• Sonuç bulunamadı

B. Devletin Giderleri

1.1. BEYTÜLMALĠN KURULUġU, TEġKĠLATI VE ĠġLEYĠġĠ

1.1.7. Beytülmalin Denetimi

Beytülmale ait gelirlerin adil bir Ģekilde toplanabilmesi ve aynı Ģekilde hazineden yapılan harcamaların usulüne göre yapılabilmesi için denetim mekanizmasına ihtiyaç vardı. Haksızlıkların önüne geçmek ve suiistimallere engel olmak için bunun yapılması gerekiyordu. Devlet hazinesine aktarılan mallar ile hazineden çıkan malların hangi yollarla hazineye girip çıktığı, yapılan iĢlemlerin hukuki olup olmadığını tespit etmek gerekiyordu. Beytülmalin çok yünlü denetiminin sağlanması amacıyla baĢvurulan yöntemlerden bazısı gelir ve gider

337 ġibli Numani, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet Ġdaresi, s. 314. 338 Ġbn Sa'd, Kitâbü't-Tabakâti'l-Kebîr, c. 7, s. 87.

70

kayıtlarını incelemek, kontrol amaçlı olarak halk arasında dolaĢarak mükelleflerden bilgi almak ve amillerin çalıĢma tarzlarını öğrenmek. Ayrıca birimlerde istismarın önüne geçmek amacıyla mühür ve belli iĢaretlerin kullanılması da bir denetim aracı olarak kullanılmıĢtır.339

Kamu bütçesinin denetiminin Allah Resulü döneminde baĢladığını söyleyebiliriz. Zira Hz. Peygamber, amilleri tayin ettiği zaman onlara yeterli miktarda maaĢ bağlamıĢ ve iĢlerini en iyi Ģekilde yapmaları için onarı uyarmıĢtır. Bu bağlamda gayrimeĢru bir Ģekilde mal yığanları da sert bir dille uyarmıĢtır ve: "Görev verdiğimiz bir kimse vergi olarak aldığı bir iğneyi bile bizden gizlerse o yaptığı Ģey bir hıyanet ve hırsızlıktır." demiĢtir.340

Hz. Peygamber, mali iĢler için görevlendirdiği memurlarını yalnız uyarmakla kalmamıĢ aynı zamanda onları gerekli gördüğünde denetlemiĢtir. Nitekim Ubade b. Samit'i zekât memuru olarak görevlendirdiğinde ona titiz davranması gerektiğini bildirmiĢti.341

Allah Resulü'nün beytülmalin denetimi hususunda gösterdiği hassasiyeti Hz. Ömer de göstermiĢtir. O, görevlendirdiği amillerin halka karĢı nazik olmalarını, onlara haksızlık etmemelerini ve onlara gereğinden fazla yük yüklememelerini tembihlemiĢtir. Nitekim Bahreyn'e vali olarak görevlendirdiği Ebû Hüreyre, yüklü miktarda para ile dönünce Hz. Ömer kendisine, bu malları helal kaynaklardan getirip getirmediğini, içinde yetim ve dulların mallarının bulunup bulunmadığını sormuĢ böylece bu konudaki hassasiyetini göstermiĢtir.342

Hz. Ömer, gerek mülkî ve gerekse de malî denetim iĢlerine çok önem vermiĢtir. O da valilerinin Resulüllah'ın sahabeyi uyardığı gibi bütçe gelirlerini israf

339 Yeniçeri, Ġslam'da Devlet Bütçesi, s. 410.

340 Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 358.; Yeniçeri, Ġslam'da Devlet Bütçesi, s. 403. 341

Ebû Yusuf, Kitâbü'l-Harâc, s. 81.; Aynı Ģekilde Hz. Peygamber, Ġbn Lütebiyye'yi de Beni Süleym kabilesine zekât memuru olarak tayin etti. Ġbn Lütebiyye, orada bulunan zekâtları toplayıp Medine'ye getirerek Hz. Peygambere teslim etti ve Ģöyle dedi: "Bu zekâtlar size aittir, bu da bana verilen hediyelerdir." diyerek bazı malların kendisine hediye verildiğini bildirdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber çok kızdı ve minbere çıkarak halka Ģöyle seslendi: "Benim gönderdiğim memura ne oluyor ki 'Bu sizindir, bu da bana verilmiĢ hediyedir' diyor. Acaba o, ebeveyninin evinde otursaydı, ona bu mallar hediye edilir miydi?" Bkz. Ebû Yusuf, Kitâbü'l-Harâc, s. 82.; Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 358.; Kardâvî, Ġslam Hukukunda Zekât, c. 2, s. 72.

71

etmeyip hukuka uygun bir Ģekilde harcamalarını ve kendilerinin de sade yaĢamaları hususunda uyarırdı. O, Basra valisi Ebû Musa el-EĢ'arî'yi343 ve Azerbaycan valisi Utbe b. Ferkad'in yaptıklarını onaylamamıĢ ve onları sert bir dille uyarmıĢtır.344

Aynı Ģekilde Mısır'a amil olarak görevlendirdiği Ġyad b. Ganm, halktan farklı Ģekilde giyinmiĢ ve bu durum halkın dikkatinden kaçmamıĢtır. Halk bu durumu Hz. Ömer'e bildirmiĢtir. Hz. Ömer de olayın mahiyetini öğrenmek amacıyla Muhammed b. Mesleme'yi görevlendirmiĢtir. Olayın doğruluğu tespit edildikten sonra Medine'ye çağrılan amil, halifeden azar iĢitmiĢ ve ceza almıĢtır.345

