• Sonuç bulunamadı

BİLİMSEL SÖYLEM

1.2.2. Bilimsel Söylemde Sözlükdilbilgisel Çalışmalar

Bilimsel metinlerin küçük ölçekli yapısını inceleyen çalışmalar (Atkinson, 1993; Banks, 2003, Bazermann, 1988; Halliday ve Matthiessen, 1999; 2004; Holtz, 2009; Salager-Meyer, 1999; Swales, 1998; Vande Kople, 1998) bilimsel metinlerde sözdizimsel ve sözlüksel görünümler üzerinde durarak bilimsel söylemin dilsel ve dilbilgisel örüntülerini incelemiştir. Bilimsel söylem çalışmaları, temelde tek bir disiplini ve İngilizce bilimsel söylemi ele almış olsa da son otuz yılda farklı disiplinleri ve dilleri karşılaştıran çalışmalarda hızlı bir artış olduğu gözlenmektedir.

Bilimsel söylem çalışmalarında sıkça ele alınan konulardan biri üstsöylem belirleyicileri olmuştur. Bu çerçevede, üstsöylem belirleyicileri başlığı altında çoğunlukla kaçınma görünümleri üzerinde durulmuştur (Hyland 1998, 1999, 2000, 2001, 2002, 2009; Butler, 1990; Grabe ve Kaplan, 1997; Hyland ve Tse, 2004). Örneğin, üstsöylem belirleyicilerini inceleyen Hyland (1998) Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri alanında farklılıklar olduğunu saptamıştır. Buna göre, Sosyal Bilimler alanında üstsöylem belirleyicilerine, kaçınma yapıları ve kişi adıllarına Fen Bilimleri alanlarına kıyasla daha sık başvurulmaktadır. Bu bulgular, daha sonra Hyland ve Tse’nin (2004) bulgularıyla da örtüşmektedir.

16 Mauranen (1993), Ekonomi alanında İngilizce ve Fince yazılmış araştırma yazılarını üstsöylem belirleyicileri bakımından karşılaştırmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, İngiliz yazarlar metinlerinde daha fazla üstsöylem belirleyicilerine yer vermektedir. İngiliz akademisyenler üstsöylem belirleyicileri aracılığıyla okuyucuyu yönlendirmekte ve metni işlemlemesine yardımcı olmaktadır. İngilizce araştırma yazılarında yazar kimliği, üstsöylem belirleyicileriyle açıkça kodlanmaktadır. Dolayısıyla, İngilizce araştırma yazıları okuyucu-odaklı yaklaşım, olumlu incelikli yaklaşım (positive notion of politeness) ve açık metinsel yapılanma (explicit textual rhetoric) gösterirken, Fince araştırma yazıları olumsuz nezaket yaklaşımı (negative notion of politeness) ve örtük metinsel yapılanma göstermektedir.

Disiplinlerarası karşılaştırma ile birlikte dillerarası karşılaştırmaya yer veren Dahl (2004b), Ekonomi, Dilbilim ve Tıp alanlarında hakemli dergilerde yayımlanmış İngilizce, Fransızca ve Norveççe araştırma yazılarında üstsöylem belirleyicilerinin kullanımını ele almaktadır. Dahl (2004b), disiplinlerarası karşılaştırma sonucunda Tıp metinlerinde üstsöylem belirleyicilerine daha az yer verildiğini belirlemiştir. Tıp metinlerine kıyasla Ekonomi ve Dilbilim alanlarında daha fazla üstsöylem belirleyicilerinin kullanılmış olması bu disiplinlerde bilimsel bilginin sunulmasında pek çok dilsel örüntüye başvurulduğunun bir göstergesidir. Diğer bir deyişle, tıp alanında bilimsel bilgi kalıplaşmış metin örgüsüyle sunulmaktadır. Ekonomi ve Dilbilim disiplinlerinde ise bu türden katı bir yapılanma olmadığı için bilgiye yönelik sorumluluk üstsöylem belirleyicileriyle desteklenmektedir. Dahl (2004b) dillerarası karşılaştırmasında tıp alanında üstsöylem belirleyicilerinin kullanımında farklılık saptamamasına karşın, Ekonomi ve Dilbilim alanlarında farklılık saptamıştır. Buna göre, İngilizce ve Norveççe metinlerde Ekonomi alanında üstsöylem belirleyicilerine daha sıklıkla yer verilmektedir. Fransızca metinlerde ise Ekonomi ve Dilbilim alanında üstsöylem belirleyicilerinin kullanım sıklığında bir farklılık bulunmamaktadır. Bu bulgular göz önüne alındığında, disiplinler açısından benzer örüntüler gözlemlendiğinden farklılıkların oluşumunda “dil değişkeninin” belirleyici olduğu saptanmıştır.

