• Sonuç bulunamadı

Beytülmalin Sorumluları ve Memurları

B. Devletin Giderleri

1.1. BEYTÜLMALĠN KURULUġU, TEġKĠLATI VE ĠġLEYĠġĠ

1.1.4. Beytülmalin Sorumluları ve Memurları

Hz. Peygamber dönemindeki beytülmalden bahsedilince ismi en fazla geçen kiĢi Bilal-i HabeĢî'dir.268

Allah Resulü'nün bazı aynî ve nakdî harcamalarda Bilal'a emirler verdiğini görüyoruz. Bu açıdan Hz. Peygamber döneminde onun devlet hazinesi/beytülmal sorumlusu olduğunu söyleyebiliriz.269

Aynı Ģekilde Esed kabilesine mensup Mahmiye b. Cez270 ve Hz. Ömer'in ismi de beytülmal görevlisi olarak geçmektedir.271

Hz. Ebû Bekir'in halifeliği zamanında da beytülmal görevlileri bulunduğu bilinmektedir. Nitekim Hz. Ebû Bekir, Müslümanların idaresini üstlenince Ebû Ubeyde b. Cerrah, onun yanına gelir ve "mali iĢleri bana bırak." der.272 Hz. Ebû Bekir döneminde Ebû Ubeyde'nin beytülmal sorumlusu olduğunu kanıtlayacak Ģöyle bir olay daha anlatılır. Hz. Ebû Bekir halife olduğunda kendi iaĢesi için uğraĢtığı bir anda Hz. Ömer'le karĢılaĢır. Hz. Ömer: "Nereye gidiyorsun Ya Eba Bekr?" diye sorar. Hz. Ebû Bekir de: "Ailemin iaĢesini temin etmeye" diye cevap verir. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Haydi Ebû Ubeyde'nin yanına gidelim, sana maaĢ bağlasın." der.273 Bu da bize gösteriyor ki Hz. Ebû Bekir döneminde beytülmal sorumlusu Ebû Ubeyde idi. Halife b. Hayyât da, Hz. Ebû Bekir'in, Ebû Ubeyde b. Cerrah'ı önce beytülmal sorumlusu yaptığını daha sonra ise onu ġam'a komutan olarak görevlendirdiğini ifade eder.274

268 Bkz. Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, (241/855), Müsned, Thk., Ahmed Muhammed ġakir,

Dâru'l-Hadis, Kâhire, 1995. c.1, s. 332.

269

Muhammed Hamidullah, Ġslam Peygamberi, (Çev.), Mehmet Yazgan, Beyan Yayınları, Ġstanbul, 2017, s. 761.

270 Muslim b. Ebu'l Huseyn el-Haccâc el-KuĢeyrî en-Nîsâbûrî, (261/874), Sahîh'u-Muslim, Dâr'u-

Taybe, Riyad, 2006. Zekat, 51.; Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 425.

271

Detaylı bilgi için bkz. Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 370.; Kettânî, et-Teratibu'l-Ġdâriyye, c.1, s. 201.; ġibli Numani, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet Ġdaresi, s. 191.; Hamidullah, Ġslam

Peygamberi, s. 761-762.

272 Ġbnü'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târih, c. 2, s. 268.; el-Ömerî, el-Vilayetu ala'l-Buldan fi Asri'l-

Hulafâi'r-RaĢidîn, s. 440.; Ayrıca bkz. Muhammed Rıza, Ebû Bekir, s. 97.; Mevlana ġibli, Asr-ı Saadet, c. 4, s. 159.

273 Ġbn Sa'd, Kitâbü't-Tabakâti'l-Kebîr, c. 3, s. 168.

58

Öte yandan Hz. Ebû Bekir döneminde Ebû Ubeyde'den baĢka beytülmal görevlilerinin de olduğu anlaĢılmaktadır. Nitekim Ġbnü'l-Esîr'in bildirdiğine göre Hz. Ebû Bekir, devlet hazinesinin baĢına Muaykîb b. Ebî Fatıma'yı getirmiĢtir.275 Ebû Ubeyde ġam'a gittikten sonra Muaykîb bu göreve gelmiĢ olabilir.

