• Sonuç bulunamadı

1.4. Eleştirel Yaklaşımlar ve Ekonomi Politik

1.4.4. Bilgi toplumu ve Globalleşme

Bilgi toplumu kavramının veri ve enformasyon kavramlarının anlamları bağlamında yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Veri ile bilgi arasında literatürde bir kavramsal ayrıma gidilmiş ve enformasyon (information) ile daha önce de değinildiği gibi bilgi (knowledge) kavramları birbirinden ayrılmıştır. Gündelik kullanımda birbiriyle karıştırılsa da enformasyon ve bilgi sözcükleri arasında önemli anlam farklılığı vardır. Enformasyon veri alışverişi (bilgilendirme, bilgi alışverişi) anlamına karşılık, bilgi ise veri anlamı taşır.338 Bilgi formel ya da norma dayalı bir veri topluluğudur, kaynak ve kanıta dayanır. Bilgilenme ne kadar yüksekse bilgilendirmek o derece zordur. Enformasyon ise bilgi gibi ihtiyaca dayanmaz. Bilgi farkındalık oluşturur enformasyon ise yalnızca mevcut resmi içerir. Bilgi fikir üretmeye ve tartışmaya dayalıdır. Enformasyon yargılara dayalıdır. Bilgi sadedir, enformasyon ise karmaşık propaganda unsurları içerir. Enformasyon nesnel değerlendirmelerin ortadan kalktığı, duygusal dürtüleri harekete geçiren iletiler topluluğudur. Bilgiyi pazarlamak zordur, enformasyon kitle iletişim pazarının

-105-

hammaddesidir. Medya’da yer alan içerikler bu sebepten dolayı enformasyon olarak tanımlanır. Enformasyon çabuk taşınır, anlam ve derinliği çok yüksek olmayan iletidir. Bilgi üzerinde muhakeme gerektirdiğinden çabuk taşınıp iletilemez. Enformasyon bu anlamda bilginin popüler biçime sokulmuş ve yalıtılmış halidir. Örneğin bir haber başlığında kişiyi ayrıntıları incelemeye sevk eden ifade biçimi, bilginin enformasyon olarak işlenmiş halidir. Enformasyon merak uyandıran, pazarlanabilen, duyguları harekete geçirebilen bir nicelik taşır, Bilgi ise irdelemesi zor, incelemesi meşakkatlidir. 339

Tüm bu tanımlamalardan bilgi’nin daha değerli ama yorucu, enformasyonun daha az değerli ama pratik olduğu sonucu çıkarılabilir. Fakat enformasyona yön veren fikri zemin, bilgi derinliğidir. Bilgi toplumu kavramının ilk teorisyenlerinden Amerikalı Sosyolog Daniel Bell; Üç teknolojik ürün döneminden bahseder. Bunlar; sanayi öncesi tabiata dayanan güç kaynaklarının (hayvanlar, tekerlek, pompa, pulluk gibi araçlar) kullanıldığı sanayi öncesi dönem, makine ve insan gücünün direkt etkisi olmadan teknolojiyi somut bir olgu haline getiren sanayi toplumu ve geleceğini haber verdiği bilginin makinelere kodlandığı entelektüel teknoloji olarak ifade ettiği sanayi sonrası toplumdur.340 Bell’in tespitlerini değerli kılan en önemli özellik, 1973 yılında 2000’li yıllara dair yürüttüğü tahminlerin çoğunun gerçekleşmiş olmasıdır. Aynı zamanda entelektüel teknoloji olarak tanımladığı içinde bulunduğumuz sanayi sonrası toplumun en büyük paradoksunun teknoloji ekonomisinin yapısal işleyişiyle kültür alanı arasındaki uçurum olduğundan söz eder. Kültüre egemen olan yapıların rasyonel olmadığı ve teknoloji ekonomisine ayak uyduramadığı tespitinde bulunur. Yani enformasyonel ve entelektüel teknoloji vasıtasıyla kültür, teknolojinin ekonomik düzenine entegre edilmelidir. Her halükârda Sanayi toplumunun somut maddi emeği yerini somut olmayan, maddi olmayan emeğe (kullanıcı türevli içerik- yaratıcı endüstriler) bırakmıştır.341 Bu enformasyonel üretim mi? bilgi üretimi mi? tartışılmalıdır. Çünkü Bell’in söz ettiği entelektüel teknolojiyle, teknolojiyi kullananlar arasında enformasyon ve bilgi üretimi-tüketimi anlamında fark bulunmaktadır. Daniel Bell buna; “dijitalleşme, yani bilginin ikili kodlara dönüştürülmesi”342 demektedir. Bilginin koda dönüştürülerek entelektüel teknoloji elde edilmesi, teknolojinin ürünü olan kitle iletişim araçlarının, sosyal paylaşım ağları kullanıcılarının o kodlara sahip olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla entelektüel teknolojiyi üretenler ve enformasyonel teknolojiyi tüketenler olarak bir yapısal ayrıma gitmek gereklidir.