17 Dil ve disiplin değişkelerinin bilimsel söylemin kurgulanmasındaki rolünü ele alan diğer bir araştırma ise Void’un (2006) bilgisel kiplik belirticilerini (epistemic modality markers) üzerine gerçekleştirdiği karşılaştırmalı çalışmasıdır. Bu çalışmada, bilgisel kiplik belirticilerinin, Dilbilim ve Tıp alanında İngilizce, Fransızca ve Norveççe yazılmış araştırma yazılarındaki görünümleri incelenmiştir. Araştırmanın disiplinlerarası karşılaştırmasına göre, Dilbilim ve Tıp alanlarında kiplik belirticilerinin kullanımına ilişkin fark istatistiksel olarak anlamlı düzeyde olmasa da kiplik belirticilerinin türleri ve kullanıldıkları bölümler farklılık sergilemektedir. Dillerarası karşılaştırma ise, İngilizce ve Norveççe metinlerde, Fransızcaya göre daha fazla kaçınma düzeneklerine başvurulduğunu göstermiştir.

Bilimsel söylem çalışmalarında üstsöylem başlığı altında sıklıkla ele alınan diğer bir yapı kişi adıllarıdır. Kişi adılları ben, içsel biz ve dışsal biz olmak üzere üç ulamda ele alınmaktadır. Ben kişi adılı tek yazarlı araştırma yazılarında akademik yazara, içsel biz (inclusive we) yazar ve aynı zamanda da okuyucuya, dışsal biz (exclusive we) ise, sadece yazara ya da yazarlara gönderimde bulunmaktadır (Harwood, 2005; Martín-Martín, 2004; Quirk, Greenbaum, Leech ve Svarvik, 1985). Bilimsel söylemde dışsal biz kullanımı daha fazla görülmektedir (Kuo, 1999; Hyland, 2001). Örneğin, Mur Dueñas (2007) İspanyolca ve İngilizce bilimsel söylemi kişi belirleyicilerinin kullanımı bakımından karşılaştırmış; her iki bilimsel söylemde, yazar kimliğinin dışsal biz ile kodlandığını; ancak İngilizce anadili konuşucularına ait araştırma yazılarında daha fazla kişi adılı kullanımı olduğunu saptamıştır. İngilizce bütüncede tek yazarlı makalelerde ben kullanımına sıkça başvurulurken İspanyolca metinlerde ben kullanımına hiç yer verilmemiştir. Shaw ve Vassileva (2009) kişi adıllarını artsüremli bir yaklaşımla 1900 ve 2000 yılları arasında Ekonomi alanında yayınlanmış Bulgarca, Danca, İngilizce ve Almanca araştırma yazılarını incelemişlerdir. İncelemelerinde yazının ve başlığın uzunluğuna, kişi adılı kullanımını, giriş bölümünde hamle kullanımını ve sonuç bölümünde yönlendirmeleri ele almışlar. Çalışmanın bulguları, dillere göre bilimsel söylemdeki gelişmelerin benzer biçimde, ancak farklı zaman diliminde gerçekleştiğini göstermiştir. Ayrıca İngilizce bilimsel söylemde ben kullanımına sıkça rastlanırken diğer dillerde ben kullanımından kaçınıldığı belirlenmiştir.

18 Bilimsel söylemde zaman ve görünüş (tense and aspect) kullanımı da (Gledhill, 2009; Gunawardena, 1989; Lackstrom ve diğ., 1970, 1973; Malcolm, 1987; Oster, 1981; Trimble ve Trimble, 1982) sıkça incelenen dilbilgisel düzeneklerden biri olmuştur. Örneğin Gunawardena (1989) araştırma yazılarında zaman seçimi ve retorik işlev arasındaki ilişkiyi araştırmak için Biyokimya ve Biyoloji metinlerinde yakın geçmiş zaman kipini (present perfect tense) incelemiştir. Yakın geçmiş zaman kipi, giriş ve tartışma bölümlerinde çalışmalara gönderimde bulunma sürecinde kullanılmıştır. Dolayısıyla, Trimble ve Trimble’in (1982) de ifade ettiği gibi, bu kipin işlevi “zaman belirtme” değil, tamamen retorik amaca yöneliktir. Bir başka deyişle, zaman kipleri, olayların zamansal oluş dizimine göre değil, araştırma makale bölümlerinin normlarına ve retorik işlevlerine göre belirlenmektedir.