Hz. Ebû Bekir'den sonra halife olan Hz. Ömer, birçok alanda olduğu gibi hazinenin yönetimi ve güvenliği konusunda da çok titiz davranmıĢ ve bu konu hakkında yoğun çaba harcamıĢtır.276

O, hazine yönetiminde en ufak bir düzensizliğe göz yumulduğu takdirde, bunun bir gün kontrol dıĢına çıkabilecek boyutlara ulaĢacağı gerçeğinin farkındaydı. Bu nedenle, hazinedarların geçiminde mümkün olan bütün itinayı gösteriyordu. Bunun için baĢkentte merkezî bir hazine tesis etmesi gerekiyordu. Hazinenin idaresi için de dürüst ve kabiliyetli adamlara ihtiyaç vardı. Seçtiği görevlilerin yetenekli ve dürüst olmalarını istiyordu. Bu nedenle söz konusu Ģartlara haiz olan Abdullah b. Erkam'ı hazine memurluğuna getirdi.277

Ona iĢinde yardımcı olmaları için Abdurrahman b. Karî278

ve Hz. Peygamber'in mühürdarı279 olması hasebiyle asaleti ve dürüstlüğü herkesçe malum olan Muaykîb b. Ebî Fatıma'yı yardımcı tayin etti.280

Ġbn Haldûn, hazine görevlilerinden bahsederken özellikle harac ve bazı vergilerle ilgili kayıtlardan sorumlu olan memurların, Müslümanlardan ziyade diğer millet ehli olanlar, zimmîler ve ferman sahipleri olan kiĢiler olduğunu dile getirir.281 Benzer bir görüĢ de Muhammed Hamidullah'tan gelmektedir. Hamidullah'ın

275 Belâzurî, Ensâbu'l-EĢrâf, c. 1, s. 201.; Ġbnü'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târih, c. 3, s. 268.; Kettânî, et-

Teratibu'l-Ġdâriyye, c.1, s. 171.

276

ġibli Numani, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet Ġdaresi, s. 225.

277 Halife b. Hayyât, Târîh, s. 156.

278 Bkz. Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 526.; Ebu'l-Fadl Ahmed b. Ali b. Muhammed b. Ahmed b.

Hacer elAskalani (852/1449), el-Ġsabe fi Temyizi's-Sahabe, Daru'l-Kutubi'l-Ġlmiyye, Beyrut, H. 1415, c. 5, s. 34.

279 Peygamber'in mühürdarı hakkında bkz. Ebû Dâvud, Hâtem, 3.

280 Âli Ġsa, Muaykîb'ın Hz. Ömer döneminde bizzat beytülmal sorumlusu olduğunu ifade eder. Bkz.

Abdusselam b. Muhammed Âli Ġsa, Dirâsetun Nakdiyyetün fi'l-Merviyâti'l Vâride fi

ġahsiyyeti Ömer b. Hattâb ve Siyâsetihi'l-Ġdariyye, Ġmâdetu'l-Bahsi'l-Ġlmî, Medine, 2002, s.

1035.; Ayrıca bkz. ġibli Numani, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet Ġdaresi, s. 224.; Rânâ,

Hz. Ömer Döneminde Ekonomik Yapı, s. 126.; Güzel, Hulefâ-i RâĢidin Döneminde Ġdarî Yapı, s. 179-180,200.

281

Ġbn Haldun divanların dilinin de Arapça olmayıp baĢka dillerde hizmet verdiğini ve bu durumun Abdülmelik b. Mervan dönemine kadar devam ettiğini, Abdülmelik zamanında ise divanların Arapçaya çevrildiğini söyler. Konuyla ilgili geniĢ bilgi için bkz. Abdurrahman b. Muhammed Ġbn Haldûn, (808/1406), Mukaddime, Darü'l-Fettah, ġarika, 1995, s. 342-343.

