek veya işlemesine müsaade etmek ya da o şeyi işlememeye mecbur etmek için diğer bir kimseye zor kullanır veya onu tehdit eder veya yetkisi olmadan veya yasalara aykırı olarak bu konuda bilgi vermesini veya inancını veya siyasi veya sosyal görüşünü açıklamasını isterse altı aydan bir yıla kadar hapis ve bin liradan üç bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır” denilerek “şartlı tehdit” ve “şartlı zor kullanma” şeklinde seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmişti63.

5237 sayılı TCK’nın 108' nci maddesinde cebir kullanma suçu, bağımsız bir suç olarak kabul edilmiş ancak cezası kasten yaralama suçu dikkate alınarak tespit edilmek suretiyle cezanın belirlenmesi daha isabetli bir kritere bağlanmıştır; Ayrıca burada sadece “cebir (zor) kullanma” suçun maddi unsuru içinde yer almış “tehdit” unsuruna maddede yer verilmemiştir. Böylece seçimlik hareketlerden şartlı tehdit; bu suçun kapsamından çıkarılarak, 106 ncı madde (tehdit suçu) kapsamında değerlendirilmesi gereken bir eylem haline getirilmiştir64.

5237 sayılı Kanun, yaptığı düzenleme ile 765 sayılı TCK’nın 188 nci maddesinin 2 inci fıkrasında yer alan “Bu kimse tasarladığı sonucu elde etmişse hapis cezası bir yıldan iki yıla kadar ve ağır para cezası iki bin liradan beş bin liraya kadardır” şeklindeki ağırlaştırıcı nedene yer vermemiştir. Failin maksadına ulaşmasının cezanın tespitinde dikkate alınmaması yerinde olmamıştır65.

5237 sayılı TCK’nın 111 nci maddesine göre; cebir suçunun işlenmesi soncunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de hükmolunacaktır.

C- Yağma Suçu

5237 sayılı TCK nın 148. maddesinde: “(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile

63 ARTUK/GÖKCEN/YENİDÜNYA, 2005, s. 88. 64 GÖKCEN, 2005, s. 2773.

30 cezalandırılır.

(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kâğıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir. (3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Yağma suçu esasen taşınabilir mallar üzerinde işlenebilen, başkasına ait bir malın zilyetliğini elde etmek için cebir veya tehdit kullanmak olarak tanımlanabilir. Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik suçtur. Bu nedenle birden fazla hukuki değeri korumakta olup bunlar, kişi hürriyeti, zilyetlik ve mülkiyettir. Kanun koyucu ihlal edilen hukuki değer yönünden zilyetliğe üstünlük tanımak suretiyle yağma suçunu malvarlığına karşı suçlar bölümünde düzenlemiştir66. Ayrıca yağma suçunda korunan diğer bir hukuki değer kişinin vücut dokunulmazlığıdır67.

Yağma suçunun gerçekleşmesi açısından icrai hareketlerden olan tehdidin yalnız kişinin kendisine yönelmesi gerekmez. Madde düzenlemesine göre, yakınlarından birisine yönelen tehdit de yağma suçuna konu olabilecektir.

Yağma suçunun olay yerinde bulunan ancak mağdurun herhangi bir şekilde yakını olmayan kişiye yönelik tehdit halinde uygulanmayacağı belirtilmekte ise de bu yaklaşım doğru değildir. Yargıtay kararları da; herkesin suç işlenirken ya da suçüstü halinde bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçma ihtimalinin bulunması durumunda kolluk görevlisi olmasa bile herkese geçici olarak suçluyu yakalama hakkı tanınmış olduğuna göre, suçun konusunu oluşturan malın alınması için cebir ya da tehdide maruz kalan kişinin mal sahibi ya da bunun bir yakını olmasa da fiil

66 SAKAR Abdurrahman, Tehdit Suçu, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku

Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Diyarbakır 2009, s. 30.

67 GÜNDÜZ Remzi, 6352 Sayılı Kanunla Yapılan Değişikliklerle Birlikte Türk Ceza Kanunu’nda

31

yağma suçunu oluşturacağı yönündedir68.

Ayrıca tehdit nedeniyle mağdurun istenileni yapmadığı takdirde tehditte belirtilen kötülüğün gerçekleştirileceği konusunda ciddi bir korkuya kapılmış olması ve teslim ya da alınmaya karşı koymama arasında neden sonuç ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Bu nedenle, gerçekleşeceği kuşkulu olan ve belirli olmayan tehditler yağma suçunun unsurunu oluşturmaz69.

