• Sonuç bulunamadı

Bilimin Sınıflandırılması

1.2. Bilim

1.2.4. Bilimin Sınıflandırılması

Bilimlerin sınıflandırılması konusunda bir ayrım yapmaya başlamadan önce tıpkı bilimin tanımsal özelliklerinde olduğu gibi, sınıflandırılması konusunda da genel geçer bir fikir ve görüş birliğinin olmadığını söylemek gerek. Bu noktada tercih edilen eğilim en çok kabul edilen ve kişisel olarak konu bütünselliğine en uygun olduğu düşünülen sınıflamayı tercih etmek olacaktır. Çalışmanın amacı konusunda doğrudan belirleyici rolü olmadığı için, farklı sınıflama öreklerine detaylı değinilmeyecektir.

Bilimin türü ne olursa olsun, her ilim dalının diğer bilim dalları ile sürekli iletişim halinde olma gerekliliği ve bu açıdan aralarında çok da keskin sınırlamalar

119

olmadığı düşünülecek olursa, oluşturulacak her hangi bir bilim türleri sınıflandırmasının çok bağlayıcı ve hareketliliği engelleyici olmayacağı kanısındayım. Bilim türleri ve bilim dalları arasında engeller sürekli ve değişmez değildir. Disiplinler arası yaklaşım ve bilimin ortak nitelikleri, değişmez anlam ve önemleri açılarından bakılacak olursa, ortada tek bir tür vardır oda “bilim”dir.120

Bilimin sınıflandırılması, özellikle bilim felsefesinde önemli bir yer tutmuş, birçok filozof farklı temellerden yola çıkarak farklı bilim sınıflandırmalarına ulaşmışlardır. Antik Yunan ve İslam felsefeleri bilimin sınıflandırılmasını en çok konu edinen kültürlerdir. Bilimlerin sınıflandırılması ile uğraşan Aristoteles, en temel bilimin felsefe olduğu, bilimlerinse genel olarak üç ana kategoride değerlendirilebileceğini savunmuştur. Teorik, patik ve poetik bilimler. Buna göre teorik bilimler kategorisinde metafizik, matematik ve fizik yer alırken, pratik bilimlerde insan eylemlerinin yönetimi ile ilgili bilimler yer alır. Poetik bilimlerde ise edebiyat, şiir ve retorik yer alır.

İslam dünyasında Aristoteles‟in takipçisi sayılan İbn Sina ise bilimleri iki ana kategoriye ayırır. Teorik ve pratik bilimler. Teorik bilimler metafizik, matematik ve fizik bilimlerini içerirken, pratik bilimler ev yönetimi, siyaset bilimi ve ahlak bilimini kapsar.121 10‟uncu yüzyılda ortaya çıkan İslam felsefesi ve bilimlerinde ansiklopedici öncüler olan İhvan es-Safa hareketi ansiklopedik külliyatlarını oluştururken bir bilim sınıflandırmasına gitmiştir. Bu sınıflandırmada Aristo etkenlerden biri olarak kalmıştır. Bu sınıflandırmada üç kategori kullanılır: Pratik eğitimsel bilimler – şeriat – hakiki felsefe.122

Filozof Francis Bacon da bilimlerin sınıflandırılması konusuna değinmiş, bilimleri sınıflandırırken aralarında ilişki kurduğu insani yetenekleri temel almıştır. Buna göre üç temel insani yetenek, “hafıza”, “hayal gücü” ve “akıl”dır. Hafıza tarih

120

Niyazi Karasar, a.g.e., s.12

121 Hidayet Peker, “İbn Sina‟nın Bilimler Sınıflaması,” (çevrimiçi)

www.kutuphane.uludag.edu.tr/Univder/PDF/ilh/200-9(9)/htmpdf/M-24.pdf, 17 Mart 2009

122 Hasan Aydın, “İhvan es-Safa‟da Bilim Eğitimi, Amacı ve Bilim Sınıflaması,” (çevrimiçi) www.e-

bilimlerine karşılık gelirken, hayal gücü poetik bilimlere, akıl ise felsefeye karşılık gelmiştir.123

Modern çağa doğru en kapsamlı ve önemli bilim sınıflandırmalarından biri C.S. Peirce tarafından yapılmıştır. Pierce bilim sınıflandırmasında, türlerin sınıflandırılmasında kullanılan paralel bir sistem kurmuştur; dal, sınıf, takım, familya, cins ve tür. Bu sınıflandırmada iki ana dal mevcuttur ve bilim kavramı bu iki ana dala ayrılır. “Teorik” ve “pratik”. Daha sonra bu iki dal, başka alt dallara bölünür ve sınıflandırma sınıf ve takımlarla devam eder.124

