• Sonuç bulunamadı

BEYŞEHİR’E YERLEŞMELERİ VE HAYATLARI

Belgede KONYA KİTABIXVII (sayfa 115-120)

OSMANLI DÖNEMİ’NDE BEYŞEHİR MADA ADASI’NA

SETTLEMENT OF COSSACKS TO MADA ISLAND OF BEYŞEHİR LAKE IN

B. BEYŞEHİR’E YERLEŞMELERİ VE HAYATLARI

1. İskân Süreci

XIX. yüzyılın ikinci yarısında Manyas Ka-zası’nda ikamet eden Kazaklar, 1866 yılında tem-silcileri Dimitri ve Yuvan vekilliğinde İstanbul’a müracaat etmişlerdir. Müracaatlarında Manyas’ta balıkçılık ve tarım ile geçindiklerini; fakat meskûn olan diğer halk ile anlaşamadıklarını, can ve mal güvenliklerinin olmadıklarını, hayvanlarının dahi yağmalandığını ve daha fazla dayanacak güçleri kalmadığını belirterek Beyşehir’e gitmek istedik-lerini bildirmişlerdir. Ayrıca Beyşehir’e gitme ar-zularının kabul edilmesi halinde kış ayı gelmeden iskân edilmelerini istemişler, kış ayı geldiğinde çok zorlanacaklarını da belirtmişlerdir47.

Kazakların müracaatlarının Osmanlı Devleti tarafından kabul edildiği anlaşılmaktadır. Nitekim Beyşehir Gölü civarındaki Mil (Mada) Adası’na iskân edilmeleri, 1867 yılında uygun bulunmuş ve durum Konya Valiliği ve Maliye Nezareti’ne

44 Yılmaz, Muhâcir Yerleşmeleri, s. 133.

45 Manyas Gölü’nün kıyısındaki Kocagöl’de Kazaklardan miras kalan iri taneli fasulye bugün hala yetiştirilmektedir.www.bandir- mamanset.com/haber/350-yillik-bir-gelenek-kocagolun-kazak-fa-sulyesi 25498.html Erişim: 31 Aralık 2018

46 Manyas Kazakları hakkında detaylı bilgi için bkz. Somuncuoğ-lu, Don Kazakları, s. 84-90.

47 BOA. MVL. Nr.504/26, 1.Rabiu’l-ahir 1283/ 23 Ağustos 1866.

bildirilmiştir48. Kazaklar Beyşehir’e iskân edildik-lerinde evlerini ne tarafta ve nasıl inşa edecekleri hakkında bilgi almak istemişlerdir. Bununla birlik-te Manyas’ta meskûn oldukları zamandan kalan bir vergi borçları varsa, bunu ödeyerek üzerlerindeki yükümlülükten kurtulmak istemiş, bundan sonra Beyşehir’de yapacakları balıkçılıktan ve ziraattan vergi vermeye razı olduklarını beyan etmişlerdir49. 1883 tarihli Konya Vilayet Salnamesi’nde, 1866-1867 tarihinde 30-40 hane olmak üzere Kazakların Mil Adası’na, diğer adıyla Mada Adası’na iskân edildikleri bilgisine yer verilmektedir50.

2. İskân Yeri

Kazakların iskân edildikleri Mada Adası, Beyşehir Gölü’ndeki 27 adadan biridir, Beyşehir Gölü’nün kuzeybatı ucunda yer almakta olan ada-nın ismi başlangıçta “Mado” sonrasında “Made”

daha sonra “Mada” olarak söylenegelmiştir. 1866 yılında adaya 30-40 hane Rus Kazak yerleştirilme-si adanın Kazak Adası olarak da anılmasına sebep olmuştur. 1945’e kadar Konya ili Beyşehir ilçesine bağlı bulunan ada, bugün Isparta ili Şarkikaraağaç ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır ve Beyşe-hir Gölü adalarının en büyüğünü teşkil etmekte-dir51.

Kıyıya uzaklığı 800 metre olan adanın bü-yüklüğü, 8220 dekardır. En yüksek noktası, 1350 metre olan adanın 800 ila 900 dönüm arasında eki-lir arazisi olmakla birlikte, geri kalan kısmı ardıç ağacı ve çalılıklarla kaplı bulunmaktadır. Ada

sa-48 BOA. MKT. MHM. Nr. 383/37, 24 Muharrem 1284/ 28 Mayıs 1867.

