• Sonuç bulunamadı

1.2 Siyasal İletişim Kavramı ve Gelişimi

1.2.1 Arka Plan ve Kapsam: Siyasal iletişim Teorileri

Haberleşme ideolojisinin, Haberleşme Özgürlüğü halini almasıyla iletişim teknolojisinin geliştirilmesi ve geniş bir tüketici kitlesine hitap etmesi, kitle iletişim teknolojisi ve araçlarıyla verilen mesajların tüm dünyaya yayılması, alanda toplumbilim araştırmalarının sayısını artırmış ve iletişim ile ilgili kavramlar giderek daha fazla üretilmiş; İletişim ayrı bir disiplin haline gelmiştir. Özellikle Sosyoloji ve İletişim alanının birbirinden ayrılması İletişim teknolojisindeki bu hızlı değişim nedeniyledir. Sosyoloji, kıta Avrupasında gelişim alanı bulurken, İletişim araştırmaları ABD’de gelişme alanı bulmuştur.147 Çünkü ABD, dönemin kitleleri yönlendirme motivasyonu olan, toplumu denetleyen emperyal gücüdür. Kitle’nin sosyal tabakalarının tanımlanmasındansa davranış kalıplarının belirlenmesi, devletlerin ideolojik zihinsel aygıtlarının yönetimi ve sistemin bütünüyle yönetilmesi anlamına gelir.

İletişim disiplinin toplum bilimlerinde ayrı bir disiplin olarak tanınmasında, geleneksel ve liberal Amerikan ekolünün ağırlığı belirgindir. ABD’de yapılan

146 Doğu vd., a.g.e., s.26.

147 Aysel Aziz, “Türkiye’de İletişim Araştırmaları”, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi,

-48-

araştırmaları taramak iletişim disiplininin indexini çıkarmak anlamına gelmektedir. İletişim disiplinin ayırt edici en önemli özelliği sosyal ve beşeri bilimlerin tümüne nüfuz edecek irili ufaklı ve parçalı bir yapıda süregelmiş olmasıdır. Mutlu’ya göre diğer disiplinlere dağınık halde yayılan bu yapıyı ilk bir araya getirme çabası olarak nitelendirilebilecek çalışma Paul Lazarsfeld ve arkadaşlarının “Personel İnfluence” isimli çalışmasıdır. Melvin L. De Fleur’un Theories Of Mass Communication- Kitle İletişim Kuramları 1966 isimli çalışması ise alanın başucu kaynağı olarak ders kitapları arasında yer almaktadır.148 Daniel Czitrom’a göre En radikal ve ayrıntılı Amerikan medya teorisi için, iki Kanadalı, Harold Adams Innis ve Marshall McLuhan’a değinmek gerekir. Innis ve Mc Luhan İletişimin resmi özelliklerinden beslenen bir gövdenin iki kanadını temsil ederler.149 Melvin L. De Fleur’un Theories Of Mass Communication yapıtı; kitle iletişim teorilerindeki kuramsal ve kavramsal yaklaşımlara; bilişsel süreçler, sosyolojinin kitle iletişim çalışmalarına katkısı, Walter Lippman’ın Kamuoyu kavramı, Magic Bullet Theory, Sınırlı Etkiler Teorisi, Eşik Bekçileri Teorisi, Agenda Setting Theory, İki Aşamalı Akış kuramı, Kullanma ve Doyum yaklaşımı, Sosyal Beklentiler Teorisi, Kültürel Emperyalizm Teorisi gibi başlıklarda inceleyen ilk çalışmalardan birisi olarak söylenebilir. Siyasal iletişimde Anglo- Amerikan araştırmalarında 1980 ve 1990’lı yılların araştırmalarına da değinmek gerekir. Dan Nimmo’nun Inside Political Campaigns: Theory and Practice ve Newsgathering in Washington: A Study in Political Communication isimli çalışmaları da önemli eserler arasında yer almaktadır. Inside Political Campaigns: Theory and Practice isimli çalışmada Siyasal kampanyaların değerlendirilmesi, Siyasal kampanya danışmanlığı, Siyasal İletişimin seçim kampanyalarına etkisi, Amerika Birleşik Devletleri’nde Kamuoyu oluşum süreçlerini anlamak gibi başlıklara değinilmektedir. Ayrıca Dan Nimmo ve Keith Sanders’ın Handbook of Political Communication isimli eseri de dönemin teknoloji değişikliklerinin oynadığı role odaklanmaktadır. Anglo Amerikan anlayışın odak noktası seçim kampanyaları, kamuoyu oluşumu ve tutum değişiklikleridir.150 Tokgöz’e göre Siyasal İletişim araştırmalarının evreleri üç aşamada gerçekleşmiştir. İlk evrede kitle iletişim araçları ve siyasal partilerin ilişkileri (People’s Choice, Personel İnfluence- Paul Lazarsfeld) odak noktası iken, ikinci aşamada kullanım yoğunluğu ve yaygınlığının artması ile birlikte televizyon yeni bir dönemi başlatmaktadır. İlk dönemde odak noktası radyodur. Üçüncü aşama ise televizyonla birlikte bilgisayar ve World wide web’in siyasal iletişimdeki rolü şeklinde şekillenmiştir. Her yeni kitle iletişim aracı teknolojisi