Hz. Ömer, her yıl görevlendirdiği amillerin halka ne Ģekilde davrandıklarına dair bilgi almak için amillerin görev yaptığı bölge halkından memurların görevlerini nasıl icra ettikleri hakkında bilgi almıĢtır. 346

Bununla alakalı Ebû Yusuf'un Kitâbu'l- Harâc'ında Ģöyle bir olay anlatılmıĢtır: Hz. Ömer döneminde Irak vergileri bir milyon ukıyye347

olarak toplanmıĢtır. Sonra Kufelilerden on, Basralılardan on kiĢi çağırdıktan sonra onlardan bu malların helal olup olmadığına, bir Müslüman veya zimmîden haksız bir Ģekilde alınıp alınmadığına dair bilgi almıĢ ve bu hususta Ģehadet etmelerini istemiĢtir. Aksi takdirde bu malları kabul etmeyeceğini söylemiĢtir.348

Hz. Ömer'in beytülmali denetim usullerinden bir baĢkası da tayin ettiği vali ve amillerin mal varlığını tespit etmek olmuĢtur. O, memurlarını iĢ baĢına göndermeden önce onlara bir nevi mal beyannamesini hazırlamıĢ, öyle göndermiĢtir. Görevleri bitip merkeze geldikleri zaman Hz. Ömer tekrar mallarını kontrol etmiĢ ve

343 Ġbn Abdi Rabbih, el-Ikdu'l-Ferîd, c. 1, s. 44.; ġibli Numani, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve

Devlet Ġdaresi, s. 215.; Yeniçeri, Ġslam'da Devlet Bütçesi, s. 405.

344 Muslim, Libas, 2.; Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 157.; Rânâ, Hz. Ömer Döneminde Ekonomik

Yapı, s. 44.

345 Ebû Yusuf, Kitâbü'l-Harâc, s. 116.; Ebû'l-Ferec Abdurrahman b. Ali b. Muhammed el-Cevzi,

(597/1201), el-Muntazam fi Târîhi'l-Umem ve'l-Mulûk, Dâru'l-Kutubu'l-Ġlmiyye, Beyrut, 1995, c. 4, s. 137.; Yaptığımız araĢtımalar neticesinde ġam ve Cezire fatihi olarak bilinen Ġyad b. Ganm'in Mısır'a gitmediği anlaĢılmaktadır. Hz. Ömer'in Mısır'a amil olarak gönderdiği kiĢinin aynı ismi taĢıyan amcası Ġyad b. Ganm b. Züheyr olduğu anlaĢılmaktadır. Bkz. Ebu'l-Kasım Ali b. El-Hasan b. Hibetullah b. Abdullah eĢ-ġafiî Ġbn Asâkir, (571/1175) Târîhu Medîneti DımeĢk, Daru'l-Fikr, Beyrut, 1990, c. 47, s. 283.

346 Detaylı bilgi için bkz. Ebû Yusuf, Kitâbü'l-Harâc s. 114.; Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 119.;

Mâverdî, el-Ahkâmü's-Sultaniyye, s. 275-276.

347

Eski bir ağırlık ölçüsü birimi olan ukıyye, kırk dirheme tekabül ediyordu. Bir dirhem yaklaĢık olarak 3,2 grama tekabül etmektedir. Bkz. Cengiz Kallek, "Ukıyye" Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam

Ansiklopedisi, TDV yayınları, Ġstanbul, 2012, c. 42, s. 67.

72

varsa bir fazlalık onlara el koymuĢtur.349 Bu uygulamanın görevlilerin otokontrol içinde hareket ettiğini sağlamıĢtır.

Vergi mükelleflerinin denetimi gerek zekât ve gerekse diğer vergileri ödemekle mükellef olan kiĢilerin vergilerini ödeyip ödemediklerini tespit ve takip etme iĢi devlet baĢkanlarının görevlendirdiği memurların uhdesinde olmuĢtur. Daha önce izah ettiğimiz gibi mükelleflerin vergilerini ödeyip ödemediklerini denetlemek ve aynı Ģekilde onlar için de bir delil olması amacıyla bir belge verildiği anlaĢılmaktadır. Gelir ve giderler divan defterlerine kaydedildiğinden mükellef olanların vergilerini ödeyip ödemedikleri böylece bilinmiĢ oluyordu.

Amillerin halkın içerisine karıĢarak zekât vermekle yükümlü kiĢileri tespit etmeleri gerekiyordu. Bunun için titiz davranıyorlardı. Zira amiller bu iĢi kendileri için değil, ammenin menfaati için yapıyorlardı. Aynı Ģekilde toplanan gelirlerin Kuran'da belirtildiği yerlere ulaĢtırılmaları gerekirdi. Toplumda ihtiyacı olduğu halde izzet-i nefislerinden dolayı zekât alma konusunda isteksiz davranan kiĢilerin araĢtırılıp bulunması gerekirdi. Kur'an bu durumda olan kiĢileri Ģu Ģekilde haber vermektedir: "Zekât, kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaĢmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. Ġffetlerinden dolayı (dilenmedikleri için), bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Ġnsanlardan arsızca bir Ģey istemezler. Siz hayır olarak ne verirseniz, Ģüphesiz Allah onu bilir."350

Aynı Ģekilde yüzsüzlük yapıp gelirlerden daha fazla pay almak isteyenler olursa bunların da tespit edilip ortaya çıkarılmaları gerekmektedir.351