Araştırma yazılarında incelenen diğer bir konu da edilgen yapının gelişimi, işlevi, disiplinlere ve dillere göre kullanımıdır. Örneğin, Ding (1998) bilimsel metinlerde edilgen yapı kullanımını tarihsel bir süreçte incelemiştir. Tarone ve diğ. (1998) çalışmalarında Astrofizik alanında yazılmış makalelerde edilgen yapı ve biz öznesiyle kurulan etken tümceleri ele almaktadır. Giriş ve tartışma bölümlerinin incelendiği araştırma sonuçlarına göre, etken yapı, edilgen yapıya göre daha sık kullanılmakta ve akademik yazarlar başkalarının çalışmasına gönderimde bulunurken edilgen yapıyı, kendi çalışmasına gönderimde bulunurken ise etken çatıyı tercih etmektedir.

Çalışmamızın bu bölümünde bilimsel söylem çalışmalarında araştırma yazıları ele alınmıştır. Bir sonraki aşamada, bütüncemizde yer alan ve ayrı bir metin türünü oluşturan özet metni ele alınacak ve bu metin türü üzerine yapılan çalışmalara yer verilecektir. Özet metinleri ele alınırken öncelikle İngilizce özetleri inceleyen çalışmalar irdelenecek, ardından dillerarası karşılaştırma bağlamında farklı dillerdeki bilimsel söylem topluluklarının beklentilerini ortaya koyan çalışmalara yer verilecektir.

19 1.3. BİR METİN TÜRÜ OLARAK BİLİMSEL MAKALE ÖZETİ

Özetler, uzun bir metnin kısaca betimlemesini yaparak okuyucuya içerik hakkında temel ve öz bilgi vermektedir (Bhatia, 1993). Dolayısıyla, özetler, araştırma yazısında okunan ilk bölüm olmaktadır (Hartley, 2003; Salager-Meyer, 1990). Hyland’e göre, bilimsel makale özetleri araştırma yazısının bir kopyası değil, farklı bir metin türüdür. Özetler üstlendikleri işlevlere göre araştırma yazısının bir bölümüne odaklanabilir, çok kısaca değinebilir ya da araştırma yazısına hiç yer vermeyebilir. Çünkü söylem topluluğundaki rekabetçi ortamdan dolayı özetler araştırma yazısını tanıtan “bir reklam aracı” işlevi görmekte ve okuyucuyu araştırma yazısının tamamını okumaya yönlendirmeye çalışmaktadır (2000: 64).

Araştırma yazılarında özet bölümünü dilbilgisel örüntüler bağlamında ilk olarak Graetz (1985) incelemiştir. Graetz (1985), bilimsel metinlerin öğretimine odaklanarak elde ettiği bulguları ders ortamına taşımayı amaçlamıştır. Bu amaçla, özet bölümünün retorik yapısını ve dilbilgisel örüntülerini incelemiştir. Retorik yapı, metnin “iletişimsel amaçlarını” (comunicative purpose) belirginleştiren metin bölümleridir (Bhatia, 1993: 30). Swales (1981), özet metinlerinin giriş, yöntem, bulgular ve tartışma (introduction-method-results-discussion: IMRD) edimsel işlevlerini yürüten dört hamleli (giriş, yöntem, bulgular ve tartışma: GYBT) bir retorik yapıyı yansıttığını ortaya koymuştur. Swales (1990) daha sonra özet bölümlerini metin türü bağlamında ele almış ve araştırma yazılarının giriş bölümü için oluşturduğu “Bir Araştırma Alanı Yarat” (Create A Research Space:CARS) modelinin özet bölümleri için de uygun bir model olduğunu ileri sürmüştür. Giriş bölümlerinde kullanılan hamleler (moves) metnin retorik yapısını oluşturmaktadır. Swales’a göre giriş ve özet bölümleri aynı hamleler bağlamında yapılandırılmaktadır. Graetz (1985), özet bölümü çalışmalarına ve özellikle dilbilgisel örüntüleri inceleyen çalışmalara öncülük ederken, Swales (1990) özet bölümlerinin retorik yapısı üzerine yapılan çalışmalar için yol gösterici bir niteliğe sahiptir. Swales (1990)’in özet metin yapısı modelleri daha sonra birçok araştırmacı (Bhatia, 1993; Hyland, 2000; Santos, 1996) tarafından geliştirilmiştir.