148 Erol Mutlu, Globalleşme, Popüler Kültür ve Medya, Ütopya Yayınları, Ankara, 2016, s.51-52. 149 Daniel Czitrom, Media and American Mind From Morse To McLuhan, The University of North

Carolina Press, Washington, 1982, s.147.

-49-

araştırmaları da şekillendirmiş ve günümüzde de internetin kullanım yoğunluğunun artmasıyla birlikte internet konjonktürel anlamda araştırmaların ana gündemini oluşturmaktadır.151 Tarihsel akışı içinde iletişim ve kitle iletişim ile ilgili yukarıda bahsedilen araştırmaların tümünün ortak noktası; sosyoloji disiplini altında; yazılı ve görsel basında yer alan araçlara (gazete radyo tv sinema) duyarlılık, bunları takip etme alışkanlıklarını ve şekillerini inceleyen davranış bilimci araştırmalar olmalarıdır.

Kitle iletişim aracı ve davranış ilişkisini inceleyen bu tür araştırmaların ilki Daniel Lerner’ın arasında Türkiye’de bulunan 6 Ortadoğu ülkesinde yaptığı The Voice of America (Amerika’nın Sesi) isimli çalışmasıdır. Lerner, Ankara’nın dönem itibariyle bir köyü olan Balgat’ta yürüttüğü araştırmalar serisini daha sonra bu isimle bir kitap haline getirmiştir. Söz konusu araştırmada Lerner, Mahalle Bakkalı ile Köy Muhtarını karşılaştırmış ve daha çok kitle iletişim aracına maruz kalan Mahalle Bakkalının daha fazla modernleştiğini “The Passing of Traditional Society: Modernizing the Middle East” (Geleneksel Toplumun Geçişi; Ortadoğu’da Modernleşme) isimli 1968 tarihli kitabında dile getirmiştir. Lerner’a göre Empati kapasitesinin artışı ile kitle medyası- iletişimi doğru orantılıdır. Empati duygusu toplumları mobilize eden, kitle medyası ise bu mobilizasyonu artıran bir unsurdur.152 Daniel Lerner şöyle söyler; “İnsanlar sosyalleşmeyi ve toplumsallaşmayı kurumsal beklentiler ya da mirastan ziyade kişisel beklentileri olarak görüyorlar”.153 Lerner’ın Columbia okulundan olduğunun not düşülmesi gerekmektedir. Dönemin etki ve davranış araştırmalarının merkezi olan okul bu araştırmanında ana sponsorudur.

Stuart Hall’da kitle iletişim araştırmalarını üç aşamada sınıflandırır. İlk aşama daha önce kitle kavramını incelerken de değindiğimiz, kitle kavramını doğuran sanayii devriminin bir yığın kültürü ve yığın toplumu olarak mobilize edildiği dönemdir. Stuart Hall’ın eleştirel bakışında kitle iletişim araçları bir yığın kültürü yayar ve bu popülist kültür entelektüel birikimi zayıflatır. Alt Kültür Üst Kültür ayrımı olan bu bakış açısında alt kültür katmanları kitle iletişiminden beslenir. Bu da üst kültürü her geçen gün zayıflatır. Alt kültür aynı zamanda kitle iletişiminin etkilediği bir yığın olduğundan propagandaya da daha kolay maruz kalacak ve yanlış yönlendirilebilecektir. Ayrıca yığın popülist kültür geleneksel ağ bağlarını bir örnekleştirecek ve yığınları kitle tüketimine her geçen gün daha uygun hale getirecektir. Bu başlıkların incelendiği aşamalar araştırmaların ilk evresini oluşturur.