49 BOA. MVL. Nr.525/137, 5 Zilkade 1283/ 11 Mart 1867.

50 Konya Vilayeti Sâl-Nâmesi 16 (H.1300/ M.1883), s.101. ; Ko-rucu Üçüncü-Muşmal, Beyşehir Gölü ve Adaları, s. 106. ; Yılmaz,

“Rus Kazakları”, s. 413.

51 İsmail Hakkı Konyalı, Abideleri ve KitabeleriyleBeyşehir Ta-rihi, Erzurum 1991, s. 391. ; Korucu Üçüncü- Muşmal, Beyşehir Gölü ve Adaları, s. 63, 64. ; Hakkı Yazıcı-Kenan Arıbaş, “Beyşehir Gölü Adalarında Nüfus Yerleşme ve Ekonomik Faaliyetler”, Coğ-rafya Dergisi, S. 10, İstanbul 2002, s. 34.

hilinin bir kısmı, kızıl kumlarla kaplı olduğu için bu adaya Kumluca adı da verilmiştir. Bir pınarın varlığının bilindiği52 Mada Adası’nın yakınlarında Kirse veya diğer adı ile Kilise Adası olarak bili-nen 10 dekarlık küçük bir ada daha bulunmakta-dır. Üzerinde bir kilise yer aldığı için Kilise Adası adıyla anılan adada günümüzde bu kilise kalıntısı ayakta bulunmaktadır53.

3.Nüfusları

Elimizdeki belge ve kaynaklarda 1866-1867 yılında Beyşehir Gölü’ndeki Mada Adası’na yer-leştirilen Rus Kazaklarının nüfusu ile ilgili bazı bil-giler bulunmaktadır. Bu bilbil-gilerden ilki 1866-1867 yılına dair olup bu tarihte Mada Adası’na yerleşti-rilen Rus Kazaklarının nüfusu 30-40 hane olarak ifade edilmektedir. Söz konusu süreçte, ailelerini getirmedikleri bilinen Kazakların başlangıçta nü-fuslarının 50-55 civarında olduğu düşünülebilir54. Yerleştirildikleri tarihten yaklaşık 16 yıl sonra yani 1882 tarihli ilk tahrire göre, Kazaklar 63 hanede 86 kişiden oluşmakta, 86 kişinin tamamının da erkek olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra zaman zaman bekâr ve çocuksuz kadınlarda, Kazak erkeklerine katılmıştır.

Beyşehir Gölü’nde balıkçılık yaparak geçimle-rini sağlamak isteyen bu insanların gayesi, başlarda Mada Adası’nda sürekli bir yerleşim yeri kurmak değildi55. Başlarda göl vergisi dışında diğer ver-gilerden muaf olan Kazakların Osmanlı tabiiyeti-ne geçmesi ile birlikte ödedikleri vergiye ilaveten 1882 tarihinden itibaren bedel-i askeri, temettü ver-gisi ve tekâlif-i emiriye gibi vergileri de vermeye

52 Somuncuoğlu, Don Kazakları, s. 93.

53 Korucu Üçüncü-Muşmal, Beyşehir Gölü ve Adaları, s. 72; Mada ve Kilise Adası’nın görünümü için Ayr. Bkz. Ekler Fotoğraf 1.

54 Konya Vilayeti Sâl-namesi 16 (H.1300/M.1883), s.101.

55 Yılmaz, “Rus Kazakları”, s. 414. ; Korucu Üçüncü-Muşmal, Beyşehir Gölü ve Adaları, s. 106.

başladıkları anlaşılmaktadır56. Yani Mada Adası’na iskân edilen Kazaklar, 1882 yılında Osmanlı va-tandaşı haline gelmişlerdir57. Kazakların Osmanlı vatandaşı olarak Mada Adası’na yerleşmelerinden sonra ailelerini ve çocuklarını da bu adaya getirdik-leri anlaşılmaktadır. Nitekim 1906 yılındaki Kon-ya Vilayet Salnamesi’ne göre Kazaklar, toplamda 206 kişiden oluşmakta, bu kişilerin 101’inin kadın, 105’inin erkek olduğu anlaşılmaktadır58.

