• Sonuç bulunamadı

Bireylerin Ceza Sorumluluğu

C. Uluslararası Suçlar Dolayısıyla Ceza Sorumluluğu

1. Bireylerin Ceza Sorumluluğu

Bireylerin, şirketlerin (corporations), hükûmet-dışı örgütlerin (non-governmental organizations) ve ilgili diğer grupların uluslararası hukuk kişiliğinin en azından şüpheli olması dolayısıyla, haklarında genel bir sorumluluk rejiminin olduğunu söylemek kolay gözükmemektedir45. Biz bu başlık altında, bireylerin belirli uluslararası hukuk

kurallarını ihlâl etmeleri dolayısıyla gündeme gelecek sorumluluk çeşidini inceleyeceğiz. Bunun devletin sorumluluğu için geçerli ilkelerden farklı, cezayla yaptırımlandırılan bir rejimi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra devletlerin cezaya muhatap olup olamayacağı da bir sonraki başlıkta konumuz içinde tutulacaktır.

Sorumluluk, bir uluslararası yükümlülüğün ihlâlinin sonuçlarından biridir. Böylece ihlâlin isnad edilebilmesi, yükümlülüğün öznesi veya öznelerine dayanır. Bu konuda uluslararası hukukun bir parçası olarak gelişen geleneksel teoriye ve uygulamaya göre ise, sadece devletler uluslararası yükümlülüğün öznesi olmaya

44 PAZARCI Hüseyin, Uluslararası Hukuk Dersleri III. Kitap, Ankara 1999, (Dersler III), s. 151; PAZARCI, Uluslararası Hukuk, s. 401.

ehildir46. Ancak günümüzde artık devletler uluslararası toplumda tek değildir, örneğin bireyler de uluslararası yükümlülüklerin doğrudan öznesi olabilmektedir. Bu da bugüne kadar salt devletlerin sorumlu tutulabilmesi durumuna değişiklikler getirecektir; en azından uluslararası sorumlulukla ilgili kodifikasyon çalışmalarında bu gelişmenin göz önünde tutulması gerekecektir47.

Uluslararası sorumluluk kurumu çerçevesinde sorumluluğu asıl gündeme gelebilecek kişiler, belirttiğimiz gibi, devletler ve uluslararası örgütler gibi uluslararası hukuk kişileridir. Bu bakımdan bireylerin savaş suçu, barışa ve insanlığa karşı suç ya da soykırım suçu gibi suçlar nedeniyle “devletin sorumluluğu” çerçevesinde yargılanması ya da cezalandırılması da söz konusu değildir. Bu gibi durumlarda, geleneksel uluslararası sorumluluk kurumundan farklı olarak, nihayet bireyin ceza sorumluluğu konusu ortaya çıkmaktadır48.

Birey, uluslararası yükümlülüklere, dolayısıyla uluslararası hukuka tâbi olduğu ölçüde, uluslararası hukuka aykırılıklarda bulunabilir. Bu hukuka aykırılıklar, salt deniz haydutluğu ve köle ticareti durumlarına münhasır olmayıp, özellikle savaş hukukuyla ilgili konularda da ortaya çıkabilmektedir. Zira savaş hukukuna dair hükümlerin çoğu,

46 Milletler Cemiyeti bünyesinde Uzmanlar Komitesi tarafından kabul edilen ve “Guerrero raporu” olarak da bilinen “Ülkesindeki Yabancılara veya Onların Mallarına Verilen Zararlardan Dolayı Devletlerin Sorumluluğu” (Responsibility of States for Damage Done in Their Territories to The Person Or Property of Foreigners) üzerine 1926 tarihli 4 No’lu Metinde belirtildiği gibi, uluslararası toplumun iradesiyle kurulan uluslararası hukuk, sadece devletlerin karşılıklı ilişkilerini yönetebilen bir hukuk dalıdır. Bu da sadece devletlerin aralarındaki ilişkilerde sahip olduğu haklardan ve ödevlerden oluşan bir sistemdir. O halde bu alanda bir devlet ancak bir başka devlete karşı iddia getirme hakkına sahiptir. Bireyler ise bu alanın dışındadır. Onlar, hayatlarının tek bir irade (devlet) tarafından düzenlendiği daha alt bir düzlemdedirler. Görüleceği üzere bireyler uluslararası hukukun öznesi olmadığı gibi, bununla bağlantılı olarak, bunların uluslararası hukukta sorumlu tutulması olanağı da bulunmaz. (Bkz. “Questionnaire No. 4: Responsibility of States for Damage Done in Their Territories to The Person or Property of Foreigners”, (by Guerrero), AJIL, Jul. 1926, Vol. 20, No. 3, s. 180).

47 GARCÍA-AMADOR F. V., “State Responsibility of the New Trends of International Law”, AJIL, 1955, Vol. 49, No. 3, s. 340.

devletlerin yanı sıra, silahlı kuvvetler mensubu olsun olmasın, onların uyruklarını da bağlamaktadır49.