Akademik bir çalışmada bilimlerin akademik olarak sınıflandırılmasına değinilmemesi düşünülemez. Gerek bilgi, gerek bilim gerekse akademik alanda yaşanan tecrübelerin ışığında yapılan ve günümüzde de kabul edilen gruplandırmada yer alan bilim dalları sosyal bilimler, fen bilimleri ve sağlık bilimleri şeklindedir. Her üç bilim dalının sınırları belirgin şekilde ayrılmış, akademi dünyasında hangi alanlardan sorumlu oldukları net bir biçimde ortaya konmuştur. Aynı zamanda guruplar arası işbirliğinin en yoğun olduğu sınıflandırma çeşididir.

Bilgi konusunda olduğu gibi bilim konusunda da bilgi profesyonellerinin oluşturdukları ve kullandıkları sınıflandırma sistemlerinden kısaca söz ederek çalışmada tercih edilen sınıflandırma biçimine geçmenin yerinde olacağı düşüncesindeyim.

Bilgi profesyonelleri 19‟uncu yüzyılın son çeyreğinden itibaren bilgi merkezlerine işlerlik kazandırmak ve bir düzen kurabilmek için değişik sınıflama yöntemleri kullanmışlardır. Geniş Sınıflama Yöntemi, Konu Sınıflaması Yöntemi, Bibliyografik-Kaynakçasal Sınıflama Yöntemi, Evrensel Onlu Sınıflama Yöntemi,

123 “Clasification Of The Cerences,” (çevrimiçi)

www.db.dk/bh/Core%20Concepts%20in20LIS/articles%20a-2/classification_of_th_sciences.htm, 21 Mayıs 2009

124 Richard Kenneth Atkins, “Restructring The Sciences: Peirce‟s Categories and His Classifications

Of The Sciences,” (çevrimiçi)

http://muse.jhu.edu/login?uri=/journals/transactions_of_the_charles_s_peirce_society/v042/42.4atkins .html, 27 Mayıs 2009

Dewey Onlu Sınıflama Yöntemi ve Kongre Kütüphanesi Sınıflama Yöntemi bunların en bilinenleridir. Kimi zaman amaç konuyu ya da kaynakçayı sınıflamak olsa da aslında hepsinde yapılan bilimleri sınıflandırmaktır. Yöntem, biçim, içerik farklı da olsa bu amaç değişmez.125

Genel konular, tarih-coğrafya, sosyal bilimler, doğa bilimleri, edebiyat gibi bölümlerden oluşan ve her birinde küçük farklılıklarla ortaya konulan sınıflamalara ilişkin ciltlerle açıklamalar vardır. Çalışmada bunları detaylandırmak mümkün olmasa da bilgi profesyonellerinin bilime bakış açılarını göstermesi bakımından önemlidir.

Bilimlerin sınıflandırılmasına yönelik çalışmalar ve bu konuya olan ilgi 20‟inci yüzyılın başında büyük ölçüde sona ermiştir. Bilimin öğretilmesinde ve üretilmesinde genelde birkaç ana dal belirlenir ve ilgili bilimler bu dalların altında çalışırlar. Fen bilimleri, sosyal bilimler, teknoloji (ki buna genelde mühendislik de dahil edilir) ve sanat ile beşeri bilimlerin yanında sıklıkla tıp da kendi başına bir dal olarak bu dallaşmada yer alır.

Yapılan sınıflandırmalarda, bilim alanları ortaya koydukları evrensel nitelikler, taşıdıkları esneklik ve değişime açık olma zorunlulukları gibi unsurlardan dolayı içerik ve nitelik değiştirmiş, dallar ya da alanlar özelleşmiş ve gelişmiştir. Bilimin bu özelliği ve daha önce yapılan çalışmaların değerlendirilmesinin ardından bu çalışma için ikili bir bilim sınıflamasına gidilmiştir ve bu sınıflandırmaya bağlı olarak bilim türlerinin belirgin özellikleri verilmeye çalışılmıştır. Bu bakış açısına göre ikili sınıflama şu şekildedir; Doğa (fizik ve tabiat) bilimleri ve toplum (sosyal) bilimleri.