Yerli olarak kayıt edilen ve yukarıda bahset-tiğimiz vergileri vermeye başlayan Kazakların, 1909 senesinde kaza meclisine üye oldukları ve azalık yapabilecekleri de beyan edilmiştir59. Aynı yıl, bedel-i askerî vergisinin ortadan kaldırılması ile gayr-i Müslim tebaadan da asker alınmaya baş-lamasıyla I. Dünya Savaşı esnasında askere alınan 18 yaşından büyük olan Kazakların, Kurtuluş Sa-vaşı sonrasında Mada Adası’na geri döndükleri bi-linmektedir60. Ancak bu tarihte adadaki Kazakların nüfusuyla ilgili herhangi bir bilgi elimizde bulun-mamaktadır.

4. Fiziksel Özellikleri ve Kıyafetleri

Rus Kazaklarının fiziksel özellikleriyle ilgili çok çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Ancak burada Beyşehir Gölü’nde Mada Adası’na yerleştirilen Rus Kazaklarının fiziksel özellikleriyle ilgili bil-gilere burada yer verilecektir. Mada Adası’ndaki Kazaklarla ilgili bilgiler kaynaklarda ve kaynak kişilerin anlatımlarında yer alan ifadelerden ha-reketle oluşturulmuştur. Beyşehirli ahali arasında sarı saçlı, kırmızı yüzlü ve çilli oldukları bilinen

56 BOA. DH. MUİ. Nr. 27-2/27, 24 Rabiu’l-ahir 1328 /5 Nisan 1910. ; Yılmaz, “Rus Kazakları”, s. 414. ; Korucu Üçüncü-Muş-mal, Beyşehir Gölü ve Adaları, s. 106.

57 BOA. DH. MUİ. Nr. 27-2/27, 24 Rabiu’l-ahir 1328 /5 Nisan 1910.

58 Yılmaz, Muhâcir Yerleşmeleri, s. 135.

59 BOA. DH. MUİ. Nr. 27-2/27, 24 Rabiu’l-ahir 1328 /5 Nisan 1910.

60 Yılmaz, “Rus Kazakları”, s. 415.

Rus Kazakları, aynı zamanda oldukça uzun boylu ve kalıplı insanlardı. Erkekleri çok yakışıklı olma-makla birlikte heybetli oldukları için dikkat çek-mekteydiler. Bunun yanı sıra erkeklerin en bilinen özelliği uzun sakallara sahip olmalarıydı. Kadınla-rı Türk komşulaKadınla-rına oranla daha alımlı ve fiziksel açıdan daha güzeldi. Bu durumun, Kazak kadınla-rının ev işlerinde kendilerini çok yıpratmamaların-dan kaynaklandığı düşünülmektedir.61

Elbiselerini kendi diken Kazak kadınları, renkli kıyafetleri çok sevdikleri için renk renk elbiseler giymişlerdir. Genelde kırmızı, yeşil ve sarının hâkim olduğu elbiseleri tercih etmelerine rağmen, geleneklerine bağlı olmaları sebebiyle kı-yafetlerinde, hafta içlerinde mavi tonlarını tercih ederken; bayram günlerinde ise kırmızı renkleri yoğun olarak kullanmışlardır. Ayrıca örgü giysileri sıklıkla kullanmalarından dolayı, Kazaklar arasın-da elişi örgü gelişmiştir. Erkekler Kazak gömleği olarak adlandırılan yandan ilikli ve belden kuşaklı gömlekler ile pantolon giyerler ve fötr şapka takar-lardı62.

5. İnanışları ve İbadetleri

Hristiyanlığın Ortodoks mezhebine mensup olan Kazaklar, dinlerine oldukça bağlıydılar. Bu se-beple çocuklarının hem tahsiline, hem de dinî eği-timlerine önem vermişlerdir. Hafta sonları düzenli olarak kiliseye giderek ibadetlerini yerine getirir-lerdi. Hatta kilise ziyaretlerini aksatan kişiler ceza-landırılır, bununla birlikte kendi tarikatları dışından birinin kiliselerine girmesine müsaade edilmezdi.