Nitekim İkinci Dünya Savaşı sonrası Nüremberg Uluslararası Askerî Mahkemesinin kurulmasının da kararlaştırıldığı Avrupalı mihver devletlerinin (Almanya, İtalya, Macaristan, Bulgaristan ve Romanya) büyük savaş suçlarının kovuşturulması ve cezalandırılmasına ilişkin 08.08.1945 tarihli Londra Şartının (Agreement for the Prosecution and Punishment of Major War Criminals of the European Axis, and Establishing the Charter of the International Military Tribunal) eki Mahkeme Statüsü m. 6’da, barışa karşı suçlar (crimes against peace), savaş suçları (war crimes) ve insanlığa karşı suçlar (crimes against humanity) ile ilgili bireysel sorumluluk hakkında Mahkeme yetkili kılınmıştır50. Buna paralel şekilde 19.01.1946 tarihinde Tokyo’da uzakdoğuda işlenen büyük savaş suçlarının kovuşturulması ve cezalandırılmasına için kurulan Uzakdoğu için Uluslararası Askerî Mahkeme Şartı (Charter of the International Military Tribunal for the Far East) m. 5’te aynı suçlar için Mahkeme bireyler açısından yetkili kılınmıştır51.

Yine Eski Yugoslavya için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi (Statute of the International Tribunal for the Prosecution of Persons Responsible for Serious Violations of International Humanitarian Law Committed in the Territory of the Former Yugoslavia

49 JENNINGS Robert/WATTS Arthur, Oppenheim’s International Law, Vol. I: Peace, Introduction and Part 1, London 1992, Ninth Edition, (OPPENHEIM), s. 505. Bireylerle ilgili olarak uluslararası sorumluluk sadece cezaî sahada ve nisbeten son dönemlerde gelişmiştir. Deniz haydutluğu, yüzyıllardır uluslararası hukuka aykırı bir suç olarak tanınmasına rağmen, bu, korsanların hukuk kişiliği olduğuna yönelik bir göndermeden çok, bu saldırılarla ilgili ceza yargılaması yapacak devlet için bir yargılama kuralı niteliğindedir. Zira “seren direğine” (yardarm) bir bayrak asılmasıyla hiç kimse hukukî kişilik kazanmaz. (CRAWFORD/OLLESON, s. 447). Uluslararası hukukun deniz haydutluğu olarak tanıdığı durumlarda, saldırılar dolayısıyla, bütün ulusların yargılama ve cezalandırma yetkisi bulunmaktadır. (Bkz. Dissentig Opinion of Judge Moore in “Lotus”, Judgement, 1927, PCIJ Series A, No. 10, s. 70,

http://www.icj-cij.org/cijwww/cdecisions/ccpij/-serie_A/A_10/35_Lotus_Opinion_Moore.pdf

(21.03.2006).

50 Statü için bkz. http://www.yale.edu/lawweb/avalon/imt/proc/imtconst.htm (18.03.2006). Şartta bireyleri aşar nitelikte bir ceza sorumluluğundan da bahsedilmesi özel bir not olarak düşülmelidir. Statü m. 9 uyarınca, Mahkemede yargılanan bir bireyin üyesi olduğu bir grubun veya örgütün bir “suç örgütü” olarak ilan edilebileceği belirtilirmiştir. Yine m. 10’da ilgili grubun veya örgütün “suçlu” (criminal) olarak ilan edilmesinden bahsedilmektedir.

since 1991; International Tribunal for the Former Yugoslavia)52 m. 1 ve m. 6 uyarınca ve Ruanda için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi (Statute of the International Criminal Tribunal for the Prosecution of Persons Responsible for Genocide and Other Serious Violations of International Humanitarian Law Committed in the Territory of Rwanda and Rwandan Citizens Responsible for Genocide and Other Such Violations Committed in the Territory of Neighbouring States, between 1 January 1994 and 31 December 1994)53 m. 1 ve m. 7 uyarınca ciddî uluslararası insancıl hukuk ihlâlleri için sorumlu kişilerin kovuşturulması hakında ilgili Mahkemeler yetkilendirilmiştir.

Son olarak 01.07.2002 tarihinde yürürlüğe giren Uluslararası Ceza Divanı Hakkında Roma Statüsü (Rome Statute of International Criminal Court) m. 1’de, Divanın en ciddî uluslararası suçlarla ilgili olarak kişiler (persons) üzerinde yargılama yetkisini yerine getireceği hükmü getirilmiştir. Bu suçlar m. 5/1’de soykırım suçu (the crime of genocide), insanlığa karşı suç (crimes against humanity), savaş suçları (war crimes) ve saldırı suçu (the crime of aggression) olarak sayılmıştır. Divanın gerçek kişiler (natural persons) üzerinde yargılama yetkisi olduğu m. 25/1’de tekrar vurgulanmıştır. Bireyin ceza sorumluluğunun düzenlendiği bu hükümlerin devletin uluslararası sorumluluğu hükümlerini etkilemeyeceği de m. 25/4’te belirtilmiştir54.