59

anlattığına göre Hz. Ömer, dönemin Suriye valisinden Medine'deki gelirlerin hesaplarını düzene sokmak amacıyla bir Rum uzman göndermesini talep eder.282

ġibli Numani de bu yerlerde eskiden beri yürürlükte olan sistem ve vergi kayıtlarının olduğu gibi korunmuĢ olduğunu, hatta lisanlarının bile değiĢtirilmediğini söyler. Ġslam'dan önce Irak ve Ġran'ın kayıtları Farsça, Suriye'nin Latince Mısır'ın Kıptice tutuluyordu ve Hz. Ömer döneminde bu uygulama devam etti. Arazi iĢlerinde çalıĢan Ġranlı, Yunan ve Kıptiler görevlerinin baĢında kaldılar.283

Nitekim Sasanilerin hâkimiyeti döneminde yerel idareciler olarak bilinen dihkânların eskiden olduğu gibi vergi toplamaya devam ettikleri anlaĢılmaktadır.284

Müslüman olmayan kiĢilerin bu görevlerinin kısa bir süre devam ettiği kanaatindeyiz. Çünkü söz konusu dönemde divan sistemi Müslümanlar tarafından bilinmiyordu. Dolayısıyla divan sisteminin, Müslüman olmayanlardan ve özellikle bu iĢi en iyi bilenlerden alınması gayet tabiiydi. Müslümanlar bu sistemi öğrendiklerinde artık yabancı memurlara ihtiyaç kalmamıĢ ve bu görev Müslümanlara verilmeye baĢlanmıĢtır. Yani yabancılardan istifade etme iĢi belli bir süreyle sınırlıdır. Müslüman olmayan kiĢilerin bilgisinden istifade etme, yadırganacak bir durum da değildir. Nitekim Hz. Peygamber, Mekke'den Medine'ye hicret ettiği sırada müĢrik olan Abdullah b. Uraykıt'ın rehberliğinden istifade etmiĢtir.285

Hz. Peygamber, yerel yönetimden bağımsız, doğrudan merkeze karĢı sorumlu zekât memurları ile valilerin gözetiminde görev yapan memurlar olmak üzere, iki çeĢit memur tayin ediyordu. Hz. Ebû Bekir de malî iĢlerden sorumlu memura "Emir'ül Harac" adını vererek, bu ayırıma kesinlik kazandırmıĢtır. Hz. Ömer'in bunu

282 Hamidullah, Cüfeyne adında bir gayrimüslimin Medine'de gençlerine okuma yazma öğrettiğini

yazar. Bkz. Muhammed Hamidullah, Ġslam'a GiriĢ, Ġbrahim Arif Koytak-Veysel Uysal (Çev.), Beyan Yayınları, Ġstanbul, 2016. s. 216, 251.; Ġlk Ġslam Devleti, Ġhsan Süreyya Sırma (Çev.), Beyan Yayınları, Ġstanbul, 2015, s. 86.; Ayrıca Hz. Ömer'in bu memurlara verdikleri hizmetler karĢılığında ücret de ödediği anlatılmaktadır. Bkz. Hamidullah, Ġslam'a Genel Bir BakıĢ, Sinan Edegil (Çev.), Beyan Yayınları, Ġstanbul, 2017, s. 82.

283 ġibli Numani, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet Ġdaresi, s. 202-203.; Mevlana ġibli, Asr-ı

Saadet, c. 4, s. 353.; Zeydan, Ġslam Uygarlıkları Tarihi, c. 1, s. 287.; Süleyman AteĢ, Hz. Ömer, Yeni Ufuk NeĢriyat, Ġstanbul, 2017, c. 2, s. 251.

284

Adnan Demircan, Ġslam Tarihinin Ġlk Döneminde Arap-Mevâli ĠliĢkisi, Beyan Yayınları, Ġstanbul, 1996, s. 112.