151 a.g.e., s.96.

152 Aysel Aziz, Türkiye’de…a.g.e., s.7-8.

153 Daniel Lerner, The Passing of Traditional Society: Modernizing the Middle East, The Free

-50-

İkinci aşamada ise etkiler ve davranışlar odak noktasıdır. Yani yığın, alt kültür, üst kültür, tüketim toplumu ve propaganda defteri kapanmış ve artık etkiye maruz kalan yığınların davranışlarının yön ve yoğunluk dereceleri saptanmak istenmiştir. Üçüncü evrede davranışçı ve niceliksel araştırmalar giderek yerini eleştirel yaklaşımlara bırakmıştır.154 Yani ilk gelenek siyasal iletişime bir sistem ve sistemi bir araya getiren unsurların ilişkisi gözüyle bakar. İkinci gelenek ise niceliksel araştırmaların yurttaşların sosyoekonomik ve sosyokültürel koşullarına göre maruz kalma derecelerine odaklanır. Üçüncü gelenek ise ilk iki geleneğin süregeldiği sistemi; anlam arayışı, inşası, soyut kültürel algılamaların gündelik hayattaki kullanımı içinde eleştirel olarak değerlendirir.155 Anglo Amerikan yaklaşımın 1950 lerle başlayan ve 1980 lerle devam eden niceliksel ve davranışçı yaklaşımına eleştirel açıdan bakan bu okul Frankfurt okuludur. Okulun Post Marksist, gösterge bilimci eleştirileri literatürde iz bırakmıştır. Çünkü sanayi devrimi ile başlayan ve on yıllarca devam eden kitle iletişim dünyası emperyal-semiyotik bir zihin dünyası meydana getirmiş ve dönem itibariyle medyaca, medya tarafından yeni bir anlaşma dili haberleşme ideolojisini türetmiştir.156

Sosyologlar ve Psikologların yakın ilgi alanına giren siyasal iletişim araştırmaları içinde Siyaset Bilimci Harold Lasswell’in araştırmalarına değinmek gerekir. “Propaganda Technic in the World War” isimli çalışmasında I. Dünya savaşında kullanılan propaganda tekniklerini ve toplumların birbirini aldatma ve yanıltma şekillerini incelemiştir. Propagandayla ilgili şu çarpıcı tespitlerde bulunur; “Bir propagandacı faaliyetlerinin organizasyonunu değiştirebilir, serbest bıraktığı öneri akışlarını değiştirebilir ve bir iletişim cihazını bir başkasıyla değiştirebilir, ancak kendisini geleneksel önyargılara, uluslararası yaşamın belirli nesnel gerçeklerine ve yaşadığı toplumun genel gerilimine göre ayarlamalıdır”.157

Özetle Kitle iletişim ve etki araştırmaları ilk dönemde Harold Lasswell’in propaganda analizi, Paul Lazarsfeld’in seçim kampanyası ve radyo ilişkisi araştırmaları olarak şekillenmiştir. 1960 ve 1980’ler seçim ve siyaset profesyonelleri üzerine yapılan araştırmalar ve Frankfurt okulunun eleştirel analizlerine tanıklık etmiştir. Her yeni iletişim aracı yeni bir araştırma akımı dalgasını başlatmıştır. Kampanya profesyonelleri, danışmanlar ve halkla ilişkiler uzmanları üzerine yapılan

154 Konca Yumlu, a.g.e., s.46. 155 Burak Doğu vd., a.g.e., s.20. 156 Oya Tokgöz, Siyasal…a.g.e., s.97.

157 Harold Lasswell, Propaganda Technic in the World War, The Universities Of The Michigan

-51-

araştırmalar ise kitle iletişim araçlarının yoğun kullanım dönemlerinde ilgiye mazhar olmuştur.158 Görüldüğü gibi her yeni kitle iletişim aracı yeni bir etki dalgası demektir. Radyonun etkisi ile ilgili en ilginç olgulardan birisi de Orson Wells’in Marslıların İstilası adlı radyo dramasının radyodan verilmesinin ardından yaşanan toplumsal paniktir. Oyunu dinleyenler yollara dökülmüş ve bütün bir halk gerçekten dünyayı uzaylıların istila ettiğine inanmıştır.159 Marslıların İstilası’nın birçok çalışmaya ilham kaynağı olmasının sebebi budur.160