20 Özetlerin başarılı bir biçimde kurgulanması, araştırma yazısının okunmasını, hakemli dergilerde yer almasını ve araştırmanın konferanslarda bildiri olarak kabul edilmesini sağlamaktadır. Tüm dünyada bilgi paylaşımını sağlamak için İngilizce söylem topluluğu dışında yayımlanan araştırma yazılarında da İngilizce özet yazma kuralı getirilmiştir (Ventola, 1994).

Özetler, araştırma yazısıyla benzerlikler gösterse de özellikle retorik yapısıyla ayrı bir metin türü olarak ele alınmaktadır. Özetlerdeki ‘giriş-yöntem-bulgular- tartışma’ (GYBT) biçimindeki metinsel düzenlemenin çok işlevli bir yapıya sahip olması, dilbilim alanında bu metin türüne olan ilgiyi de giderek arttırmaktadır (Lorés, 2004; Hyland ve Tse, 2005).

Özetleri temel alan araştırmalar, bu metin türünün temel özelliklerini belirlemeye çalışmıştır. Lorés’e göre (2004) özetler araştırma yazılarıyla benzerlik gösterse de işlev, metin örgüsü ve dilbilgisel düzenekleri açısından farklılık göstermektedir. Özetlerin temel özelliklerine yönelik çalışmaları şu başlıklar altında sıralayabiliriz:

i. İşlev: araştırma yazısını tanıtma, amacını, yöntemi ve bulguları hakkında bilgi verme (Van Bonn ve Swales, 2007).

ii. Metin yapısı: giriş, yöntem, bulgular, sonuç, (Swales, 1981), CARS modeli (Swales, 1990), amaç, yöntem, bulgular, sonuç, (Bhatia, 1993); araştırmanın alanı, araştırmayı sunuş, yöntem, bulgular, sonuç (Santos, 1996), giriş, amaç, yöntem, ürün, sonuç (Hyland, 2000). iii. Dilbilgisel örüntüler (bağlayıcılar, adlaştırma, edilgen yapı (Lorés,

2004); dilbilgisel özne, kiplik, bilgisel sıfat, belirteç ve adları, tutum sıfat, belirteç ve adları, sözel eylemler, “that” yapısı (Pho, 2008; Van Bonn ve Swales, 2007).

İşlev ve metin yapısı dilbilgisel örüntü görünümünde belirleyici olmaktadır. Bu nedenle, birçok araştırma (Cross ve Oppenheim, 2006; Dahl, 2004a; Pho, 2008; Santos, 1996; Yakhontova, 2006) özet metninin metin yapısını temel alarak dilbilgisel örüntüleri ele almıştır. Diğer bazı çalışmalar ise, özetlerin tarihsel süreç içindeki gelişimini incelemiştir (Banks, 2005; Gillaerts ve Van Velde, 2010; Hyland,

21 2000;). Örneğin Gillaerts ve Van Velde (2010) özet metinlerinde kaçınma (hedging), güçlendirici (booster) ve tutum belirleyicilerinin (attitude markers) kullanımının nasıl bir değişikliğe uğradığını araştırmıştır. Bu amaçla, Gillaerts ve Van Velde, 1997-2007 yılları arasında “Journal of Pragmatics” dergisinde yayımlanmış özet metinleri incelemiştir. Araştırmanın bulgularına göre, özetler zamanla uzamıştır. Güçlendiriciler özetlerde daha çok kullanılırken makale metninde daha az kullanılmaktadır. Buna karşın, kaçınma örüntülerine özellikle tartışma bölümünde olmak üzere makale metinlerinde daha çok yer verilirken özet metinlerinde bu yapılara daha az rastlanmaktadır.

Promsin (2006) iki ayrı üniversitede öğrenim gören Taylandlı mühendislik bölümü öğrencilerinin tezlerinde bulunan İngilizce özetlerde metin yapısını ve üstsöylem belirleyicilerini (metadiscourse markers) (kiplik ve sözel eylemler olmak üzere) incelemiştir. Çalışmanın bulgularına göre, özetlerin metin yapısının düzenlenmesinde farklılıklar bulunurken sözlükdilbilgisel yapısında kaçınma örüntüsü olarak -Abil (can) yapısı dikkat çekmiştir. Promsin (2006), her iki grupta aynı yapının kullanımının kültür-bağımlı olduğu sonucuna varılabileceğini ileri sürmektedir. Promsin (2006) ayrıca, yazarların metinlerini bilimsel söylem topluluğunun beklentilerine göre kurguladıklarının altını çizmektedir.