285 Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir'in hicret esnasında Abdullah b. Uraykıt'ın rehberliğinden istifade

60

daha da geliĢtirerek, sınırların geniĢlemesi ve iĢlerin artması sonucu her eyalet için ayrı birer vergi ve hazine memuru tayin ettiğini görüyoruz.286

Bunun bir istisnası Mısır'da karĢımıza çıkıyor. Kaynakların verdiği bilgilere göre Hz. Ömer, Mısır idaresini Arapların dört siyasi dâhisinden biri olarak kabul edilen Amr b. Âs'a vermiĢtir. Onun dıĢında orada merkezden atanan bir baĢka idareciye rastlamıyoruz. AnlaĢıldığı kadarıyla Hz. Ömer döneminde Mısır'ın mutlak hâkimi Amr b. Âs'tır. Hz. Osman döneminde ise Amr, önce mali iĢler idareciliğinden, ardından da valilik görevinden alınmıĢtır.287

Hz. Ömer döneminde, Ġslâm Devletine bağlı vilayetlerin hepsinde olmasa bile çoğunda maliyenin, mülkî idareden ayrıldığı anlaĢılmaktadır. Pek çok vilayetlerin beytülmaline, zekât, öĢür ve harac iĢlerine validen tamamen ayrı görevlilerin tayin edilmiĢ olması, bu durumu kanıtlar niteliktedir. Meselâ, Halife Ömer zamanında Basra valiliğine Ebû Musa el-EĢ'ari getirildiği halde288

aynı vilâyetin zekât ve harac müdürlüğüne MücâĢî b. Mesûd tayin edilmiĢtir. Aynı Ģekilde Hz. Ömer zamanında bir ara Ebû Musa el-EĢ'arî'nın idaresi altında olan Bahreyn'de amil olarak er-Rabî' b. Ziyâd görevlendirilmiĢtir.289

Hazinenin mükemmel Ģekilde iĢlemesini sağlamak gayesiyle Hz. Ömer'in attığı bir baĢka önemli adım, hazineyi yönetim kademelerinden ayrı tutmasıdır. Eyaletlerde hazine iĢleriyle görevli memurlar, valilerden bağımsızdı ve yetkilerini tamamen serbest bir Ģekilde kullanma hakkına sahiptiler.290

Bu memurlar, vergileri tahsil edip gerekli harcamaları yaptıktan sonra arta kalan gelirleri merkez beytülmaline göndermekle görevlendirilmiĢlerdir.291

Mesela Kûfe'de Ammar b. Yasir vali olduğu dönemde, Osman b. Huneyf gelirler amiri, Abdullah b. Mes'ud da hazine

286 Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 146.; Belâzurî, Fütûhu'l- Büldân, s. 376.; Ġbn Zenceveyh,

Kitâbu'l-Emval s. 211.; ġibli Numani, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet Ġdaresi, s. 224.;

Rânâ, Hz. Ömer Döneminde Ekonomik Yapı, s. 126.

287 Detaylı bilgi için bkz. Ġbnü'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târih, c. 2, s. 482. 288 Taberî, Târîhu'r-Rusûl ve'l-Mulûk, c. 2, s. 388.

289 el-Fakîh Ahmed b. Muhammed b. Abdi Rabbih el-Endelusî, (327/939), el-Ikdu'l-Ferîd, Dâru'l-

Kutubu'l-Ġlmiyye, Beyrut, 1983, c.1, s. 15.; Yeniçeri, Ġslam'da Devlet Bütçesi, s. 67.

290 Muhammed Süheyl TakkuĢ, Tarihu'l-Hulefai'r-RâĢidin, Dâru'n-Nefâis, Beyrut, 2003, s. 329.;

Rânâ, Hz. Ömer Döneminde Ekonomik Yapı, s. 126.