Kiliseye giderken yeni ve temiz kıyafetler

giyme-61 Hüseyin Muşmal tarafından 18.7.2013 tarihinde Mustafa Bur-çak (1926) ; 17.7.2013 tarihinde Ayet Aydın (1935) ; 21.7.2013 tarihinde Mustafa Beştoy (1938) ; 22.7.2013 tarihinde Mehmet Sağlam ( Moruk Mehmed) (?) ile yapılan mülakat; Hans-Herman Grafvon Schweinitz, in Kleinasien, Ein Reitusflugdurchdas Innere Kleinasiens im Jahre 1905, DietchReimer, Berlin 1906, s. 34.

62 Somuncuoğlu, Don Kazakları, s. 86,187. ; Hans-Herman Graf-von Schweinitz, in Kleinasien, s. 34. ; Hüseyin Muşmal tarafından 17.7.2013 tarihinde Ayet Aydın (1935) ile yapılan mülakat.

ye özen gösterirlerdi. Buna ilaveten pazar günleri, mezarlık ziyaretinde de bulunur, akşam saatlerine kadar süren ayinlerinden sonra aileleri ile vakit ge-çirirlerdi63. Beyşehirli kaynak kişilerden Mehmet Sağlam bu konuda şunu anlatır. Kazaklar koyu Hristiyan’dılar. Bir gün bir tartışma sohbet sırasın-da şahadet getirin diye takılanlar olmuştu. Bir tanesi

“La ilaha illallah” dedi gerisini bitirmedi. Allah’a inanıyorlardı. Ama peygamberleri farklıydı64.

Kazaklar yılbaşlarını, dini inanışlarının ge-rektirdiği gibi kutlar; ayrıca Paskalya Bayramı ya-parlardı. Yaklaşık 20 gün süren bu bayramlarında;

yağ, yoğurt, süt, et ve et suyu gibi gıdaları yeme-yerek perhiz uygularlardı. Bu bayramlarda hem mavi, sarı ve kırmızı renkte boyadıkları yumurtala-rı, hemde yaptıkları tatlı ekmeleri Türk komşuları da dâhil olmak üzere birbirlerine dağıtırlardı. 1905 yılında Mada Adası’ndaki Kazakları ziyaret eden Alman seyyah Hans Hermann Schweinitz, Kazak-ların kendilerine ekmek ve yumurta ikram ettiği-ni ifade eder. Nitekim Beyşehirli Sabit Kasaboğ-lu’nun anlatımından 1952’lerde aynı âdeti devam ettirdikleri anlaşılmaktadır65.

6. Hayat Tarzları

Ana dilleri Rusça olan Kazaklar Türkçe de bilirlerdi. Türk komşularıyla sürekli iletişim ha-lindeydiler. Bazen onlardan aldıkları tarlaları ekip, hasadı ortak pay ederlerdi. Bu etkileşimlerinde ve alışverişlerinde insanlara güven verir, hile yap-mazlardı. Günlük yaşantılarında ise dış görünüşe ve eğlencelerine düşkünlerdi. Bu yüzden temiz ve güzel elbiseler giymeye özen gösterirlerdi. Fakat

63 Somuncuoğlu, Don Kazakları, s. 187, 191. ;Hans-Herman Graf-von Schweinitz, in Kleinasien, s. 36

64 Hüseyin Muşmal tarafından 22.7.2013 tarihinde Mehmet Sağ-lam (?) ile yapılan mülakat.

65 Somuncuoğlu, Don Kazakları, s.192; Hüseyin Muşmal tarafın-dan 22.07.2013 tarihinde Sabit Kasaboğlu (1944); 18.07.2013 ta-rihinde Mehmet Sağlam (Moruk Mehmed) (?) ile yapılan mülakat;

Hans-Herman Graf von Schweinitz, in Kleinasien, s. 35.

sadece kendi dış görünüşlerine değil, aynı zaman-da evlerinin görünüşüne de önem verdiklerinden dolayı evlerini çiçeklerle süslerlerdi. Üç beş Kazak dahi bir araya gelse, hemen eğlenmeye ve türkü söylemeye başlardı66.

1905 yılında Mada Adası’nı ziyaret eden Schweinitz, Rus Kazaklarının Türk komşularıy-la uyum içerisinde yaşadığını, vergilerini düzenli ödediklerini, Ortaçağ döneminden kalma eserlerin bulunduğunu ayrıca adada çayırlık alanda at, sığır, koyun ve keçilerin düzen içerisinde olduğu ve ora-da bulunan evlerinde bu düzenin bir parçasını oluş-turduğundan bahsetmiştir67.