Devletin sorumluluğuna karşılık olarak bireyin ceza sorumluluğu önemli gelişme göstermiştir. Hem devlet ajanları hem özel kişiler, ister barış zamanında olsun (savaş suçları hariç) ister savaş zamanında olsun uluslararası hukukun ciddî ihlâlleri dolayısıyla artık sorumlu olabilmektedirler. Ayrıca salt küçük memurlar ve askerler değil, kıdemli politikacılar, kabine üyeleri, askerî liderler, sanayiciler de uluslararası suçlar için sorumlu tutulabilmektedir. Bu suçların ulusal ve uluslararası soruşturmaya ve cezalandırmaya tâbi tutulması, uluslararası insan hakları hukukunun ve uluslararası insancıl hukukun uygulanmasını sağlamaktadır. Uluslararası ceza sorumluluğu ile

52 Statü metni için bkz. http://www.ohchr.org/english/law/itfy.htm (18.03.2006). 53 Statü metni için bkz. http://www.ohchr.org/english/law/itr.htm (18.03.2006).

54 Statü metni için bkz. http://www.icc-cpi.int/library/about/officialjournal/Rome_Statute_120704-EN.pdf (18.03.2006).

devletin sorumluluğu bazı konularda (özellikle saldırı ve soykırım suçlarında) örtüşse de, uluslararası hukukta ayrı branşlar olarak gelişmiştir55.

Bireyin uluslararası sorumluluğu, görüleceği üzere İkinci Dünya Savaşı sonrasında ve cezaî sahada gelişmiştir. Ancak bu gelişme, bireyin hukukî sorumluluğu alanında gelişmeler olmasını dışlamamaktadır. Nitekim bu olasılık, devletin uluslararası sorumluluğuna ilişkin maddelerin, bir devlet adına hareket eden gerçek kişilerin uluslararası hukuk uyarınca doğan bireysel sorumluluğunu engellemeyeceği ilkesinin düzenlendiği 2001 Komisyon Tasarısı m. 58’in metnine de yansımıştır. Zira burada nitelik olarak ceza veya hukuk ayrımı yapmaksızın salt bireysel sorumluluktan (individual responsibility) bahsedilmektedir56. Bireyin uluslararası hukuka aykırı olan

fiilleri hakkında “hukukî” yaptırımın öngörüldüğü uygulamalar da olagelmiştir. Örneğin, UAD’ın Arrest Warrant of 11 April 2000 (Democratic Republic of the Congo v.

Belgium) Davasında ayrı görüş bildiren yargıçlar, Birleşik Devletler’in “Alien Tort

Claims Act”57 ile öteden beri, insan hakları ihlâlleri ve uluslararası hukukun önemli ihlâlleri durumlarında geniş bir ülke dışı yargılama (extraterritorial jurisdiction) yetkisi tanıdığını belirtmiştir. Uluslararası değerlerin korunması işlevinin böyle tek yanlı olarak uygulanması ise, devletler tarafından genel olarak benimsenmemiştir58.

Yine genel uluslararası hukukun emredici hükümlerinin ciddî ihlâlleriyle ilgili olarak Tasarı hükümlerinden aşağıda daha ayrıntılı inceleyeceğimiz m. 41’in son fıkrasında, bu hükümlerin, bu kısma gönderme yapan diğer sonuçları ve ihlâllerin

55 CASSESE, s. 245.

56 Bkz. 2001 ILC Commentaries, m. 58, p. 2. Bu Tasarı hükmüyle bir bakıma devletin sorumluluğu ile bireyin, uygulamada daha çok cezaî sahada gelişen, uluslararası alanda sorumluluğu kurumlarının ayrımı vurgulanmak istenmiştir.

57 Yabancıların işledikleri haksız fiiller nedeniyle yargılanıp tazminat ödemesini öngören bir yasadır. Bu yasaya dayanarak bir başvuruda bulunabilmek, ilgili fiilin uluslararası hukuka aykırı olmasını da gerektirmektedir. Yüzlerce yıl önce (1789) böyle bir kanun çıkartılmasının nedeniyse, deniz haydutlarıyla mücadeledir. (TARHAN Turgut, “Tüm İnsanlığın Düşmanı”, 19.12.200 tarihli gazete makalesi,

http://www.radikal.com.tr/2000/12/19/yazarlar/turtar.shtml (18.06.2006).

58 Judgement, ICJ Reports 2002, Separate Opinion of Judges Higgins, Kooijmans, and Buergenthal, p. 48, http://www.icj-cij.org/icjwww/idocket/iCOBE/icobejudgment/icobe_ijudgment_20020214_higgins- kooijmans-buergenthal.PDF (23.03.2006).

uluslararası hukukta gerektirebileceği diğer sonuçları etkilemeyeceği belirtilmiştir. Bu düzenleme bireyin uluslararası sorumluluğu için de geçerli kabul edilmelidir.