61

sorumlusuydu.292 Aslında mali iĢler Hz. Peygamber hayatta iken yönetim kadrosundan ayrı tutulmuĢtu.293

Hz. Ömer, Sevad Bölgesi'nde294 savaĢla ele geçirilen yerlerin haracını toplamak üzere Mukarrin'in iki oğlu olan Nu'man ile Süveyd'i görevlendirdi. Süveyd Fırat Nehri'nin suladığı bölgenin, Nu'man ise Dicle Nehri'nin suladığı bölgenin haracını topluyordu. Daha sonra her ikisi de istifa edince Hz. Ömer'in onların yerine Huzeyfe b. Esîd ile Müzeyneli Câbir b. Avf'ı, ondan sonra da Huzeyfe b. el-Yemân ile Osman b. Huneyf'i görevlendirmiĢtir.295

Yine Musul fethedildikten sonra buranın harac müdürlüğüne Arfece b. Herseme getirildi.296

Hz. Ömer, Ubülle'nin beytülmal ve ticaret malları vergisini toplama görevine Ebu Bekra'nın kardeĢini getirmiĢtir. Diğer taraftan yeni kurulmuĢ olan Basra vilâyetinin zekât ve harac müdürlüğüne Süleym kabilesinden MücâĢî b. Mes'ûd getirilmiĢtir 297

Hz. Ömer de Resulüllah'ın yaptığı gibi ordu içinde, ganimetleri toplayan, onları Ġslam hukukuna uygun bir Ģekilde dağıtan ve devletin hissesini merkeze getirecek olan memurlar tayin etmiĢtir. O, hicrî 21. yılda Nihâvend SavaĢı sırasında oraya, devletin kâtip ve muhasebecisi olan Sâib b. el-Akra'yı göndererek ondan Nihâvend fethedildiğinde ganimetleri taksim etmesini ve devletin hissesini de alıp

292 Ebû Yusuf, Kitabü'l-Harâc, s. 36.; Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 146.; Belâzurî, Fütûhu'l-

Büldân, s. 376.; Ebu Hâtim Muhammed b. Hibbân b. Ahmed et-Temîmî el-Büstî (354/965), es- Sîretü'n-Nebeviyye veAhbaru'l-Hulefâ, Daru Ġbn Haldûn, Ġskenderiye, Tarih yok, s. 284.; Ġbn

Zenceveyh, Kitâbü'l-Emvâl, s. 211; Kettânî, et-Teratibu'l-Ġdâriyye, c.1, s. 312.

293 ġibli Numani, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet Ġdaresi, s. 224.

294 Sevad denilmesinin sebebi, ziraatçılığa elveriĢli ve ağaçlarla kapalı arazi oluĢundandır. Bitki ve

ağacın olmadığı Arap yarımadasından çıkıp orasını çeĢitli bitki ve ağaçlarla kaplı olarak buldukları için Sevad dediler. Çünkü Araplar yeĢil ile sevadı (siyahı) bazen aynı manada, koyu yeĢil için kullanırlar. Bu sebeple yeĢil Irak'a siyah Irak denilmiĢtir. Araziye Irak denilmesinin sebebi ise dağı ve vadileri olmaksızın, dümdüz oluĢundandır. Arap dilinde Irak müsavilik, düzlük anlamına gelir. Ġbnu'l-Hâik, Ebu Muhammed Hasan b. Ahmed b. Yakub b. Yusuf b. Dâvud el-Hemedanî, (H. 334/?), Sıfatu Cezireti'l-Arab, Matbaatu Brîll, Beyrut, 1884, s. 147.; Mâverdî, el-Ahkâmü's-

Sultaniyye, s. 258-259.; Aynı Ģekilde Sevad ve Irak aynı bölgedir. Bkz. Mustafa Fayda, Hz. Ömer Hz. Ömer Zamanında Gayrimüslimler, MÜĠF. Yayınları Ġstanbul, 1989. s. 43.

