• Sonuç bulunamadı

Beytülmal Gelir ve Giderlerinin Kaydedilmesi

B. Devletin Giderleri

1.1. BEYTÜLMALĠN KURULUġU, TEġKĠLATI VE ĠġLEYĠġĠ

1.1.5. Beytülmal Gelir ve Giderlerinin Kaydedilmesi

Malum olduğu gibi hem Müslümanlardan hem de gayrimüslimlerden tahsil edilen malların yazılmadan miktarları bilinemeyeceğinden gelir ve giderleri dengelemek de mümkün olmuyordu. Ayrıca bu malların, beytülmale aktarılırken hangi maldan ne kadar alındığı ve nereye harcanacağının açık bir Ģekilde tespit edilmiĢ olması gerekiyordu. Bundan dolayı gelir ve giderlerin bir kaydının tutulmasına ihtiyaç vardı. Gelir-gider dengesi açısından iyi bir bütçenin hazırlanması için bunu yapmak Ģarttı.317

Öte yandan karıĢıklıkların çıkmaması ve tarafların birbirlerini zan altında bırakmaması için beytülmalden yapılan harcamaların kaydının tutulması gerekiyordu. Bu durum, denetim kurumunun sistemli bir Ģekilde çalıĢması açısından da elzemdi. Bu nedenlerle her türlü iĢlemlerin yazılı belgelere dayandırılması bir zaruret olarak ortaya çıkmıĢtır. Bununla birlikte yeni bir hukuk sistemiyle ortaya çıkan Ġslâm devletinin ilk kuruluĢ yıllarında bütün hazine iĢlemlerinin yazılı belgelere dayandırıldığını söylemek imkânsızdır fakat daha sonraki dönemlerde hazine iĢlemleri tam manasıyla oturmaya baĢladı. Böylece hem hazineye gelen mallar hem de hazineden belli kiĢilere yapılan harcamalar kayıt altına alındı.318

Gelirlerin yazımına Hz. Peygamber döneminde baĢlandığı bilinmektedir. Zira Zübeyr b. Avvam ile Cüheym b. Salt gelen zekât mallarını yazıyorlardı. Aynı zamanda Muğire b. ġube ile Husayn b. Numayr borç ve muamelat ile ilgili bilgileri

314

Ġbn Zenceveyh, Kitâbu'l-Emval, s. 607.

315 Belâzurî, Ensâbu'l-EĢrâf, c. 1, s. 495.

316 Hz. Ali döneminde valilik yapanların aynı zamanda beytülmal amilliği de yaptığı anlaĢılmaktadır.

Ayrıca Malik EĢter en-Nehai, Mısır'a gönderilirken hem valilik hem de amillik görevi verilmiĢtir ancak Malik, Mısır'a varmadan vefat etmiĢtir. Bkz. Ömerî, el-Vilayetu ala'l-Buldan fi Asri'l-

Hulafâi'r-RaĢidîn, s. 444.

317 Yeniçeri, Ġslam'da Devlet Bütçesi, s. 143. 318 Yeniçeri, Ġslam'da Devlet Bütçesi, s. 142-143.

65

yazıyorlardı. Bununla birlikte bunların sistemli olmadığı anlaĢılmaktadır.319

Hz. Ömer dönemiyle birlikte gelir ve giderler, daha sistematik olarak kaydedilmeye baĢlandı ve daha sonraki dönemlerde de bu durum devam etti. Nitekim Belâzurî'nin aktardığına göre Hz. Ömer'le baĢlayan bu uygulama Emeviler ve Abbasiler döneminde daha sistemli bir Ģekilde devam etmiĢtir.320

RaĢid Halifeler Dönemi'nde beytülmale aktarılan gelirlerin neler olduğu ve hangi kalemden ne kadar vergi tahsil edildiği ile ilgili bilgiler mevcuttur. Bu gelirler, ileride ayrı baĢlıklar altında değerlendirileceğinden burada detaylarına girilmeyecektir.