7. Geçim Kaynakları -Balıkçılık

En büyük geçim kaynağı balıkçılık olan Ka-zakların 1866 yılında Beyşehir’e geldiklerinde senelik olarak 4,350 kuruşa gölü kiraladıkları bi-linmektedir68. Beyşehir Çayı’ndaki dalga ve akın-tının sertliği, dereden göle doğru daha fazla balık akışını sağladığı için Kazaklara büyük olanak sun-muştur. Uzunluğu 20 metreyi bulan ve 8-10 ton civarında yük taşıyabilen karakayıklar üzerinde69 ığrıp ve trol adını verdikleri ağlar ile balık tutan Kazaklar, bu ağları kendileri örmüşlerdir. Bu işi o kadar ilerletmişler ki, ağları örerken bir makine gibi çalışırlardı70.

66 Hans-Herman Grafvon Schweinitz, in Kleinasien, s. 34; Somun-cuoğlu, Don Kazakları, s. 190- 191; Hüseyin Muşmal tarafından 22.7.2013 tarihinde Sabit Kasaboğlu (1944) ile yapılan mülakat.

67 Hans-Herman Graf von Schweinitz, in Kleinasien, s. 34-36.

68 Yılmaz, Muhâcir Yerleşmeleri, s. 134; Korucu Üçüncü-Muş-mal, Beyşehir Gölü ve Adaları, s. 128.

69 Karakayık üzerinde balık tutan Rus Kazakları için Bkz. Ekler Fotoğraf 3.

70 Yılmaz, Muhâcir Yerleşmeleri, s. 134; Hüseyin Muşmal, XIX.

Yüzyılın İlk Yarısında Beyşehir ve Çevresinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı (1790- 1864), SÜSBE Yayınlanmamış Doktora Tezi, Kon-ya 2005, s. 301; Hüseyin Muşmal tarafından 18.7.2013 tarihinde Mustafa Burçak (1926) ; 20.7.2013 tarihinde Kazım Doğu (1927) ; 16.7.2013 tarihinde Naci Demirat(1929); 20.7.2013 tarihinde Tahir Söyleyici (1950) ile yapılan mülakat.

Kazaklar balıkları avlayıp satar veyahut gölü kiralayanlar için bu işi yaparlardı. Balıklar tuzlan-ma, kurutultuzlan-ma, çuvallanma ya da fıçılanma işlem-lerinden geçtikten sonra at arabasıyla Konya Vi-layeti’ne nakledilirdi. Balıkları satabilecekleri bir pazar olmaması sebebiyle sadece Niğde ve Aksa-ray gibi yakın civarlara balıkları pazarlamışlardır.

Taze balıkları ise Sillelilere satmışlardır. Kazaklar çok miktarda balık yakalamalarına rağmen, ba-lıkçılıktan fazla gelir elde edememişlerdir. Hans Herman Schweinitz, ziyareti esnasında Kazakların dört kayık dolusu balık getirdiğine şahit olduğunu ve çok balık tutmalarının da balıkları ve kazanç-larını değersizleştirdiğini belirtmiştir. Salamura usulünü iyi bilen Kazaklar, kış aylarında yaptıkları balıkçılığı, yaz aylarında da devam ettirmişlerdir.

Hatta bu usulle hazırladıkları balıkları İstanbul’a satarak bir nebze gelir sağlamışlardır. 1960 son-rasında Kazakların, Türkiye’den ayrılmasıyla bir-likte Akşehir ve Eğirdir balıkçılığı büyük kayıp yaşamıştır71. Benzer şekilde Beyşehir Gölü’nde balıkçılığın gelişmesinde çok katkı sağladıkları ve onların ayrılmaları ile birlikte balıkçılığın bir süre kayıp yaşadığı söylenebilir.