295

Ebû Yusuf, Kitâbü'l-Harâc, s. 26, 36, 37-38.; Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 129.; Belâzurî,

Fütûhu'l-Büldân, s. 376, 377, 380.; Ġbnü'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târih, c. 2, s. 363.; 229.; Ġbn

Hibbân, es-Sîretü'n-Nebeviyye ve Ahbaru'l-Hulefâ, s. 284.; Sallabi, II. Halife Hz. Ömer'in

Hayatı, ġahsiyeti ve Dönemi, s. 325.; ġibli Numani, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet Ġdaresi, s. 191.; Rânâ, Hz. Ömer Döneminde Ekonomik Yapı, s. 100, 103.; Fayda, Hz. Ömer Zamanında Gayrimüslimler, s. 45.

296 Ġbnü'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târih, c. 2, s. 369. 297 Belâzurî, Fütûhu'l-Büldân, s. 541-542.

62 getirmesini istemiĢtir.298

Medâin'in fethinden sonra ganimetleri toplama görevine Amr b. el-Müzenî, dağıtma görevine ise Selman b. Rabî'a getirilmiĢtir.299

Hz. Ömer'in halifeliğinin ilk dönemlerinde ister eski Ģehirler ve isterse yeni kurulan Ģehirler olsun zekât ve harac iĢlerini yürütmek amacıyla genel olarak ayrı ayrı kiĢiler tayin edilmemiĢ ve iĢler tek elden yürütülmeye çalıĢılmıĢtır. Daha sonraki dönemlerde iĢ yükünün artması sonucu birçok kurum birbirinden ayrıldığı gibi beytülmalin kendi içinde de iĢ bölümü ortaya çıktı. Yukarda görüldüğü gibi Arfece, Musul vilâyetinin müstakil harac müdürlüğüne getirilmiĢtir. Ubülle'de harac ve öĢür daireleri birbirlerinden ayrıldığı halde her ikisinin baĢına da aynı kiĢi getirilmiĢtir. Yeni kurulmuĢ bir diğer Ģehir olan Kûfe'de de çeĢitli hizmetlerin bir elde toplandığını görmekteyiz. Abdullah b. Mes'ud, Hz. Ömer tarafından Kufe'ye hem adli iĢler hem de beytülmal görevlisi olarak tayin edilmiĢtir.300

Divanlar kurulup kabileler defterlere yazıldıktan sonra sıra atiyyelerin dağıtılmasına gelince Hz. Ömer'in burada da çeĢitli görevliler tayin ettiğini anlıyoruz. Nitekim gerek Ebû Yusuf gerekse Belâzurî'nin ifadelerinden anlaĢıldığına göre her bölge ve kabilenin maaĢlarını dağıtmak için ayrı memurlar tayin edilmiĢtir. Meselâ Ensar'ın maaĢını dağıtmak için Zeyd b. Sabit görevlendirilmiĢtir. Zeyd de maaĢları dağıtmaya ilk önce Medine'nin yukarı kesimlerinde oturanlardan baĢladı ve evi en uzak olan AbduleĢheloğullarından baĢlayarak yakına doğru geldi. Bundan sonra önce Evslilere sonra da Hazreçlilere paylarını verdi. Malik b. Neccaroğullarından olan kendi ailesi mescidin civarında olduğu için de en sona kaldı.301

Hz. Ömer'in fakirlere öncelik tanıdığı, bilinmektedir. Arap olmayan ve kölelikten azat edilmiĢ topluluklara, tamamıyla ayrı maaĢ dağıtım memurları tayin ettiği anlaĢılmaktadır.302

Aynı Ģekilde Huzâ'a kabilesinin atiyyelerini bizzat Hz. Ömer'in dağıttığı bilinmektedir.303

298

Ġbnü'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târih, c. 2, s. 418-419.; Yeniçeri, Ġslam'da Devlet Bütçesi, s. 67.

299 Taberî, Târîhu'r-Rusûl ve'l-Mulûk, c. 4, s. 20.

300 Ebû Yusuf, Kitâbü'l-Harâc, s. 36.; Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 146, 513-14.; Ünal Kılıç,

Peygamber ve Dört Halife Günlerinde ġehir Yönetimi ve Valilik, Yediveren Yayınları, Konya

2004, s. 111-112.