Doğa Bilimleri:

Doğa olayları ile ilişkilidir. Doğal fenomenleri inceler ve araştırı. Var olanı anlamayı, açıklamayı ve kontrolü amaç edinmiştir. Bu türün ilk akla gelen bilim dalları biyoloji, fizik ve kimyadır.

125 Nevzat Özel, “Sınıflama ve Sınıflama Sistemleri,” (çevrimiçi)

Toplum Bilimleri:

Aynı şekilde var olanı anlamayı, açıklamayı ve kontrolü amaç edinmiştir. Ancak temel ilgi alanı toplumsal nitelikli olaylardır. Toplumu, bireyi, insani faaliyetleri ve davranışları araştırır, inceler. Sosyoloji, antropoloji ve psikoloji de bu grupta yer alan bilim dallarındandır.

Bu temel alanlar arasında çok çeşitli ilişkiler olmuş, mühendislik ve tıp gibi bu alanlarla ilişkili birçok uygulamalı disiplin de olduğu gibi geçen yüzyılda çok sayıda sınıflandırma dışı dal ortaya çıkmıştır. Sibernetik, ekonofizik ve tıbbi antropoloji gibi.126

Birçok konu uzmanı bu iki ana kategorinin dışında, her ikisinden de farklı yanları olan ama aynı zamanda ortak özelliklerde gösterebilen üçüncü bir kategori oluşturmuşlar ve buna “formal bilimler” adını vermişlerdir. Bu alanın en önemli bilim dalı matematiktir.

Matematik bilimi sembollerden oluşur ve olaylardan bağımsız gelişir. Olayların gerçekten varlığına gereksinim duymaz. Bu özelliği nedeniyle bazı sınıflandırmalarda bilim alanları üstünde, onların dışında bir değerlendirmeyle ele alınır.127

Toplum bilimleri ile doğa bilimleri arasındaki temel fark içeriklerinin kontrol edilebilme ve incelenebilmelerindeki düzey farklılığıdır. Matematik bilimi daha netken toplum bilimleri ve doğa bilimleri görecelidir.

Matematik biliminin hem doğa bilimlerine hem de sosyal bilimlere yakın ve uzak olduğu birçok nokta mevcuttur. Matematik belirli bir bilgi alanının nesnel, dikkati ve sistematik incelenmesi konusunda doğa bilimlerine yakınken, inceleme yöntemi olarak amprik, yani deneysel yöntemler barındırmaması açısından ayrılır.

126 “Sciences Workshop,” The European Science Foundation Programme, (çevrimiçi)

www.mth.kcl.ac.uk/~tcoolen/Econophysl, 06 Haziran 2008 127 Halil Seyidoğlu, a.g.e., s.4

Formal bilimler kategorisi matematiğin yanında istatistik ve mantık bilimlerini de içerir. Bu iki bilim, matematik ile birlikte tüm bilimler, özelliklede amprik bilimler açısından öneli bir yere sahiptir. Bu grupta yer alan bilimler hipotez, kuram ve kanunların oluşmasında, hem şeylerin nasıl çalıştığı ve ne olduğuna yönelik, hem de insanların nasıl düşündüğü ve davrandığına yönelik keşif ve tanımlamalarda esas rolü üstlenmişlerdir.128

Bilim türleri konusunda bir ayrım yapılırken ya da genel olarak bilimden söz edilirken, sık sık telaffuz edilen bir kavramda da “müsbet bilimler” kavramıdır. Aralarında akademisyenlerin ve siyasetçilerinde olduğu bazı kimseler bu kelimeyi kullanmaktan çekinmemektedirler. Bu kavramla kastedilenin dışında kalanlar doğa bilimleri, özelliklede sosyal bilimlerdir. Anlatılma istenen de bu grubun bazı sosyal ve davranışsal dallarının bilimsel olmadıklarıdır.129

Müsbet kelimsinin sözlük anlamı “olumlu” demektir. Böyle bir bilim türünden söz ediliyorsa menfi “olumsuz” bir bilim türünün olması da beklenebilir ve bu durumda sosyal bilimlere bu sınıfı temsil etme rolü verilmiştir. Oysa bilim bilimdir ve bütün bilim dalları insanlık için yararlıdır. İnsanlık tarihi içinde sürekli var olmaları ve çok özel bir gücün kaynağını oluşturmaları da bu gerçekliğin kanıtı gibidir. Ayrıca doğa bilimleri ile toplum bilimleri arasındaki bugün var olan gelişmişlik düzeyi farkına bakarak, böyle bir kıyaslama ve değerlendirme yapmak çok sağlıklı ve adil olmayacaktır.