Mada Adası’ndaki Kazaklar Balıkçılığın yanı sıra tarım ve hayvancılık ile ilgilenmişlerdir. Er-kekler balıkçılık ile ilgilendiğinden ziraatla ka-dınlar yakından ilgilenmişlerdir. Buğday ve arpa Kazakların yetiştirdiği bilinen tarım ürünleri ara-sındadır. Ayrıca domuz, inek, keçi, koyun gibi hayvanların yetiştiriciliğini yapmışlardır72. 1905’te Schweinitz, Mada adasını ziyaret ettiğinde burada domuzları gördüğünü ve bu domuzlarında

Türki-71 Hans-Herman Grafvon Schweinitz, in Kleinasien, s. 35; So-muncuoğlu, Don Kazakları, s. 94; Muşmal, Beyşehir ve Çevresinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, s. 95. ; Hüseyin Muşmal tarafından 18.7.2013 tarihinde Mustafa Burçak (1926); 16.7.2013 tarihinde Naci Demirat (1929); 20.7.2013 tarihinde Tahir Söyleyici (1950) ile yapılan mülakat; Yeni Konya, 19 Eylül 1962, s. 1.

72 Hans-Herman Grafvon Schweinitz, in Kleinasien,s. 34; Somun-cuoğlu, Don Kazakları, s.187, 191.

ye’yi seyahati esnasında gördüğü tek domuzlar ol-duğunu ifade etmiştir73.

8. Evleri

Kazakların ikamet ettikleri evlerle ilgili bil-gilerimiz sınırlıdır. Bu konudaki bilgilere göre Mada Adası’nda Rus Kazaklarının tek katlı olarak inşa edilen evlerinin mimarisi birbirine benzemek-te olup, içerisi ve dışarısı oldukça benzemek-temiz, akça ve pakçaydı. Kerpiçten yapılan bu evlerde biri yazlık, diğeri ise kışlık olarak adlandırılan iki oda bulun-maktaydı. Bu odalar arasında bir geçiş olup; yaz-lık oda aynı zamanda bir avluya açılmaktaydı. Ma-da’daki evlerinde, kışlık odalarında iki adet küçük pencere ve ısınma ihtiyaçlarını giderecekleri bir ocak vardı. Yazlık odalarında ise hiç pencere yok-tu. Evlerinin duvarları ise kutsal resimler ve birçok hatıra ile dolu bulunmaktaydı74.

Schweinitz, 1905’te adayı ziyaret ettiğinde Kazakların evlerine konuk olduğunu, evlerin yaz-lık odalarında birçok sandık, evin duvarlarında sayısız kutsal resim ve neredeyse boş yer kalmaya-cak kadar hatıra eşya olduğunu belirtmiştir75.

9.Yemekleri ve İçkileri

Kaynak kişilerin anlatımına göre, balıkçılık ile yoğun bir şekilde uğraşan Kazakların en çok bilinen yemeği balık çorbasıydı. Parça parça doğ-radıkları balıkları su dolu tenekeye doldururlar, güzelce kaynatıp haşladıktan sonra suyunu ayırır-lardı. Daha sonra balıkları atarlar, sadece suyunu içerlerdi. Bunun yanı sıra ıstakoz ve havyarda, en fazla tükettikleri gıdalar arasındaydı. Istakozu suda kaynatıp, yerlerdi. Ayrıca Kazakların turşuyu çok sevdikleri de bilinmektedir76. Kaynak kişilerden

73 Hans-Herman Grafvon Schweinitz, in Kleinasien, s. 34.

74 Somuncuoğlu, Don Kazakları, s. 85. ; Hans-Herman Grafvon Schweinitz, in Kleinasien,s. 34.

75 Hans-Herman Grafvon Schweinitz, in Kleinasien, s. 35.

76 Hüseyin Muşmal tarafından 18.7.2013 tarihinde Mustafa Bur-çak (1926) ; 20.7.2013 tarihinde Kazım Doğu (1927); 17.7.2013

Mimar Sabit Kasaboğlu, çocukken annesinin yap-tığı turşulardan Kazaklara götürdüğünü, onlarında karşılığında havyar verdiğini anlatmıştır77.

Rus Kazaklarının sigara alışkanlıkları yoktu ve evlerinde dahi sigara içilmesine müsaade et-mezlerdi. Fakat şarap ve ispirto içtikleri, özellikle Rus Kazaklarının, Beyşehir Gölü’nde kışın balık-çılık yaparken kayık üzerinde üşümemek için is-pirto tükettikleri bilinmektedir78.

C. KAZAKLARIN BEYŞEHİRDEN

Belgede KONYA KİTABIXVII (sayfa 115-120)