301 Ebû Yusuf, Kitâbü'l-Harâc, s. 44, 46.; Rânâ, Hz. Ömer Döneminde Ekonomik Yapı, s. 132. 302 Yeniçeri, Ġslam'da Devlet Bütçesi, s. 94.

63

Halife Ömer'in merkezde divanları tespit edip görevlileri tayin etmesinden sonra aynı uygulamanın taĢrada da devam ettiğini görmekteyiz. Zira Hz. Ömer, Basra'yı kurduktan sonra oranın divanını oluĢturmuĢ ve divanın baĢına da Abdullah b. Halef el-Huza'î'yi getirmiĢtir. Kufe divanından sorumlu olan kiĢi de Ebû Cubeyre b. ed-Dehhak el-Ensarî idi.304

Hz. Ömer döneminde humus gelirinin dağıtımını Hz. Ali yapıyordu. Hz. Ali'nin kendi ifadesine göre Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer döneminde de humus dağıtma görevinin kendisi yerine getirmiĢtir.305

Hz. Osman, Medine'de bulunan devlet hazinesinin baĢına Ukbe b. Âmir'i getirmiĢtir.306

Aynı Ģekilde beytülmal amilliğinde Muaykîb b. Ebî Fatıma,307 Zeyd b. Sâbit308 ve Abdullah b. Erkam'ın da ismi geçmektedir.309 Kettani, Hz. Osman'ın Abdullah b. Erkam'ı beytülmal görevlisi olarak tayin ettiği dönemlerde kendisine bir miktar ücret verdiğini ifade eder.310

Hz. Osman'ın merkezde olduğu gibi taĢrada da beytülmal amili görevlendirdiği bilinmektedir. Merkeze en fazla gelir getiren Sevad Bölgesi'nde Semmâk el-Ensarî ve Câbir el-Müzenî'yi görevlendirirken311 Basra divan ve beytülmal sorumlusu olarak Ziyad b. Ebî Süfyan tayin edilmiĢtir.312 Mısır beytülmal sorumlusu ise Abdullah b. Sa'd b. Ebî Serh'tir. Abdullah, Hz. Osman tarafından önce beytülmal görevine getirildi. Mısır valisi Amr b. Âs bu duruma itiraz edip görevinden ayrılınca Abdullah Mısır'ın valisi oldu.313

Böylece Mısır, Hz. Ömer döneminde Amr b. Âs önderliğinde tek elden yönetilirken Hz. Osman döneminde ise görev taksimatına gidilmiĢtir.

304 Halife b. Hayyât, Târîh, s. 156. 305 Ebû Yusuf, Kitâbü'l-Harâc, s. 20. 306

Ġbnü'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târih, c. 2, s. 363.

307

Ahmed Nedvi-Said Salih Ansari, Asrı Saadet, c. 2, s. 482.

308 Kettânî, et-Teratibu'l-İdâriyye, c.1, s. 154-155.

309 Halife b. Hayyât, Târîh, s. 179.; Kettânî, et-Teratibu'l-Ġdâriyye, c.1, s. 155. 310 Kettânî, et-Teratibu'l-Ġdâriyye, c.1, s. 155.

311

Ġbnü'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Târih, c. 2, s. 363.

312 Belâzurî, Fütûhu'l-Büldân, s. 498.

313 Konu hakkında detaylı bilgi için bkz. Belâzurî, Fütûhu'l-Büldân, s. 303.; Ebu'l-Fidâ, El-

64

Hz. Ali döneminde beytülmalden sorumlu olan kiĢi, Hz. Peygamber'in kölesi Ebu Râfî'dir.314 Belâzurî, Ziyad b. Ebih'in de Hz. Ali döneminde beytülmal görevlisi olduğunu söyler.315

Hz. Ali'nin taĢradaki amillerine gelince Mısır amilleri, Kays b. Sa'd b. Ubade, Malik EĢter en-Nehaî ve Muhammed b. Ebi Bekir'dir. Basra amili ise Abdullah b. Abbas'tır.316