Tehdidin başka bir suçun unsuru ya da ağırlaştırıcı nedeni olarak öngörüldüğü hallerde örneğin yağma suçunda müstakil tehdit suçunu ayırt etmede en önemli ölçüt; tehdit genel kastla işlenebilen bir suç olmasına karşın, anılan suçlarda failin tehdidi özel bir kast altında işlemesi suçun doğası gereğidir. Fail tehdidi başkasının taşınır bir malını veya taşınmazını almak özel gayesine özgülemişse yağma suçu oluşacaktır70.

D- Kasten Yaralama Suçu

Kasten yaralama suçu 5237 sayılı TCK nın 86. maddesinde; (1)Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Şeklinde düzenlenmiştir.

Maddenin üçüncü fıkrası suçun nitelikli hallerini, 87. madde Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama suçunu, 88. madde ise İhmal Suretiyle Kasten Yaralama suçunu hüküm altına almıştır.

Kasten yaralama suçunda korunan hukuki yarar, kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğüdür. Suçun konusunu ise, mağdurun acı verilen veya bozulan bedeni oluşturmaktadır. Tehdit suçunda korunan hukuki değer, kişilerin iç huzuru, karar verme ve bu karara uygun olarak hareket etme özgürlüğüdür.

Esasen tamamlanmış kasten yaralama suçu ile tehdit suçunun birbirine karışması, uygulayıcıların suçun vasfı konusunda tereddüt etmesi imkanı pek

68 GÜNDÜZ, s. 218. 69 TANERİ, s. 35. 70 TARHAN, s. 67.

32

bulunmamaktadır. Bununla birlikte bazen somut olayda silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçu ile silahla tehdit suçunun hangisinin uygulanacağı noktasında tereddütler oluşabilmektedir.

Failin mağdurun iradesi üzerinde geleceğe dönük bir korku, endişe hissi oluşturmayı amaçladığı durumlarda tehdit suçundan; olay anı itibariyle doğrudan mağdurun vücuduna yönelmiş eylemlerde kasten yaralamaya teşebbüs suçundan bahsetmek mümkündür71.

Konuya ilişkin Yargıtay’ın farklı tarihli ancak benzer içerikli kararları aşağıda gösterilmiştir. (1)“…Sanığın, bıçakla yaralamak amacıyla ekip aracında bulunan katılan Yavuz Yılmaz'ın üzerine doğru koşup hamle yaptığı sırada polis memurlarının kendisini tutarak engel olmaları şeklinde gerçekleşen eyleminin silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek tehdit suçundan hüküm kurulması...”72.

(2)“...Müşteki sanık Ferhat'ın aşamalarda, sanık Mustafa'nın kendisine bıçak ile hamle yaptığı yönündeki anlatımları ile sanık Mustafa'nın soruşturma evresindeki ifadesinde korkutmak için Ferhat'ın üzerine gittiğini belirtmesi karşısında, bu çelişki giderilmeden, eylemin bir bütün halinde silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan sanık hakkında silahla tehdit suçundan hüküm kurulması...”73.

(3)“…Akraba olan müşteki ile sanık arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, tarafların karşılıklı olarak birbirlerine vurdukları, daha sonra sanığın arabasından aldığı bıçakla müştekiye saldırdığı, araya giren tanık Halit Kılıç'ın bıçağı sanığın elinden aldığı, sanığın elinde bıçak bulunduğu sırada müştekiye tehdit içeren herhangi bir söz söylemediği de dikkate alındığında, sanığın eyleminin silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan silahla tehdit suçundan hüküm kurulması...”74.

Görüleceği üzere silahla kasten yaralamaya teşebbüs ve silahla tehdit suçları

71 BIÇAKÇI, Mahmut, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Tehdit Suçu, Akdeniz Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Antalya 2018, s. 13.

72 Yargıtay 9. CD., 28.03.2012 tarih, 2010/13660 E. 2012/4095 K. 73 Yargıtay 4 CD., 01.04.2019 tarih 2014/54980 E. 2019/5714 K. 74 Yargıtay 4 CD., 07.05.2012 tarih 2010/10328 E. 2012/10696 K.

33

yönünden değerlendirme yapılırken sanığın kastının ne olduğunun iyi belirlenmesi suçun doğru nitelendirilmesi açısından önem arz etmektedir. Kavga esnasında sarf edilen sözler, taraflar arasında ki mesafe, taraf ve tanık beyanları vb hususlar dikkate alınarak kast belirlenebilecektir.