Her yeni teknoloji aracı, medyanın da yapılanmasını değiştirmiştir. Radyo’nun etkisi Televizyonla devam etmiş ve bilgisayarlarda verilerin analitik değerlendirmeye tabi tutulmasıyla stratejik anketler kullanılmaya başlanmıştır. Anketlerle birlikte kampanya profesyonelleri seçim kampanyalarının ortasında taktik manevra kabiliyeti yapar hale gelmiş ve imaj makerlar, siyasi danışmanlarla birlikte farklı içerik üreticilerinin giderek arttığı, karakterler, gönüllü grupları gibi yeni politik illüzyonları siyaset sahnesine kazandırmıştır. Teknolojinin veri aktarımını görünür hale getiren hızı bu ilüzyonları gündelik faaliyet haline getirmiştir. ABD’de seçim dönemlerinde çokça görüldüğü gibi anlık oy artışı ve azalışının izlendiği robotik bir süreç haline gelen kampanya dönemlerine tanıklık edilir.161 Tüm bu süreç yani siyasetin profesyonelleşmesi, Public Relation ve kampanya profesyonelliği seçmenleri de edilgen niceliksel ve bireyselleştirilmiş içerik tüketicisi konumuna getirir.162 ABD’de 1970’lerde strateji anketlerinin değerlendirilme süreci yaşanırken, Türkiye’de 1970’ler itibariyle siyasal iletişim liderlerin Türk Radyo ve Televizyon Kurumunda halkla buluştuğu bir alan olarak karşımıza çıkar. Televizyonun tek kanallı ve siyah beyaz olduğu, günde birkaç saatle sınırlı olduğu yıllarda TRT tüm ülkenin tek ulaşım ve haberleşme kaynağıdır. 163 Türkiye’de Kitle iletişim araçları dönem itibariyle sadece haber verme ve eğlendirme işlevi görmemekte aynı zamanda öğrenme, toplumsal statü kazanma, toplumsal normları aşılama, pasifleştirme ve uyuşturma işlevide görmektedir.164 1990’larla birlikte medya kurumları Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de hitap ettikleri konular ve içerik biçimleri itibariyle çeşitlenme sürecine girmiştir. Yerel kablolu televizyonlar, radyo sohbetleri ile birlikte

158 Zülfikar Damlapınar ve Şükrü Balcı, a.g.e., s.88. 159 Aysel Aziz,Türkiye’de… a.g.e., s.2.

160 Ayr. Bilg. İçin Bkz: Dünyayı Sarsan Günler: Hitler'in Günlükleri ve Marslıların İstilası, Belgesel. 161 Manuel Castells, Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür: Ağ Toplumunun Yükselişi,

Cilt I, Çev. Ebru Kılıç, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2008, s.480-481.

162 Doğu vd., a.g.e., s.28.

163 Necati Özkan, Seçim Kazandıran Kampanyalar; Türkiye’den ve Dünyadan Örneklerle,

Mediacat Yayınları, İstanbul, 2014, s.53.

164 Ömer Özer, “Türkiye’de İletişim Araştırmaları”, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi; Dört On

Yılın Birikimi Prof. Dr. Oya Tokgöz’ün Türkiye’de İletişim Alanına Katkıları, Sempozyum, Bildiriler, 20 Ekim 2005, Ankara Yayınevi, Ankara, 2005, s.3-4.

-52-

siyasetçilerde toplumsal mesajlarını istedikleri hedef kitlelere ulaştırabilir hale gelmeye ve böylece baskı grupları da ana akım medyanın filtresinden geçmeksizin hipotezlerini ortaya koymaya başlamıştır.165

Özetle denilebilir ki telgraftan bugüne gelinen süreç içinde siyasal iletişim kitle iletişim araçlarıyla özdeşleşmiştir. Yeni iletişim teknolojilerinin ve internetin bu sürece kattığı yeni anlam bugünün en çarpıcı araştırma sorularını ve sorunlarını meydana getirmektedir. Araştırılmayı beklenen yeni alan dijitalleşme olgusuyla birlikte yeni medya ortamlarının siyasal iletişimin tabiatını çokça ifade edildiği üzere nasıl değiştirdiğidir.166