339 a.g.e., s.12.

340 Malcolm Waters, “Daniel Bell”, Routledge Taylor&Francis Group Press, Newyork, 1996, s.153. 341 Mehmet Özçağlayan, a.g.e., s.27.

-106-

Sanayi toplumunun belirleyicisi imalat sanayiinin ortaya çıkardığı tarım, sanayi ve hizmet sektörüne, sanayi sonrası toplumla beraber enformasyonel endüstri eklemlenmiştir. Sanayi toplumunun sosyal belirleyicisi, daha içe dönek, kapalı, özel mülkiyete dayalı meta birikimi ve maksimizasyonu iken sanayi sonrası toplumda güç merkezleri dağıtık ve asimetriktir. Sınıflar arası sınırlarda, devletlerarası sınırlar gibi belirsizleşmiştir. Siyasal sistemlerde parlamenter demokrasiler dönüşüme uğramakta, ulus devletlerin dijitalleşmenin savurucu etkisine karşı kontrol mekanizmalarını artırma isteği ve milliyetçi eğilimler artmaktadır. Çünkü sosyal mobilizasyonun motor gücü, işçi örgütlenmelerinden sivil topluma doğru evrilmiş, hatta sivil toplum bir sektör haline gelmiştir. Bireyler arası ilişkilerde öz tatmin, yaratıcı endüstrilerin de tanımından hareketle, girişimci, yaratıcı ve yenilikçi, kullanıcı türevli veri üretimi meta haline gelmiş dolayısıyla birey daha fazla kendini tatmin, ıspat ve statü arayışına girmiştir. Sanayi sonrası toplumun en belirgin özelliği atomize olmuş bireylerdir.343

Üretim sürecinde de kullanıcı türevli bu yeni teknoloji aygıtlarının kullanılması, yeni mesleki ihtisas alanlarının oluşmasına neden olmuştur. İş bölümleri ve spesifik alanlarda uzmanlaşma kavramları da dönüşmekte, sanayi toplumunun meydana getirdiği işçi ve burjuva sınıfı, sanayi sonrası özellikle makinelerin, bilgisayarların gelişmesiyle mühendis, uzman, tamir ve bakım teknisyenleri biçiminde ortaya çıkan yeni meslek grupları, bugün başka bir değişime uğramaktadır. Teknoloji, sosyal alanı değiştiren en önemli belirleyicidir. Sanayi toplumunun iş bölümünü ve spesifik uzmanlaşmayı kutsaması sonucu ortaya çıkan meslekler ve ihtisas biçimleri dijitalleşmeyle birlikte ortak alanlara evrilmektedir. Uzmanlaşma şekillerinin keskin çizgileri yok olmakta, multi disipliner düşünmenin hatta tersine mühendislik gibi uygulamalarla, uygulamadan teoriye düşüncenin, tasarım odaklı uygulamaların, yani son yüzyılın tüm ezberlerinin dönüşüme uğradığı bir süreç yaşanmaktadır.344 Yeni iletişim teknolojilerinin sosyal yaşamda sunduğu yeni yaşam stilleri ve tercihler, yeni toplumsal problemleri de beraberinde getirmektedir. Enformasyon bombardımanı altında insan düşünmeye ve bir anlık eylem’e vakit bulamamakta, D. Bell’in söz ettiği gibi kodlanmış verinin emrinde makinelerin davranışlarına benzer davranışlar sergilemektedir. Çünkü yeni araçların kullanımının yaygın hale gelmesi, daha hızlı düşünmeyi ve daha hızlı hareket etmeyi zorunlu hale getirmektedir. Yeniliklerin takibi ve uygulanması sosyal alanda kutsandığından, yeni olan her şey anlık olarak eskiyebilmektedir. Şüphesiz eskiye dair her şeyi daha karmaşık hale getiren bu

343 Mehmet Özçağlayan,a.g.e., s.28. 344 a.g.e., s.18.

-107-

yeniçağ, eskiden daha uzun zaman dilimlerine yayılan bilgi iletişimi ilişkilerini anlık veri alışverişine dönüştürmektedir. Çatışma ve anlaşmalarda tüm zıtlıklar gibi kodlanmış bir ani’lik üzerinde yaşanmaktadır. 345 Yani Sanayi sonrası toplum olarak adlandırılan enformasyon toplumunda maddi olan emek yerini maddi olmayan veriye dayalı emeğe ve üretimine bırakmıştır. Bu da sanayi çağının pazar ekonomisinden farklı, yeni iletişim teknolojilerinin pazar olarak kullanıldığı ve pazarda kullanıcıların pazarlanmaya açık verilerini kendi istekleriyle gönüllü olarak ürettikleri yeni bir toplumsal örgütlenme biçimini açıklamaktadır.346 Maddi olmayan veriye dayalı emek bilgisayar ve insan ilişkisinin ürettiği enformasyonel düzenin bir sonucudur.347