Hem Hz. Peygamber hem de Hz. Ebû Bekir döneminde hazineye ait bazı malların belirli kiĢilere verilmesi esnasında kendilerine bir belge verildiği anlaĢılmaktadır. Nitekim Allah Resulü, Safvân b. Ümeyye, Ebu Süfyân b. Harb, Uyeyne b. Hıns ve Akra b. Hâbis gibi kiĢilere, kalplerini Ġslam'a ısındırmak amacıyla gelirlerden bazı paylar ayırmıĢ ve bunun için de ellerine bu durumu kanıtlamak için bir belge vermiĢti. Hz. Peygamber'in vefatından sonra söz konusu kiĢiler, Hz. Ebû Bekir'in yanına gelip durumu izah ettikten sonra ellerindeki belgeyi halifeye göstererek yardım talebinde bulunmuĢlardı. Hz. Ebû Bekir, onları beytülmal sorumlusu Hz. Ömer'e göndermiĢti. Hz. Ömer, onların elinden yazıyı alıp yırtmıĢ ve: "Allah Resulü, Ġslâm'a ısındırmak için size pay veriyordu, bugün Allah dinini yüce ve üstün kılmıĢtır." demiĢ ve kendilerine pay vermemiĢtir.321

Beytülmalden verilen malların kaydının tutulması ile ilgili uygulamanın Hz. Ömer'in halifeliği döneminde de devam ettiği anlaĢılmaktadır. Nitekim Ebu Sa'lebe el-HuĢeni, Bizans'ın elinde bulunan ve henüz fethedilmeyen bir araziyi Resulüllah'tan istemiĢ, Allah Resulü de söz konusu araziyi kendisine ikta ettiğine dair bir yazı vermiĢtir. Aynı Ģekilde Temim ed-Dari, Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber'in yanına gider, kendisine: "Suriye bölgesinde bulunan ve Temim'in memleketi olan Hz. Ġbrahim, Ġshak ve Ya'kup peygamberlerin bulunduğu arazi ile Beyt Lahim'deki araziyi bana bağıĢlar mısın?" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber

319

KalkaĢendî, Kitabu Subhu'l-A'Ģâ, c. 1, s. 91.

320 Belâzurî, Fütûhu'l-Büldân, s. 451-452.

321 Detaylı bilgi için bkz. Ebû Ubeyd, Kitâbü'l-Emvâl, s. 370.; Kettânî, et-Teratibu'l-Ġdâriyye, c.1,

66

söz konusu arazileri Temim'e verdi ve bu konuda bir not yazdırıp kendisine verdi. Daha sonra Hz. Ömer döneminde Suriye bölgesi fethedildiğinde Temim ed-Dari de Hz. Ömer'in yanına gitti ve durumu arz ettikten sonra Resulüllah'ın kendisine verdiği notu Hz. Ömer'e gösterdi. Hz. Ömer de sözü geçen araziyi Temim'e araziyi satmama koĢuluyla ikta olarak verdi.322

Hz. Ömer zamanında bu uygulamanın çok yaygın olduğu ve yazılı bir belge olmadan, kimsenin hazineden bir Ģey alamadığı anlaĢılmaktadır. Gerek Belâzurî'nin gerekse Kudâme b. Ca'fer'in anlattıklarına göre Hz. Ömer zamanında Ma'n b. Zâide isminde birisi, halifelik mührünü taklit ederek Kûfe Harac Dairesi'nden para çekmiĢ, bunu duyan halife, söz konusu kiĢiyi hapis cezasına çarptırmıĢtır.323

Halife Ömer döneminde valilik yapan Ziyâd b. Ebî Süfyân, Hz. Ömer'e, merkezden mühürsüz mektupların geldiğini ve bu durumda zor durumda kaldıklarını bildiren bir haber gönderir. Bunun üzerine Hz. Ömer bir mühür yaptırdı ve evrakları onunla mühürleyerek valilere gönderirdi.324

Hz. Ömer, kıtlık zamanında halkın daha rahat bir Ģekilde tayinat almalarını sağlamak amacıyla insanların adlarını ve ihtiyaçlarını gösteren bir liste hazırlaması için Zeyd b. Sabit'e emir verdi. KarĢılığında buğday alabilmeleri için halka Ömer'in mührünü taĢıyan karneler verilmiĢti.325