Emeği meydana getiren kaynakların üretim, örgütlenme ve dağıtılma biçimlerine odaklanan ve ekonomi politik ekolde yer alan bir başka düşünür Antonio Negri Devrimin Zamanı adlı eserinde, bu yeni süreci, zaman-mekân sıkışmasına benzer bir kavramsallaştırma olan saat ve değer savaşı olarak tanımlar. Yeni toplumsal örgütlenme biçimlerinin emredici çevresinde değer-zaman bağlamı ölçülemez. Toplumsal emeğin soyut hale gelen yeni biçimi, önceden ölçülebilen, tespit edilebilen ve tenkit edilebilen emperyalist artıdeğerin de soyutlaşmasına neden olmuştur. Tespiti zorlaşan yeni kapital artı değerin tenkiti de zorlaşmıştır.348 Yeni iletişim teknolojilerinin kullanım alanında bulduğu bu yaygınlık, özel mülkiyet ve vergilendirme mekanizmalarını etkilemekte ve zorlamaktadır. Videoları izlenme rekorları kıran bir Youtuber’ın gelirini ulus devletin nasıl ölçüp vergilendireceği bir problematik haline gelmiştir. Kapitalizm, eğer hala canlı ve yaşıyorsa muhakkak kullanıcıların bu maddi olmayan emeğinde dolaşmaktadır. Fakat ifade edildiği gibi soyut emek soyut artı değeri üretmekte ve maddi olmayan emeğin tespiti ve denetlenmesi gittikçe güçleşmektedir. Hatta gayrı maddi emeğin ötesinde hizmet sektöründe tüketicilerle duygusal diyalog kurabilmek için kullanılan emek biçimleri, duygusal emek gibi yeni tanımlamaları beraberinde getirmektedir. 349

Üzerinde durulması gereken başka bir husus sanayi toplumunda tarım ve endüstriyel emeğin bir arada varlığını devam ettirebilmesidir. Tarım toplumu ve endüstri toplumu 20.yüzyıla kadar varlıklarını devam ettirmiş fakat birbirlerine

345 a.g.e., s.169. 346 a.g.e., s.172

347 Mehmet Kayın, “Gayri Maddi Emeğin Görünümleri: “Freelance Tasarımcılar”, Artuklu Sanat ve

Beşeri Bilimler Dergisi, http://static.dergipark.org.tr:8080/article-

download/7953/008a/f7b7/5db1ba5571658.pdf?, (Erişim Tarihi:26.04.2020), 2019, Sayı:1, s.(42-59), s.47

348 Antonio Negri, Devrimin Zamanı, Çev. Yavuz Alogan, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2005, s.91. 349 Nursel Karaman, “Çalışma Yaşamında Duygusal Emek”, İş ve Hayat Dergisi,

http://static.dergipark.org.tr:8080/article-download/1963/3950/439d/5e2e978272818.pdf?, (Erişim

-108-

alternatif bir rekabete girmemiştir. Fakat dijital emek yeni üretim araçlarıyla yeni toplumsal ilişkiler ve yeni üretici-tüketici kavramlarının da üretilmesini hızlandırmıştır.350 Fakat sanayi sonrası toplumla birlikte yeni enformasyon teknolojilerinin getirdiği dijital toplum tarihsel anlamda şehirleri, köyleri, gündelik yaşam biçimlerini tümüyle yeni bir değişime uğratma iddiası taşımakta ve tarım toplumuyla endüstri toplumunun mirasıyla rekabet etmektedir. Tüm alışkanlıklar değişmekte ya da yeniliklerin yayılmasıyla birlikte değişime zorlanmaktadır. İnsanlar boş zannettikleri vakitlerinde ürettikleri içerikleri pazara sunmakta ve kodlanabilir, pazarlanabilir veriler haline getirmektedir. A. Negri bunu negatif emek olarak tanımlamaktadır. Negatif emeğin oluşturulduğu dijital alanlar ise zamanın soyutlanmasına neden olur ve küresel zaman akışında oluşan bir antagonizm halini alır.351 Yeni medya mecralarında da insanlar; eğlence amaçlı hesaplar açarak, kişisel bilgilerini ifşa ederek, yakın çevresi hakkındaki gelişmeleri takip ederek küresel zamanda çalışan ve mahrem bilgileriyle bireysel türevli içerik üreten tam zamanlı işçiler halini almıştır.352

Eleştirel görüşün köklerine dayanan bir perspektifle; Karl Marks’ın Antagonizm olarak adlandırdığı, Kapitalizmin kendi karşıtlarını kendisinin ürettiği serüvene atıfta bulunan Negri’ye göre, küresel zaman olarak tanımlanabilecek bu mecralarda, mevcut sömürü düzeninin kendi muhaliflerini ürettiği mekanizmalar olarak karşımıza çıkar. Yeni medya ağları ve dijital tabanlı sosyal paylaşım ağları bu bağlamda internet tabanlı toplumsal hareketlere de ilham olmuş ve hatta interneti kökten eleştiren internet tabanlı aktivist yapılara da ev sahipliği yapmıştır.